son haberler

Karaman’ın Koyunu Hayrettin’in Oyunu

Yayınlanma Tarihi: 28 Ekim 2016 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra tarih sahnesindeki yeri farklılık arz etti. Artık savaşlar “kuru bir cihangirlik davası” değildi. “Küffar” ile yapılan mücadelelerin bir anlamı vardı. Mizan dindi yani İslamiyet’ti.

Din, kendisine inanan insanların dünya ve ahret hayatı için gerekli kaideleri peygamberler ve ilahi kitaplarla bildirmiştir. Son dinin kitabı ise Kur’an’ı Kerim’dir.

Tarih boyunca insanlık bir din ile tanışmış, insanlar ise ya “Biz atalarımızın dininden dönmeyiz” diye reddetmiş ya da yeni dini kabul edip elçisine de biat etmiştir. Yani tarih boyunca ilahi din merkezli ifade edersek insanoğlu ya inananlardan ya da inkârcılardan olmuştur. Bugün de böyledir, yarın da böyle olacaktır.

Hak dinin karşısında olanlar onu ortadan kaldırmaya uğraşırken, inanalar ise fitne ve fesat yüzünden tefrikaya düşmüşler, birbirleriyle uğraşmışlardır. İşin en hazin tarafı iki tarafta mücadelelerini inandıkları dava için yapmışlardır. Özellikle İslam tarihi hüzünlü hatıralarla doludur. Bunları burada zikretmenin bir faydası yoktur.

Fitne her dönemde kendisini göstermiştir. Araya “ben”lik de girince şeytan ve nefsin de yardımıyla inananlar zor anlar yaşamıştır. Üstelik bazı zamanlarda doğrular yanlış gibi gösterilmiş ve çok zulüm görmüştür. Üstadın “Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya” diye ifade ettiği şey böyle bir şeydir. Dini bilmeyenler, dini bilenler ve yaşayanlar için “Bunlar bizim dinimizi bozuyor” diyecek kadar doğru yoldan sapmışlardır.

İslam tarihi “Dini sapık” ve “hainlerle” doludur.

İngiliz casusu Lavrence Ortadoğu’yu karıştırmış Müslümanları hem Osmanlıya ham de birbirlerine düşürmeyi başarmıştır. Yaşadığı zamanlarda Ortadoğu’da 15 binden fazla sahte şeyh ve talebe malum coğrafyada cirit atmıştır. Şimdi o bölgedeki huzursuzluğu düşünecek olursak özellikle Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle bölge kan gölüne dönmüş ve huzur bulamamıştır.

Şu tarihi hakikati atlamayalım. Osmanlı dünyanın nesrinden çekilmişse orada huzur yoktur. Yani Osmanlı Osmanlı olarak kalmadığı coğrafya huzursuz olmaya mahkumdur.

Bunun yanında İngiliz casusu Lavrence ad değiştirerek Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda zihniyet olarak ebeveynlerinin yolunda gideceklerdir.

Ülkede “Kravatlı ‘dinsel’ adamlar” televizyonlarda arzı endam ederken kaç kişiyi doğru yoldan sapıttıklarını bilmeseler de sapıttıklarını kesin biliyorlar. Bu kravatlı ‘dinsel’ adamlar İslamiyet’i içten yıkma görevini almışlar ve görevlerini de başarıyla tatbik etmişlerdir.

Bazı canlı yayınlarda bunlara soru soran vatandaşların ise sordukları sorudan da anlaşılacağı üzere dini sanki bir yerlerden duymuşlar gibi bir halleri vardır.

İbn-i Teymiyye, Abdullah İbn-i Sebe, Reşit Rıza, Efgani ve daha nice “Dini görünümlü” şahıslar Ehl-i sünnet akidesine ilmi harb ilan etmişler ve Haçlı ordusundan daha tehlikeli olmuşlardır. Bir de bunların temsilciliklerini yapan “Kravatlı ‘dinsel’ adamlar bunlara yardımcı olmuş ve sonunda milletin önce amelini, sonra da itikadını zedelemiştir.

Kısaca milletin üzerine büyük oyunlar oynanmaktadır. Bunlardan bazıları zamanla zararı anlaşılacaktır. Ancak o zamana kadar da yakıp yıkmaya devam edeceklerdir.

“Hiçbir şey kalmaz alemde nihan” mısraından da anlaşılacağı üzere bazı şeyler zamanla daha iyi anlaşılacaktır.

Kısaca “Karaman’ın koyunu sonra çıkan oyunu.”

Oyunu oynayan ha Lavrence, ha Ahmet, ha Mehmet ha Ruknettin ha Hayrettin fark etmez.

Hayret edilecek bir şey yok yani.

Göz görüyor, akıl da erer besbelli…

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku

ŞEHİT CEMAL MUTLU İLKOKULU ZİYARETİ ÜZERİNE

27 Kasım 2023 okunma
Emekli olduktan sonra eğitim camiasından kopmamak için belirli aralıklarla okul ziyaretleri yaparım. Bir eğitim-öğretim dönemi içinde her okulu en az bir defa ziyaret eder, yeni arkadaşlarla da tanışırım. Kültürel faaliyetlerim devam ettiği için de onlardan... Devamını Oku