Yayınlanma Tarihi: 17 Aralık 2009 — okunma
Hülya Eyigün ve Aynur Birdir isimli öğretmenlerin çabası ile eğitime görerek adım atan kardeşlerin öyküsü. Ünye Kent Gazetesi’nde “herkes bu öyküyü okumalı” başlığı ve içeriği gözlerini yaşartıyor insanın. Güzel yürekli o genç öğretmenlerden ülkemizde çok var biliyorum helal olsun sizlere sizi yetiştiren anne babalara.
Çakırtepe Hastanesi’nde engelliler tuvaleti. Kentimiz de engelliler için yapılan faaliyetlerin tümü.
Bundan sonra” çatısız binalara ruhsat verilmeyeceği” haberi.
Çamlık da yapılan bakım. Çok gecikti ama olsun, zararın neresinden dönülse kardır.
Çamlık da yolun kıyısında yapılan spor kompleksi. Nerede ise günün her saati dolu. İnsanlara hizmet sunun keşke yol kıyısı filan demiyorlar, büyük bir ihtiyaç.
Sahilde kaldırım taşları döşeniyor. Meğerse kaldırımlarımız ne genişmiş, unutmuşuz.
Orta Yılmazlar Mahallesi’nde “Osmanağa Camii”nin dış duvarına asılmış olan orijinal tabelası ve Türkçe açıklamalı yeni tabelası. Her tarihi binada olması gereken minicik, ama çok anlamlı bir uygulama.
Ülkemizde sokaklara yansıyan etnik tartışmaların ve taşkınlıkların Ünye’de yaşanmaması.
Hasan Bey Otel önündeki dere üzerindeki yolun üstüne yeni konulan beton banketler. Ne kadar gerekli. Hem yol da, hem yolun altında can güvenliği için.
Altınkum Mevkiinde ki ahşap bungalovların sağladığı düzen ve görüntü. İçleri de çok güzel.
Ünye Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde ve Laboratuarındaki hizmetlerin hiç aksamaması, insanların bekletilmeden işlemlerinin yapılması.
Ünye’de yerel gazete sayısının artması ve genellikle günlük çıkma eğiliminde olmaları.
İbrahim Çoşkun’un “Gündem Gazetesi” asayiş haberleri çok güzel bir uygulama.
Serap’ın “Mutfak” da ki nefis ev yemekleri.
Ünye balıkçı tezgahlarında ki canlı gibi duran balık manzaraları.
Ünye genelinde hafta sonları canlı müzik yapan eğlence yerleri.
Orta camide ki onarım ve restorasyon çalışmaları.
Orta Camii karşısı, “Çiftehamam Sokak” girişinde ki iki tarihi binanın aslına uygun restorasyonu sevindirici ama darısı “Çifte hamama” oradaki diğer sokaklara ve perişan haldeki tarihi binalara
Sebile Hanım Konağı’nın tüm eski ev sahiplerine örnek olması, birkaç tane Hüseyin Tantu, Hasan Şimşek daha gerekli bu güzelim evleri kurtaracak.
Bir tarafında bölgenin en mükemmel özel hastanesi, bir yanında bölgenin nerede ise en görkemli çok yönlü tesisi Atakale ile her zamankinden çok fazla hareketlenen Çakırtepe.
Ama bir ödül verilecek olsa, çevreye uyumu ve doğaya katkısından dolayı, Sami Soysal Parkı’na verirdim ödülümü.
Çevre yolunun bitiyor, Organize Sanayi’nin hazırlanıyor haberleri, kulağa hoş geliyor yinede, bölgenin en büyük hastanesi haberleri bekliyoruz ilk hareketleri.
Doğal gaz geliyor haberleri de çok güzel hareketler arasında sayılır haber bile olsa, ucuz ve sağlıksız kömürlerin dumanından nefessiz kaldıkça ferahlatıyor insanı ne zaman olacağını bilmesek de. Dumansız kışlar Ünye için mucize, sabah ve akşam Caaanım Yalı’yı kaplayan siyah duman halkasının, hatıralarda kalacak olmasını düşünmek, hayal etmek bile çok güzel hareketler Canım Ünye için.
Not.: Siz başlığa bakıp Yılmaz Erdoğan’ın harika oyuncuları Ünye’ye geliyor zannettiyseniz, o da olur bir gün.O amaçla yazıyı açıp , baktınız başka haberler var, kızar gibi oldunuzsa kızmayın lütfen birde biz deneyelim dedik, millet nerede ise her yazısını “sahte başlıkla, hileli başlıkla” okutuyor, en azından tıklatıyor, biz de bir deneyelim dedik, her ne kadar sitemiz yeni olsa da.
CANIM TÜRKİYE
Etnik dalgalanmalar ile dipten sallanmakta olan güzel ülkemizde ve olağanüstü renkli hareketli gündeminde çok anlamlı olan ve sık sık tekrarlanan ve uğruna binlerce gencecik insanın şehit olup bizlerinde bağrını yakan haberler geldiğinde nerede ise koro halinde tekrarladığımız bu sözler hiç ummadığım bir anda çıktı karşıma.
Binlerce boncuğu yan yana getirerek hazırladığı kalp şeklinde ki yastığa yazılan bu kısa cümle her zaman çok anlamlı ama bir kader kurbanı mahkuma ait olursa daha bir anlamlı oluyor.
Ünye Cezaevi Mahkumlarının hazırladıkları “boncuk işi eşyalardan oluşan sergi” inanılmaz güzellikte ki minik eşyalardan oluşuyor.
O kadar boncukla bu kadar güzel işlemeler yapılması için gerekli sabır ve zaman ancak orada bulunur.
Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş renkleri ağırlıklı eşyalardan en çok otomobil süsü, çakmak kabı, cüzdan ve tespihler var.
Üzerinde “hatıra” da yazsa sadece jopları sevmedim. Maket gemiler harika, şahane, önceden hep Sinop’dan gelirdi onlar. Sadece bir tanesinin büyüğü şu kocaman Karadeniz’imizde yüzse ne kadar güzel olur, nostalji diye shov diye.
Tel kırma havlular, şapkalar, örtüler ve şahane şallar, fiyatları da çok uygun. Birde cezaevinde dikilen nevresimlere şaşırdım. Hazır kumaşlar orada dikilip paketleniyormuş.
Tabii en çok da renkli renkli fileleri sevdim. Plastik poşetlerden kurtulabilmek için bir fırsat ve sadece 5 lira.
Sergi Ticaret Borsası’nda,10 sürecek. İnsan o eşyaları hazırlayanları, duygularını ve ortamlarını merak ediyor ister istemez.
Salonda görevli arkadaşların aktardığına göre atölyeleri varmış ve usta çırak yöntemi ile herkes üretim yapıyormuş.
Ah ne zordur bir şey satmak. Bir de el emeği olursa. El emeği, göz nurunun fiyatı olamaz. Yinede bu salonda kiler çok ucuz. Alınmayacak gibi değil.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.