son haberler

Korkmaz, 6 Mayıs Radyo Gününü Kutladı

Yayınlanma Tarihi: 6 Mayıs 2016 okunma

Korkmaz, 6 Mayıs Radyo Gününü Kutladı
Gündem
0

Ünye Radyo Yayıncıları Derneği Başkanı Hakan Korkmaz, Türkiye’de ilk radyo yayının 84 yıl önce 6 Mayıs 1927 yılında başladığını belirterek, Radyo Gününü Kutladı.

Türkiye’de radyo yayıncılığına bundan tam 84 yıl önce, 6 Mayıs 1927’de merhaba dediğini belirten Ünye Radyo Yayıncıları Derneği Başkanı Hakan Korkmaz, “6 Mayıs 1927’de İstanbul’daki Sirkeci Büyük Postane’den Eşref Şefik Bey’in “Alo alo, muhterem samiin. Burası İstanbul telsiz telefonu” sözleriyle Türkiye’de yayınına başlayan radyo, hızla hayatımıza girdi. Çocukken çoğumuz içinde küçük insanlar olduğunu düşünürdük. Görmek için deliklerinden içeri bakar, hatta kim bilir kaç kez arkasını açıp içine bakmışlığımız, orasına burasına tornavida sokarak koca radyoları heba ettiğimiz anlar vardır. Lambalı radyolar devrinde garip lambaları bu küçük insanların evleri sanırdık.

Kıraathanelerde ya da radyosu olan komşularda dinlenirdi radyolar, program bitmeden kimse yerinden kıpırdamazdı. Fakat radyonun önemi en çok da 2. Dünya Savaşı’nda anlaşıldı. Gelişmeleri sıcağı sıcağına aktaran haber bültenleri soluksuz dinleniyordu.

Almanya’dan gelen gurbetçilerin ellerinde saplı, renkli, seyyar ve pilli dünya radyoları ile bangır bangır türküleri ile gezerlerdi ilçe köy ve kasabalarında. Ne günlerdi.

Yıllar içinde radyolar evlerin başköşesinde yerini aldı. Üzerleri en güzel danteller le örtülürdü. Akşam bütün ev halkı büyük bir keyif ile radyonun başına oturur kulaklarını dayar ajansları, arkası yarınları, radyo tiyatrolarını can kulağıyla dinlerdi., Radyo herkese hitap ediyordu;

Ülkeler radyonun önemini anladıklarından propaganda aracı olarak kullanırlardı ve çok farklı dillerden yayıp yaparlardı. Bozuk aksanlarıyla, Almanya’nın  sesi, Sofya, Bükreş, Atina  ve Kahire radyoları revaçta idi. Hele arabeskin yasaklandığı dönemde, bangır bangır arabesk çalan Kahire Radyosu, devletin aynı frekanstan yaptığı tüm engellemelerine rağmen en çok dinlenilen radyo olmuştu.

Kaç sanatçı geldi geçti mikrofonlardan. “Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Safiye Ayla, Münir Nurettin, Ziya Taşkent, Alâeddin Yavaşça ve daha nice sanatçı İstanbul Radyoevi’nden evlere konuk olurdu. Radyoların altın çağı 60’lı yıllardı. Futbolseverler için naklen ama kesintili ve dönüşümlü maç anlatımları, radyo tiyatrosu, çocuklar için masallar, daha sonra 24 saat kesintisiz yayına geçildi. Atatürk’ün naaş nakli, 1960 Darbesi, 12 Mart Muhtırası, Deniz Gezmiş’lerin idamı, Kıbrıs Barış Harekâtı, gibi Türkiye’ye damgasını vuran olayları radyodan takip ettik”.

Hatta Resmi bayram törenlerini naklen verirlerdi. Bir de Kan anonsları vardı, hatırlarsınız:  “Dikkat kan aranıyor. Kanı değiştirilecek bir hasta için 0 grubu grubu RH pozitif kana ihtiyaç vardır. Kan verecek vatandaşların Numune hastanesine başvurması rica olunur” Kaç kişinin hayatı kurtuldu kim bilir. Bizler, Zeki Müren’ in sohbetleri, harika radyo tiyatroları ile büyüyen şanslı bir kuşağız.

Ve Şimdi 1000’e yakın özel radyo ile, ülke genelinde yayındayız. Yerel Bölgesel ve Ulusal radyolar olarak sizlerin yanında olmak. Evinde, işinde, arabasında bulunmak, akıllı telefonlarla dinlenmek mutluluğunu yaşıyor ve Ünye’de yayın yapan radyolar olarak 6 Mayıs Radyo Gününü en içten duygularla kutluyoruz” dedi.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.