Yayınlanma Tarihi: 18 Kasım 2009 — okunma
Dağlar derinlik ve yücelik sembolüdür. Ve bu sembollerden kesinlikle pozitif enerji yayılır etrafa.
Öyle bir denge vardır ki, yüksek dağlarda hem havanın basıncı azdır, hem de yerçekiminin etkisi yükseklik arttıkça azalır.
Her coğrafyada var olan yükseltileri yöremiz ekonomisinin sermayedarlarına benzetirsek, yöremiz tüccarlarından söz ettiğim çıkar ortaya.
Devlet etkisi veya ekonomilerdeki öncül ya da artçı depremler etkilemez bu finans yükseltilerini. Var olmaları yöre için büyük kazançtır.
Var olmaları da hiç tesadüf değildir, yılların tecrübesi, atılan doğru adımlar ve gerekli ticari reflekslerle bu noktalara gelinmiştir. Hiyerarşik üstünlükleri de daima vardır. O kadar emek ve başarıdan sonra da olsun, ne sakıncası var ki. Sonuçta kendi insanımız. Bu topraklardan yetişmiş, bu toprağı sevendir yöremiz esnafı, tüccarı, sermayedarı.
Kendi tüccarımızın işletmesinde çalışanların içeride alacağı da kalmaz. Diğerleri çalışanların sigortalarını ödemeden, düşük ve birikmiş aylıkları ödemeden çeker gider iflas ettim diyerek. Çalışanın emeği yanına kar kalır. Derdini de bir yere anlatamaz.
Karadeniz Bölgesinde, yöremiz, ilimiz ve ilçemizde. Türkiye’nin ekonomi listelerinde yer alan fındık firmalarının sahibi tüccarlarımız var.
Özellikle fındık tüccarları da monopsonisttirler ama dışarıda onlardan büyük monopsonistler vardır. Bir yörenin büyük tüccarları için en büyük ve bilinen eleştiri, “zengin de memlekete ne yatırım yapmış, kendine zengin” eleştirisidir. Var var, yöremiz tüccarlarının Ünye’de yatırımları var, Atikler Fındık Entegre Tesisleri, Duraklar Anadolu Fındık(Ünye’de değil ama olsun Ünyelinin) (yöremiz ürünü fındık adına, fındığı işleyip satmak adına çok önemli bir girişim bence), fındık fabrikası, kereste, hastane, un, taş, kil, maden işletmelerinde ekmek yiyen memleketlilerimiz var. İsimlerini başka bir yazıda sayar ve anlatırız.(ama biz yazana kadar, fikir hırsızları her konuyu hallaç pamuğu gibi attırır. Balıklama atlarlar üstüne) Şimdi sadece Çakırtepe Hastanesi’ ne bakalım izninizle.
Olsun da, kendi tüccarımız yöremizdeki yatırımların sahibi olsun. O yöre, o büyük sermayeden eninde sonunda direkt ya da dolaylı olarak mutlaka nasibini alacaktır.
Bireysel duyarlılıkla, yörenin esnafı memleketine mutlaka yatırım yapacaktır. Günümüzde güç silahta, siyasette değil ekonomide herkes biliyor.
Devlet algısından farklı olarak tabiî ki ticari kar hesaplanacak ve gerekli zaman ile zemin beklenecektir.
Reel sorunların giderilmesinde, devlet refleksleri boşlukları gerektiği gibi çabuk ve sağlıklı dolduramamışsa özel sektör, kar felsefesi ile çok iyi köprüler kurar toplumla sorunlar arasında.
İşte en güzel örnek Çakırtepe Hastanesi, Tüccarları ve esnafı tarafından Ünye’ye en güzel “hizmet” armağanıdır.
Yıllardır söyler dururuz, Ünye’nin “elde var bir” diyebileceğimiz “ana kalem sorunlarından tam olarak çözülmüş sorunsuz kalemimiz yok” diye.
Yıllardır Ünye’nin reel sorunları çözülerek değil büyüyerek hamasi nutukların baş aktörü oluyor.
Her türlü siyasi refleksin bölge insanı çıkarına olması gerekirken, bu refleksler son derece ağır seyrederken (refleksle ağır sözcüğü yan yana ne tezat değil mi?)sorunlar için hala kısır hamleler, ütopya projeler, rayına oturamadan havada uçuşup duruyor.
İşte koskoca bir hastane hamasi nutuklarla değil, gerçek temellerle başladı, ilerledi bitti ve hizmete girdi. Üstelik bizim insanımız, bizim insanımızın sermaye ağırlığı ile.
Şimdi böylesi bir iş yerinin patronları bu kentin insanı olunca, içinde ekmek yiyenlerde çoğunlukla bu kentten oluyor. En önemli katkılardan birisi de bu durumdur yöremize. Bir daha söyleyeyim bu çok çoook önemli bir katma değer..
Hastaneyi tabiî ki çok beğendim büyük şehirlerdeki özel hastanelerin birçoğundan daha büyük ve daha güzel.
Ama büyük şehirlerdeki yabancı ülke hastanelerinin felsefesine sahip olmalarını daha çok beğendim.
Kapıdan itibaren hastane çalışanları sizin için varlar ve çok ilgileniyorlar. Her insanın çok ihtiyaç duyduğu “kendini önemli hissetmek” duygusunu yaşatıyorlar.
Hastane bildiğimiz modern yeni, lüks ve teknik donanımlı bir hastane. Ama ben en çok büyük hevesle işini en iyi şekilde ve büyük bir hevesle yapmaya çalışan genç elemanların koşuşturmalarına sevindim.
Hepside kendi memleketinde, ciddi bir iş yerinde, sigortalı bir işe sahip olmanın bilinci ve sevincinde idiler.
İnşallah zamanla yorulup, kendilerine sunulan bu imkanın güzelliğini unutup, asık suratlı, bezgin yılgın elemanlar haline gelmezler.
Fatsa, Ünye ve İstanbul’da bana karada ölüm yok.” Hayatımı bin kez kolaylaştıran öğrencilerim”(ki bu durum her öğretmen için böyledir ) “Allah kendilerinden de bin kere razı olsun” burada da iş sahibi olmuşlar. Kendi evladım iş sahibi olmuş gibi sevindim.
Kısacası, Çakırtepe Hastanesi şimdilik masal diyarı gibi, herkesin yüzü gülüyor, teknoloji herkesin işini kolaylaştırıyor.
Çakırtepe Hastanesi’ n de hastaların da yüzü gülüyor. Çünkü pek çok hayati ölçümler için ilçemiz de olmayan cihazlara sahip şehirlere komşu ilçelere taşınmaktan kurtulmak gibi güzel bir imkan sunulmuş niye değerlendirilmesin. Ayağınızın dibinde, bir dolmuşla ulaşıyorsunuz. Dolmuşlarda hastane önünden geçiyor. Eski Ünye gibiydi ne çok tanıdık gördüm orada, hasta oldukları halde halinden memnun. Kolay mı hasta hasta başka yerlere taşınmak.
Hastane, eczacılara, taksicilere, dolmuşlara çevresine ekstra para kazandıracak, kentin parası dışarı gitmeyeceği gibi dışarıdan da hasta ve para gelecek.
Hastaneden çıkanlar konuşuyordu, “bu kadar yatırım, hasta gelmezse zor döner kolay iş değil” Doğru kolay iş değil taşın altına elini sokmak. Ama Türkiye gibi genç nüfusa ve hızlı nüfus artışına ayrıca kalabalık bir nüfusa sahip bir ülkede hastanelerin, okulların, ulaşım araçlarının boş kalması mümkün mü? değil. Zaten son yıllarda en çok gelişen sektör, hizmet sektörü Türkiye’de.
Bu nedenle Çakırtepe Hastanesi bence Ünye Çimento’dan sonra Ünye için en büyük ekonomi çarkı oluşturacak. Eee tabiî ki çarkı kuranlar da, başını bekleyenler de para kazanacak.
Sahiplerini de tanıyoruz ya, bizim tüccarımız ya adım gibi biliyorum ki bu çark hep para için değil hayır için de dönecek.
Bu arada Ünye için, Ünyeliler için de çok önemli bir kazanım, Acil Servis Ünitesi.
O kadar önemli ki, hastaneden daha önemli. Bu dünyada en değerli varlık insan değil mi? Pek çok insan tam donanımlı olmayan acil servisleri yüzünden başka hastanelere gönderilmiyor mu? Yolda veya geciktiği için bu insanların birçoğu vefat ederek geri gelmiyor mu? Buyurun işte hastanelerin en önemli hizmetlerinden birisi de, bu tam donanımlı Acil Servisleri.
Peki bu Çakırtepe hastanesi’nin hiç kusuru yok mu diyeceksiniz? Var tabiî ki olmaz mı? Her zaman söylerim kusur arayıp bulmak dünyanın en kolay işidir.
Böyle güzel bir yatırımın şehir dışında olması gerekir di bence. Benim şehircilik anlayışımı bir yana bırakın, olması gereken şehircilik adabına göre. Kent merkezi yayanındır. İnsanındır. Çarşı, konut ve park, meydan, küçük araç ve yaya yolları olur.
Ama havası mis gibi tertemiz. Duraklar bir de bu kurumu besleyecek sağlıkla ilgili özel okullar açacak olursa, değmeyin memleketin genç neslinin geleceğine.
Emeği, sermayesi, desteği geçen herkese teşekkürler memlekete böyle güzel bir hastane kazandırdıkları için.
Tüm çalışanların yüzlerinde ki gülümsemeyi kaybetmemeleri ve hepimizin yolumuzun da en gencinden düşmesi dileği ile.
Epeydir yazmamıştık. Uzun oldu ama neler neler var yazılacak. Uzun uzun sağlık sıhhat olsun da yazarız inşallah inceden inceden.
EVET,
UZUN YILLARDAN SONRA,
ÜNYE’ DE ELDE VAR BİR ,
ACABA İKİNCİSİ NEDİR?
(Aslında yazının bütün özü bu)
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.