son haberler

Arkadaşımın Mektubuna Cevap (1)

Yayınlanma Tarihi: 5 Mart 2015 okunma

Semra YİĞİT smryigit@gmail.com

Merhaba sevgili Mine,

Nasılsın? Umarım daha iyisindir. Mektubunun geç kaldığından söz ediyorsun ya, mektup yazmış olman bile başlı başına çok değerli bence. Bu zamanda bir mektubu, yüzlerce e-mail’e tercih ederim doğrusu. Varsın geç kalsın, ne çıkar. Hem mektup beklemenin de apayrı bir güzelliği, tadı yok mu? Yalnız biraz karamsar, biraz hüzünlü buldum seni. Yoksa bana mı öyle geldi? İşyerinde sıkılıyor olmanın insanı nasıl bir hale getirdiğini aslında ben de çok iyi bilirim. Ama işini severek yapan kaç kişi var ki dünyada? Kanımca hobilerini işleri haline dönüştürmeyi başarabilmiş olanlardır sadece işlerinde mutlu olanlar.

İşini bırak diyemem elbette, tahminin çok doğru. Bunu kimseye söyleyemem. Çünkü bu, sorumluluk ister ve o kişiyi iyi bir iş bulana dek maddi ve manevi bakımdan destekleyebilecek güçte olmayı gerektirir. En azından ben böyle düşünüyorum. Ama, “Benim durumumda olsan sen ne yapardın” diye soracak olursan o başka. Hemen söyleyeyim, bir dakika dahi durmaz, gözümü bile kırpmadan, bir kez olsun arkama bakmadan çeker giderdim. Evet, bu kadar eminim. Çünkü ben bunu birkaç defa yaptım; hem de her seferinde başka hiçbir gelirim ve param yokken… O anda yapılabilecek en doğru ve tek şey o olduğu için yaptım. Hatta bir keresinde iki yıllık bir projede çalışıyordum ve iki ay daha katlansam yüklü bir tazminat alacakken bırakmıştım işi. Nuh deyip peygamber dememiş, bütün ikna çabalarını boşa çıkarmıştım. Şimdi pişman mıyım diye kendimi şöyle bir yokluyorum da… ı-ıh, hiç pişman değilim. Eğer o zaman öyle davranmamış olsaydım bugün kendimle barışık olamazdım. Bak işte sana şunu da kesinlikle söyleyebilirim ki bugüne değin yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım. Eğrisiyle doğrusuyla hepsi bana ait. Ama gene de… sen bana uyma istersen.

İdare müdürün, biliyorsun bir süre benim de idare müdürüm olmuştu; o yüzden iyi tanıyorum kendisini. Gerçek şu ki yaptığına şaşırdığımı söyleyemem. Öyle bir karakterden saygıdeğer bir davranış beklenebilir mi ki zaten? Hem, idareci olmak için de işini iyi yapıyor olmak her zaman yetmiyor maalesef. Bazı patronlar başka özellikler de arıyorlar çalıştıracakları elemanlarda. Ee, o özellikler de bu zatta fazlasıyla mevcuttu. “Arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır” dememiş mi atalarımız. Aslında, “İbadet de gizli, kabahat de gizli” de demişler ama artık arsızlık, yüzsüzlük öylesine aldı yürüdü ki, pek aldıran yok böyle şeylere. Ancak rahatsız olmakta yerden göğe kadar haklısın. Ben de olsam rahatsız olurdum. Galiba yeniden böyle bir durumla karşılaşmamak için mesafeyi yeterince açmakta yarar var. Ne dersin?

Arsızlıkla, yüzsüzlükle ne derecede ilintili bilemedim ama her nedense bu olay bana bir anımı çağrıştırdı. Bak anlatayım. Mezun olduktan epey yıl sonra kadınlı erkekli bir grup okul arkadaşı Üsküdar’da, deniz kıyısında bir çay bahçesinde oturuyorduk. Pırıl pırıl güneşi, mis gibi kokusuyla güzel bir bahar günüydü. Yanımıza biri yaklaştı. Uzaktan görmüş, tanımış bizi. Buyur ettik, oturdu. O zamanlar okulda ‘ot’ diye adlandırdığımız, siyasete bulaşmayan, etliye sütlüye karışmayan, dersinde eğlencesinde olan öğrencilerden biriydi. Biraz sohbetten sonra, artık birçoğu evli olan erkek arkadaşlarımızdan birine, “Yaa siz herkese bacı diyordunuz ya, okulda bütün kızlar bize kalıyordu” deyivermişti pis sırıtışıyla. Bir kez daha anlamıştım ki insan öyle kolay kolay değişmiyor. Bana göre karakter hiç değişmiyor da zaten belki kendine bir şeyler katıp kendinden bir şeyler eksiltebiliyor insan. Yoksa ana yapı hep aynı kalıyor. O da hiç değişmemişti işte. ‘Ot’ gelmiş ‘ot’ gidiyordu yani. Boşuna dememişler, insan yedisinde neyse yetmişinde de odur, diye.

Birtakım anormalliklere hâlâ şaşırıyor olabilmen ise bence çok sevindirici. Çünkü her şeyi kanıksamadığını gösterir ki geleceğe dair umuttur bu.

Yeni mektuplarda buluşmak dileğiyle kucak dolusu sevgiler… Her şey gönlünce olsun.

  Semra

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Her Şey Tatsız Tuzsuz

5 Mart 2020 okunma
Benim deniz kokulu, yosun kokulu, ıhlamur kokulu kentim. Güneşli umutlarım, gri hüzünlerim, zifiri karanlık korkularım… Yağmur gibi yağan sevinçlerim, öksüz kederlerim ve dindirilemez öfkelerim… En derin, en acımasız terk edilmişliklere seninle direndik ve... Devamını Oku

Yol, Yolculuk, Bir Avuç İnsan ve Einstein

30 Kasım 2018 okunma
“Alıp başımı gitmek. Atsız arabasız/ Alıp başımı düşlerin çıkmazından/ Karışmak taşa toprağa. Yolculuk…” (Rıfat Ilgaz) Oldum olası severim yolculukları; en çok da otobüs yolculuklarını… Hızla geriye akan manzarayı seyrederken düşüncelere... Devamını Oku

Hüzün, Melankoli ve Şiir

12 Aralık 2017 okunma
Son zamanlarda bir garip hüzün dalgası arada bir yoklayıp duruyor beni. Bu da neyin nesi? Nereden çıktı şimdi bu hüzün? Tüm olumsuzluklara rağmen kendimi bile hayrete düşürecek kadar umut dolu değil miyim ben?.. Françoise Sagan’ın bir çırpıda okunuveren o... Devamını Oku

Bir Şenay Varmış… Meğer Hayalmiş

10 Mayıs 2017 okunma
“Nedir acelesi ecelin? Daha bitmeden yaşama sevincim.” (Halide Edip Adıvar) Benim dünyalar güzeli melek kardeşim, senin hakkında yazacağım nereden gelsin aklıma. İnsan bu kadar iyi, bu kadar güzel, bu kadar hayat dolu olur da, hiç bu kadar yakın durur mu... Devamını Oku

Özlem

1 Aralık 2016 okunma
En yakıcı duygulardan biridir özlem. Kimi için sıla, kimi için sevgili; kimine göre çocuk, kimine göre ana-baba-kardeştir. Şarkılar onu söyler, şiirler onu haykırır. Özlemi yazar öyküler, tablolar onu resmeder. Özlem değer vermektir, sevmektir özünde.... Devamını Oku

Hayatın İçinden

15 Nisan 2016 okunma
Mevsimler her ne kadar eskisi gibi olmasa da yine de geliyor bahar, yine de geliyor yaz. Doğa yeniden canlanıyor ve kuşlar bir başka ötüyor bu mevsimlerde. Fındık bahçelerinde dolanırken “Yine yeşillendi fındık dalları” türküsünü hatırlarım hep. Fındık... Devamını Oku

Sahi, Öğretmenlere Ne Oldu Böyle?..

3 Mart 2016 okunma
Belediye hoparlörünün tiz, gıcırtılı sesi ortalığı kaplıyor. Kadın görevli, bir konferansın anonsunu yapıyor: “Ahir Zamanda Kadın konulu konferans bugün…” Doğru mu duydum acaba? Ahir zamanda mı dedi? Neyse ki anons ikinci kez tekrarlanıyor. Pür... Devamını Oku

Arkadaşımın Mektubuna Cevap (3)

10 Şubat 2016 okunma
10 Şubat 2016 Canım Arkadaşım, Biliyorum, cevabım epeyce gecikti. Fırsat bulup yazamadım bir türlü. Kusura bakma n’olur. Yazın ortalarına doğru almışım son mektubunu. Okullar tatildeyken yani. Kıskançlık konusunda kalmışız. Düşüncelerine katılıyorum... Devamını Oku

Biri Bana Bunları Açıklayabilir mi?..

7 Ocak 2016 okunma
Karın bembeyaz aydınlığı salonun her tarafına yayılıyor. En kuytu köşeler bile ışık içinde. Yumuşacık, lapa lapa yağan karı seyrediyorum camdan. Uzun zamandır bu kadar yoğun bir kar yağışı görmemiştim. Kalınlığı en az elli santimetreyi buldu.... Devamını Oku

Arkadaşımdan Mektup Var (3)

9 Temmuz 2015 okunma
Sevgili Semra, Her şey yolunda mı, iyi miyim, kötü müyüm, inan ki ben de bilmiyorum. Hayatım birden bire değişti. Şahin yurtdışına gidiyor… gitmek zorunda. Aniden ortaya çıkan bu duruma uyum sağlayamadım henüz. Duygularım bir o yana bir bu yana gidip... Devamını Oku