AB Yolunda Türkiye -32

Yazı Dizisi Aynur52tan52@hotmail.com

AB YOLUNDA ÜNYE’DE YANLIŞLARLA YAŞAMAK-2
Peki ya bu kentin bugüne kadar kaçak katlar, yol ihlali, yeşil alan, kıyı ihlali, çatısız-boyasız bina bir yana gönlünüze göre çıkmalarla çarpık kentleşme görüntüsüne katkınız var mı yok mu?

Hava, deniz, su kirliliğine, hayvanların başı boş dolaşmasına, insanların her yerde gereğinden fazla yüksek sesle konuşmasıyla oluşan, düğün-dernek, siyasi parti, asker ve hacı uğurlama kornalarıyla oluşan, korna, davul-zurna, bağırıp çağırma, yüksek sesli ve gece yarısını geçen müzik, anonslar, konvoylarla, yüksek sesli satıcılarla bu kentin “gürültülü bir cehennemi” andırmasına özellikle Hanboğazının katkınız var mı yok mu?

“Yok hiçbir katkım yok” diyorsanız ne mutlu size. Ama yine yeterince samimi olduğunuz söylenemez ki; bu gürültüleri, olumsuzlukları “minicik katkıları ile oluşturanları” medenice ikaz edebildiniz mi?

Açık ve samimi olun çok söylendiniz, homurdandınız ama açıkça söylemediniz, kişilerin yüzüne “ben kötü olmayayım” dediniz.

Yanlışları benimseyip büyüttünüz işte BENDE BENDE.

Ab ülkelerinde insanlar bu konularda son derece açık sözlü işte.

Hatta İsviçre’de “HERKES POLİS.” Kurallar çiğneniyor mu diye polisin kontrolüne gerek yok. Herkes birbirini kontrol ediyor, herkes çekinmeden ikaz ediyor.

Herkes “banane” demiyor. Banane dedikten sonra da olup biten hakkında şikayet etmiyor.

Herkes kurallara uymak yönünde çok dikkatli. Çünkü cezalar çok ağır ve mutlaka uygulanıyor.

Ancak her şey ceza değil. Yani cezalandırmak için değil, cezalar caydırıcılık için.

Aynur Zeren Tan