son haberler

Ekmeğini Simitten Çıkaran Adam

Yayınlanma Tarihi: 9 Şubat 2018 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Ekmeğini taştan çıkarmak diye bir tabir vardır. Genellikle işi zor olan, geçinmek için fazla zahmete katlanan, nafakasını temin etmek için yılmadan usanmadan çalışanlar için kullanılır. Bu tür insanlar çok çalışıp az kazanırlar. Takdir edilen tarafı şudur ki kimseye muhtaç olmazlar, alın terleriyle hayatlarını idame ettirirler.

Bu deyim daha çok vasıfsız işçiler için kullanılır. Bunların sigortaları yoktur. Bütün gelirleri o günkü kazandıklarıdır.

Bu tür kişilerin en zoruna giden şey horlanmalarıdır. Horlanma her zaman sözle olmaz. Bir bakış, bir duruş onları horlamaya yeter. Mesela milyonlarca parayı bir çırpıda harcayıp, bir fakirin üç-beş kuruş zor eden malı için pazarlık yapanlar olur. En pahallı eşyaları kullanmak onlar için onur(!) meselesidir ancak akşama kadar bir bağ maydanozu satmak için çaba sarf eden birine “Bunlar solmuş, şu fiyata versen olmaz mı” gibi sözler söyleyenler olabilir.

İnsanın aklına yanlış şeyler gelmiyor değil. Acaba bu insanlar daha rahat geçinse ben bu ‘maydanozu’ başka yerden temin edemem mi sanıyorlar.

Eskiden fakirin hep fakir olması zenginin işine gelir gibi yarı ideolojik bir anlayış vardı o geldi aklıma.

Bu yüzden seyyar satıcılara hep takdirle bakmışımdır. Çünkü onlar aslında eli öpülecek kişilerdir. Çalmazlar, dolandırmazlar, kimseyi kandırmazlar ve geçinmeye çalışırlar.

Günlerden bir gündü.

Bir hastanenin önünde simit satan bir satıcı gün boyu elindeki simitleri satmak için bir noktada dururdu. Belli ki müesseseden izinliydi. Veya kimse ona bir şey demiyordu. Ne zaman o hastaneye uğrasam o simitçiyi orada görürdüm.

Bir gün yine yolum hastaneye düştü. Simitçi aynı yerde duruyordu. Hastanede çalışanlar öğle yemeğine çıkmışlardı. Yani çalışan insanların acıkma zamanı gelmişti. Simitçi de çalışıyordu ve o da insandı. Onun da vücudu açlığa belli süre dayanabilirdi. O halde o da beslenmeliydi.

Ancak diğerlerinden bir farkı vardı. Bu önemli bir farktı. Diğerleri işlerini kısa bir süre terk edip tekrar işlerine döneceklerdi. Herkesin yaptığı iş belliydi. İşyeri belliydi. Saati beliydi. Ücreti belliydi.

İşte bu kadar belirli şeylerin yanında bir belirsizlik vardı ki o da seyyar satıcının durumu.

O bulunduğu yeri terk edemezdi. O da öyle yaptı. Gelirken yanında getirdiği ekmeği katıksız yemeye başladı. Bir simit ile bir ekmek aynı fiyattaydı. İnsanlar bir simit ile doyamazlardı. Yani sattığı şeyi doyana kadar yemiş olsa ne kazanacaktı ki? O da işin ekonomik tarafını seçti. Bu seçim istekli bir seçim olamazdı. Çünkü o bir ev geçindiriyordu.

Simit satıcısını ekmek yerken uzaktan seyrettim. İçim bir tuhaf oldu. Bir halime baktım bir de ona. Ekmeği her ısırışında, ayakta ve hayatta kalma mücadelesi veriyor gibiydi. Çünkü o yaşadığı ve az da olsa kazandığı müddetçe ailesine de nafaka sağlayacaktı. Ben ise tok karnına ona üzülüyordum. Böyle üzülmek kolay.

Ey simitçi kardeş! Ey buna benzer iş yapan seyyar satıcılar! Siz kötü bir şey yapmıyorsunuz. Ancak toklar açın halinden anlamıyor.

Ey toklar!

Siz hiç aç ve işsiz kaldınız mı?

Mutlusunuz değil mi?

Biliyorum suç sadece tokların da değil. Ama işin içinde bir terslik var bunu da biliyorum.

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku