son haberler

Senin Yerine Ben Düşünürüm

Yayınlanma Tarihi: 2 Şubat 2018 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Diziler televizyonların vazgeçilmez programları arasındadır. TRT zamanından beri her kanal belirli aralıklarla diziler yapmakta ve hatırı sayılır seyircisi de olmaktaydı. Zaman ile birlikte anlayışlar değişince önce programların kendisi sonra konuları değişti. Önceleri ciddi-seviyeli-  olan programlar, ticaretin temel kaidelerinden olan arz talep prensibine göre, farklı boyutlara büründü.

Erkeklerin, spor ve siyaset kadınların da tartışmasız pembe dizi ve magazin programları aşinalığı gün geçtikçe artmaya başladı. Artık haber veya belgesel seyrediyorum diyen kişiler mühim zevat sınıfından sayılırken, zamanla sıkıcı ve zevksiz kişiler olarak addedilmeye başlandı.

Çöpçatanlık programları  -reyting-, (okunuşu böyle sanırım) rekorları kırmaya başladı. Belki bir kamuoyu yoklaması yapılsa “Kim kiminle, kim kime karı-koca bulacak?” gibi programların seyircisi açık farkla kadınlardır. Şimdi “Erkeklerden de bu programları seyreden yok mu?” sorunu sorarsanız, evet cevabını vermemek mümkün mü? Ama kadınların açık ara önde olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü kimin kimle oluşu nedense onları daha çok ilgilendiriyor.

Dizilere gelince. Önceleri sanat ve sinema değeri yüksek olan diziler ekranları doldururken, şimdi hayal unsuru ve fantastik yönü fazla diziler daha çok seyirci topluyor. Hatta birden çok diziyi aynı anda seyreden bile var. Reklâmlarda diğer kanala geçiyor, reklâm bitti mi aynen devam ediyorlar. Aynı saatlere gelen reklâmlar sinir bozucu olup “Bunları neden böyle yapıyorlar?” diye kızanlar da yok değil. Hatta çok sevdiği iki ‘dizi’ aynı saate gelince her iki kanalın genel yayın yönetmeninin geçmiş dedeleri münasip lisanla yâd edildikten sonra; bölümün önemsiz görülen yerleri atlatılıp diğer kanala geçiliyor. Mesela yolda yürüyen birini seyretmek zaman kaybı olacağından diğer kanaldaki sahneler tercih ediliyor.

Konu komşu arasında bir birlerine : “Benim üç,  sizin kaç diziniz var?” kabilinden sorular soruluyor. Aynı soru bana da sorulmuştu. Ben “İki dizim var. Sağ dizim, sol dizim” diye cevap verince, bu adam hangi çağda, nerde yaşıyor sorusunu lisan-ı hal ile sormuşlardı. Bana iki diz yetiyor, varsın başkalarının fazla olsun.

Bölgenin coğrafi ve iklim yapısından dolayı kesilen elektrikler tam manasıyla kâbus oluyor. Bu gibi hallerin tek tesellisi “Filanca gün tekrarı var, o zaman seyrederiz” oluyor. Tabii dizlerin baş düşmanı misafir. Gelen misafir olduğuna bakmıyor, bulduğuna razı olmuyor. Kendi dizisinin bulunduğu kanalı ev sahibine açtırıyor. Her ne kadar filanca gün tekrarı olsa da misafir olmanın imtiyazını kullanıyor.

Kısaca bu gün konusu itibariyle ele avuca gelmeyen diziler ekranları süslüyor. Argonun, yanlış ifadenin, hayal mahsulü olayların iç içe girdiği senaryolar üretiliyor. Ve ne yazık ki müşteri buluyor. Ara sıra şikâyetçi olunsa da cemiyetin gün gittikçe kokuşmaya yüz tutması bunda etkili oluyor.

Televizyon kültürüyle (buna popüler kültür de diyebiliriz) yetişen nesil, ilmi ve edebi sahada hiçbir ilerleme kaydedemiyor, hazır bilgileri kullanabiliyor. Sonunda kendine ait hiçbir şeyi olmuyor.

Hayalleri bile…

Çünkü zaten dizilerde bizim yerimize hayalleri onlar kuruyor ve bize de başka şey düşünme demeğe getiriyorlar.

Merak etmesinler başka şey düşünmeyiz biz. Düşünmek zahmetli bir iş. İşin kolayı varken…

Düşünmek mi?

Oda ne?

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku