Yayınlanma Tarihi: 4 Kasım 2010 — okunma
Böyle bir sergiyi (tamamı değil ama bir kısmı) gezmek fırsatını, İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olması dolayısıyla elde ettiğimizi biliyoruz. Sergi yaz aylarında açıldı. Hakkında dünyada ve ülkemizde çok şey yazıldı. Bir kez de benden yorum olsun Çünkü böyle bir sergi izleme fırsatı her zaman ele geçmez. 17 Aralık son gün ve bence görmek için her yolu denemelisiniz. Niye mi?
Kendiniz ve sağlığınız konusunda çok önemli tecrübeler edinecek ve insana anatomik olarak bir kez daha hayran olacak, fakat bu mucize mekanizmada “ruh” yokken tam anlamıyla bir robotu görecek, daha sonra bu mekanizmaya “ruhu” yerleştiren güç nedir diye sorarken bulacaksınız kendinizi.
Deri, kas, iskelet, iç organlar ve sinir sistemi, dolaşım sisteminden oluşan bu olağanüstü mekanizmayı, acaba kaç yıl sonraki bir sergide “ruh” veya “can” ile izleyebileceğiz diye soracaksınız kendi kendinize. Benim aklıma gelen ilk ve son soru bu oldu.
Sergi, vücudunu öldükten sonra araştırmalar için bağışlayan sıra dışı insanlar ve hatta çocuklar, sanatçı, sporcular sayesinde tamamen orijinal, doğal insan vücudu parçalarının, sağlıklı ve hastalıklı örnekleri ile sunuluyor. Her organın hastalıklı ve sağlıklı durumlarını izlerken her panoda vurgulanan slogan – SAĞLIĞI YOK EDEN, YAŞLANMAYI HIZLANDIRAN EN BÜYÜK TEHLİKE SİGARADIR –
Seyrettiklerinizin yanı sıra okuduğunuz birkaç satırlık notlarla edindiğiniz bilgilerde sağlık trafiğimizin yol gösteren levhaları gibi. Bu arada erkekler ve hayvanlar kas bankası gibi. Kadınlar kas yönünden fukara ve yağ depolamaya müsait, sporcu = kas. En zor hareketler ve başarılar kas zenginliğine endeksli. İnsan yapısında eklem ve eklem dolguları olan kıkırdaklar ne kadar önemli. Öyle çok yorulmak yok. Kıkırdak yok oluyor. Sonra kemikler aşınıyor. Sonra metallerle yamalanıyor iskelet. En doğrusu düzenli fakat en fazla 20 – 30 dakikalık yürüyüş ya da spor ve aktivite.
Sergide sıkılan kimse olmadı. Her yaş grubu, özellikle çocuklar, okullar küme küme gelmiş. Herkes en az 3- 4 saat kalıyor sergide. Sergide gerçekten anne rahminden oluşan ceninde bir “ kan pıhtısı” ile başlayan döngüyü, sergi sonunda yaşlanıp mezara gidene kadar nefessiz yaşıyorsunuz. Ama bu döngüyü herkes aynı sürede ve sağlıkla tamamlayamıyor ve bu durum özlü sözlerle de vurgulanmış. Gerekli hatırlatmalar da yapılmış. Hepsini değil ama çok beğendiklerimden bazılarını paylaşmak isterim sizlerle.
“Yaşadığınız yılların çok olması değil, önemli olan yaşadığınızı hissettiğiniz yıllar…”
“Yaşama sanatının en güçlü bölümü, nasıl yaşayacağını bilmek bilgeliğidir”.
“Yaşlanmak heveslerinizden vazgeçmektir. Heveslerinizi ancak yürek atmaz olduğunda terk edin”
Sağlıkla ilgili minicik ama önemli ipuçları da elde ediyorsunuz. Örnek vücudumuzda yaşadığımız bazı değişiklikler ki bunlar bizi tedirgin eder ve hastayız zannederiz. Oysa bu işaretler aslında mekanizmanın savunma kısmının çok iyi çalıştığının göstergesidir. Ateşlenmek, kusmak, ishal, kaşınmak, döküntü, hapşırmak ve lenf bezlerinin bazen şişmesi bu duruma giren önemli örneklerden bazılarıdır.
Bağışçılardan birisi olan Jeanne Lee, Alzheimer – Demans yani hafıza kaybı hastası “hayatım Alzheimer olduktan sonra alt üst oldu, bu durumu yaşayan bilir. Bize uzaydan gelmiş gibi davranmayı, bizi anlamaya çalışın” diyerek bu hastalığın zorluklarını anlatışını okuyorsunuz. Resmen marul gibi olmuş, Demans hastasının beyin organını izlerken. Diğer beyinlerden farkını görüyorsunuz ve içiniz ürperiyor.
Bu arada sağlıktan sonra insanların en çok önem verdiği şey “geç yaşlanmak” Serginin özeti “yaşlanmanın nedeni hala tam olarak bilinmiyor ve yaşlanmamak diye bir şey yok” Ne yaparsanız yapın geliyor bu yaşlılık. Fakat bunu önemli bir süre geciktirmek ve sağlıklı yaşlanmak reçetesi ve ilaçları var. Bunlar bildiğimiz şeyler fakat bir kez daha yazalım.
Sevgi, kahkaha, düzenli uyku düzenli iş ve aktivite, hobi, düzenli spor, diyet, eğlence, inanç, iyi niyet, samimiyet, paylaşma ve aile… Hiç birimize yabancı değil ama hepsi bir arada kolay kolay ya da gerçekten olamıyor. Sır burada.
Yine bir ezber bozuluyor. “İhtiyar bir köpeğe yeni bir şey öğretemezsin” sözü çürütülüyor. İleri yaşta da çalışma, yaşam sevinci ve başarı söz konusu. “Yeter ki heveslerinizden vazgeçmeyin” deniliyor.
Bu arada sağlıklı ve uzun yaşamaya geliyor sıra. En büyük hayat kısaltma sekmesi ise stres. Baş etme yollarını yukarıda saydık fakat yine de uzun ve sağlıklı yaşayan insan sayısı çok az dünyada.
Dünyanın bazı yerlerinde ise yüz yaş üstü gruplar var. Başta Pakistan olmak üzere Çin, Japonya, Sardinya, Jamaika bu yerlerden bazıları. Sebepleri ve sırları halen araştırılıyor, tam olarak bilinemiyor ama benim bir tespitim var. Yüz yaş üzeri sağlıklı gruplar dünyanın ılıman kuşağında ve yüksek yerlerde.
Sergi sloganı her şeyi kararında azar azar yemek ve sigara içmemek ama genç kalmak ve ölümsüzlük diye bir şey henüz yok. Ruhu tutana aşk olsun, ruh gidiyor. Sergi boyunca ruhu merak ettim. Nasıl merak etmem, yaşlanmıyor, ölmüyor, çürümüyor ve nasıl geliyor, nasıl gidiyor belli değil. Dahası neden gidiyor? Soruların sonu yok. Ruhu kim yönetiyor?
Bu sergiye mutlaka gidin. Çok şey öğreneceksiniz. En önemlisi de sağlığın önemini.
NOT: Gunther Von Hagens – (Sergi Sahibi), Aras Kargo Sponsorluğunda Antrepo 3 Karaköy/ İstanbul.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.