son haberler

İki Bisküvi Arasındaki Gönül

Yayınlanma Tarihi: 18 Ocak 2021 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Çocukluğumuzun en ihtiyaç olmayan en özel yiyeceklerindendi. Temel gıda maddesi değildi.

O zamanlar market denilen nevzuhur ticarethaneler yoktu. Bakkal amca her malın bir kenarına “gönlünü” koyarak satıyordu.

Bakkallarda temel ihtiyaç maddeleri bulunurdu. Şeker, tuz, sıvı yağ, buğday unu, zeytin, peynir gibi temel gıda maddeleri bulunurdu. Yine bir evin ihtiyacı olan; gaz yağı, gaz lambası, gaz lambası fitili, gaz lambası camı, iplik, iğne, çizgili A4 kâğıdı, basit nakış malzemeleri gibi ticari şeyler bulunurdu.

Ayrıca keyfiyete göre; tahin helvası, akide şekeri, lokum, gofret ve gazoz gibi yiyecek ve içecekler satılırdı.

Zaman içinde, boncuk türleri, basit süs eşyaları da bakkallarda bulunurdu.

İhtiyaca ve zamana göre çeşitler artardı.

Gazyağı, gaz lambası için aydınlatmada kullanılırdı. Ayrıca ateş tutuşturmakta da kolaylık sağlardı. Gaz lambası 5, 7 ve 14 numara gibi çeşitleri vardı. Misafir geldiğinde fazla aydınlık olsun diye 14 numarayı, sair zamanlarda tasarruf olsun diye 7 numara kullanılırdı. Karanlık olmasın diye çocuk odalarına çocuklar uyumadan önce 5 numaralı gaz lambası konulur, herkes uykuya dalınca fitili yani ışık veren yeri sönmeyecek kadar kısılır hem karanlık olmaz hem de yakıtından tasarruf sağlanırdı.

Bütün bunlar ayrı bir yazı konusu aslında.

Biz çocuklar için akide şekeri, lokum ve bisküvi çok önemliydi. Akide şekeri cam bir kavanozda bakkal amcanın masasının üzerinde bize bakardı. Lokum ve bisküvinin kendine göre kutuları vardı. Biz babalarımızdan aldığımız 25 kuruşla bunlardan sadece birini satın alabilirdik.

Zamanla arkadaşlar arasında bazı kararlar aldık. Bazen iki arkadaş bakkala gider, birimiz bisküvi, diğerimiz lokum alır; deniz kenarında bir kayalığa oturur bisküvileri ile lokumları paylaşırdık. Sonra bisküvilerin arasına lokumları koyar beraberce yerdik.

İki, bazen üç veya dört arkadaş böyle bir ortaklıkla keyif yapardık. Harçlıklarımızı birleştirir hoşumuza giden yiyeceklere sahip olurduk. Ortaklığımız bir ticaret ortaklığı değil, gönül ortaklığı olurdu. Biz bilirdik ki diğerimiz olmasa bu yiyeceklere sahip olamazdık.

Bu yardımlaşma aramızda olan sevgiyi artırır, yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu anlardık. Bazı bölgelerde “kıstırma” veya “biskevit” denilen bu yiyecek türü bir gönül yardımlaşmasının neticesinde teşekkül ediyordu.

Maddi durumu daha iyi olan arkadaşlar ikisini birden alıp bizim yaptığımızı tek başlarına yapıyorlardı. Ancak onlar yine tek başlarına yiyorlardı. Birden fazla kişinin bir emeği, bir sevgisi, bir yardımlaşma çabası yoktu bunda. O arkadaşlarımız varlıklı olmanın bedelini yalnızlıklarıyla ödüyorlardı. Sevgiden, yardımlaşmadan, çabadan, dostluktan mahrum büyüyorlardı.

Bu biraz böyle devam etti. Bisküviler, lokumlar, şekerler renkli ambalajlara girmemişti ama biz onları gönül dünyanızda renklendiriyorduk.

Günlerden bir gün bakkala “kaymaklı bisküvi” adında bir çeşit daha gelmişti. Ne olduğunu araştırdığımızda; iki bisküvinin arasına krema konularak yapılmış bir bisküvi çeşidi olduğunu öğrendik. Yani artık iki sade bisküvi arasına lokum veya tatlı bir şey koymaya lüzum kalmamıştı.   Birileri bunu bizim adımıza yapmışlardı.

Bu durum kolayımıza geldi. Artık birimiz sade bisküvi, diğerimiz lokum almıyor; kremalı bisküvi alıyorduk.

Zaman içinde daha varlıklı ailelerin çocukları gibi biz de yalnızlaştık. Kimsenin kimseye yardımı ve ihtiyacı olmuyordu. Samimiyet yavaş yavaş kayboluyordu. Daha ferdiyetçi bir cemiyetin temelleri atılıyordu.

Ve iki bisküvi arasına lokum koyan iki arkadaş yoktu artık.

Biz o iki bisküvinin arasından lokumu değil gönlü çıkardık aslında ve yalnızlaştık.

 

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku