son haberler

Doğu Karadeniz Rumları ve Ünye – II

Yayınlanma Tarihi: 24 Ocak 2020 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Giresun Belediye Başkanı Kaptan Yorgi’nin Marsilya’ya yerleşmiş olan tüccar oğlu Konstantin Konstantinides, 1917 yılı Ekim ayında üzerinde “Ey, Pontus vatandaşları, ayaklanınız! Hür milletlerden yüksek hayat ve bağımsızlık haklarınızı isteyiniz.” yazılı resimli posta kartları bastırarak dağıtmış, 04 Şubat 1918’de Marsilya’da topladığı ilk Pontus kongresinin başkanlığına seçilmesinin ardından Marsilya’daki Pontus komitesi adına İngilizlere gönderdiği bir mektupta Karadenizli Rumların millî dil ve ruhlarını koruyarak bugüne dek varlıklarını sürdürmeyi başardıklarını, barış konferansının haklarında vereceği kararı sabırsızlıkla beklediklerini bildirirken Rus Hariciye Komiseri Troçki’ye çektiği bir telgrafta da “bölgenin Ruslarca tahliyesinin ardından tekrar Türk egemenliğine giremeyeceklerini, Rus sınırı ile Sinop arasında bir cumhuriyetin kurulması için Rus müdahalesini beklediklerini yazmış, ayrıca Hrisantos ve Batum’da bulunan Rum birliği komutanı Albay Anonias’a da birer telgraf çekmiştir.1

Pontus meselesi, esas olarak 1919 yılındaki Paris Barış Konferansı ile Türk – Yunan ilişkilerinde bir sorun haline gelmeye başlamıştır. Doğu Karadeniz Rumları, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılmak isteyen Ermeniler gibi kendi devletlerini kurmak istemişlerdi. Daha önce Osmanlı idaresinden çıkmak için yüzlerini Rusya’ya çevirmiş olan Doğu Karadeniz Rumları, 1917 yılındaki Bolşevik İhtilâli’nden sonra Rusya’nın İtilâf Devletleri safından ayrılmasıyla Yunanistan’ın kendilerine hamilik yapacağını ümit etmeye başlamışlardı. Zira, Yunanistan’ın da arkasında başka bir büyük devlet olan İngiltere vardı.14

  1. yüzyılın sonları ile 19. yüzyılın genelinde Avrupa’da cereyan eden olaylar Osmanlı Devleti’ni oldukça sarstı, genel memnuniyetsizliklerin yanında savaşların getirdiği tepkiler ve beklentiler Pontusçu hareketlerin yoğunlaşmasına, giderek isyan haline dönüşmesine sebep oldu. I. Dünya Savaşı sırasında, Rum eşkıyalık olaylarını inceleyen heyetin 23 Ağustos 1916 tarihli raporuna göre Samsun bölgesinde 11, Bafra’da 5, Çarşamba’da 8, Terme ve Ünye’de 3, Sinop’ta 3 Rum çetesi bulunuyordu (Prof. Dr. Dursun Ali AKBULUT – Millî Mücadelede Orta Karadeniz Kuva-yı Milliyesi, Samsun).2

Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919 – 20 Ocak 1920) sırasında, Doğu Karadeniz Rumları bağlı bulundukları devletten ayrılma isteklerini açıkça beyan etmişlerdi. Bu ayrılma ya Yunanistan’a bağlanarak ya bağımsız bir devlet kurarak ya da Büyük Devletlerin birinin mandaterliğinde özerk bir devlet oluşturarak gerçekleşecekti. Nüfus olarak çoğunluk olmadıklarının farkında oldukları için de Doğu Karadeniz’e diğer coğrafyalardan Rum nüfus getirmeye çalışmışlardı.14

Rumlar, Karadeniz Bölgesi’nde Türklere oranla oldukça az bir nüfusa sahip olduklarının farkındaydılar. Bu nedenle Rum cemiyetleri ve din adamları I. Dünya Savaşı’nda sevke tâbi tutulsun tutulmasın, Mondros Mütarekesi’ni müteakip Rusya, Romanya, Yunanistan, Avrupa hattâ Amerika’dan Anadolu’ya çok sayıda Rum göçmen taşımaya başladılar.2

Karadeniz’e yönelik Rum göçünde Rum Muhacirin Cemiyeti büyük rol oynamaktaydı. Rum Muhacirin Cemiyeti, Galata’da Minerva Hanı’nda “Rum Muhacirleri Merkez Komisyonu” adı altında çalışan Kordos Cemiyeti ile birlikte faaliyette bulunmaktaydı (Tayyip GÖKBİLGİN – Millî Mücadele Başlarken I, Ankara, 1959, s. 154)2

Rum Muhacirleri Merkez Komisyonu’nun başlıca görevleri; Türkiye’de isyanlar çıkarmak, ihtilâl teşebbüsünde bulunmak, düzeni bozmak için gelen Yunanlıları Rum göçmeni gibi göstererek Karadeniz sahillerine göndermek, Rum nüfusunun çoğunlukta olduğunu gelecek heyetlere göstermek için çeşitli nüfus kaydırmalarında bulunmak ve eksik yerlere göçmen adıyla Yunanlıları sevketmek, çeteler kurmak, silâh ve cephane temin edilerek Anadolu’daki Türk millî hareketine karşı yapılacak eylemleri organize etmekti (BOA, DH-KMS, 49-2/29).2

29 Nisan 1919 günü Dahiliye Nezareti (İçişleri Bakanlığı) tarafından Samsun Mutasarrıflığı’na gönderilen telgrafta ise yüzlerce Rum ve Ermeni’nin Ünye, Bafra, Çarşamba ve Amasya’ya geçtikleri bildirilmekteydi (BOA, DH-KMS, 50-1/87).2

Rum çetelerin önceki yıllarda başlattıkları asayişsizlik hareketlerine karşı 13-14 Haziran 1914 gecesinde, Ünye’de pazar yerindeki her yere ve meclis üyesi G. Thomaides’in ve Rum Okulu Müdürü G. Papamarkos’un evlerine Gizli Boykot Komitesi Şubesi imzalı bir bildiri yollanmış ve can güvenlikleri açısından Ünye’yi terk etmeleri salık verilmişti.15

İngiliz temsilcisi Rum asıllı yedek yüzbaşı Salter, Metropolit Germanos’un başkanlığında bir örgüt kurdu. Germanos çete başlarını Samsun piskoposluğunda bir araya getirerek örgütün Samsun, Bafra, Çarşamba, Ünye, Fatsa, Tokat, Niksar, Merzifon, Havza, Erbaa, Ladik, Amasya ve Vezirköprü bölgelerinde teşkilâtlanmasını kararlaştırmışlardır. Pontus ayaklanmasında en kuvvetli direniş adı geçen bölgelerde olmuştur.4-16

Rumların 19 ve 20. yüzyılda yardımlaşma ve kültürel faaliyetler için Karadeniz’de kurdukları derneklerin başlıcaları; Merzifon’da ‘Pontos’, Tokat’ta ‘Eudokias’, Samsun’da ‘Proodos’, ‘Perikles’ ve ‘Yardım Cemiyeti’, Ünye’de ‘Evangelismos’, Ordu’da ‘Hıristiyan Gençlik Cemiyeti’, ‘Anagennesis’, Giresun’da ‘Argonautai’, Trabzon’da ‘Yardım Cemiyeti’, ‘Anadolu’, ‘Kromnililerin Eğitim Birliği’, ‘Ksenofon’, ‘Merimna Kadın Yardımlaşma Cemiyeti’, ‘Okul Komitesi’, ‘Argyropolitisliler’, Gümüşhane’de ‘Yardım Cemiyeti’, ‘Socrates’dir. Bu cemiyetler teşkilâtlanarak Karadeniz Bölgesi’nde bir Rum devleti kurmak ve Yunanistan ile birleşmek gibi benzer amaçları gütmüşlerdir.1

Nisan 1919’da Amasya Metropoliti Germanos KARAVANGELİS, İngilizlerin de desteğiyle yeni Rum çetelerinin kurulmasına önayak olurken, Zile Piskoposu Eftimos ile birlikte sayıları 40’ı bulan çete reislerini Samsun Piskoposluğu’nda toplayarak Samsun, Bafra, Çarşamba, Ünye, Fatsa, Tokat, Niksar, Merzifon, Havza, Erbaa, Ladik, Amasya ve Vezirköprü bölgelerinde yeni örgütlenmeler oluşturulması, çetelerin birbiriyle koordineli çalışması, Türk köylerine karşı sindirme operasyonları düzenlenmesi, Türk yetkililerinin tehdit edilmesi ve Osmanlı ordusunun ikmal kollarına baskınlar düzenlenmesine ilişkin emirler vermiştir (Bkz. Samsun, Pontusçuluk Faaliyetleri).13

Doğu Karadeniz’de Yunanistan’ın desteğiyle bir Rum isyanının başlaması, Pontus meselesini genel olarak Doğu Sorunu’nun bir parçası olmaktan çıkarıp, özel olarak Türk – Yunan ilişkilerinin bir parçası haline getirmişti.14

29 Ekim 1919’da İngiliz kontrol subaylarından Yüzbaşı J.S. Perring (Perring’ten Sir J. de Robeck’e, FO371/4160), de Robeck’e yazdığı mektupta Ünye, Fatsa, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Batum’u ziyâret ettiğini ve bu bölgelerde mütarekeden [Türk tarihinde 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile başlayıp Mudanya Mütarekesi (11 Ekim 1922) ile sona erdiği kabul edilen ve işgal ve Kurtuluş Savaşı ile betimlenen ara dönem] sonra Türkiye’ye dönen Rum göçmenlerle karşılaştığını yazmaktadır. Bu Rumlara savaş sırasında Türkiye’de kalan Rumlar da eşlik etmekteydiler. Perring, bu Rumların Türkiye’yi terk etmelerinin sebebi olarak güvenliğin olmamasını ve bazılarının geride bıraktıkları mallarını geri alamamaları olduğunu söylemektedir. Asayişin ortadan kalkmasının başlıca sebebi Osmanlı Hükûmeti’nin Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilâf Devletlerinin baskı ve talepleri yüzünden paralize (felç) olmasıdır.14

Ünye ve Terme’de çok sayıda Rum çetesi vardı. Doktor Corci Çetesi, Vasil Çetesi, Abacı Yorgi Çetesi, Abacı Hristo Çetesi, Mihailoğlu Nikola Çetesi, Nikolaoğlu Hristo Çetesi, Terme Metropolit Vekili Milidis Çetesi, Kara Yorgi Çetesi, Leondi Çetesi ve Genadidis Çetesi bunlardan yalnızca bazılarıdır (ATASE, Kl.419, Dos. 3, Fih. 3-2; ATASE, Kl.783, Dos. 39, Fih. 30-17).

Pontus davasına hizmet eden ve bölgede asayişi ihlâl eden Rum çetelerinin bulunduğu yerlerden birisi de Fatsa kazası idi. Burada faaliyet gösteren Rum çetelerinden bazıları şunlardı: Muhtar Kosti Çetesi, Dava Vekili Mıgırdıç Çetesi, Eczacı Yanko Çetesi, Papaz Todari Çetesi, Kabaköy Muhtarı Yorgi Çetesi, Papaz Hristo Çetesi, Alakiriş Köyü Muhtarı Nikola Çetesi ve Gorgoroğlu Emenual Çetesi (ATASE, Kl.783, Dos. 39, Fih. 30–18).

Fatsa civarında bir Rum çetesini takip eden bir müfrezemiz eşkıya ile çatışmaya tutuştuğu esnada, civar Rum köylerinden bin kadar silâhlı ahali tarafından kuşatılarak müfrezemizden bir zabit, yedi nefer şehit edilmiş ve müfrezemiz güç belâ kuşatmayı yararak geriye çekilmek zorunda kalmıştır (ATASE, İSH, K.10, G.104, B.104-2).2

Rumlar ile Müslüman muhacirler arasında Doğu Karadeniz’de anlaşmazlıklar yaşanmış olmasına rağmen Ünye’deki Rumlar hakkında Perring, Rumların kaymakamdan memnun olduklarını ve hâlihazırdaki durumun devam etmesini ümit ettiklerini belirtmektedir (Report by Captain Perring on his visit to the Coastal Towns of Unieh, Fatsa, Ordu, Kerasun, Trebizond, Rize and Batoum. FO371/4160).

Perring, 13-29 Ekim 1919 tarihleri arasında Samsun’dan İngiltere’ye ait Gardenia isimli, tahminen 10-15 kişi kapasiteli, küçük bir gemi ile seyahatine başlayıp Doğu Karadeniz’de belirli bölgelere (Ünye, Fatsa, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Batum’a) uğrayıp gözlemlerini İngiltere’nin İstanbul’da bulunan Yüksek Komiseri Amiral de Robeck’e göndermiştir. Robeck, rapora bazı kendi görüşlerini de ekleyip İngiltere Dışişleri Bakanı Curzon’a iletmiştir (The National Archives, Foreign Office 371/4160). Perring’in raporuna göre Doğu Karadeniz’de 13-29 Ekim 1919 tarihlerinde durum şöyledir:

ÜNYEKaymakam: Mahmut Celalettin (bir ay önce geldi). Hem kasabanın kendisinde hem de ilçede büyük düzelme oldu. Daha önce göndermiş olduğum raporda da bahsettiğim bir hâdise dışında dostâne ilişkiler kurulmaktadır. Yunanlılar ya da Ermeniler tarafından herhangi bir şikâyet yapılmıyor, her iki toplum da kaymakamdan memnun olduğunu ifade ediyor ve mevcut durumun devam edeceğini umuyorlar. Kaymakam’ın talebi üzerine Köklük’teki (Köklük, günümüzde ilçe merkezi Ünye’ye 9 kilometre uzaklıkta bulunan bir köydür.) Ermeni cemaatinin liderine şunları yazdım; şiddeti tırmandıracak önlemler alınmaması şartıyla daha önceki (240 no.’lu raporumda bahsettiğim) olayın kapatıldığını ve sürtüşmeyi önlemek için her türlü çabanın gösterilmesini rica ediyorum. Bu mektubum karşılığında kaymakam bu mahaldeki mülkiyet sorunlarını araştırmak ve mültecilerin geri dönüşlerini düzenlemek için bir temsilci gönderdi. Ayrıca Ermenilere de mülklerinin iadesi için gayri resmî yollara başvurmamalarını ve geleceğe yönelik tüm hak taleplerini görevlendirilen temsilci aracılığıyla yapmalarını bildirdim. Şu anda kasabadaki tüm mülkler iade edilmiş durumda.17

Yüzbaşı Perring’ten Robeck’e” – 29 Ekim 1919: Majestelerinin Gardenya gemisi ile Ünye, Fatsa, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Batum bölgelerini ziyâret ettiğimi bildirmekten onur duyuyorum. Her bir bölge için ayrı raporlar hazırlanmıştır.17

Perring’in raporunu inceleyen Robeck, rapordaki bazı bilgilere kendi düşüncülerini de ekleyerek durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a iletir; “Koramiral Robeck’ten Curzon’a” – İstanbul, 24 Kasım 1919: Ben, bölgedeki tüm güvenlik sorunlarıyla ilgili olarak, her türlü yerleşme problemleri ile başa çıkabilmek için ön hazırlıklar yapılması, malların iadesi ve geri dönüş sorunları noktasında Trabzon vilâyetindeki durumun giderek bozulmakta olduğunu gördüm.

Örneğin; Giresun bölgesinde yerel makamların emirlerinin uygulanmasında Trabzon valisi çok güçsüz kalmakta ve olayları örtbas etmektedir. Ünye’deki koşullarda iyileşme görülmekte ve Samsun kaymakamı tarafından Fatsa’daki yasadışı unsurlar dağıtılmıştır. Yönetim orta derecede ihtiyatlı davranmakta ve bir miktar enerji harcamaktadır. Korsanlığın belirgin bir şekilde artışı rahatsız edicidir. Korsanlar genellikle Rize’den ve Lazistan’ın kıyı bölgelerinden gelen Lazlardan oluşmaktadır.17

Devam edecek

KAYNAKÇA:

1 ÖZTÜRK, Özhan – Pontus / Antikçağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasî Tarihi, Genş. 3. Baskı, Nika Yayınevi – 37, Haziran 2016, 973 sh.

2 OKUR, Doç. Dr. Mehmet – Pontus Meselesinin Ortaya Çıkışı ve Karadeniz Bölgesi’nde Pontusçu Faaliyetler, Karadeniz Araştırmaları, Sayı: 14, Yaz, 2007, ss. 1 – 28.

4 PEHLİVANLI, Dr. Hamit – Tarih Perspektifi İçerisinde Pontus Olayı: Yakın Tarihimize ve Günümüze Etkileri, 21 sh.

13 YERASİMOS, Stefanos – Pontus Meselesi, Published on Nov 18, 2017. Yerasimos, 1989: 372-73.

14 BİLGİÇ, Bestami S. – Doğu Karadeniz Rumları: İsyan ve Göç (1919 – 1923), TTK Yy. IV/A-2-3.1. Dizi – Sayı: 3, TTK Basımevi, 2011, Ankara, 162 sayfa.

15 ÇİLİNGİR, Tamer – Pontos Gerçeği, Belge Yayınları, Sayfa: 139. 100 Yıllık Ünye Bildirisi ve ‘Dostça Uyarı: GİDİN’, 24 Temmuz 2019.

16 BALCIOĞLU, Dr. Mustafa – Birinci Dünya Savaşı Sırasında Karadeniz’de Rum Faaliyetleri ve Sivil Tepki, OTAM, Sayı: 4, Ankara, 1993, 8 sh.

17 ERDEM, Dr. Öğr. Üyesi Ufuk – İngiliz Kontrol Subayı Yüzbaşı Perring’in Mondros Mütarekesi Sonrası Karadeniz’deki (Ünye, Fatsa, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Batum) Gözlemleri (13/29.10.1919), 100. Yılında Mondros Mütarekesi ve Karadeniz’de Millî Mücadele Uluslararası Semp., C. II, KTÜ Yy., ss. 661 – 675.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku