son haberler

Pontus Cumhuriyeti Hayâli ve Ünye – III

Yayınlanma Tarihi: 10 Mayıs 2017 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

10 Eylül 1920’de Terme’nin Çangeriş Köyü’nden çete reisi Sarı Yani ve adamları tarafından, Ünye’nin Samardana Köyü’nde 1 cinayet, 06 Eylül 1920’de yine Terme’nin İlimdağı Köyü’nden Papasoğlu İstefan ve çetesi tarafından aynı köyden 1 Türk’ün katliyle 2 cinayet vuku bulmuştur.15

Bu şekaveti yaparak gasbda bulunan Rum eşkıyası Çangeriş Köyü’nden Sarı Yani, Kara Banayıt, Anastas, İlimdağı Köyü’nden Madiloğlu Artin, Papasoğlu İstefan, Limandere Köyü’nden Trabzonluoğlu Hacı Sava, Kocaman Köyü’nden Artin, Ünye’nin Gürgen Köyü’nden Moris, Çakal Köyü’nden Mihail, Gazar, Serkis, Madiloğlu Rafael, Çarşambalı Tahmazoğlu Haçik, Baltacıoğlu Kiragus çeteleriydi.15

Ünye yöresindeki Ermeni ve Rum çeteleri : Zil Ohannes, Kiraztepe Köyü’nden Yavaş Çakır, Hristo, Nikola, Derebaşı Köyü’nden Harigo, Murad, Çakal Köyü’nden Gazar, Mihail ve Rafael idiler. Bu eşkıyanın önemli hâdiseleri 27 Mayıs 1920’de Ünye yolunu, 31 Aralık 1921’de de Niksar yolunu keserek soygun yapmalarıdır.15

Venizelos, 05 Ekim 1920’de Lloyd George’a çektiği tegrafta Rusya’nın güneyine yerleşenlerle birlikte 800 bin nüfusa sahip olan Pontuslu Rumların bağımsız bir devlet olmasını, bu devletin Ermenistan ve Gürcistan ile işbirliği yaparak İslâm ve Rus emperyalizmine karşı kesin bir set oluşturacağını bildirir ve İngiltere’nin bu konuda siyasî ve maddî desteğini ister.2

12 Haziran 1921 tarihinde toplanan TBMM Hükûmeti, Yunan donanmasının Karadeniz’de artan faaliyeti ve İnebolu’yu bombardıman etmesi sebebiyle, Samsun’a asker çıkarma ihtimalinin kuvvetlendiği kanaatına vararak, sahildeki 15 yaşından 50 yaşına kadar eli silâh tutabilen Rumların iç kısımlara (Ergani – madeni, Malatya, Maraş, Gürün ve Darende) nakline karar vermiştir. Bu kararın 16 Haziran 1921 tarihinde Merkez Ordusu Kumandanlığı’na bildirilmesi ile uygulamaya başlanmıştır.2

Nihayet Türk Hükûmeti, Pontus hareketini askerî tedbirlerle yok etmek üzere 09 Aralık 1920 tarihinde Merkez Ordusu’nu teşkil etti. 12 Haziran 1921 tarihinde Karadeniz Bölgesi savaş sahası ilân edildi ve buradaki Rumların, güvenlik sebebiyle iç bölgelere sürgün edilmeleri 16 Haziran 1921 tarihinde kararlaştırıldı. Bu tutumu İtilâf Devletleri protesto ettilerse de buna önem verilmedi. Sakarya Savaşı’ndan sonra Pontus çetelerinin temizlenmesi için daha yoğun bir faaliyete girişildi. Kısa zamanda âsiler teslim oldu veya çarpışmalar sonucunda temizlendi. Çetelerin dışında kalan Rumlar ise 30 Ocak 1923 tarihinde Yunanistan ile yapılan sözleşme gereğince Yunanistan’a gönderildi. Böylece yabancı tahrik ve teşvikleriyle ortaya çıkarılan Pontus hayâli tamamen sona erdirilmiş oldu.5

TBMM Hükûmeti 03 Temmuz 1921’de de Karadeniz kıyılarını 12 Haziran 1921 tarihinden geçerli olmak üzere savaş alanı ilân etmiştir. Uluslararası hukuk açısından savaş halindeki bir devlette, ordunun arkadan vurulması, casusluğun önlenmesi, katliamların ve isyanın ortadan kaldırılması ve sahillerin korunması gibi sebeplerle askerî açıdan gerekli görülen bazı köyler her türlü güvenlik ve ihtiyaçları sağlanarak iç bölgelere nakledilmişlerdir. Boşaltılan köyler tamamen Rum çetelerinin üstlendikleri, güvenliğin sağlanamadığı köylerdir.2

Seferberlik emrine karşı çıkan veya askerden kaçan Rumların kurduğu Pontus çeteleri Müslüman nüfusu azaltmak için rastladıkları Müslümanları öldürmeye, Müslüman köylerini yok etmeye ve yakmaya başlamışlardır. Rum çetelerinin diğer hedefleri Türkiye’yi zayıf düşürmek, üzerlerine kuvvet çekerek düşmana dolaylı destek sağlamak, ordumuzu arkadan vurmak ve nihayet yöredeki Rum varlığını ispatlayarak Türkiye’nin yenilmesi halinde Pontus emellerini gerçekleştirmektir.4

Mustafa Kemal Paşa, amaçlarının Rum çetelerinin silâhlarını toplamak olduğunu, ancak bu amaca ulaşmak için öldürmek, vurmak gibi yöntemlere karşı olduğunu kesin bir dille vurgulayarak bu konudaki hassasiyetini dile getirmiştir. 17 Ağustos 1921’de çalışmalarına başlayan Amasya İstiklâl Mahkemesi 10 Ekim 1921 tarihine kadar Pontus meselesinden dolayı 3’ü Müslüman 174’ü Rum olmak üzere toplam 177 kişiye ölüm cezası vererek idam etmiştir.2

TBMM Hükûmeti Pontus çetelerine karşı kararlı bir şekilde mücadeleye devam etmiş ve 1923 yılının ilk aylarında Pontus çetelerinin isyanını tamamen bastırmıştır. Bu olaylar sırasında Pontus çeteleri tarafından bin 817 Türk öldürülmüş, 3 bin 723 ev yakılmış, bin 800 civarında soygun ve gasp olayı gerçekleştirilmiştir. Buna karşılık bu mücadele sırasında 11 bin 118 Rum çete mensubu öldürülmüştür. Sonuçta Millî Mücadele’nin başarıyla sonuçlanmasına paralel olarak imzalanan Lozan Barış Anlaşması ile bölgedeki kalan Rumlar mübadele ile Yunanistan’a göç etmişler ve böylece Yunanistan ve Patrikhane tarafından sahnelenen Pontus meselesi bazı trajik sahnelerle birlikte tarihe malolurken, bu arada Yunanistan’ın Megali İdea hayâllerine kapılarak içinde yaşadıkları devlete isyan eden bölge Rumlarının bir kısmı Yunan hayâllerinin kurbanı olmuşlardır.2

Pontus Merkez Kurulu’nca 1922’de kaleme alınarak yayımlanmış 29 sayfalık bir KARA KİTAP (Black Book – Livre Noir), daha doğrusu bir broşür elime geçti. Broşürün adı “KARA KİTAP – Pontus’un Trajedisi”.12 Adından da çağrışım yapacağı üzere yanlı bakış açısıyla tek taraflı değerlendirmelere yer veren ve konuları tarihî perspektiften objektif olarak ele almayı başaramamış kapkara bir kitap!

On üçüncü sayfada ÜNYE Kazası (Caza Uniah), Niksar Metropollüğü Bölge Sınırları (Circonscription de la Métropole Néocésarée) içerisinde görülmekte. Ünye Kazası’nda Rum nüfustan (population grecque) 3.100 kişinin, Kirejd dépé’de (Kireç Tepe) 346, Dérébachi’nda (Derebaşı) 490, Kiyarés’te 608, Douz meché’de (Düz Meşe) 583 kişinin malları müsadere edilerek soyulup soğana çevrildikleri, açlık ve soğuktan sürgünde öldükleri, tecavüze uğradıkları, soyuldukları, cinayete kurban gittikleri, öldürülerek ve katledilerek yok edildikleri iddiası var.13

On dokuzuncu sayfada Rum câmiası ve kilise kökenli eyâletlerde Pontus’ta ölenlerin genel tablosu verilmiş. Ünye’nin içerisinde yer aldığı Niksar Metropolitliği’nde 95 manastır, 135 kilise ve 106 okulun ortadan kaldırıldığı belirtilerek, 27.216 kişilik nüfusun da öldürülmek suretiyle yok edildiği savı yer almakta!13

Pontus Ünye’sinde Trajik Olaylar” – Les Évenements Tragiques d’Oinoé du Pont

Türkler, bayındır Bafra şehrinin tamamıyla tarumar edilmesinden sonra yıkım eylemlerine devam ettiler. Böylece 1921 yılı Eylül ayında Mustafa Kemal’in çeteleri Ünye (Oinoé) kentinin erkek nüfusunun tamamını katlettiler. Bu katliamdan kaçabilen erkeklerin çok azı yiyecek kıtlığı, soğuk ve sıkıştırma sebebiyle onları bekleyen ölüme rağmen dağlara sığındılar. Türk jandarmaları, katliamdan kurtulan Hıristiyanları sığındıkları mağaraları terk etmeye zorlamak amacıyla ormanları yaktılar.13

Pontus meselesi Lozan Anlaşması ile beraber tarihe malolmuş olmasına rağmen, Yunanistan tarafından sunî olarak tekrar yaratılmaya çalışılmaktadır. Yunanistan, yurt içi ve yurt dışında 176 adet Pontus derneği kurdurmuştur. Ermenilere uygulandığı iddia edilen sözde soykırım günümüzdeki “Kürt Sorunu” ile paralellikler kurularak Türkiye’nin soykırımı tanıması ve tazminat ödemesi talep edilmekte ve Türkiye’nin Pontus soykırımını tanımadığı sürece AB’ne kabul edilmemesi için Yunanistan içinde ve Avrupa ülkeleri nezdinde propaganda yapılmaktadır.2

Mütareke döneminde Doğu Karadeniz Bölgesi’nde toplam 250 bin – 260 bin civarında Rum yaşamaktaydı. Justin Mc Carthy’e göre de bu rakam 260 bin 313’tür. Dolayısı ile 350 bin Rum’un yaşamadığı bir bölgede, 350 bin kişinin soykırıma uğratıldığını iddia etmek hayâl mahsulünden başka bir şey değildir. Kaldı ki Mübadele ile Yunanistan’a ulaşan bölge Rumlarının sayısının 180 bin kişi olduğu bizzat Yunanlılar tarafından da doğrulanmaktadır. Bu rakama Yunanistan dışında ABD, Kanada ve Avustralya gibi ülkelere göç edenleri ekleyecek olursak 210 bin kişi civarına ulaşmaktadır. Yaklaşık 250 – 260 bin insandan 210 bin’i Yunanistan ve diğer ülkelere göç ettiğine göre kaç kişinin öldüğü veya kaybolduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.2

Bilindiği gibi Yunanistan iyi plânlanmış, Türk düşmanlığı ve Megali İdea esası üzerine inşâ edilmiş geleneksel bir millî politikaya sahiptir. Bu politikası gereği Türkiye’yi uluslararası plâtformlardan dışlayarak yalnız bırakmaya çalışmakta, içerde de sosyal ve siyasî bütünlüğünü zayıflatmak ve parçalamak istemektedir. Bu sebeple Yunanistan’ın önce Ermeni terör örgütü ASALA’ya daha sonra da PKK terör örgütüne ve şimdilerde FETÖCÜ teröristlere kol kanat gerdiği ve yoğun bir destek verdiği bilinmektedir. Türkiye ile gerginlik ve sürtüşmeyi millî politikası haline getiren Yunanistan, 19 Mayıs gününü sözde “Pontus Soykırımını Anma Günü” olarak kabul eden bir yasa çıkarmıştır.2

Yasa tasarısı, 24 Şubat 1994 tarihinde oybirliğiyle Yunan parlamentosunda kabul edilmiştir. Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisi de aynı yönde bir karar almıştır. Ancak bu karar Yunanistan’da bile insaf sahiplerince inandırıcı bulunmamıştır.4 Bu karar Yunanlı Hukukçu Dr. Statis Evstatiadis tarafından “… iktidar ve muhalefet, reddetmelerinin neden olacağı siyasî bedeli düşünerek böyle bir isteğe teslim olmaktadır.” şeklinde yorumlanmıştır.10

Dr. Statis bir başka makalesinde; “Yunanistan’ın o zaman böyle bir soykırımdan bahsetmemesi, 1948 anlaşmasını imzaladığı 1954’ten 40 yıl sonra 19 Mayıs’ı, soykırım günü kabul etmesi mânidardır.” demektedir.11

Türk yurdunda gözü olan devletlerin tahrik ve teşvikleriyle ortaya çıkan ve bütün XIX. yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti’ni meşgul eden azınlık isyanlarının bir parçası olan Pontusçuluk ve Ermenilik hareketleri, memleketin içinde bulunduğu bütün olumsuzluklara rağmen Mustafa Kemal Paşa ve yakın silâh arkadaşlarının gayretleriyle Türkiye lehine çözümlendi. Ermeniler ile Rumlar ise kendi hayâllerinin ve hatalarının kurbanı olmaktan kurtulamamışlardır.5 Böylece, Mustafa Kemal Paşa’nın “Geldikleri gibi giderler.” sözündeki gerçek bir müddet sonra Canik’te de aynen cereyan etmiştir.15

Mübadele ve tehcir olmasaydı günümüz Türkiye’sinin TBMM mebus dağılımını, il ve ilçe yönetimlerine atanacakları empati yaparak beyin jimnastiğiyle düşünce sahnenizde canlandırmanızı istirham ederim.

KAYNAKÇA :

  2 SARINAY, Yrd. Doç. Dr. Yusuf – Pontus Meselesi ve Yunanistan’ın Politikası, AAM, 1999, Ankara, sh. 1 – 77.

  4 PEHLİVANLI, Yrd. Doç. Dr. Hamit – Tarih Perspektifi İçerisinde Pontus Olayı : Yakın Tarihimize ve Günümüze Etkileri, Atatürk Araştırma Merkezi, 1999, Ankara, sh. 79 – 120.

  5 SAYDAM, Yrd. Doç. Dr. Abdullah – Kurtuluş Savaşı’nda Trabzon’a Yönelik Ermeni – Rum Tehdidi, Atatürk Araştırma Merkezi, 1999, Ankara, sh. 121 – 145.

10 EVSTATİADİS, Dr. Statis – Pontusluların Soykırımına İlişkin Göçmenlerin İkiye Bölünmesi ve Meclisin Sapması, Avriani Gazetesi, 23 Şubat 1994.

11 EVSTATİADİS, Dr. Statis –Soykırımlar ve Anlamkırımlar, Pontuslular Birliği Gazetesi, Mart – Nisan 1994.

12 CONSEIL Central du Pont – Livre Noir La Tragédie du Pont (Black Book The Tragedy of Pontus) 1914 – 1922, Athènes (Athens), 1922, 29 sayfa. Edition du Conseil Central du Pont. Athènes – Imprimérie «Phoenix», rue de Slade, 38.

13 MİSTEPE, M. Ufuk – Pontus Ünye’sinin Trajik Olayları – I/II, Yayımlanmamış Makaleler.

15 YAZICI, Dr. Nuri – Millî Mücadele’de Canik Sancağı’nda Pontusçu Faaliyetler (1918 – 1922), 1. Basım, Ankara, 1989, 224 sayfa, (2. Baskı, Çizgi Kitabevi, Konya, 2003).

2 Yorum

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku