son haberler

İtimat

Yayınlanma Tarihi: 2 Haziran 2017 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

İnsanoğlu dünyaya ayak bastığı günden beri birbirleriyle dostluğu da husumeti de beraberinde getirdi.

Diğer canlılardan akıl yoluyla ayrılan insan; iyi ve kötü olarak adlandırılmasına da yine kendi sebep oldu.

Günümüzde kimseye faydası olmasa dahi, zararı olmayan her insan “iyi insan” sınıfından addedildi. Çünkü insanların kahir ekseriyeti huzurlu yaşamak istiyordu.

Can güvenliği ve mal güvenliği önceliğini hep korudu.

Her şey herkesin veya bazılarının hakkına razı olmamasıyla başladı. Mücbir sebepler hariç kolaylıkla mal edinme, çalışmadan kazanma, haksız rekabet, çekememezlik gibi sebeplerden dolayı başkalarının hakkına tecavüz edilmeye başlandı. İşte bunu yapanlar toplumda “kötü” kişi olarak bilindi ve yaptığı işler “kötülük” sınıfından sayıldı.

Ancak iyilik ve kötülük sınıfından sayılan bazı davranışlar toplumdan topluma farklı algılandı. Adam öldürme her zaman büyük bir suçtu. Ancak bunun dışında bazı ahlaki olmayan şeyler bazı devirlerde suçtan çok ya töre, ya yiğitlik, ya da uyanıklık olarak kabul gördü. Öyle olunca mağdur ve mağrur birbirine karıştı. Zulm düzeni hâkim oldu. Dünya yaşanacak bir yer olmaktan çıktı.

İslam dinin dünyaya yayılmasıyla birlikte bazı şeyler rayına oturdu. Hırsızlık, kurnazlık sınıfından ahlaksızlık sınıfına girince epey azaldı. İnsan, kanun korkusundan çok ilahi korkular bazı suçların azalmasını sağladı. Dünya daha emin bir yer olmaya başladı.

Müslüman toplumlar dinlerinin de verdiği güvenle birbirlerine daha çok itimat besledi. Çünkü bu dine mensup kişiler arasında kötülük yapan kimse olamazdı. Olmamalıydı. Her şeyin doğru yanlışı belliydi. İnsanlar niye yanlış bir şey yapmış olsunlar ki…

Maalesef hiçbir toplum tam olarak aynı davranışı gösteremiyordu. “İnsanoğlu çiğ süt emmiş” sözü tarihte yaptığı yanlışlıklar sebebiyle yer aldı. Az da olsa kurallara uymayan, gayri ahlaki davranışlarda buluna kişiler oluyordu. Hırsızlık da bunlardan biriydi. Kendine ait olmayan bir şeyi kendi zimmetine geçirmek olan hırsızlık tarihte ilk defa nasıl gerçekleşti bilinmez ama bunun kabul edilecek bir tarafı yoktu.

Daha önceleri yabancı hayvanlar girmesin diye kilitlenmeden örtülen kapılara ilk kilit takıldığında belli ki güvenilmeyen kişilerin varlığı kabul edilmiş oldu.

Bazı söylentilere göre kapısına ilk kilidi taktıran kişinin yanlış yaptığı görüşü hakimdi. Nasıl olurdu da insan insanın malına zarar verirdi. Bunun iyi bir adet olmadığı söylendi.

Maalesef günümüzde “Yedi yerinden kilitli” kapılar bile açılıyor. Yetmiyor kamera ile mekân koruma altına alınıyor. Tabii sigorta yaptırmak da cabası.

Kilit firmaları en güvenilir kilitlerin kendilerinin olduğuna dair reklamlar yapıyor. Hırsızlığa karşı tedbirler üst seviyede alınıyor. Yani bunu yapanlar kendilerinin dışında mallarına bir zarar geleceğini düşünüyor. Kendinden başka herkes hırsız olabileceğini sanıyor. Böylece parasını veya eşyasını korumaya çalışıyor.

Hırsızlık hususunda her alınan tedbir dolaylı olarak başkaları arasında gayri ahlaki işlerle meşgul kişilerin varlığını zihnen kabul etmek oluyor.

Kimi yokluktan, kimi tembellikten, kimi kolay mal elde etmek isteğinden, kimi başkalarına zarar vermeye düşündüğünden hırsızlığa tevessül ediyor. Geriye kokuşmuş ve itimat duyguları yok olmuş bir cemiyet kalıyor.

 

 

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku