son haberler

Millî Mücadelede ve Seferberlikte Karadenizli Din Adamları – I

Yayınlanma Tarihi: 13 Aralık 2019 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti ekonomik, siyasî ve askerî açıdan çökmüş, Türk Milleti’ni Millî Mücadele’ye kazandırabilecek güce sahip olan eşraf ve din adamları mücadele ya da teslim yanlısı olarak iki kampa bölünmüşlerdi. Bu vahim dönemde Mustafa Kemal, Türk Milleti’ni eşraf ve din adamlarının da desteğini yanına almak suretiyle Millî Mücadele’ye hazırlamıştır.1

Anadolu’nun Türkleştirilmesini ve Müslümanlaştırılmasını içine sindiremeyen emperyalist güçler ve iç – dış ihanet odakları dokuz asır süren bir mücadelenin sonunda anayurdumuz Anadolumuzu işgal etmişlerdir. Böyle bir anda milletin ruhunda ve benliğinde mevcut olan direnme gücünü ateşleyen hocalar, müftüler ve din adamları Millî Mücadele fikrinin doğuşunda önemli bir faktör olmuşlardır.2

Millî Mücadele (Kurtuluş Savaşı veya İstiklâl Harbi / 1919 – 1922), Türk Milleti’nin varlığını ve bağımsızlığını korumak için iç ve dış düşmanlara karşı maddî – manevî bütün gücünü ortaya koyarak zafere ulaştığı dönemin adıdır.3

Mondros Mütarekesi ile bağımsızlığını kaybetme noktasına getirilen Türk Milleti’nin Millî Mücadele’den başka bir alternatifi kalmamıştı. Mütareke sonrasında Türk halkının psikolojisi, ordunun terhis edilmesi, ekonominin bozulması ve fakirliğin artışı, siyasî otoriteye olan güvenin azalması sebepleriyle bozulmuş ve işgallerle beraber çaresizlik duygusu artmıştır.1

  1. Dünya Savaşı’nı takip eden günlerde Anadolu insanı art arda gelen ve sonu yenilgilerle biten savaşlardan bitap düşmüştü. O dönemin şartlarında halkın yönlendirilmesinde din adamları birinci derecede güç sahibidirler. Din adamları, bu güçlerini Millî Mücadele için kullanmışlardır: Halkın vatan sevgisinin ve bağımsızlık aşkının harekete geçirilmesinde ve Anadolu’nun işgal edilmesine karşı çıkmak üzere Müdafaa-i Milliye Cemiyetleri kurulmasında hocalar, müftüler ve şeyhler gibi din adamlarının çok önemli rolleri olmuştur. 1919 ve 1920 yıllarında Anadolu’nun hemen her tarafında kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinde bizzat görev almışlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde millî bağımsızlığın sağlanması için gayret göstermişlerdir. Kemal Atatürk, söz konusu din adamları ile görüşerek, haberleşerek, tebrikleşerek ve onları onöre ederek, desteklerini almış ve bu desteği de çeşitli yollarla göstermiştir.4

Hiçbir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yoktur ki onun içinde veya başında bir din adamı bulunmasın! Bilindiği üzere BMM, bu kuruluşların üzerine bina edilmiştir.2

Türk Milleti üzerinde ağalar ve eşraf kadar hattâ bazı yörelerde onlardan da daha fazla nüfuza sahip olan diğer bir sosyal grubu din adamları oluşturmaktadır. Dinî kuralların millî geleneklerle yoğrulduğu ve bütünleştiği Osmanlı toplumunda din, ister istemez halkı etkileyen en önemli unsur olmuştur.1

Medrese adını taşıyan bugünün üniversitesinin Fen Fakülteleri dışındaki Hukuk ve Edebiyat Fakülteleri ile Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fakültesi)’nin, Âli kısmı dahil Dar’ül-Muallim’in (Öğretmen Okulları), İdâdi (Lise), Rüştiye (Ortaokul) öğretim kadrosu çoğunluğu ile yetişme ve formasyon bakımından din adamı idiler (Cemal KUTAY, Kurtuluşun ve Cumhuriyetin Manevî Mimarları, DİB Yy., Ankara, 1973, s. 5).3

Mustafa Kemal Paşa, o günlerde Anadolu insanını Millî Mücadele etrafında toparlayabilmekte din adamlarının ne kadar önemli bir rol oynayabileceklerini biliyordu. Kendisi Samsun’a çıkışından Ankara’ya varışına kadar gittiği pek çok yerde din adamları ile iç içe olmuştur. Gittiği yerlerde onlar Mustafa Kemal’i karşılayıp destek ve bağlılıklarını bildirmiş, Mustafa Kemal de onlara itibar ve iltifat etmiştir.4

Millî Mücadele’nin Karadeniz Bölgesi’nde önde gelen din adamları:

Amasya’da; Müftü Hacı Tevfik, Vaiz Abdurrahman Kâmil, Ali Rıza (Özdarende) (Gümüşhacıköy Müftüsü), Müderris Hoca Bahaeddin, Ahmet Vehbi (Gül) (Merzifon Müftüsü) ve Hacı Mustafa Tevfik Efendiler, Artvin’de; Müftü Ahmet Fevzi Efendi, Ahmet Tevfik (Çelik) (Yusufeli Müftüsü) Efendi, Bartın’da; Müftü Hacı Mehmet Rifat Efendi, Bayburt’ta; Müftü Mehmet Fahreddin (Kumbasar) Efendi, Bolu’da; Müftü Hâfız Ahmet Tayyar ve Müderris Kürtzâde Mehmet Sıtkı Efendiler, Çorum’da; Müftü Ali, Müderris Kâzım ve İskilip Müftüsü İsmail Hakkı (Ünal) Efendiler, Giresun’da; Müftü Lâzzâde Ali Fikri, Alizâde İmam Hasan, Şevki (Görele Müftüsü) ve Ahmet Necmeddin (Tirebolu Müftüsü) Efendiler, Mustafa Asım Efendi (Karahisar-ı Şarkî – Şebinkarahisar sabık Müftüsü), Gümüşhane’de; Müftü Mehmet Fevzi, Müderris Mustafa, Azmi, Mehmet Şükrü ve Müftü Hasan Fahri (Şiran Müftüsü) Efendiler, Müftüzâde Mehmet Efendi, Kastamonu’da; Müftü Salih, Müderris Şemsizâde Ziyaeddin, Mehmet Emin (Taşköprü Müftüsü), Ahmet Şükrü (Boyabat Müftüsü), Mehmet Rüştü (Daday Müftüsü), Hafız Mehmet Bahâeddin (Tosya Müftüsü), Hasan Tahsin (Kayabaşı) (Araç Müftüsü) ve Ahmet Hamdi (İnebolu Müftüsü) Efendiler, Lâzistan Mutasarrıflığı’nda; Müftü Mehmet Hulusi Efendi, Mataracızâde Mehmet Şükrü Efendi, Şeyh İlyas Efendi, Ordu’da; Müftü Ahmet İlhami Efendi, Rize’de; Müftü Mehmet Hulusi, Müderris İbrahim Şevki, Şeyh İlyas ve Mataracızâde Mehmet Şükrü Efendiler, (Canik) Samsun’da; Müftü Vekili Badırlılı Yusuf Bahri (Uğurlu), Müderris Adil, İsmail (Daniş) Efendi (Havza Müftüsü) ve Müftü Ömerzâde Hoca Hasan Efendiler, Sinop’ta; Müftü Salih Hulusi (Rodoslu), İsmail Hakkı (Ayancık Müftüsü) ve İbrahim Hilmi ve Ahmet Şükrü (Boyabat Müftüsü) Efendiler, Tokat’ta; Müftü Kâtipzâde Hacı Mustafa Efendi, Habib Efendizâde Hoca Fehmi Efendi, Tokat Müftü Yardımcısı Hacı Ömer (Feyzi) (Kuntay), Abdullah Fehmi Efendi (Erbaa Müftüsü), Mustafa Fehmi (Hızarcı) (Niksar Müftüsü) ve Hafız Mehmet Efendiler, Trabzon’da; Müftü Hafız Mahmut İmadeddin, Ahmet Mahir, Mehmet İzzet (Akçaabat Müftüsü), Mehmet Kâmil (Tanrıkulu) (Maçka Müftüsü), Müderris İbrahim Cûdi ve Müderris Hatipzâde Emin Efendi, Zonguldak’ta; Müftü İbrahim, Devrek Müftüsü ve Kadısı Abdullah Sabri (Aytaç) ve Mehmet Tahir, Mehmet (Ereğli Müftüsü), Müderris Nimet ve Said (Safranbolu Müftüsü) Efendiler.5

Müftü Satıroğlu Mehmet Efendi: 1915 – 1920 yıllarında Ünye’de Müftülük’te bulunmuştur. Ünyeli’dir. Kabri Fener Mezarlığı’ndadır.6

  1. 1113 (M. 1701) tarihinde yapılan Hacı Osman Ağa Câmîi’nin bânisi Hacı Osman Ağa, Müftü Satıroğlu Mehmet Efendi’nin babasıdır. Mehmet Efendi üç, dört lisan bilmektedir ve Osmanlı’nın Ünye’deki son müftüsüdür. Oğlu Satıroğlu İsmail Resmi (Rasim) Efendi de kendi gibi müftü olup o da üç, dört lisana vâkıf olup Cumhuriyet Dönemi ilk Ünye Müftüsü’dür. (Kaynak : Öğretmen Gülnur SATIR, Zekiye ve Ziya SATIROĞLU).7
  2. 1333 – 1334 / M. 1918 tarihli Sâlnâme-i Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye’de Ünye kazası memuriyet ve esamîsi (isimleri) 756. sayfada verilmiştir. Ünye Müftüsü İsmail Resmi Efendi, Canik Sancağı Müftüsü ise Hasan Tahsin Efendi’dir (İzmir Pâye-i Mücerridi, Dördüncü Mecidi Nişan).8

Müftü Satıroğlu İsmail Rasim Efendi: Satıroğlu Müftü Mehmet Efendi’nin oğludur. 1920 – 1942’ye kadar Ünye’de Müftülük yapmış ve ayrıca Ünye Rüştiye Okulu’nda uzun süre hocalık yapmıştır. Ahvadları: Satıroğulları ve Öğretmen Celal Özpaker ve akrabalarıdır. Kabri, Asrî Mezarlık’tadır.6

Ünye İlçe Müftülüğü web sitesi verilerine göre Ünye 1864 doğumlu İsmail Resmi SATIR, medrese öğrenimini tamamlamış olup 19231102 sicil numarasıyla 01.09.1917’de göreve başlamış ve 22.12.1941’de görevden ayrılmıştır.9 Ünye’nin ilk Cumhuriyet Müftüsü ve en uzun süre Ünye’de görev yapan müftü unvanına sahiptir.7

30 Ekim 1918 sonrasında, Anadolu’nun her yerinde Cemiyet-i İslâmiye, İstihlâs-ı Vatan, Redd-i İlhak, Müdafaa-i Hukuku Osmaniye gibi çeşitli isimler altında savunma örgütleri kurulmuştur. Yönetici, din adamı ve eşraf tarafından oluşturulan bu cemiyetler, zamanla faaliyetlerini birleştirme girişiminde bulunmuşlardır. Tekâlif-i Milliye Komisyonlarında sonradan köylerdeki imamlar ve muhtarlar da doğal üye sayılmışlardır.

15 Mayıs 1920 Tarihli Miting / Tezahürat: İzmir’in işgalinin yıldönümü münasebetiyle cumartesi günü öğle namazından evvel minarelerde salâlar verilmiş tekbirler getirilmiş ve namazın sonunda kadar bütün dükkânlar ve mağazalar kapanmıştı. Ulemâ ve meşâyih siyah libaslar ile öğle namazını Hazreti Pir Câmii’nde eda etmişlerdir. Namazın sonunda Hafız Kâşif Efendi tarafından Fetih Sûresi okunmuş, Kastamonu Müftüsü tarafından dua yapılmıştır (“İzmir’in İşgalinin Sene-yi Devriyesi”, Açıksöz, Yıl: 1, S. 47, 16 Mayıs 1336).

İnebolu’da faaliyette bulunan bir teşkilat da İnebolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’dir. Cemiyetin kurucusu, Başkan Müftü Ahmet Efendi ve Hüseyin Kâşif Bey, ikinci başkan ise Rüsûmat Müdürü Abdülhalim Bey’dir. Bu cemiyetin özelliği ve önemi diğerlerinden farklıdır. Düşman gemilerinin daimî gözetimi altında çalışan, yolcu vapurlarından veya düşman gemilerinden çıkan tehlikeli şahıslarla her an karşılaşan cemiyet, bir taraftan ayakta durmaya çalışırken diğer taraftan Anadolu’yu lojistik yönden desteklemeye çalışmıştır (Açıksöz, 19 Eylül 1921, S. 289).

Bayburt’ta Müftü Kumbasarzâde M. Fahreddin Efendi, Kıldıoğlu Hacı Mehmet, Sarı Mehmet, Velioğlu Osman ve Kefelizâde Yakup efendi ile Millî Mücadele için teşkilât yapmak için bir toplantı yaptılar. Tercan’da Pekeriçli Halim ve Mamahatun’da Hamdi Bey’e mektuplar yazılarak durum açıklanmış ve mücadele kararı bildirilmişti.

Bayburt, 1879 doğumlu M. Fahreddin Efendi, Nüfus Müdürlüğünden alınan bilgiye göre soyadı kanunundan sonra ‘Kumbasar’ soyadını almıştır. M. Fahreddin Efendi, sekiz kişinin iştirak ettiği Bayburt Müftülüğü için yapılan seçimde en fazla oyu alarak (on bir oy almıştır) Bayburt Müftülüğü görevine atanmıştır. Kendisi ‘Ankara Fetvası’ olarak bilinen fetvanın altına ‘Bayburt’tan Müftü Fahreddin Efendi’ şeklinde imza atmıştır. M. Fahreddin Efendi’nin makalelerinin altındaki yer alan ‘Alay Müftüsü’ imzasından onun ordunun mâneviyatını yüksek tutmak, askerlere dinî bilgiler vermek, vaaz etmek, gerekirse teçhiz ve tekfin işleriyle ilgilenmek gibi Osmanlı’nın son dönemlerine kadar devam eden bir görevi ifa ettiğini anlıyoruz (Fatih ÇINAR – BÜİFD, S. 4, Y. 2016, ss. 53 – 74).

Bolşevik İhtilâli sonrasında Rusya’nın savaştan çekilmesi ve Osmanlı Ordusu’nun Kafkas Cephesi’nde ileri harekâta girişmesi sırasında Kafkas İslâm Ordusu emrine verilen Mehmet Necati Efendi, Batum’u kurtaran Tümen’de “Müftü ve Nâsih (nasihat eden, öğüt veren)” olarak görev yapmış, bu görevi sırasında Bakû’ya kadar toprakların kurtarılmasında rol almıştır.

Trabzon’da kamuoyu, gerek Sevr Antlaşması sürecine gerekse imzalanan antlaşmaya dair protesto mitingleri yaparak sert tepki göstermiştir. İlk protesto mitingi Of’ta düzenlenmiştir. Mitingde sulh şartlarının asla kabul edilmeyeceği vurgulanmıştır. Bir sonraki protesto toplantısı Maçka’da gerçekleştirilmiştir. Maçka Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Başkanı Salim, Müftü Mehmet Kâmil Beylerin gönderdiği ve İstikbal Gazetesi’nde yayımlanan malûmata göre Maçka halkı sulh şartlarını kabullenmeyeceğine, vatanın ve dinin korunması için savaşa devam edeceğine ant içmiştir.

