son haberler

Milet Kolonileri Safsatası ve Fenikeliler – I

Yayınlanma Tarihi: 27 Ekim 2017 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Trabzon, Ortahisar Belediye Bşk. Sayın Av. Ahmet Metin GENÇ Bey“Aslanlar kendi tarihlerini yazmadıkları sürece, avcı hikâyelerine inanmak zorundayız.” diye “İlk Anayurd Anadolu – Trabzon Ayasofya Tarihi” adlı kitabın ‘Sunuş’ bahsineböyle bir giriş yapıvermiş.

30 Ocak 2010 tarihinde kaleme alıp, bir yıl sonra yayımladığım “Milet Kolonileri ve Énoé” adlı makalemde,bilim çevrelerindeki yaygın görüşe ayak uydurarak ve bazı kaynaklara dayanarak ben de “Karadeniz’in sağlayacağı gümüş, demir, bakır, çelik, kürk, yapağı ve gemi yapımı için kereste Miletus kenti kolonistlerini M.Ö. 670 yılından itibaren Karadeniz’in sahillerinde koloniler kurmağa sevk eder. Savaşla Sinop’u ele geçiren Miletliler oradan doğuya doğru Samsun, Cotyore, Giresun, Trabzon ve Rize’de koloniler kurmuşlardır. M.Ö. 650 – 550 yılları arasında sahil kesiminde 100’e yakın koloni kurarak, liman ve pazaryeri hüviyetinde olan bu koloniler için ayrıca kaleler inşâ edilmiştir.” cümlelerini yayımlamış ve koloni listesinde Ünye(Énoé) ve Fatsa’nın(Pharnacée) yer almadığını, Grekler’ce kabul gören görüşe göre hazırlanan Küçük Asya Tablosu’ndaki 121 yerleşme içerisinde yer alıp, bilâkis daha eski tarihlere uzandıklarını vurgulamıştım.2

Bir konuda araştırma ve derleme yapmak başka bir şeydir, araştırılan ve yayımlanan bir konunun doğru olup olmadığını araştırmak ise çok daha bambaşka bir şeydir. Biz amatör araştırmacılar genelde birçok kaynakta ele geçirdiğimiz bilgileri doğru kabul eder eğilimindeyiz.Bazen varsa hata ve yanlışları da yaptığımız çalışmalarla geleceğe kasıtsız olarak taşımaya vesile ve âlet oluruz. O itibarla zaman içerisinde yaptığımız hataların da düzeltilmesi büyük önem arz eder.

Bu makalemizde, Karadeniz kentlerini koloni olarak kuranların MİLETLİLER olup olmadıklarını, FENİKELİLERİN neden Karadeniz’e sokulmadıklarını sorgulayacağız.

İnsan olma süreci ile insanın ortaya çıkması ve insanlık medeniyetinin oluşması’ milyonlarca yıllık bir dönemi kapsıyor. Bu modele göre insanlığın medeniyet tarihinde Eski Yunan – Roma – Hıristiyan Feodal Avrupa – Rönesans Avrupası / Batı Medeniyeti biçiminde, Batı’ya ve Batılı Beyaz Adam’ın Irk / Dinine özgü benzersiz bir soyağacı da bulunuyor!1

Bilimsellik ve çağdaşlık adına önümüze bir hedef olarak konulan bu model, bizim gibi “kendi olmaktan çıkartılmış” toplumlar önüne konulmuş bir tuzak oluyor. Bu “Sahte Tarihsel Kültürel Model”i benimsememiz eğer kaderimiz değilse ne yapılması gerekiyor? Cevabı, bu model ile hesaplaşmamız; bir “Gerçek Tarihsel Kültürel Model” oluşturmamız gerektiği oluyor. Ancak bu şekilde insanoğlu kendi gerçeğine ulaşabiliyor.1

Eğer bu yapılmazsa, ‘İnsanın atası Afrikalı maymun’dur. Asyalılar ilkel – barbardır, bu sebeple uygarlaştırılmaları gerekir; insan Avrupa’da insan olmuştur, insanlık medeniyetinin beşiği de bugünkü Yunanlıların ataları olan Eski Yunanlılardır, bugünkü Batı Medeniyeti de uygarlık tarihi’nin en büyük medeniyetidir!1

İnsanlığın medeniyet tarihinin kaynağının, Ortadoğu olduğu gerçeğine yönelik en şiddetli saldırılar, 18’inci yüzyılın sonu, ama asıl 19’uncu yüzyılın ilk yarısında başlamış bulunuyor.1 1821’de Yunan ayaklanmasının başla(tıl)ması, Yunanistan’ın Avrupa’nın beşiği olduğu imajını güçlendiriyor,çıkartılan yaygara; Müslüman düşman Osmanlı’ya karşı bütün Avrupa’yı birleştirmiş bulunuyordu.3

Tamamen bilimdışı olan bu Sahte Tarih Modeli’ne göre konuşmayanlara itibar gösterilmemesi sağlandığı için de Müslümanlar dahil hemen herkes, bu Sahte Tarih Modeli’negöre konuşuyor, hâl bu olunca da “Bilimlerin kaynağını Yunanistan’da görmek alışkanlığı bizde de iyice yerleşmiş(tir)..” deniliyordu.4 Bilimden, sanattan vb. konuşmaya veya yazmaya başlayan hemen herkes; İslâmî hassasiyeti bulunsalar dahi, kendilerine ait bir “Tarihsel Kültürel – Medeniyet – Modeli” olmadığı;bendenizin (Ahmet MUSAOĞLU) eserlerimle ortaya koyduğum modele de ulaşamadıkları (!) için insanlık tarihi; tarihte hiç yaşamamış olan ve bugünkü Yunanlılarla irtibatlandırılan, Eski (Antik) Yunan denilen uydurulmuş bir ulusla başlatılıyor.1

Geçmişte Anadolu’muza Hatti Ülkesi denildiğini bilir de Hatti medeniyetini oluşturan ulusların Sami uluslar olmaları sebebiyle bu gerçeği yok sayıp, Anadolu medeniyetlerini Hititler ile başlatmayı görev (!) addediyoruz. Batı Anadolu’muzun kıyısında yer alan Milet’te yaşamış olan Öklit (M.Ö. 325 – 265), Thales (M.Ö. 625 – 547), Anaksimondros (M.Ö. 610 – 547) ve Efes’te yaşamış olan Herakliotos (M.Ö. 550 – 480) vb. gibi biliminsanlarına sahip çıkmıyoruz da bu sahipliği, “kendilerini üzmemek (!) için bugünkü Yunanlılara” bırakıyoruz! Böyle olduğu için de birileri daima, “Anadolu’muzun kendi toprakları” olduğunu ileri sürüp; ‘Sinop ve Trabzon dahil, Karadeniz şehirlerini biz kurduk” iddiasında bulunuyor. Bizler ‘Kendi / Öz mülkümüz içerisinde ev sahibi gibi değil de bir kiracı davranışı göstermeyi’ halâ sürdürüyoruz.1Öz kültürümüzün parçası olan Osmanlı kültürünü ve belgelerini yok etme ve akabinde Yunan (!) ve Roma kültür ve edebiyatının eserlerini tercüme ederek gençlerin beyinlerine kanalize etmegayretleri bu zihniyetin tezahürü için atılmış bilinçli adımlardır.

Oysa, Eski Yunan denilen insanların, bugünkü Yunanlılar ile herhangi bir ilgisi olmadığı gibi Eski Yunan iddiası da kuru bir iddiadan başka bir şey olmuyor. Bu sebeple, “Düne kadar tarihçiler tarafından bir hakikat olarak ileri sürülen Yunan mucizesi davası, bu yeni buluşlar karşısında, şimdi temelsiz kuru bir iddiadan başka bir kıymet taşımamaktadır.”5 “..bugünkü Yunanistan halkının ırk bakımından Eski Yunanlılarla bağlantısı yoktur… ve ‘Bugünkü Yunanlılar’ kilisenin büyük etkisi ile Hıristiyanlaştırılmış olan İslavlardır.6

Daha düne kadar, hattâ hâlen de insanlık medeniyeti’nin ilk kaynağının Eski Yunan olduğu, Karadeniz kıyılarında koloni kuran Miletli Yunanlıların, bugünkü Yunanlılar ile ilişkili olduğu yalanı ile insanlık âlemini aldatanlar; 19’uncu yüzyılın ilk yarısında Mezopotamya (- Irak)’da başlatılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkarılan on binlerce Çivi Yazı’lı tablet ile Perspolis (- İran) kitabeleri ve Mısır yazısının da 19’uncu yüzyılın ikinci yarısında çözülmesi ve okunması ile Eski Yunan masalı iflâs edince, Sahte Tarih Modeli Yazıcıları modellerini, düzenlemek gereği duyuyor; yine Sami olmadıklarını iddia ettikleri, Eski Yunan ulusu (!) gibi icat olan SÜMERLER olarak adlandırdıkları, “Yeni Sahte ulusla” insanoğlunu aldatmaya başlamadan önce taarruz ettikleri unsur, Ortadoğulu FENİKELİLER oluyordu.1

Avrupamerkezci Sahte Tarih anlayışı ile hesaplaşan Martin BERNAL; Kara Atina isimli kitabında; “Batı Uygarlığının köken olarak kabul ettiği ve üstünlüğünün tarihî bir kanıtı olarak sunduğu Antik Yunan’ın, Ortadoğulu ve Kuzey Afrikalı kökenini inceliyor ve kanıtlıyor. Muhteşem Yunan Uygarlığı’na esas rengini verenlerin, kuzeyden gelen Ari topluluklar değil, Fenikeli ve Mısırlı ve tabii ki Anadolulu toplumlar olduğunu..” ortaya koyuyordu.7

Devam edecek

KAYNAKÇA :

1MUSAOĞLU, Ahmet – İlk Anayurd Anadolu – Trabzon Ayasofya Tarihi, Ortahisar Belediyesi Kültür Yayınları, I. Baskı, Trabzon, Aralık 2015, 518 sayfa.

2MİSTEPE, M. Ufuk – Milet Kolonileri ve Énoé, Ünye Haber Gazetesi, 14.10.2011, Sayı: 1098, Yıl: 9.

3BERNAL, M. – Kara Atina (Çev.: Ö. Buze), Kaynak Yayınları, I. Basım, İst., 1998, s. 587.

4VİDAL, J. – 4000 Senelik Bilim Dünyasının Başkenti, Bilim ve Teknik Dergisi, TÜBİTAK, Cilt: 10, Sayı: 114, Ankara, 1977, s. 13.

5GÜNALTAY, M. Ş. – Yakın Şark II Anadolu, TTK Yayınları, 2. Baskı, Ankara, 1987, s. XI.

6DÜNYA Tarihi Ansiklopedisi – Milliyet Yayınları, İstanbul, 1995, s. 20.

7HELVACIOĞLU, E. – Kara Atena’yı Okurken, Bilim ve Ütopya Dergisi, Aylık Bilim, Kültür ve Politika Dergisi, Sayı: 51, Eylül 1998, s. 88.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku