son haberler

ŞAİR ANNELERİMİZ

Yayınlanma Tarihi: 13 Kasım 2015 okunma

Ertan ALP alpertan2006@hotmail.com

Bir ay içinde toplumcu kuşağın iki şiir annesini yitirdik.İkisi de Dünya Şiir Günü bildirilerinde bıraktıkları Türkçenin emanetini yazdılar okul kitaplarına.Dünyayı emziren annelerin attıkları tohumlar bazı yüreklerde şiir diye açar.Dilin inceliklerini ve tılsımlı söyleyişlerini işlemek onlara sütün bir emridir.Özellikle sözcükler için yaratılmış olan insanlara inanırım ben.Doğduklarına süte şiir eklemeye başlamışlardır çoktan.Yıllar sonra onları dile bağlayan bir sözcük çıkacak insanlığın şiir annelerine şiir diye fısıldayacak.Anaç bakacak şiire bu anneler.Sütün içinde kudret imgeye karışacak.İnsanlığın unuttuğu her bir değer ve söze gönderecek büyülü düzenini.Aslında insanlık-bunu daha önce bir yazımda belirtmiştim- sözle var olduğu günden itibaren hep şair annelerinin kucağında büyüdü.Ninniler ve masallar onların sıcak sesine muhtaçtı.Şiir ise onların sıcak yüreklerine muhtaç.Beşerin insan olma sürecinde söze hakim olma ve sözü etkileyici,güzel ve ahenkli söyleme şiirsel büyünün yaşamaya verdiği ilk armağandı.İşte bu armağanın ruhunu insana üfleyen ise şairlerin anneleri.Ben,-cinsiyet temelli bir yaklaşımı hatırlatsa da-bütün şairlerin annelerinin kadın bir şair olduğuna inanırım.Erkek pragmatik, kadın ise romantik yaratılmıştır.Bu pragmatik oluşa denk bir romantik oluş,söylemsel ve duyuşsal farklılıkları da beraberinde getirmiştir.Söz, söyleme ve oradan da şiirsel söyleme evrildikçe artık sözcükler iki farklı beden ve zihnin varoluşsal kodları olmuştur.Pragmatik, sözcükleri günlük yaşamın ve sözlü kültürün yalınkat işlevselliğine ingirgerken;romantik olan ise sözcükleri insanı şekillendiren ve özüne açılan gizli mağaraları keşfetmeye çağıran söylemler üretmiştir.
Kutsal simgeler ve değerler uğruna sözü pragmatik bir sınırla şekilleyen erkek,romantik özün varlığını hissettikçe dilin şiirsel cephesini düşünme eyleminin çemberinde yorumlamaya başlamıştır.Kutsal simgeler ve değerler uğruna savaşan ve kan döken erkek,yazılı ve sözlü kültürün kitleleri etkileme gücünü öğrendiğinde romantizmin kapısını çalacaktır.Bunun için kutsallığa atfedilen her metin şiirsel bir yapıya veya söyleme sahiptir.Kadınlardan öğrendiğimiz her bir sözcüğün binlerce yıllık işlenmişliğinde incelik ve vicdan da şiirin ana işlevi olmuştur.Bundan dolayı kadın şairler,şairlerin anneleridir.Elbette,şiire cinsiyet noktasından bakmak sağlıklı sonuçlar vermez.Şiir için önemli olan dile kazandırdığı söylemsel zenginlik ve çeşitliliktir.Ama unutmayalım her dil dişidir.Hele Türkçe dişiliğin ta kendisidir.Sözcük üreten bir toplumun bireyleri dişilerin emzirdiği imge çocuklarıdır.
Şiir, bizim yaratıcı evrenimizin tetikleyicileridir.Her bir değer bu evrende derin izler bırakır.Türkçeyi bir başka düşünmek istersen şiire kucak açman gerekir.Türkçeyi bir başka okumak istersen şiire konuk olman gerekir.Türkçeyi bir başka anlatmak istersen şiiri yaşamına kazıman gerekir.Şairlerin anneleri bizlerden farklı olarak dili işlerken duygu dünyamıza insanlığın şimdiye kadar getirdiği bütün sözcüklerin incelikle örülmüş hallerini sererler.Sennur Sezer’in dediği gibi “Şairler söz ustasıdırlar.Anadilidir ustalığın nedeni.”Sezer’in 2012 Dünya Şiir Günü vesilesiyle kaleme aldığı bildirideki şu satırlar ise aslında anlattıklarımızın özeti gibidir:”Ve kadınlar, sesleri yüzyıllardır savaşları lanetlemekten yorgun, ağıtlardan kısık, şiirler söylerler güzel günler için, rüzgâra karışır. Onlara şiir yazılmaz, yazılanlar  aşka övgüdür belki.”

Şairler, bizlere bıraktıkları şiirsel miraslarla yaşarlar.Ne mutlu bizleri ki dilimizin doğurganlığında nice incelik sahibi yüreğin dilsel büyüsünde dilimizi soluyoruz.Anamızın ağzımızdan bir türlü gitmeyen süt kokusunu alıp ses bayraklarıyla dilin işlenmemiş madenlerini işlemeye çalışıyoruz.Dilin standart boyutunu aşıp adlandırma güzelliğine ve inceliğine ulaşmada şiirsel söylemin gizil gücüne yaslanıyoruz.Çünkü aşkı ve sevgiyi anlatmanın en etkileyici yolu söylenmemiş güzellikte ve çekicilikte söylemektir.Dili işleyerek insanlığımızı ve evrenimizi varoluşumuzun sarsılmaz gerçekliğinde bütünlemeye çalışıyoruz.İlk süt ilk ilham bize aslında.”İnsan-can-güç-ikrar-adalet-kemal” silsilesinde yaşamını söze dayandıran insan yine sözden hesaba çekilecek.Hani diyor ya Rıfat Ilgaz “Annenden öğrendiğinle yetinme çocuğum,Türkçeni geliştir.”İnsan geliştikçe ilk günahın,ilk savaşın,ilk öldürmenin,ilk yalanın… sözcüksel bedellerini öderken hep annesini hatırlayacak.Bizler,şair annelerinin ahkam ve kelamda günahkar çocukları bir yerlerden annelerimizi çağıracağız:

“Anneler olmasa kim kimi severdi
saklı tuttun o insanı insana bağlayan güvenci”(Gülten Akın)

Türkçenin incelikli şairleri bir bir ayrılıyor aramızdan.Biz şiirin neresindeyiz?Ufkumuz nereye kadar?Sözcüklerimiz nerede liman?Çocuklarımıza bırakacağımız gelecekte onların adlandırma,anlama,söyleme güzelliklerini nasıl sağlayacağız?Şiir büyük-okuru olmayan bir neslin şiir çocuk-okuru olur mu?Günlük hayatın iyiden iyiye kısırlaştırdığı ve belirli politik ve ekonomik yargıların ötesine geçmeyen günlük dil şiirsel dille taçlandırılabilir mi?Şiirden korkan ve şiir okumayı elitist bir uğraş gibi gören beş seçenekli düşünen genç beyinler hangi şair annenin mısralarında hangi sözcük evreninde bulacak kendini?Ya da Gülten Akın sorduğu gibi soralım:”Şu vicdanı tükenmiş,saygısı ve onuru zedelenmiş didaktik ve pragmatik dünyada durup ince şeyleri anlamaya vaktiniz var mı?”

MAVİ KUŞ’un izinde Türkçeni ve kendini güzelleştir çocuğum…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”sından Gül Uğultuları-5

24 Şubat 2017 okunma
XXIII.Patiska,bir babanın daha sonra uçup gitmiş bir öpücüğünün tende uyumasıdır. Baba,ömrün yitiği ise anne bu yitiğin ömür mersiyesidir.Bütün yitikler bir güzü çağrıştırır şaire.Baba giderse sözcüklerin omurgası düşer,giden anne ise eğer... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-4

3 Şubat 2017 okunma
XXI.Patiska,bir aile fotoğrafında kardeşini yitiren şiirdir. Akçiçek,kardeş sevgisini varlığının oluşturduğu şiirsel gömleği şiirlerine giydiren ender şairlerdendir.Acıyı şiirin ontolojik sorunlarından ve gerçekliklerinden biri haline getiren... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-3

30 Ocak 2017 okunma
XVII.Patiska,yitirdiklerimizin aynasında varlığımıza varlık katan geçmişin anne ve kardeş yüzüdür. Aslında o tükenmez “Şairin hayatı şiire dahil.” sözünün en gerçekçi imgelerinden birini oluşturur Akçiçek.Geçmişin tortusu,kendi... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI-2

20 Ocak 2017 okunma
XI.Patiska,doğayı anlamaya çağıran bir şairin gül uğultusundaki dildir. Uğultu belirsiz ve gizemlidir.Yaşanılan gerçekliği tam olarak anlamlandıramamamın yarım sesidir.Onun şiirinde bazen insanlar da uğultuludur.İçimizde edindikleri yer,öznenin... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI

13 Ocak 2017 okunma
I.Patiska,sevgilinin “saçlarına dadanan kırlangıç sürüsü”dür. Anıların bireyin iç dünyasında oluşturduğu dinginlik hali…Sevgilinin yaşamı,zamanı ve mekanı güzelleştirme şarkısı…Tematik anlamda yaşadığı ve şiirinin iç... Devamını Oku

ÇOCUKLAR KANAMASIN ALLAH’IM…!

30 Aralık 2016 okunma
Hangi kandan olup olmadığınız kana yüklediğiniz değerlerle doğru orantılıdır… kan ağlamak kan akıtmak kan akmak kan alacak damarı bilmek kan başına çıkmak kan beynine sıçramak kan boğmak kan çekmek kan çıkmak kan dere gibi akmak kan gelmek kan... Devamını Oku

Gençliğin Şiir Algısı Bağlamında Hızla Kana Karışan Bir Seçki:”Gece Uçuşları”-2

30 Kasım 2016 okunma
İshak Reyna, çağdaş şiirin birikimlerini gençler için toplumsallaştırmaya çalışırken özellikle zamanının büyük bir bölümünü okul tipi öğrenme süreçlerinde geçiren gençlerimizin okulda edinemedikleri şiir okuma ve şiir kültürü edinme... Devamını Oku

GENÇLİĞİN ŞİİR ALGISI BAĞLAMINDA HIZLA KANA KARIŞAN BİR SEÇKİ:”GECE UÇUŞLARI”

28 Ekim 2016 okunma
Modern tüketim toplumlarının en gizli öznesi günümüz gençliğinin farklı toplumsal sınıflarda oluşturduğu kültür algısı şiiri nerede konumlandırıyor?Eğer kültürel bağlamda bir post-modernizmden bahsedilecekse modern bireyini dahi bir sanat algısı ve... Devamını Oku

Bakış Dışı

14 Ekim 2016 okunma
tek göz gerçekleri görürü iki göz yalanları bir gözümü çıkardım rüyaya dalmak için ölürken bir gözümü ekledim sancılı yüreğime başka gözler de düştü oradan buradan gözlerimin içine göz okyanus,göz uzak denizleri sessizliğimizin en çok seni... Devamını Oku

Şiir Günlüklerinden-27

7 Ekim 2016 okunma
Temiz Sığınak “Gidin ölüme dek şiirler okuyun.Çünkü temiz kalacağınız başka bir olanağınız yok.”(Şükrü Erbaş) “Şiir Bizde Olandır…” Bugün okula yeni başlayan 9. sınıf öğrencilerine Behçet Necatigil’in... Devamını Oku