ABD Başkanı Wilson’un son müdahalesi sonucunda 23 Mart 1920’de uzun müzakerelerden sonra Batum’dan Trabzon’a kadar uzanan sahiller Ermenistan’a terk edilmiştir. Trabzon Türkiye’ye bırakılmakla beraber Atina / Pazar, Rize ve Of şehirleri Ermenistan’a bırakılacaktır (İstikbal, 20 Nisan 1336 / 20 Nisan 1920, No. 131, s. 1). Sulh Konferansının aldığı karar Lâzistan sancağında şiddetle protesto edilmiş ve Trabzon’daki Fransız siyasî temsilciliğine bir protesto mektubu sunmuşlardır. Mektubun altında imzası olanlar şunlardı: Lâzistan Müftüsü Mehmet Hulusi, Lâzistan Belediye Reisi Hakkı, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Şükrü vd.

Devam edecek

KAYNAKÇA:

1 KISIKLI, Emine – Mustafa Kemal ve Millî Mücadelede Türk Kamuoyunun Oluşumu, EOÜ SBD, Cilt: 7, Atatürk Özel Sayısı, Kasım 2006, 46 sh.

2 SARIKOYUNCU, Prof. Dr. Ali – Milli Mücadelede Din Adamları I, DİB Yay. 341, İlmî Eserler: 65, 6. Baskı, 2012, Ankara, Semih Ofset Mtb., 294 sh.

3 SARIKOYUNCU, Prof. Dr. Ali / DEĞERLİ, Prof. Dr. Esra SARIKOYUNCU – Milli Mücadelede Din Adamları III, DİB Yay. 1611, İlmî Eserler: 237, 1. Baskı, 2019, Ankara, Salmat Basım Ltd. Şti., 399 sh.

4 TURAN, Yrd. Doç. Dr. Ömer – Millî Mücadelenin Lehine Kamuoyu Oluşumunda Din Adamları, AAM Dergisi, C: XV, Kasım 1999, Sayı: 45, ss. 821 – 834.

5 Hâkimiyet-i Milliye (5 Mayıs 1336); Kadir Mısıroğlu, Kurtuluş Savaşı’nda Sarıklı Mücahitler, İst., 1969, s. 109 vd.; Cemal Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuriyetin Manevî Mimarları, s. 43 vd.; Ali Sarıkoyuncu, Millî Mücadele’de Zonguldak ve Havalisi, Kültür Bak. Yy., Ankara, 1993, s. 96 – 120; Ali Sarıkoyuncu “Millî Mücadele’de Amasya Müftüleri Hacı Tevfik ve Abdurrahman Kâmil Efendiler, Diyanet İlmi Dergi, Cilt: 31, Sayı: 2, s. 61 – 100.

6 KADIOĞLU, Hasan Tahsin (SAY) – Ünye Müftüleri, Haftalık ÇAĞRI Gazetesi, Yıl: 12, Sayı: 504, 17.06.1988, http://unyezile.com/muftu.htm

7 MİSTEPE, M. Ufuk – Ünye Müftüleri V, Ünye Haber Gazetesi, 17.03.2017, Sayı: 2353, Yıl: 15.

8 T.C. DEVLET SALNÂMESİ – 1927 / 1928, Matbuat Müdüriyet-i Umumîyesi Neşriyatından: 3, 855 sh., 480 – 493. sh. ve diğer Devlet Sâlnâmeleri.

9 ORDU & ÜNYE İlçe Müftülükleri Web Sitesi – Ünye İlçe Müftüleri http://www.ordumuftulugu.gov.tr/ilce-muftulukleri/unye-ilce-muftulugu.html

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku