son haberler

Âşık Veysel İçin 43 Şatır-Lama

Yayınlanma Tarihi: 1 Temmuz 2016 okunma

Ertan ALP alpertan2006@hotmail.com

I.Âşık Veysel çiçekte birikmiş türküye gebe bir körlüğün alevidir.Sazına yetiştiği toprağın alevi kuşları konar körlüğün alevine sarınıp.O her yeri ve her nesneyi derin bir karaltıdan kurtarıp beyaz bir aydınlığın kardeşçe deyişine götürür.Gönlünde biriktirdiği alev,şiiri alevi bir güzele dönüştürür.

II.Bir Veysel vardır Veysel’den içeri.Çünkü O,Tanrı’nın her yarattığında önce dert açar.

III.Okul yüzü görmese de gönlünü insanlık ve güzellik okulu eylemiş kaç ozandır vardır şu yeryüzünde?Çiçeği burnunda bir çocukken çiçeğe bulanan kaderine rağmen davasını insanlığa adayan Anadolu insancıllığın mavi burcudur Âşık Veysel.

IV.Bu kadar çürümüşlük ve açlığın içinde insanlık Veysel’e muhtaçtır.Veysel’in dilinin uğramadığı dil,gönlünün kavuşmadığı toprak modern insanın çölüdür.Bunun için onun dünyasında Türkçe,mümbit güzellikleriyle gözlerinde aşklar biriktiren Anadolu kızlarının al yazmasına eklemlidir.

V.Güzelliğin on para etmediği bazı coğrafyalarda Âşık Veysel,bütün coğrafyalarda dillerin kırmızı soluğudur.Güzelliğin on para etmediği bazı coğrafyalarda mektepli çocukların okula girerken söylediği bir güzellemedir Veysel.Acıyı ve hüznü sazında eriten bir işçidir toprağının emrettiği gibi.

VI.Bir baba bazen çocuklarını Türkçeyle büyütür,adı Âşık Veysel olur.Bir baba bazen çocuklarını türküyle büyütür,adı Âşık Veysel olur.Bir anne her şeyden önce cenneti yerleştirmeli çocuklarının diline,adı Âşık Veysel olur.

VII.Alevi-Bektaşi geleneğinin heterodoks bir felsefe üzerine eklemlendiği Anadolu coğrafyasında Veysel’in şiirlerindeki didaktik yön alaylı bir öğretmenin tasavvufi kimliğini de oluşturur.”Hakir görüp ırk ayırmaz” Aşık Veysel,bilir ki bu insanlık mizanında elbette bir “yüz karasıdır.” “Senlik-benlik” kavgasına karşı duyarlılığı insan-ı kamil olma düzeyinde kendini bulan bir olgunluğun aynasında “kardeşlik” vurgusuyla biçimlenir.İnsanın kendine yabancılaşmasıdır aslında vurgulamak istediği olgu.Modern kentli bireyin ötekileştirme ve yalnızlaşma olgusunu şiirine felsefi bir alt yapı kurmasa da vahdet-i vücud felsefesinden aldığı mistik hareketle İslam’ın kök anlamını terennüm eder tasavvufa yaklaştığı şiirlerinde.

Onun şiirlerindeki eğitsel ve öğretisel unsurların temel dayanaklarından biri klasik bir Bektaşi öğretisinin vurgulanmasıdır:“Kişi ne çeker dilinden/ Hem belinden hem elinden/ Hayır ve şer emelinden/ Hakikat bunun burası” Gönül öğretmeni kimliği ile İslam içindeki heterodoksi damarı ve karşı duruşu harmanlayan dili temelde Allah’ın birliğine inanmak vurgusudur.Siyasi anlamda her ne kadar Kemalizm’e yakın dursa da onun şiirlerinde başat öğe “İkilikten gelir bela/Dava insanlık davası“nda özetlediği tasavvufun bileştirici yönüdür.

VIII.Alevi-Bektaşi geleneğinin derin hoşgörüsünü yansıtan bu didaktik tekke şiirleri ne yazıktır ki bu ülkenin ortodoks Sünni tarihinde yankı bulmamıştır.Makbul din ,makbul mezhebi de devletin başına oturttuktan sonra oluşturulan Sünni İslam literatürü,Alevi-Bektaşi geleneğinin oluşturduğu halk şiiri verimlerini kökünden kazıyamadığı için arada sırada güleç yüzünü göstererek bu geleneğe sevimli görünmeye çalışmıştır.Türkiye gibi Orta Doğu tipi aydınlanma yaşayan ülkelerde ana gövdenin eklemlendiği mezhep ustalarının da yüz yıllar önce yaptığı gibi kendisine karşı sakıncalı bir paralellik addettiği diğer mezhepleri daima ötekileştirme ve etkisizleştirme yolunu gütmüştür.Şu çelişkiye bakın ki Sünni İslam tarafından her türlü kıyıma uğratılan Alevi-Bektaşi geleneği buna rağmen ülkemizde Cumhuriyetçi ve laik damarı hiçbir zaman elinden bırakmayan,kimi zaman sol/sosyalist dünya görüşünü kendisine ilke edinmiş haliyle ilginç bir sentez oluşturmaktadır.Veysel,” Alevî Sünnilik nedir /Menfaattir varvarası“,”Yezit nedir ne Kızılbaş/ Değil miyiz hep bir kardaş/ Bizi yakar bizim ataş/ Söndürmektir tek çaresi” bağlamında bir dinsel bir eşitlikçi yapıyı öncelese de yetiştiği çevreye bunu kabul ettirmesi çok zor olacaktır.Kendinden olmayanı ötekileştirme ve hatta yakma/yok etme eylemi herkesi kucaklayan tasavvuf felsefenin Kabili zeminde çöküşünün de bir ifadesidir.

Ne kadar Veysel okursan oku,gönül gözün kapandıktan sonra okuduğun Türkçe değil.

IX.Tanrı’nın yarattığı tüm güzellikleri görüp çirkinliklere katlanamadığı için gözleri Türkçeyle ağırlaşan bir doğa ustasıdır Veysel.

X.Ahmet Kabaklı’ya göre Âşık Veysel,”felekten yediği o kadar silleye rağmen bir aşk ve neşe kahramanıdır.”

“Şatır” sözcüğü Arapça “şetaret” sözcüğünden türetilmiş bir ism-i faildir.”Şuh,şen,neşeli” anlamlarında kullanılır.Türkçede “şen şatır” ikilemesi büyük ihtimalle bu kökten türemiştir.Âşık Veysel’in “Şatıroğlu” soyadını seçmesi onun isyankar ve devletle çatışmayı kabullenmeyen bir karakterine yorulabilir mi?Bu soyadı her ne olursa olsun onun içindeki şiir ve Türkçe neşesini öldüremediğini imlemektedir.

(Devam edecek…)

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”sından Gül Uğultuları-5

24 Şubat 2017 okunma
XXIII.Patiska,bir babanın daha sonra uçup gitmiş bir öpücüğünün tende uyumasıdır. Baba,ömrün yitiği ise anne bu yitiğin ömür mersiyesidir.Bütün yitikler bir güzü çağrıştırır şaire.Baba giderse sözcüklerin omurgası düşer,giden anne ise eğer... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-4

3 Şubat 2017 okunma
XXI.Patiska,bir aile fotoğrafında kardeşini yitiren şiirdir. Akçiçek,kardeş sevgisini varlığının oluşturduğu şiirsel gömleği şiirlerine giydiren ender şairlerdendir.Acıyı şiirin ontolojik sorunlarından ve gerçekliklerinden biri haline getiren... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-3

30 Ocak 2017 okunma
XVII.Patiska,yitirdiklerimizin aynasında varlığımıza varlık katan geçmişin anne ve kardeş yüzüdür. Aslında o tükenmez “Şairin hayatı şiire dahil.” sözünün en gerçekçi imgelerinden birini oluşturur Akçiçek.Geçmişin tortusu,kendi... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI-2

20 Ocak 2017 okunma
XI.Patiska,doğayı anlamaya çağıran bir şairin gül uğultusundaki dildir. Uğultu belirsiz ve gizemlidir.Yaşanılan gerçekliği tam olarak anlamlandıramamamın yarım sesidir.Onun şiirinde bazen insanlar da uğultuludur.İçimizde edindikleri yer,öznenin... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI

13 Ocak 2017 okunma
I.Patiska,sevgilinin “saçlarına dadanan kırlangıç sürüsü”dür. Anıların bireyin iç dünyasında oluşturduğu dinginlik hali…Sevgilinin yaşamı,zamanı ve mekanı güzelleştirme şarkısı…Tematik anlamda yaşadığı ve şiirinin iç... Devamını Oku

ÇOCUKLAR KANAMASIN ALLAH’IM…!

30 Aralık 2016 okunma
Hangi kandan olup olmadığınız kana yüklediğiniz değerlerle doğru orantılıdır… kan ağlamak kan akıtmak kan akmak kan alacak damarı bilmek kan başına çıkmak kan beynine sıçramak kan boğmak kan çekmek kan çıkmak kan dere gibi akmak kan gelmek kan... Devamını Oku

Gençliğin Şiir Algısı Bağlamında Hızla Kana Karışan Bir Seçki:”Gece Uçuşları”-2

30 Kasım 2016 okunma
İshak Reyna, çağdaş şiirin birikimlerini gençler için toplumsallaştırmaya çalışırken özellikle zamanının büyük bir bölümünü okul tipi öğrenme süreçlerinde geçiren gençlerimizin okulda edinemedikleri şiir okuma ve şiir kültürü edinme... Devamını Oku

GENÇLİĞİN ŞİİR ALGISI BAĞLAMINDA HIZLA KANA KARIŞAN BİR SEÇKİ:”GECE UÇUŞLARI”

28 Ekim 2016 okunma
Modern tüketim toplumlarının en gizli öznesi günümüz gençliğinin farklı toplumsal sınıflarda oluşturduğu kültür algısı şiiri nerede konumlandırıyor?Eğer kültürel bağlamda bir post-modernizmden bahsedilecekse modern bireyini dahi bir sanat algısı ve... Devamını Oku

Bakış Dışı

14 Ekim 2016 okunma
tek göz gerçekleri görürü iki göz yalanları bir gözümü çıkardım rüyaya dalmak için ölürken bir gözümü ekledim sancılı yüreğime başka gözler de düştü oradan buradan gözlerimin içine göz okyanus,göz uzak denizleri sessizliğimizin en çok seni... Devamını Oku

Şiir Günlüklerinden-27

7 Ekim 2016 okunma
Temiz Sığınak “Gidin ölüme dek şiirler okuyun.Çünkü temiz kalacağınız başka bir olanağınız yok.”(Şükrü Erbaş) “Şiir Bizde Olandır…” Bugün okula yeni başlayan 9. sınıf öğrencilerine Behçet Necatigil’in... Devamını Oku