son haberler

Canik Sancağı ve İdarecileri – III

Yayınlanma Tarihi: 16 Mart 2018 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

1350 yılı ilkbaharında kaleme alınmış olduğu kabul edilen ve İlhanlı Devleti’nin bütçesi olarak bilinen Risâle-i Felekiyye’ye göre, Hoca Necmeddin el-Hoyî uhdesindeki Memleket-i Rum’un orta memleketler olarak addedilen kısmında Etrak-ı Vilayet-i Canid yer almaktadır.18 Canik Bölgesi’nin tamamının ancak 1428 yılından itibaren Osmanlı idarî sistemi içerisine dahil edildiği söylenebilir.

Canik Osmanlılardan önce XIV. yüzyılın sonlarına kadar birkaç beyliğin idaresi altında parçalı bir siyasî yapı arz etmektedir. Bu durum bölgenin Osmanlılar tarafından kesin surette ilhak edilişine kadar (1427-1428)1 bu şekilde devam etti. XV. yüzyılın ikinci yarısında yapılan sayımlara göre Canik, merkezi Amasya olan Şehzade Sancağı’na dahil idi. Dolayısıyla bu tarihlerde Canik’in ‘sancak’ olarak idare edilmediğini söyleyebiliriz. Canik başlangıçtan itibaren Rum Beylerbeyliği’ne (daha sonraki Sivas Eyâleti) bağlı olarak idare edilmekteydi.2

Sofyalı Ali Çavuş Kanunnâmesi’ne göre 1413 tarihli Rum/Sivas Eyâleti’nin Sancak Teşkilâtlanması içerisinde Canik Sancağı da bulunmaktadır.21

Canik Sancağı, Osmanlı idaresine girdikten sonra klâsik sancak olarak yapılandırılmıştır. Canik Sancakbeyleri XVI. yüzyılın sonlarına doğru kendir mukataasını iltizama almak şartıyla göreve tâyin edilmişlerdir. Kendir mukataasını iltizama alma işine Kendir Nezareti deniliyordu. Kendir Nezareti’nin Canik’de ihdas edilmesinin sebebi ise Tersane Ocaklığı bünyesinde yer almasından dolayıdır.

Ölene kadar Canik Muhassıllığı, oğlu Battal Hüseyin Bey (1/2) ve Süleyman Paşa’nın oğlu Sadullah Bey (1/4) arasında bölüşülmüştür. 1785’te Ali Paşa’nın ölümünden sonra Battal Paşa ve Sadullah Bey ¼ oranında hisseleri bölüştüler ve Ali Paşa’nın hissesi, Battal Paşa’nın oğlu Hayreddin Bey’e geçti. Sadullah Bey ölünce, muhassıllığa tek başına Battal Hüseyin hâkim olmuş, kısa süre sonra Battal Hüseyin Paşa 3/4 hissesini yeniden oğlu Hayreddin Paşa’ya devretmiştir. Ancak Hayreddin Paşa, devletin arzu ettiği geliri elde edemediğinden, sancak bir süreliğine merkezden atanan muhassıllarca idare edilmeye çalışılmıştır.14

Canik Muhassıllığı’nın bir süre için idare şekli ve muhassılının kim olacağı düşünülmüştür. Bu sırada, Battal Bey’in Ünye’deki oğlu Ali Bey’in muhassıl olması da düşünüldü (BOA, HH, nr. 11204). Caniklizâdelere baskı uygulandığı zamanlarda, bu aileler etkinliklerini arttırmak için birbirleriyle mücadeleden çekinmemişlerdir. Bu kişilerden en önemlisi Ünye Âyanı Canikli Genç Mustafa Ağa’dır. 1792 yılında Battal Paşa’nın firarından sonra Genç Mustafa Ağa’nın Canik Bölgesi’nde etkinliğini arttırdığını.. Battal Paşa’nın muhallefatının zaptı için bölgeye gönderilen Mehmed Ağa’nın “Ünye Kasabası sakinlerinden Genç Ağa’nın suihallerinden nefy ve tediblerini istidadan” şeklindeki ifadesinden anlaşılmaktadır.15 Ekim 1790’da Battal Hüseyin Paşa’nın ismi zikredilirken aynı tarihlerde Canik Mutasarrıfı Hayreddin Ragıp Paşa’nın da adı geçmektedir.

Hazinedârzâde Süleyman Bey’den önce de aile Çarşamba yöresinin nüfuzlu ailelerindendi. 1793 yılına ait bir belgeye göre, Ünye Âyanı’ndan Canikli Genç Mustafa Ağa’nın mütegallibe hareketlerinin önlenmesi için “Karahisar Mütesellimi Halidzâde ve Canik Sancağı’nda Hazinedârzâde Mustafa Ağa’ya başka başka evâmir-i âliyye” gönderilmiş ve Canik Muhassılı Osman Ağa yanında görevlendirilmişlerdir.14

Süleyman Ağa en erken Mart 1794 tarihinde “dergâh-ı âli kapucubaşılığı” unvanıyla “İrad-ı Cedid Hazinesi tarafından zabt ve idare olunan Canik Muhassıllığı”nı ele geçirdi. Mayıs 1796 tarihli bir belgeden Temmuz 1795’ten itibaren Canik Sancağı’nın yine Süleyman Ağa’nın tasarrufunda olduğu anlaşılmaktadır.14

XVIII. yüzyılda bazı sancaklar hem buranın padişah hassına ait gelirlerini toplayan hem de yönetimini üstlenen muhassıllar tarafından yönetilmeye başlayınca buralara muhassılık denilmiştir. Canik Sancağı da muhassıl paşalar tarafından yönetilmeye başlayınca 02 Ekim 1712 tarihinde Mevkufat Kalemi’nden verilen kaime gereğince Canik Muhassıllığı’na ilhak olunmuştur.

XVIII. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Canik Sancağı’nın muhassıllık statüsüne malikâne boyutu da eklenmiştir. Dolayısıyla Canik’de idarî bakımdan çift başlı bir yönetim anlayışı ile muhassıllık – malikânelik uygulaması başlatılmıştır. 26 Eylül 1737 tarihinde Canik Sancağı; Mehmed Bey, Üçüncüoğlu Ömer Bey ve Fatsalı Hacı Mehmed’e malikânelik suretiyle tevcih edilmiştir.19

Canik Muhassıllığı’na 1800 yılında İrad-ı Cedid Hazinesi için “700 kantar tel” geliri eklenmiştir. Sancağa bağlı Arim, Terme, Ünye, Hisarcık, Ayvacık, Ökse, Fenari ve Akçay Kazâları tersaneye kendir veren ocaklardandı.14 Mart 1801’de Battal Hüseyin Bey Canik Sancağı’nı malikâne olarak alıp Erzurum Vâlisi olmuştur.

Caniklizâdeler gibi Hazinedârzâdelerin de ele geçirdikleri ilk büyük mukataa, Canik Muhassıllığı oldu. Canik Muhassıllığı ele geçirilmeden önce de aileden bazı kişilerin özellikle de Hazinedârzâde Süleyman Paşa’nın bazı küçük mukataaları iltizama aldığı tahmin edilebilir. Canik Muhassıllığı’nın Hazinedârzâdelere verilmesine yol açan olaylar ise geçmiştekilere benzer şekilde olmuştur. Hazinedârzâde Süleyman’dan önce muhassıl atanan kişi sancağa sahip çıkamamış, “Canik havalisinin birkaç seneden beri vuku’ bulan ihtilâli hasebiyle ashab-ı ziraat eküp biçmekten kalıp Tersane-i Âmire bu vecihle muzakaya dûçar” olduğundan Hazinedârzâde Süleyman Ağa muhassıl olarak atanmıştır.

Belgelerde, 1796 ve 1805 tarihleri arasında Canik Muhassıllığı yaptığına dair herhangi bir bilgi yoksa da bazı yıllar bu göreve getirildiği tahmin edilebilir. Hazinedârzâde Süleyman Ağa, 22 Ağustos 1805 tarihli bir belgeye göre, Canik Muhassıl Vekili olarak atanmıştır. Kimin yerine vekil olarak tâyin edildiği belli değildir. 1806 yılında yeniden tek başına Canik Muhassıllığı’nı ele geçirmiştir.

Tarihî coşku ve perspektiften Ünye’ye selâmlar.. esen kalınız.

Devam Edecek…

KAYNAKÇA :

 1 YEDİYILDIZ, Bahaeddin – Ordu Tarihinin Kaynakları I, 1455 Tarihli Tahrir Defteri Ankara, 1992; Öz, sh. 25.

2 KARAGÖZ, Yrd. Doç. Dr. Rıza – II. Meşrutiyet Dönemi’nde Canik Sancağı’nda İdarî Yapılanma, 19 Mayıs Üniv., Fen-Edebiyat Fak., Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.

14 BAY, Abdullah – Canik Muhassıllığı İçin Yapılan Siyasî Mücadeleler, Journal of Black Sea Studies (Karadeniz Araştırmaları), issue : 19/2008, pages : 67 – 85.

15 BOA, Cevdet Maliye, nr. 27716.

18 BAYKARA, Tuncer – Anadolu’nun Tarihî Coğrafyasına Giriş I, Anadolu’nun İdarî Taksimatı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara, 1988, sh. 75 – 76.

19 BA., A. RSK 1572, sh. 6.

21 Sofyalı Ali Çavuş Kanunnâmesi, sh. 31.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku