Yayınlanma Tarihi: 30 Ocak 2017 — okunma
İnsanlık tarihi boyunca ortaya çıkan bütün dinlerde, ibadethanelere büyük önem verilmiştir. Hem ilkel kabile dinlerine hem de bütün semavî dinlere mensup insanlar, içinde ibadet edecekleri mâbetler inşâ ederek bu mekânlara kutsiyet atfetmişlerdir. Mâbetler, insanlığın kültürel alt yapısını teşkil eden temel yapılardır. Kutsî yapılar, diğer tarihî yapılarla birlikte, insanlığın barındırması gereken kimlikleri yansıtan değerler olduğu için bunlara sahip çıkma kültürü de duyarlı ve inançlara saygılı elit toplumların gelişmişlik göstergesidir.
Bir yerin veya herhangi bir mekânın Allah’a tahsis edilmiş olması, yegâne kutsal yaratan varlık olan Allah’a nispetinden dolayı, o yere kutsallık atfedilmesine sebep olmuştur. İnançlıların manevî dünyalarının merkezinde genellikle mâbedler veya herhangi bir din mensuplarınca kabul edilen dinî merkezler vardır. Bu yerler aynı zamanda o din mensuplarının gönülden bağlı oldukları başlıca ibadet ve ziyâret yerleridir.1
Kutsal mekânlara saygı insan haklarının gereğidir. Kutsal Mekânlar çok fazla önem taşıyan ve özel karakteri ve bütünlüğü tüm şiddet ve kutsala olan saygısızlıklar karşısında korunması gereken mukaddes sevgi bağı olan yerlerdir. Bu mekânlar, onur, bütünlük, ad ve kimliğe saygı bağlamında, şimdiki ve gelecek nesiller için korunur. Hem dinsel önem teşkil eden alanlar hem de topluluklar ve insanlık adına tarihî, kültürel ve ekolojik miraslar olarak korunur. Bu mekânlara saygısızlık edilmez, zarar verilmez, dinî topluluklar kutsal mekânlarından zorla alıkonulmaz.2
İnsanlık, dinî azınlıkların kutsal mekânlarının özel bir kırılganlığı olduğunu akıldan çıkarmayarak ve kutsal mekânların dünyadaki birçok çatışmada ihtilâfların odak noktası veya yıkımların hedefi olduğunu kabul ederek, kutsal mekânların korunması, bu mekânların kullanılmasında dinî özgürlüğün temin edilmesi ve onların barışın, uyumun ve uzlaşmanın yerleri olarak tanıtılmasına ilişkin bir ilkeler çerçevesi araştırarak, kutsal mekânlara ilişkin çatışmaları irdelemede ve hangi dinden olursa olsun diğerlerinin kutsal mekânlarını korumak için lehte konuşma ahlâkî sorumluluğunu üstlenmede dinî liderlerin pozitif rolünü tanıyarak, din veya inanç özgürlüğünü ve diğer insan haklarını koruyan, kültürel mirası muhafaza eden ve silâhlı çatışmalarda sivilleri koruyan uluslararası anlaşmaları ve normları temel alarak, “Kutsal Mekânlar için Evrensel Kanun” hükümlerine saygı göstermeyi, ilgili hükümlerin dünya çapında gerçekleşmelerini sağlamayı ve onaylanmaları çağrısında bulunmayı resmî olarak taahhüt etmelidir.2
Bu açıklamaların günümüze uzantılarını Ünye bağlamında Hamam & Kilise muamması çerçevesinde anlaşılır kılmak adına araştırmamızı belgeler, sözlü aktarımlar, mimarî tarzlar ve yorumlar üzerinde yoğunlaştırdık ve araştırdık.
“Armenian Pontus: The Trebizond-Black Sea Communities” adlı kitabın 208 ve 449. sayfalarında Ünye’de (Unieh) Surb Minas Church’ten (Surp Minas Kilisesi) bahsedilmektedir.6
Ermeni AGOS Gazetesi, ‘Bir Zamanlar Ünye Kazası’ başlıklı haberinde; “1914’te 14 kilise ve 21 eğitim kurumu olan Ünye kazasında 7700 Ermeni yaşamaktaydı. Eskiden gelişmiş olan tersaneler, buharlı gemilerin ortaya çıkmasıyla yıkıldı ve çoğunluğu denizci olan nüfus XIX. yüzyılın ikinci yarısında göç etmek zorunda kaldı. Kalan 120 aile (700 kişi) XVIII. yüzyılda kurulan Surp Minas Kilisesi ve Mesrobyan Koleji çevresinde toplanmıştı.” haberine yer verir.7
19 Temmuz 1834 (H. 12 Rebiülevvel 1250) tarihli Osmanlı arşiv belgesindeki bir Hatt-ı Hümayûn’da Canik Sancağı’nda Ünye kasabasında kâin bir bâb kilisenin ekseri mahalleri münhedim (harap olmuş) bazı Ermeni kiliselerinin icra-yı tamirleri hakkında “Münhedim ve müşrif-i harab (harab olmaya yüz tutmuş olan) Ermeni kiliselerinin ta’miri istid’asına dair vürud eden mazamini meşru’ i’lamatın hülasasıdır” benzerî kayıtlara rastlanmıştır.8
Kaynağı ve belgesine henüz ulaşamadığım Les Arméniens (Ermeniler) adlı kitapta, 18. yüzyılda Ünye’de merkezde bulunan bir Ermeni Kilisesi’nin bahsi geçmektedir. ‘Kilise Aziz Minas‘a adanmış’ denilerek ‘1835 yılında onarım gördüğü’ bilgisine de yer verilmiştir.9
“Tarih Boyunca Batı Ermenileri” adlı eserin 3. cildinin 270. sayfasında yer alan ‘Dersaadet (İstanbul) Ermeni Patrikliği’ne Bağlı 45 Murahhaslık Yönetimindeki Manastır ve Kiliseler’ listesinde Ünye ve köylerindeki Ermeni Kiliselerinin adları yer almaktadır. Bu listeye göre; Ünye kazasında SURP MİNAS, Edincik bucağında Surp Garabed, Öküzköy köyünde Surp Lusavoriç, Üçpınar köyünde Surp Asdvadzadzin ve Surp Lusavoriç, Köklük köyünde Surp Garabed, Yağbasan köyünde Surp Hagop Mıdzpına Kiliseleri mevcuttur.10
Ermeni din adamı Trabzonlu P. Minas Bıjıskyan ‘Karadeniz Kıyıları Tarih ve Coğrafyası (1817 – 1819)’ adlı eserinde “Ünye’de sekiz yüz Rum, bir kiliseleri ile beraber kırk ermeni evi vardır. Türkler daha çoktur.” demektedir.13
Son olarak, Ermeni Kent Mahalleri (Armenian City Quarters) başlığı altında David KERTMENJIAN’ın “Armenian Pontus” adlı İngilizce eserdeki bahsini meslektaşım Sayın Oğuz ERDOĞAN’ın tercümesinden sizlere aktaralım:
Ünye (Unieh – Rumca: Inion, ayrıca Unia, Unie, Uniye, Yunie, Yunia),15 Samsun’un doğu komşusudur. Kasabanın yarım dairesel limanı batı kesimde yer alır. Kasaba bir yamacın üzerinde kurulu olup sıra evler teras düzeninde sık ve muntazam dizilidir. Kasaba, liman çevresinde bir amfitiyatro görünümünde denize bakılı konumdadır. Kasaba, dikdörtgen biçimli sınırlarının her iki yanındaki giriş kapısını haiz dört katmanlı kalesiyle antik özellikleri barındırır (Bzhshkian, Patmutiun Pontosi, p. 51). Kasaba, Kardo (kuzey – güney caddesi) ile (Cardo: Roma şehirciliğinde, kentin orta yerinde Decumanus ile kesişen kuzey-güney caddesine verilen ad.) Decumanus Maximus (doğu – batı caddesi) etrafında konumlanmıştır. Ermeni mahallesi, kasabanın kuzeybatı cihetindeki Rum mahallelerinin yanındaydı. Kırk aileden oluşan Ermeni azınlık yoğun olarak Aramî Okulu ve Surb Minas Kilisesi çevresindedir. Kilisenin girişindeki timpan (kapı kemer alnı) üzerine yazılmış bir kitâbeye göre yapı 1831’de inşâ edilmiştir. Bölgedeki diğerlerine benzer bir kompozisyonda gavitli (ön cemaat yeri) basit bir kilisedir. Ayrı bir giriş, ahşap triforyum (kiliselerde yan galeri) ve gynaeceumu (eski Yunan ve Roma’da harem dairesi) birbirinden ayırır. Kilise, 1840’daki bir yangın sonrasında yeniden inşâ edilir. Tüm duvarlar taştan yapılmış, ancak çatısı ahşap ve kiremit örtülüdür. Kasabanın güneyinde yer alan Rum mahallesinde bir başka Ermeni kilisesi Ermenilerin burada Ortaçağ’dan beri yaşamış olduğunu ortaya koymuştur (Mkhitarian, Vep gaghtakanutian, pp. 144 – 49). 1915’te kasabanın Ermeni nüfusu 1000 kişi olup kaza (ilçe) toplam nüfusu da cem’an 10.769 kişiydi (Hakobyan, Melik – Bakhshyan, Barseghyan, Hayastani teghanunneri bararan, vol. 3, p. 939, and vol. 5, p.192).
Buraya kadar sunulan belge ve tespitler ışığında Ünye’de XIX. yüzyıl ikinci çeyreğinde SURP MİNAS adlı bir Ermeni Kilisesi’nin varlığından kesinlikle söz edebilmemiz mümkün hale gelmiştir.
On yıl önce 19 Ekim 2006 tarihinde ÜTAG üyelerinin bana İngilizce olarak ilettiği ve http://unyezile.com/kalibya.htm adresinde tercümesini yayınladığım ‘Ünye ve Halibya Bölgesi’ adlı bir belgede Ünye merkezde yer alan kiliselerin varlığı ve adlarını kamuoyu ile paylaşmıştım. Bu İngilizce orijinli belgeye göre Ünye kiliselerini günümüzde; 1. Ermeni Surp Minas Kilisesi (Çarşı Hamamı), 2. Ortodoks Rum Theotokos Kilisesi (Ünye Meçhul Asker Ortaokulu), 3. Ortodoks Rum Panagia Kilisesi (Düğün Salonu), 4. Bizans Saint Nicholas Kilisesi (Aynikola – Garipler Adası) biçiminde özetleyebiliyoruz.11
Ünye’de Kaledere Mahallesi, Orta Çarşı Caddesi’nde, eski Feyziye Mektebi’nin (Anafarta İlkokulu) bahçesi arkasında yer alan ÇARŞI HAMAMI’nın (Eski Hamam) zikrolunan SURP MİNAS Kilisesi olup olmadığı konusunda yerel araştırmacıların tereddüt içerisinde olduklarını yazdıkları makale ve köşe yazıları içeriğinden anlayabiliyoruz. Bir kısmına göre halen günümüze kadar ayakta kalan yapı HAMAM, bazılarına göre RUM Kilisesi ya da KİLİSE’dir. Diğerleri ise muammayı belgeleyemediklerinden hamam mı kilise mi olduğu konusunda kararsız kalmışlardır.
Devam edecek
KAYNAKÇA :
1 GÜÇ, Doç. Dr. Ahmet – Kur’ân’da Kutsallık Anlayışı, Uludağ Üniversitesi, İlâhiyat Fakültesi, Sayı 9, Cilt 9, 2000.
2 Kutsal Mekânlar İçin Evrensel Kanun – Şu sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu temsilciler çalışma grubu tarafından, dünyanın başlıca inançlarının dinî liderleri ve uzmanları ile danışılarak geliştirilmiştir: One World in Dialogue, Oslo Center for Peace and Human Rights, Religions for Peace and Search for Common Ground. Funding for the Code was received from the Norwegian Ministry of Foreign Affairs. http://www.oslocenter.no/wp-content/uploads/2012/03/Turkish_EndHolyCode_3Korr.pdf
6 HOVANNISIAN, Richard G. – Armenian Pontus: The Trebizond-Black Sea Communities, Mazda Publishers, 2009, 453 sayfa.
7 AGOS Gazetesi – Bir Zamanlar Ünye Kazası, http://www.agos.com.tr/bir%20zamanlar/3_unyefatsa.htm http://www.agos.com.tr/tr/arshiv/birzamanlar/unye.html
8 TOSUN, Murat Dursun – Hatt-ı Ahşap Sanatı https://muratdursuntosun.wordpress.com/2014/11/22/karahisar-i-sarki-sancagi-ezbider-i-bala-koyunde-bulunan-ermeni-kilisesinin-1856-da-tamiri/
9 ÜNYE Yerel Tarih Grubu – Çınarın Gölgesinde Cumhuriyet Meydanı / Kavak Dibinden Ünye’nin Geçmişine Bir Bakış Sergisi, Temmuz 2001, 18 sh. http://unyezile.com/cinarcum1.htm
10 TUĞLACI, Prof. Dr. Pars – Tarih Boyunca Batı Ermenileri (1891 – 1922), 3. Cilt, Pars Yayın ve Ticaret, 2004, 876 sh.
11 BRYER, Anthony / WINFIELD, David – The Byzantine Monuments and Topography of the Pontos (OINAION AND THE DISTRICT OF CHALYBIA) http://unyezile.com/kalibya.htm
13 BIJIŞKYAN , P. Minas – Karadeniz Kıyıları Tarih ve Coğrafyası (1817 – 1819), 1969, İst., 132 sh.; DOĞAN, Osman – Karadeniz’de Bir Boğaziçi Ünye, Ünye Kent Arş. Ser. 2, İst., 2006, 384 sh.
15 HOVANNISIAN, Richard G. – Armenian Pontus: The Trebizond – Black Sea Communities, 453 sh, 2009, Mazda Publishers, / KERTMENJIAN, David – Armenian City Quarters and The Architectural Legacy of The Pontus, sh. 207 – 208.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.