son haberler

BİR EDEBİYAT ÖĞRETMENİ OLARAK…

Yayınlanma Tarihi: 17 Ekim 2015 okunma

Ertan ALP alpertan2006@hotmail.com

bir edebiyat öğretmeni olarak, ilk ders şiir sancımın siyatik gibi tuttuğu vakitlerdir.okuduğunuz en güzel şiirin adı sorusuna karşılık bulmayan gönlüm nasıl ezilir de belli etmemeye çalışırım.inceliğin ve güzelliğin rahle-i tedrisinden geçmeye aday bu taze gönüllerin şiirin estetiğiyle bir dirhem bile olsa arkadaş olmamaları yazıklamalar doğurur içimde.sancım derin bir  acıya dönüşür de şiirde nasıl buluşsak derim….
bir edebiyat öğretmeni olarak, görüntülerin ve medyanın bombardımanına boğulmuş günümüz gençlerinin kelime sığlıklarını işitirim de Türkçemizin nice inceliklerine daha uğramamalarını görmek yakar içimi.şiire sarılmak isterim,onlara şiirler okumak isterim,şiirde uçmaya gitmek isterim de karanlık bir bulut keser yolumu.ben bu kalpleri açmayı nasıl becereceğim?..
bir edebiyat öğretmeni olarak,insanlığa giden yolun paradan,bonodan,kandan,kenzden… değil de hakiki adalet ve estetik duyuştan geçtiğini değil kavratmak bunları dillendirmenin bile boşa zaman gibi algılandığı tüketim ve hız çağında genç yürekleri nasıl daha insan olmaya davet edeceğim?şiiri seven ve şiirle insanı incelten ruhun giderek incitmekten kaçınacağını,insanı kendine odak yapacağını,ruhunu güzelliğe adayacağını onlara nice şairlere anlatmak yerine oturup edebiyatı dönemleri mi ayıracağım?
bir edebiyat öğretmeni olarak,sözcüklere sığınmanın yalnızlığı da beraberinde getirdiğini nasıl anlatayım şiir yoksunu yüreklere?beraber nefes alacağız ki Türkçede karanfil daha da çoğalacak dilimizde.beraber okuyacağız öyküde Türkçeyi her yüzde insanlığa ve sevgiye açılan yolar arayacağız.beraber dalacağız ki romanın derinlerine dilin büyülü hazinelerini keşfedeceğiz.hangi yüzü giydirsem size ya da hangi seçenekleri iptal etsem?
bir edebiyat öğretmeni olarak,Türkçede ilk andın sevmek,ilk bayramın şiirin sonsuz coğrafyasında kırmızı yeleli atları koşturmak olduğunu hangi mısrayı anne kabul edip koysam avuçlarınıza. siz de yüreklerinize giydirseniz şairlerin postunu.nasıl etsem de kalp kalbe dize dizeye karşıdır desem,eğilip bükülmese içim.
bir edebiyat öğretmeni olarak,şiiri telefon iletilerine indirgediğinizi duyduğumda diline yabancılaşanların güdük kaldığını hangi mısrayla nasıl açıklasam size.aşk şiiri sever,şiir de aşkı.özümsemeden,içselleştirmeden,bakış açını vicdandan ve sevgiden yana koymadan senin olmayan ve içtenlik kokmayan o güzelim mısraların canını nasıl yakıyorsun ey güzelim gönlüm,hazırın gece bekçisi,kalıpların usta dansçısı!şiir,sevdiğinin gözlerine baktığında insanlığın mutluluğunu görebilmektir.şiir,sevdiğinin ellerine dokunduğunda bütün çocukların önünde zulme ve sömürüye kalkan olmaktır.şiir,sevdiğinin yanağından öptüğünde tüm insanları yar yanağından gayrı kardeş bilmektir.ah,sana hangi Süreya yıldızını hangi Cansever’le uçuştursam odana?
bir edebiyat öğretmeni olarak,şıklı düşünmenin değil,insanların yüreğine seslenmenin hangi şiirini “Sevgi Duvarı”na assam da kırsam tekdüze işleyen ruhunun zincirlerini?
bir edebiyat öğretmeni olarak,şiirin her yerde olduğunu ve seni en çok çocukluğunda izlediğini Dağlarca’ya nasıl anlatsam yana yana,kana kana?sözcüklerden eline eteğini çekmiş bir neslin yabancılaşmaya kurban gittiğini hangi sınav sorusuna koysam da ters yüz etsem soru çılgınlığı içindeki müptela sınıf geçme sistemini?
bir edebiyat öğretmeni olarak,küçük İskender’in deyişiyle şiirin insanın özeti olduğunu ve insanın olmadığı yerde şiirin de olmadığını bağırıp şu soruyu sorsam daha ilk derste:”Şiiri çıkartınca ne kalıyor yeryüzünde geriye?”
bir edebiyat öğretmeni olarak,gürültünün,bağırmanın,kırmanın ve savaşmanın tekelinde dumura uğramış sözcükleri ve değerleri hapsedilmiş köşelerinden nasıl özgürlüğe kavuştursak beraber?
bir edebiyat öğretmeni olarak,hayatımda şiire az da yer ayırmadığınızı gördüğümde Türkçemin süt dişleri çıkmıyor şiirde gönlümün kardeşleri.ben size şiirde sevdanın,insanda şiirin kapılarını aralasam da imgeyi siz koyun bu hayalin evrenine.güzel hayaller güzel çocuklar yaratır insanın özünde.
bir edebiyat öğretmeni olarak,aşk olsun sizlere,şiir olsun zamanın akrebinden kurtulan dil.aşk olsun çocuklar size,Türkçe daha nice şiirler doğuracakken.aşk olsun size,Madımak’ı yakan şiir değil insandır,şiiri Madımak’lara kurban etmeyin diye aşk olsun size.
iyi dersler…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”sından Gül Uğultuları-5

24 Şubat 2017 okunma
XXIII.Patiska,bir babanın daha sonra uçup gitmiş bir öpücüğünün tende uyumasıdır. Baba,ömrün yitiği ise anne bu yitiğin ömür mersiyesidir.Bütün yitikler bir güzü çağrıştırır şaire.Baba giderse sözcüklerin omurgası düşer,giden anne ise eğer... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-4

3 Şubat 2017 okunma
XXI.Patiska,bir aile fotoğrafında kardeşini yitiren şiirdir. Akçiçek,kardeş sevgisini varlığının oluşturduğu şiirsel gömleği şiirlerine giydiren ender şairlerdendir.Acıyı şiirin ontolojik sorunlarından ve gerçekliklerinden biri haline getiren... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-3

30 Ocak 2017 okunma
XVII.Patiska,yitirdiklerimizin aynasında varlığımıza varlık katan geçmişin anne ve kardeş yüzüdür. Aslında o tükenmez “Şairin hayatı şiire dahil.” sözünün en gerçekçi imgelerinden birini oluşturur Akçiçek.Geçmişin tortusu,kendi... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI-2

20 Ocak 2017 okunma
XI.Patiska,doğayı anlamaya çağıran bir şairin gül uğultusundaki dildir. Uğultu belirsiz ve gizemlidir.Yaşanılan gerçekliği tam olarak anlamlandıramamamın yarım sesidir.Onun şiirinde bazen insanlar da uğultuludur.İçimizde edindikleri yer,öznenin... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI

13 Ocak 2017 okunma
I.Patiska,sevgilinin “saçlarına dadanan kırlangıç sürüsü”dür. Anıların bireyin iç dünyasında oluşturduğu dinginlik hali…Sevgilinin yaşamı,zamanı ve mekanı güzelleştirme şarkısı…Tematik anlamda yaşadığı ve şiirinin iç... Devamını Oku

ÇOCUKLAR KANAMASIN ALLAH’IM…!

30 Aralık 2016 okunma
Hangi kandan olup olmadığınız kana yüklediğiniz değerlerle doğru orantılıdır… kan ağlamak kan akıtmak kan akmak kan alacak damarı bilmek kan başına çıkmak kan beynine sıçramak kan boğmak kan çekmek kan çıkmak kan dere gibi akmak kan gelmek kan... Devamını Oku

Gençliğin Şiir Algısı Bağlamında Hızla Kana Karışan Bir Seçki:”Gece Uçuşları”-2

30 Kasım 2016 okunma
İshak Reyna, çağdaş şiirin birikimlerini gençler için toplumsallaştırmaya çalışırken özellikle zamanının büyük bir bölümünü okul tipi öğrenme süreçlerinde geçiren gençlerimizin okulda edinemedikleri şiir okuma ve şiir kültürü edinme... Devamını Oku

GENÇLİĞİN ŞİİR ALGISI BAĞLAMINDA HIZLA KANA KARIŞAN BİR SEÇKİ:”GECE UÇUŞLARI”

28 Ekim 2016 okunma
Modern tüketim toplumlarının en gizli öznesi günümüz gençliğinin farklı toplumsal sınıflarda oluşturduğu kültür algısı şiiri nerede konumlandırıyor?Eğer kültürel bağlamda bir post-modernizmden bahsedilecekse modern bireyini dahi bir sanat algısı ve... Devamını Oku

Bakış Dışı

14 Ekim 2016 okunma
tek göz gerçekleri görürü iki göz yalanları bir gözümü çıkardım rüyaya dalmak için ölürken bir gözümü ekledim sancılı yüreğime başka gözler de düştü oradan buradan gözlerimin içine göz okyanus,göz uzak denizleri sessizliğimizin en çok seni... Devamını Oku

Şiir Günlüklerinden-27

7 Ekim 2016 okunma
Temiz Sığınak “Gidin ölüme dek şiirler okuyun.Çünkü temiz kalacağınız başka bir olanağınız yok.”(Şükrü Erbaş) “Şiir Bizde Olandır…” Bugün okula yeni başlayan 9. sınıf öğrencilerine Behçet Necatigil’in... Devamını Oku