son haberler

Arka Sıranın Önündekiler

Yayınlanma Tarihi: 20 Kasım 2015 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Televizyonlarda bölümler halinde oynatılan ve bu yüzden ‘dizi’ diye adlandırılan programlar vakit geçirmekten çok, fazla şeye yaraması da gerekmektedir. Ama gelin görün ki bu diziler ev hanımlarının vakit geçirme, gençlerinde model almalarından öteye gidememektedir.
İşin garibi bu dizilerin sonucunun önceden bilinmesi. Suçlu ile suçsuz mücadelesinde suçlu olanlar haklı, yaşlı-genç tartışmasının galibi kesinlikle gençler, kadın- erkek arasındaki her anlaşmazlıkta mutlaka kadın tarafı haklı olmaktadır.
Hani istisnası olsa insan inanır. Ama hiç mi hiç bunun dışına çıkılmıyor.
Tamı tamına bir yönlendirme yapılmaktadır. Bunun topluma nasıl bir katkısı olacak bilinmez. ‘Ne olacak dizi işte’ denilip geçiştirilemez. Çünkü birçok kişi bunları örnek almaktadır. Mafya dizileri, töre dizileri, polisiye dizileri hiç mi hiç aslına benzemiyor. Hele cinli perili diziler tam bir ne derseniz deyin artık.
Asıl mesele eğitimle ilgili diziler. Bunlardan bazıları özel okullarda okuyan öğrencileri bazıları ise devlet okullarında ki eğitim ve öğretimi ile öğrenci veli münasebetleri konu edinmiştir.
Öncelikle öğrencilerin özel bir kıyafeti olmakta. Bu özel forma önceleri özel okullarda başlayıp, sonra devlet okullarında devam etmiştir. Okullar öğrencilerin nasıl bir forma giyeceğini okul aile birliği ile okul idaresinin almış olduğu karara göre tespit edilir. Bu kıyafetler okuldan okula değişmektedir.
Bu kıyafetleri neden böyle seçerler bilinmez. Sadece diğer okuldan faklı görünmesi için bu kadar zahmete gerek yok. Erkekler ceket pantolon ve kravat; kızlarda da etek, gömlek gibi kıyafetler tercih edilir. Ama gelin görün ki bu kıyafetler dizilerde ciddiyetten uzak, abartılı bir şekilde yapılmaktadır. Kız olsun erkek olsun gömlekler ne etek içinde ne de pantolon içinde. Gömlekler üsten üç düğme açık. Bazen utangaç erkeklerin üsten iki düğme kadar açtığı oluyor. Ama kravat kesinlikle boğazla göbek arası bir yere kadar sarkıtılmış vaziyette olmaları şart gibi. Ayrıca bunların kıyafetlerini dizilerde rol icabı da olsa eleştirmek yasak.
Okulun rehber öğretmeni, bu gençlerin dertleriyle ilgilenip bütün notları zayıf olmasına ve bir o kadar da devamsızlığı olmasına rağmen son anda yaptıkları bir atakla ÖSS’yi kazanmaktadırlar. Sanki her çalışanın ÖSS’yi kazanma ihtimali varmış gibi. Yani onların (senaristin)  kontenjan denilen şeyden haberi yokmuş gibi.
Son anda atak yapan bu kişiler ÖSS’yi kazanmaları demek, daha iyi olanların kazanamaması demektir. Çünkü sistem böyledir. Neyse ayrı bahis geçelim…
İşin en hazin tarafı her zaman düzenli, disiplinli, çalışkan olan öğrencilerin göz ardı edilmesidir. Düzenli ve başarılı öğrencinin asla hata yapma şansı yoktur. Ama diğerleri “ insanlık icabı” hata yapmakta ve bunlar hoş görülmelidir.
Hiçbir işi öğrenci normlarına uymayan bu kişilerin, asıllarını sokakta görmeye başladık bile. Elbette geçen zaman içinde bazı şeyler değişir.

Mesela bundan otuz yıl önce saçlarını yatırmak için uğraşılırken, şimdi kaldırmak için mücadele edilmektedir. Günümüzde sadece bırak kaldırmayı, saçlar tren rayları gibi muhtelif yerlerinden kesilerek şekiller verilmekte, bunlar da gençlik alametlerinden sayılmaktadır.
Yani kısaca televizyon başındakiler her gördüklerini taklit etme yarışına girmekte, asli kimliklerinden her gün uzaklaşmaktadırlar. Okul bitince onları ancak iki yerde görebilirsiniz. Ya popüler bir sanatçının konserinde zıplarken, ya da üniversite önlerinde ÖSS kaldırılsın diye bağırıp çağırırken… Malum ÖSS kıyafetleri değil, bilgiyi ölçmektedir.
Bilgi denilen şey kimlerde ne kadar varsa artık!

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku