son haberler

Şimdi Zübük’ü Okumanın Tam Zamanı (1)

Yayınlanma Tarihi: 7 Mayıs 2015 okunma

Semra YİĞİT smryigit@gmail.com

Zübük’ü, Aziz Nesin’in o ünlü, ölümsüz eserini bilirsiniz. Okuma alışkanlığımızı göz önünde bulundurursak şimdilerde kitabı okuyanın çok olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak filmini seyretmeyen yoktur sanırım. Bilindiği gibi Kemal Sunal tarafından canlandırılan Zübük karakteri televizyonlarda belki yüzlerce kez yayınlandı; hâlâ da zaman zaman yayınlanmaya devam ediyor.

Okumadıysanız eğer Zübük’ü, şimdi okumanın tam zamanı. Hatta her seçim döneminde tekrar tekrar okunmalı. Çünkü bugün Zübük’ler, belki de kitabın yazıldığı, ilk yayınlandığı tarihtekinden bile daha güncel, daha somut ve de o zamanla kıyas kabul etmeyecek kadar çok sayıda.
Halkın karşısına çıkıp da hiç değişmeyen, hiç gerçekleşmeyen vaatlerde bulunarak seçilmek isteyen her aday bana Zübük’ü hatırlatır. Onları izlerken Zübük’ü düşünür gülerim, hüzünlenirim, umutsuzluğa, çaresizliğe kapılırım. Sonra da Zübük’leri Zübük yapan bizlere kayar düşüncem.
Bir toplum bu kadar mı direnir gelişmeye, ilerlemeye?.. Bu kadar mı çakılır kalır olduğu yere?… Hatta daha da kötü durumdayız; uzuuun, upuzun bir zamandır gün gün geriye gittik, hâlâ da gitmekteyiz. Zübük’ü açıp bakın, okuyun. O dönemle bu dönemi karşılaştırın. Kendi gözlerinizle de görün ne kadar geriye düştüğümüzü. Bir halk bu kadar mı kör kör parmağım gözüne olanı biteni görür de hiç aymaz?.. Yoksa göremez mi sahiden?.. Göremiyorsa eğer, neden göremediği üzerinde düşünmek gerekmez mi?..
Halk da politika da bilmem bu kitaptakinden daha güzel nasıl anlatılır. Mesela ‘Politika nedir?’ sorusuna kitaptan alıntılarla cevap verelim.
“Politika ne demek? Biri bin göstermek demek. İcabında pireyi deve, icabında deveyi pire yapmak demek… Aramızda muhalifleri tepeleyecek Zübükzade’den daha bir atıcınız, daha bir alçağınız varsa, çıksın ortaya, parmağını kaldırsın… Gördünüz mü, sustunuz işte. Öyleyse bize düşen memleket vazifesi, Zübükzade İbraam Beyi desteklemek.”

“- Hay babana rahmet… İyi bildin. Bak dinle Kadr’efendi. Aramızdaki geldi-geçtiyi unut. Sen benden iyisini bilirsin, siyaset yolunda her bir söz söylenir. Zaman olur sen bana namussuz dersin, zaman olur ben sana namussuz derim, ödeşiriz. Demokrasinin icabı bu, öyle mi, değil mi?
“- Öyle… Doğru lafa hayır diyen yok.
“- Kürsüye çıkıldı mı sen bana söversin, ben sana söverim. Fakat siyaset patırtısı bitti mi, ‘Vay kardeşim,’ diye kucaklaşır, öpüşürüz.”
Politika denilen şey işte budur. Kitaptan bir başka alıntıyla devam edelim.
“Millet iradesiyle iş başına gelmiş olan parti, iktidara geçeliberi yıllar olduğu halde, vaatlerinden hiçbirini tutmadığı, hatta tamamiyle ters istikamete giderek, kuru bir kalkınma edebiyatı arkasında antidemokratik kanunlar çıkararak eski günleri bile mumla aratacak hale getirdiği, durum böyleyken yaptığımız ikazların da hiçbirinin nazarı itibare alınmadığı, bu sebeple beslediğimiz bütün ümitlerin…”
Size de tanıdık geliyor mu bu durum? 2015’teyiz; bu kitabın ilk basım tarihi 1961. Artık Aziz Nesin’in durum tespiti mi sayarsınız, yoksa halk olarak basiretsizliğimize mi bağlarsınız… orası size kalmış.
 

Devam edecek…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Her Şey Tatsız Tuzsuz

5 Mart 2020 okunma
Benim deniz kokulu, yosun kokulu, ıhlamur kokulu kentim. Güneşli umutlarım, gri hüzünlerim, zifiri karanlık korkularım… Yağmur gibi yağan sevinçlerim, öksüz kederlerim ve dindirilemez öfkelerim… En derin, en acımasız terk edilmişliklere seninle direndik ve... Devamını Oku

Yol, Yolculuk, Bir Avuç İnsan ve Einstein

30 Kasım 2018 okunma
“Alıp başımı gitmek. Atsız arabasız/ Alıp başımı düşlerin çıkmazından/ Karışmak taşa toprağa. Yolculuk…” (Rıfat Ilgaz) Oldum olası severim yolculukları; en çok da otobüs yolculuklarını… Hızla geriye akan manzarayı seyrederken düşüncelere... Devamını Oku

Hüzün, Melankoli ve Şiir

12 Aralık 2017 okunma
Son zamanlarda bir garip hüzün dalgası arada bir yoklayıp duruyor beni. Bu da neyin nesi? Nereden çıktı şimdi bu hüzün? Tüm olumsuzluklara rağmen kendimi bile hayrete düşürecek kadar umut dolu değil miyim ben?.. Françoise Sagan’ın bir çırpıda okunuveren o... Devamını Oku

Bir Şenay Varmış… Meğer Hayalmiş

10 Mayıs 2017 okunma
“Nedir acelesi ecelin? Daha bitmeden yaşama sevincim.” (Halide Edip Adıvar) Benim dünyalar güzeli melek kardeşim, senin hakkında yazacağım nereden gelsin aklıma. İnsan bu kadar iyi, bu kadar güzel, bu kadar hayat dolu olur da, hiç bu kadar yakın durur mu... Devamını Oku

Özlem

1 Aralık 2016 okunma
En yakıcı duygulardan biridir özlem. Kimi için sıla, kimi için sevgili; kimine göre çocuk, kimine göre ana-baba-kardeştir. Şarkılar onu söyler, şiirler onu haykırır. Özlemi yazar öyküler, tablolar onu resmeder. Özlem değer vermektir, sevmektir özünde.... Devamını Oku

Hayatın İçinden

15 Nisan 2016 okunma
Mevsimler her ne kadar eskisi gibi olmasa da yine de geliyor bahar, yine de geliyor yaz. Doğa yeniden canlanıyor ve kuşlar bir başka ötüyor bu mevsimlerde. Fındık bahçelerinde dolanırken “Yine yeşillendi fındık dalları” türküsünü hatırlarım hep. Fındık... Devamını Oku

Sahi, Öğretmenlere Ne Oldu Böyle?..

3 Mart 2016 okunma
Belediye hoparlörünün tiz, gıcırtılı sesi ortalığı kaplıyor. Kadın görevli, bir konferansın anonsunu yapıyor: “Ahir Zamanda Kadın konulu konferans bugün…” Doğru mu duydum acaba? Ahir zamanda mı dedi? Neyse ki anons ikinci kez tekrarlanıyor. Pür... Devamını Oku

Arkadaşımın Mektubuna Cevap (3)

10 Şubat 2016 okunma
10 Şubat 2016 Canım Arkadaşım, Biliyorum, cevabım epeyce gecikti. Fırsat bulup yazamadım bir türlü. Kusura bakma n’olur. Yazın ortalarına doğru almışım son mektubunu. Okullar tatildeyken yani. Kıskançlık konusunda kalmışız. Düşüncelerine katılıyorum... Devamını Oku

Biri Bana Bunları Açıklayabilir mi?..

7 Ocak 2016 okunma
Karın bembeyaz aydınlığı salonun her tarafına yayılıyor. En kuytu köşeler bile ışık içinde. Yumuşacık, lapa lapa yağan karı seyrediyorum camdan. Uzun zamandır bu kadar yoğun bir kar yağışı görmemiştim. Kalınlığı en az elli santimetreyi buldu.... Devamını Oku

Arkadaşımdan Mektup Var (3)

9 Temmuz 2015 okunma
Sevgili Semra, Her şey yolunda mı, iyi miyim, kötü müyüm, inan ki ben de bilmiyorum. Hayatım birden bire değişti. Şahin yurtdışına gidiyor… gitmek zorunda. Aniden ortaya çıkan bu duruma uyum sağlayamadım henüz. Duygularım bir o yana bir bu yana gidip... Devamını Oku