son haberler

İsmini Ağabeyinle Ablana Uydurduk

Yayınlanma Tarihi: 23 Mart 2018 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Efendim malum olduğu üzere en müşkül işlerden biri de çocuğa isim vermektir. Özellikle günümüzde bu daha da zor olmaktadır. Hatta bunun için lügatler bile hazırlanmıştır. En yeni çocuk isimleri diye.

Özellikle az bulunmasına dikkat ederiz. Bazen meşhur olanları tercih ettiğimiz de olur. Mesela erkeklerde ‘can’ kızlarda ‘nur’ takısı veya ilavesi yahut sadece bir isim olarak çok kullanılmaktadır.

Bugün resmi nüfus kayıtlarına baktığımız zaman ilk on dört isim arasında kız ismi yok. Yani erkek isimlerinde  ince elenip sık dokunmamış. En çok kullanılan isimlerden ‘Mehmet’ birinci sırada. Bunu takip eden ilk on üç isim hep erkek ismi. En çok verilen kız ismi ise “Özlem.” Özlem on dördüncü sırada. Ve yine erkeler sıralanıyor. Belli ki kız isimleri verirken daha çok özen gösteriyoruz.

İşin en garip tarafı hiçbir dilde karşılığı olmayan isimler en çok ülkemizde kullanılıyor. Yani ne Türkçe, ne batı dillerinde ne de doğuda bir manası var. Elbette burada bu isimleri yazamayız. Bir okuyucumuzun adı, çocuğu yeğeni veya akrabasına rastlar sıkıntı olur. Ama maalesef ülkemizde böyle bir garabet var. Böyle ne manaya gelmeyen isimleri de en çok ilçelerde verilmiş olması daha düşündürücü. Köylü daha çok bilinen ananevi isimleri vermiş. Büyük şehirdekiler daha yeni ama en azından anlaşılır bir isim vermiş. Köylü ile büyük şehirli arasında kalmış yerlerde garip isimlere daha çok rastlanıyor.

Çocuk büyüyünce bakacak sözlüğe böyle bir kelime yok. Soracak ana ve babasına ne demek diye. Ana baba uyduracak. İşte eskiden filan yerdeki bir zatın adıymış… Çocuk yutmayacak ama çare yok. Yani eskilerin “irapta mahalli yok” dedikleri şeyden.

Adettir öğretmenlerden bazıları ilk derse girdiklerinde çocuklara isimlerini sorarlar. Bir gün ben de öyle yaptım. Ve sıra bir kız öğrencime geldi. “ Adın ne?”  dedim. “Kötü bir şey öğretmenim” dedi. Ben ısrar etmedim. Çünkü Türkçesi “put” demekti. Ama isim olarak sanki kulağa hoş geliyordu. Kızın adı “Sanem”di.

İşin bir başka boyutu da var. Genelde ‘uysun’ diye ikinci çocuğa birinciye verilen ismin söylenişine yakın isimler veririz. Mesela büyük kız Filiz, küçüğü Yeliz. Büyük oğlan İlker, ikincisi Soner. Neden Yeliz ismini verdin diye sorarsanız, size ablası Filiz olduğu için diyecek. Ya ablası Hülya olsa sen Fulya’mı vereceksin yani.

– Adın ne?

– Soner.

– Niçin verdiklerini biliyor musun?

-Ağabeyim İlker’de ondan.

-Ağabeyin Hakan olsa sen İhsan mı olacaktın yani. Misaller artırılabilir.

Şimdi bu çocukların, büyüyünce hayatları ayrı, işleri ayrı, evleri ayrı, keseleri ayrı olmayacak mı? Peki, niye küçüğü büyüğününkine uyumlu. O başka diğeri başka değil mi? Sakın beni evin küçük çocuğu sanmayın. Ben de ilk çocuğum ama burada bir yanlışlık var. Siz düpedüz ikinci çocuğu ilkine göre tanzim ediyorsunuz. Bu durumda ben küçük çocuk olsam reşit olur olmaz mahkemenin yolunu tutar, hemen ismimi değiştiririm. Ve derim ki o başka ben başka. Benim de bir oyum var onunda. Bende vergi veriyorum o da. Kanunlar ikimize de eşit. -her zaman olmayabilir- niye benim ismim ona benziyor.

Bütün bunların çocuklar üzerindeki olumsuz tesirini görmek lazım. Belki çocuk sizin ama onlar ayrı bir birey. Kimse falancanın kardeşi, filancanın ablası diye anılmak istemez. Biz isimlerini yan yana getirirken onları bir birinden ayırıyoruz.

Sizin için ablanıza uysun diye seninde ismini öyle verdim veya ağabeyine benzesin diye o ismi seçtim deseler ne hissedersiniz. Ona isim beğen beni ona uydur. Ben ablam Filiz olmadan Yeliz olmak istiyorum. Ben ağabeyim Hakan olmadan adımın İhsan konulması istiyorum. Kısaca ben, ben olduğum için anılmak istiyorum.

Söyler misiniz ben kimim?

Abisinin veya ablasının kardeşi…

Ya siz?

Ablam veya ağabeyimin ana babası…

Tarif hoşunuza gitti mi?

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku