son haberler

Akkuş Pazarının Hissettirdikleri

Yayınlanma Tarihi: 28 Mart 2015 okunma

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

Bazen sadece bakarsın, etrafını izlersin ama müdahale edemezsin…
Dalarsın, düşünürsün sadece. Korkarak, kendinden geçerek belki de tüm benliğinle… Yazmaya çalışır kimileri de, içinde birikenleri paylaşmaya çalışır… Kalemimle benim yaptığım gibi. Yorgun satırlarda koşuşturan mürekkep damlaları düşüncelerimi yoruyordu. Zorluyordu, sanki kendinden geçiyordu. Devam etmeliyim, durmayacağım, daha etkileyici gitmeliyim der gibiydi…

Evet, ne yazmalıyım diye düşünürken, yaşadığım yerdeki şirin ilçenin pazarı ve pazarcıları geldi aklıma… Şimdi bu da nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim. Sabredin bakalım biraz. Yazdıklarımı okuduğunuz zaman da bunu diyecek misiniz acaba? Cumartesi günleri sabahın erken saatlerinde, bu küçük ilçenin cadde ve sokaklarını dolduran insanların sesleriyle güne merhaba dersiniz…

Güneşli bir cumartesi sabahına uyanmıştı şehir… Pazardan ve pazarcıdan gözlere ve hafızalara yansıyanları yazmak isteyince kalemim bana eşlik etti, ben de ona…

Şehri kuşatan dağların görüntüsü de duygu deryamızda hızla yol almamızı sağlıyordu. Güneşin karla olan buluşmasından ortaya his dünyamıza etki edecek manzaralar çıkmıştı. Tüm bunların birlikteliğiyle beraber kompozisyon (şehrin bütünleşmesi) tamamlanıyordu.
Kendimi usulca evden dışarı attım, bizim çocuklar hala tatlı uykularındayken onları rahatsız etmeden ve nereye gideceğimi bilmeden evden çıktım. Aslında güneşin ısısını hissetmek yetiyordu bana. Derken içimdeki ses sanki bir şeyler eksik diyordu. Nereye gittiğimin de bir önemi yoktu. Eksikliği fark edişim çok kısa sürmüştü. Çay içmeliyim dedim, hemen çay içmeliyim, fırından yeni çıkmış simit eşliğinde… Kıskanmıştık bu ikiliyi kalemimle ben… Çayı çok sever insanoğlu. Herkesin içeceğidir o çünkü, zenginin de fakirin de içeceğini içmeliydim. İki kesim için ortak olan şuydu; çayın etrafında dönen muhabbetler… Muhabbet miydi çayı güzel yapan yoksa çay mıydı muhabbeti koyulaştıran doğrusu karar veremedim. Sahi siz ne dersinin bu durum için? Karar veremediniz mi? Yoksa hiç düşünmediniz mi…
Çay biraz duygu deryamda dalgalanma yaptı sanki… Çayımın son yudumunu içtikten sonra pazarcıların yoğun olduğu yere gittim. Ne güzel eskiden olan ve şimdi de devam edenler. Eskiyi yaşamak ne güzel… Ne hoş bir duygu. Kimileri ihtiyaçlarını giderir para harcar kimileri de ürünlerini satar. Evet alıcının da pazarcının da ortak bir noktası var aslında, paylaşmak… Aynı yerde bulunmak, görmek, hissetmek ve en önemlisi paylaşmak. Düşüncelerini, duygularını, cümlelerini, sözcüklerini paylaşmak. En güzel duyguyu yaşıyorlar farkında olmadan… Sen ne güzel bir kelimesin, ne güzel bir ifadesin…
Ki benim de yaptığım şey şu anda paylaşmak. Yazdıklarımı, duygularımı, düşüncelerimi… Paylaşmayı bilenlerin yaşadıklarını yazmak ne de güzel. Farkına varın paylaşmanın ey insanlar!

Aslında bu yazıda paylaşmak istediğim asıl şeyin olduğu yere doğru geliyordum. Tenha yerlere bakınırım pazar gezmelerinde, topluluğun içine çıkmayan, bir köşede kendi halinde kalmak isteyen insanlara… Onları bulmaya çalışmamdır aslında bu yazının en önemli duygusu… Sessizce beklerler birilerinin gelmesini. Ne kadar sabırlılar değil mi? Bir defa bile ses çıkarmadan beklerler. Birilerinin onları görmesini ve onlarla bir şeyler paylaşmalarını…

Bir zaman sonra fotoğraf karelerine almak istediğim anlar olur ki o cesareti bir türlü kendimde bulamam… Yürek ister, kolayına kaçmaktır diye düşünürüm ama ben onlarla duygularımı paylaşmak isterdim düşünceleri beynimde birbiriyle mücadele eder durur hep… Soğukta, saatlerce duracakları o soğukta bir ateş yakarlar ve onun etrafında ısınmaya çalışırlar… Bu durumu fotoğraf karesinde ölümsüzleştirmek isterdim doğrusu. İsterdim ama onlarla sohbet etmeden bunu yapmamalıydım. Yanlarına gidip konuşma cesaretini de gösteremedim kendimde şimdilik. Bakalım ilerleyen zamanda ne olacak?

O gözler yürekleri gösterir. Yüreklere dokunur o gözler. Zor şartların vermiş olduğu gururla etraflarına belli etmezler, bizler ise o insanların yüreklerine dokunmalıyız. Muhabbetle, paylaşarak dokunmalıyız… Dokunabilirsek yüreklerine duygularını paylaşmış olacağız. Paylaştığımız zaman da onlar kendi içlerinde mutluluğu sonuna kadar yaşayacaklar.

Bir dahaki pazar gezimde bakalım neler çıkacak karşıma… Bakalım fotoğraf karesi olacak mı elimde? Sizler de o yüreklere dokunmayı unutmayın… Yüreğine dokunulacak insanlar durumunda, bizler de olabilirdik oralarda…

Haa, bu arada onları yazabilme cesaretini gösterebildim. Akkuş pazarının hissettirdiklerini…

                                                                                                                                Fatih GÜLŞEN

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Nerde O Eski Dünler

31 Ağustos 2023 okunma
Kızlar erkekler zayıflar şişmanlar zenginler fakirler dostlar akrabalar dinli dinsiz yeni doğan ya da ölümüne az kalan bizler ne yapıyoruz? Son birkaç senede, kızlar firikik ustası oldu beğeni yapana özel şovlar yapıldı ve artık mahremiyet meşrulaştı ya da... Devamını Oku

ÜNYE-AKKUŞ-NİKSAR KARAYOLU

26 Ekim 2021 okunma
    Yollar bir memleketin can damarlarıdır. Hasretlikleri bitiren, kültürleri harmanlaştıran, ekonomimizi canlandıran birlik ve beraberliğimizi sağlayan yollarımızdır. Ünye- Akkuş- Niksar yolunu kullananlar nostaljiyi, heyecanı birlikte yaşarlar. Yıllara... Devamını Oku

  NASIRLI ELLER

21 Ekim 2021 okunma
           Süleyman Erkan      Türkiye’nin güzel bölgelerinden Karadeniz’i gezip görenlerin hafızalarında mutlaka iz bırakmıştır. Karadeniz’in girintili çıkıntılı kenarları, geceleri gelinlik kızın boynuna takılı beşi birlik gibi parlar... Devamını Oku

Geçmişten Günümüze

16 Ekim 2021 okunma
Süleyman Erkan     Yaşam var oldukça hırslar, öfkeler, kinler, var olacaktır. Bu savaşı tetikleyen en önemli unsur beğenilmek, üstün olmak, başkalarından daha fazla mala mülke sahip olmaktır. Söz sahibi olmanın malla, mülkle, parayla olunamayacağını... Devamını Oku

İnsan

13 Ekim 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Temel içgüdü ve duygularla hareket eden, yeteri kadarını alan, psikolojik ve sosyolojik açıdan baskı uygulamayan, vicdansız ve çıkarcı yaklaşmayan, kötü gözle bakmayan, çalmayan, savaşmayan,... Devamını Oku

Zaman

7 Ekim 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Neydi zaman? Doğduğum an ile öldüğüm an arasındaki yaşantım mı? Unutmak için verilen bir ilaç mı? Suratımı kırıştıran ya da saç rengimi benden alan… Neydi zaman! Babam öldüğünde... Devamını Oku

İhtiyaç Meselesi

27 Eylül 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Çok çeşitli ihtiyaçlarımız var. Hatta bazen neye ihtiyacımız var diye market ve mağazaları gezmeye başlayanlar bile var. Babaannem lüzumsuz bir şey almamamı çok söylerdi işte onlarda top balon... Devamını Oku

F-N-D-K-Ç  Ş-H-P

10 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Türkçe’de bir sözcük f,s,t,k,ç,ş,h,p harflerinden biriyle bitiyorsa ve ek kelimenin baş harfi d,c harfi ile başlıyorsa! Ortalık bir anda sertleşir. d=t olur t=ç olur sıkı durun bu matematiği... Devamını Oku

İş-Sizsiniz

6 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞAAT TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com Neden işsiz kaldığımızı bulalım. İşsizlik yaşınız en az 24! Bunu biliyor musunuz? Temel eğitim 1 yıl, ilk eğitim 4 yıl, Orta eğitim 4 yıl, lise eğitimi 4 yıl, hazırlık 1 yıl, üniversite... Devamını Oku

Alçak Alçak Dere Yataklarına Ev Kurmasınlar

19 Ağustos 2021 okunma
  Tolga Özsoy İnşaat Teknikeri tolgahanozsoy.52@gmail.com     Hepimizin malumu olduğu Candan ERÇETİN’in “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” şarkısı; doğaya, doğanın tabiatına karşı gelmekten ve gelin kızlarımızı ağlatmaktan başka bir... Devamını Oku