son haberler

Pontus Ünye’sinin Trajik Olayları – II

Yayınlanma Tarihi: 3 Haziran 2017 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Trébizonde – Sourmainé (Sürmene) – Riza (Rize), Tripolis (Tirebolu) – Kérassunde (Giresun) – Boulantzag (Bulancak)Ordou, Fatsa ve Oinoé (Ünye), Samsoun – Baffra, Tsakalli (Çakallı), Kavac, Kavza ve Merzifoun köy ve kazalarındaki detaylardan sadece hinterlandımızla alâkalı olanların tercümesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Tirebolu – Giresun – Bulancak – Ordu Mıntıkasında:1 Çok önemli şahsiyetlerin canına kıymış ve onların kaderlerini belirlemiş, doğuştan kan dökücülüğüne olan eğilimi ile ün yapmış ve öteden beri acımasızlığı ile bilinen Osman Ağa [Hacı Topal Osman Ağa (1883, Giresun – 02 Nisan 1923, Ankara)], güzel kadınlar ve bâkireler o ve yandaşları arasında paylaşılırken Temmuz ayı boyunca erkek nüfusu Harput, Mamuret’ül Aziz Vilâyeti ve Elbistan’a (Alpistan) sürgün etti. Çeteler tarafından bu zavallıların çoğu dağlara alıp götürüldü. Her şeyden yoksun bırakılmış ve tamamıyla soyulmuş kadın ve çocuklar açlıktan öldüler. 2.500 Tirebolulu Rum’dan geriye ancak 200 kadın ve çocuk, Giresun’daki 14.000 Rum nüfusundan da sadece 4.000 kadın ve çocuk sağ kalabildi.

Fatsa ve Ünye (Oinoé) Mıntıkası Giresun’un yazgısına mâruz kalmış ve Osman Ağa tarafından aynı şekilde işgal edilmiştir. (sh. 20)

Samsun ve havalisindeki (Bafra, Çakallı, Kavak, Merzifon, Alaçam) Rum köylerin tamamı yakılarak ateşe verildi; mâkûs kaderlerinde ezik kalan insanlar; bâkireler ve çocukların şerefleri kirletildi ve dağlara çıkarıldılar. Aralarında şerefsizliğe katlanmak istemeyenlerin çoğu o süreçte intihar ederek canına kıydı. Türkler’in ellerinde şerefsizliğe mahkûm çocuk ve kızlarını görmeye tahammül edemeyen ebeveynlerin çoğu da bizzat kendileri evlâtlarını öldürdüler. “Görgü tanıklarının ifadelerine dayanarak Atina’daki Karadeniz Pontus Merkez Kurulu tarafından derlenmiştir. 15 Ekim 1921 – Atina” (sh. 21)

Yirmi ikinci sayfada Alaçam’daki Hıristiyanlara uygulanan sürgünlerin acıklı hikâyesi anlatılmaktadır. Yirmi üç ve yirmi beşinci sayfalarda İngilizce anlatımla Bafra katliam ve sürgünleri detaylandırılmıştır. Yirmi altıncı sayfada ise “Pontus Ünye’sinde Trajik Olaylar” belgelere dayandırılmadan İngilizce ve Fransızca anlatımla düşmanlıkları körükleyecek biçimde yanlı ve gerçekleri yansıtmayacak tarzda verilmiştir.

Pontus Ünye’sinde Trajik Olaylar” – Les Évenements Tragiques d’Oinoé du Pont

Türkler, bayındır Bafra şehrinin tamamıyla tarumar edilmesinden sonra yıkım eylemlerine devam ettiler. Böylece 1921 yılı Eylül ayında Mustafa Kemal’in çeteleri (!) Ünye (Oinoé) kentinin erkek nüfusunun tamamını katlettiler. Bu katliamdan kaçabilen erkeklerin çok azı yiyecek kıtlığı, soğuk ve sıkıştırma sebebiyle onları bekleyen ölüme rağmen dağlara sığındılar. Türk jandarmaları, katliamdan kurtulan Hıristiyanları sığındıkları mağaraları terketmeye zorlamak amacıyla ormanları yaktılar.

Mustafa Kemal’in resmî yetkililerince organize edilen bu katliamın ardından geride sadece çocuklar ve kadınların kalacağı beyanıyla sürgün emri verildi. Kadınlar gayet iyi biliyorlardı ki ünlü acımasız Osman Ağa’nın (Hacı Topal Osman Ağa) intihara sürüklenen kurbanları ve Giresun bâkireleri örneğindeki gibi şerefsizlik, hakaret, tecavüz ve peşinden tercihe mâruz kalacakları ölüm, kaderleri olarak onları bekliyordu. Böylece küçük erkek kardeşlerini ve çocuklarını kollarına alarak deniz kıyısında bir kayanın üzerine çıkıyorlar ve erkek kardeşleri ve çocuklarını uçuruma atmadan önce kendilerini denize atıyorlardı! “Pontus Merkez Kurulu, Paparigopoulo Sokak, No. 15, Atina, 01 Aralık 1921.” (sh. 26)

Yirmi yedinci sayfada 25 Eylül 1921 tarihli, Samsun’da yayımlanan Ahali (Echali) adlı Türk gazetesinden kopye edilmiş bir liste yayımlanmış (Adları ve meslekleri belirtilen 60 kişi). Pontus Cumhuriyeti’nin kurucuları olarak hüküm giyenler. Daha önce ölümle infaza mahkûm edilmiş hükümlüler. Gıyaben Ölüme Mahkûm Edilenler (Adları ve meslekleri belirtilen 14 kişi). Zorunlu İşlerde 15 Yıla Mahkûm Edilenler (Ad ve mesleği belirtilen 7 kişi). 08 Eylül 1921’de Amasya’da daha önce ölümle infaza mahkûm edilenler (87 kişi ve 3 Ermeni’nin adları).

Yirmi dokuzuncu ve sonuncu sayfada ise gene 04 Ekim 1921 tarihli, Samsun’da yayımlanan Ahali (Echali) adlı Türk gazetesinden alıntı yapılmış bir liste daha var. Daha önce ölümle infaza mahkûm edilmiş hükümlüler (Adı, mesleği ve vilâyeti belirtilen 10 kişi). Devamla Gıyaben Ölüme Mahkûm Edilenler (Adı, mesleği ve vilâyetleri belirtilen 26 kişi).

Ermeni Tehciri ve SOYKIRIM meselesi ancak ve ancak tarihçilerin ortaya koydukları belgelere dayalı gerçekler ışığında uluslararası câmiada değerlendirilebilecek önemli bir konudur. Bunun haricinde kastî ve duygusal yaklaşımlarla kamuoyuna sunulan uğraşların gerçeği yansıtabilmesi yukarıdaki örneklerde gördüğünüz gibi pek mümkün görülmüyor. Ve bu konuda beynelmilel hukuk çerçevesinde Ekim 2015’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği karar her halde güneşin balçıkla sıvanamayacağının en belirgin bir göstergesi olarak karşımıza çıkmakta.

Doğu PERİNÇEK, İsviçre’de 2005 yılında verdiği konferanslarda, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır!” demesi üzerine bu ülke yargısınca ‘ırkçı ayrımcılık’ gerekçesiyle cezaya çarptırılmıştı.4

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2. Dairesi ise 17 Aralık 2013 tarihli kararında, ‘ifade özgürlüğü’ vurgusu yaparak İsviçre’yi haksız bulmuştu. Ancak İsviçre bu karara itiraz ederek, davayı Büyük Daire’ye taşımıştı. AİHM’in temyiz organı olarak görev yapan Büyük Daire, 28 Ocak’taki ilk duruşmada tarafların savunmalarını dinlemişti.

PERİNÇEK savunmasında, Osmanlı Devleti’nin Ermenileri toptan yok etmek amacıyla hareket etmediğini belirterek, “I. Dünya Savaşı’nda karşılıklı olarak ölümler ve zorla göç olmuştur. Ermenilerin acılarını her zaman paylaştım. Ermenilerin kültürümüze katkılarını vurguladım. Ermeni probleminde büyük devletleri sorumlu tutuyorum.” ifadelerini kullanmıştı.

AİHM Büyük Daire’si, ‘Perinçek – İsviçre’ davasında 2015’te nihayet kararını açıkladı. Mahkeme, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır!” sözleri nedeniyle İsviçre’yle davalık olan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK lehine karar verdi. Türk Dışişleri, “tarihin ve hukukun siyasî amaçlarla istismarına gereken cevabı vermesi bakımından önemli bir dönüm noktası” olarak nitelediği kararı memnuniyetle karşıladı. Karar, demokrasi, ifade özgürlüğü ve insan hakları açısından, ayrıca devletimizin 1915 olaylarına ilişkin son yıllarda sabır ve suhuletle sürdürdüğü politika bakımından önemli bir hukukî kazanımdır.

AİHM Büyük Daire’si, Aralık 2013’te 2. Daire’nin verdiği hükme uydu ve ‘soykırım’ı inkârın cezalandırılmasının ifade özgürlüğü ihlâli olduğunu teyit etti. Mahkeme, Perinçek’in açıklamaları nedeniyle İsviçre’de ceza alması konusunda verilen ihlâl kararıyla ilgili bu ülkenin yaptığı itiraz başvurusunu 7’ye karşı 10 oyla reddetti.

Karara göre 1915 olayları meşru bir tartışma konusu olup bu tarihte yaşananlara ilişkin farklı görüşler ifade özgürlüğünün koruması altındadır. 1915’te yaşananların Holokost ile karşılaştırılması da asla mümkün değildir. Karar, parlamentoların ve liderlerin yetkilerini aşarak tarihi yeniden yazamayacaklarını ve mahkemelerin de ilgili hukuk normlarını göz ardı ederek tarihe hakemlik yapamayacaklarını kayıt altına almıştır.

Karar, Avrupa insan hakları içtihadının önemli bir parçası olarak benzer vakalara emsal oluşturacaktır. Karar, tarihin ve hukukun siyasî amaçlarla istismarına gereken cevabı vermesi bakımından da önemli bir dönüm noktasıdır.4

KAYNAKÇA :

1 CONSEIL Central du Pont – Livre Noir La Tragédie du Pont (Black Book The Tragedy of Pontus) 1914 – 1922, Athènes (Athens), 1922, 29 sayfa. Edition du Conseil Central du Pont. Athènes – Imprimérie «Phoenix», rue de Slade, 38.

4 HÜRRİYET Gazetesi – AİHM nihaî kararını verdi : ‘Soykırım’ davasında Doğu Perinçek haklı, 15 Ekim 2015

http://www.hurriyet.com.tr/aihm-nihai-kararini-verdi-soykirim-davasinda-dogu-perincek-hakli-40002454

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku