Yayınlanma Tarihi: 23 Temmuz 2010 — okunma
Denizden ilk gördüğümde bir evin arka bahçesi idi sadece. Ama ne sevimli bir bahçe, minicik, denize bakan ve Ünye gibi güzel bir memleketi karşısına almış, ana yolun hemen altında ama tüm şehre kapalı.
Aslında denize sıfır bu minicik bahçenin tüm güzelliği, doğallığında. Şehrin gürültüsüne kapalı, meyve ağaçlarının altında oturuyorsunuz. İlk oturduğumda plastik sandalye koymayın burası başka bir şey istemez dedim. Şimdi sahipleri bu güzel bahçeyi, bir restoran kafe ile yola kadar açtılar. Mümkün olduğu kadar doğal sade bir dekoru var ama bana kalsa eski hali daha da güzeldi. Kafede ayrıca orijinal Akçabat köfte ve diğer hazır yiyecekler mevcut. Ayağınızı attığınızda çok sevimli bir mola yeri ve canlı müzik de var.
Karşısınız Ünye ve Karşıyaka, oturduğunuz gece bir de dolunay varsa şansınıza yakamozlar masanıza kadar uzanırken eş dost ile şahane bir buluşma ve muhabbet yeri size, sahibi de çok güler yüzlü üstelik. Plastik sandalyeler konmasın yöremizde her yer zaten çok güzel.
Bir Güzel Dergi Ünye Dil ve Kültür
Gerçi edebiyatçılar kolay kolay kimseyi ve yapılan bir şeyi beğenmezler ama yine de bu dergi hakkında bir iki söz etmeliyim. Şaşırıp da dergiyi çıkartanları eleştirecek değilim. Lütfedip bize de yollamamışlar ama tesadüfen gördüm. “Ünye Dil ve Kültür” isimli dergiyi. Güzel bir çalışmayı övmem için özel olarak bana yollanmış olması da gerekmiyor tabi ki. Sahibi, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Gür, Genel Yayın Yönetmeni İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Vahit Duran, Yayın Kurulu ise Yahya Cumhur Tapçı, Fatih Ordu, İslam Ürkmez, Merve Ürer, Seyfullah Öztürk, İsa Altun.
Aylık süreli yayın ve benim elime geçen ikinci sayısı. Kapağında Kadılar Yokuşu ve Yahya Kemal dizeleri, kapak tasarım Fatih Ordu’ya ait. Şiir ve edebiyat yüklü çok değerli bir dergi. Gerçekten beğendim. Ellerine yüreğine sağlık emeği geçenlerin. İçindeki her bir yazı emek, zaman harcanmış, zengin içerikli ve sevgi ile yazılmış. Bu dergi bir avuç öğretmenin çabası. Tüm öğretmenler bu çabayı kendi alanında harcasa demiyorum. Bir iki avuç daha böyle öğretmenler olsa diyebilirim ancak.
Canik Dergisi’nde benim de yazılarım çıkıyor diye, dergiyi övemiyorum, ağzıma bile alamıyorum ama bana dergide sayfalar ayıranlar minnettar olduğumu biliyorlar, kültürümüze böyle hizmetleri olanlara da minnettar oluyorum.
Bir Güzel Davranış Polis Ekibinden
Malum Devlet Sahil Yolu Trafiği, umduğumuzdan daha kalabalık, ancak sürücüler de umduğumuzdan daha dikkatli. Fakat yine de karşıdan karşıya geçmek büyük sorun. Hastaneden meydana kadar ışık yok. Deniz tarafına geçmek için epeyce bir beklemek gerekiyor bazı saatlerde. İşte öyle bir saatte, uzunca bir süre bekledikten sonra, attım kendimi yola. Bir oto ayağımın dibinde zor durdu. Bendeki şansa bakın ki duran polis otosu. Araçtan başını uzatan memur bey bağırıyor. “Hanım efendi dikkatli olsanıza” Ben daha çok bağırdım. “Beyefendi iki saattir karşıdan karşıya geçemiyoruz, karşıya geçmek için meydana kadar yürüyelim mi? Bakın insanlar hala bekliyor.”
Memur bey hiçbir şey demedi, aracını durdurup indi ve devlet sahil yolunda o sel gibi akan trafiği iki yönlü durdurdu. Bekleşen çoluk çocuk, kalabalık grubun deniz tarafına raht bir şekilde geçmesini sağladı. Sonra da trafiğe yol verdi.
Memur beyler araçlarına binerken seslendim “ Çok teşekkür ederiz, çok zarifsiniz.” Cevap vermediler. Ama olsun davranışları çok şıktı…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.