son haberler

TAHRİK VE ŞİDDET

Yayınlanma Tarihi: 20 Kasım 2015 okunma

Ahmet ALTUN bizimahmet52@hotmail.com

Ayrıldığı eşine öfkesiyle ruh sağlığını kaybeden bir ayakkabı tamircisi insan sağlığı  hizmetindeki         Dr. Aynur Dağdemir’i  hem de hastane odasında katletti. Ne acı!
Samsun’da  ikinci  kez insan sağlığına hizmet eden hekimimizi şiddetten koruyamadık. Şimdi kınama, bildiri sunma, demeç verme, şiddete lanet okuma yolunda herkes, acı içinde. Lakin toplum olarak tedbir almak, caydırıcı olmak, önlemek için gerekenleri yapmakta yetersiz kalıyoruz diyen yok(!)
Toplum içinde ruhsal travma geçirdiği için şiddete başvurmaya hazır, tedavi altına alınması gereken çok insanımız var.  Kent yaşamına sıkaşarak yüreği kabız olan insanlar, genetik özelliklerinin de etkisiyle saldırma, öldürüme güdüsü içine düşüyor. Ansiyete bozuklukları, deprasyonlar toplumu sarmış durumda. Ruhsal rahatsızlığının farkına varıp tedavi  olan insan çok az. Ruhsal rahatsızlık içindeki  insanlar trafikte, hastanede, sokakta, iş yerlerinde kol  geziyor ve çoğumuz  bunun farkında değiliz. Muhatap olduğumuz insanların her an şiddetine uğrayabileceğimizin de.
Adam ayrıldığı eşinin peşine düşüyor ama ruhsal dengesi öylesine bozulmuş, öylesine öldürmeye odaklanmış ki günahsız bir hekimi bıçaklıyor sonra da kendini  5.kattan atıyor. Bu bilinçli yapılabilecek iş olabilir mi?
Hayatta  en hakikî mürşit ilmin gereğini yapamıyoruz. Bilim diyor ki şiddet toplumsal  bir hastalıktır. Hastalığın da bilimsel tedavisi mümkündür. Gerek örgütlü terör suçları  gerekse bireysel suçlar bir bilimsel çalışma sonucunda önlenebilir.  O adamın bu denli  ruh hastası olması önlenemez miydi  ya da eğitimli güvenlik görevlilerinin tetik teşhisiyle cana kıyması engelenemez miydi? Terörist olmuş gencecik insanların bu bilim çağında üzerlerine bomba sararak kendilerini öldürümeleri de akıl alır   şey mi? Ruh dengesi ölümü hiçe sayacak kadar bozulmuş insanların sürekli  infilakini izlemek ve kendilerine lanet okumaktan geçip  düşünelim artık.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Prof.Dr. Ömer Alparslan Aksu, “Zıtları uzlaştırmada hayat, çatıştırmada memat vardır. Hayat memat meselesi ölüm kalım meselesi demektir, memati ölüm getiren demektir. Kurtlar Vadisi dizisinde böyle bir tip var. Biz ölüm getiren değil, uzlaştıran ve hayat veren tipler yaratmalıyız.” diyor. Ancak  Dr. Aynur Dağdemir’in  yayından fırlamış oku tutması gibi nafile bir uzlaştırma çabası işe yaramayacaktır. İnsanların eğitim sürecinde ele alınması gerek, şiddet içerikli sinema-tiyatro eserlerinin sürekli göz önüne serilmemesi gerek. Demokrasinin eğitimle geliştirilmesi gerek yani.
Ülkemizde uzlaşma kültürünü geliştirmeye odaklanmış bilim, kültür, sanat ve eğitim insanlarının ışığının yasama erkine etkisini olmalı. Böylece  çok yönlü bilimsel çalışma ve güvenlik tedbirleriyle toplumu rahatlatma operasyonları yapabilecek  uzlaştırma yasalarının iyi düşünülüp  fazla geç kalmadan yürürlüğü sokulması  sağlanmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanı  G20 zirvesinde “Zenginler biraz kârınızı azaltın, fakirleri tahrik etmeyin.” dedi. Bütün dünyada paylaşım adaletinin sağlanması ve kalkınmanın ona göre yürütülmesinin gereğine çok güzel işaret etti. Kendine yakışan bir söz etti ama gerçekleşmesi kolay değil.
Dünyadaki ekonomik dengelerin sosyal adaleti sağlayacak şekilde kurulması kolay olabilir mi?        Keşke olabilse! Geçim derdi, işsizlik tümüyle ortadan kaldırılabilse!
Herkesin mutlu olacağı işi olsa terörle, şiddetle, öldürmeyle kimin, ne işi olabilir ki? İş dayanışmayı, dayanışma da dostluğu getirmez mi? İşte bu gerçekten hareket etmek bütün dünya siyasetçilerinin hedefi olmalı aslında ama biz bütün dünyaya hükmedemeyeceğimize göre kendimizi  bu yolda ilerletmeye bakmalıyız. Bunu yapabildiğimiz oranda tahrik, dolayısıyla da şiddet azalacaktır.
Şiddet sonuçtur, biz hep şiddete lanet okuyoruz. Oysa  tahriklere dur demenin bilimsel yollarını bulmaya çalışsak ya!

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KAZMA KÜREK HAZIR OLSUN

28 Şubat 2020 okunma
Suriye- İdlib’de rejim güçleri Rusya’nın desteğiyle sivillerin üstüne bomba yağdırıyor. Halbuki Rusya, İran ve Türkiye anlaşmışlar orayı güvenli bölge ilan etmişlerdi. Onca uyarılara rağmen sivil kanı akmaya devam ediyor. Rusya sözünde durmuyor.... Devamını Oku

Ah Şu Kapitalizm

31 Ocak 2020 okunma
Rusya’nın dağılmasından sonra Dünya kapitalizmin acımasız kuralları içinde savaşmaktadır. Amerika’nın başını çektiği bu düzen vahşiliğini her yerde her alanda göstermektedir. Artık uygarlık, medeniyet, insan hakları gibi kavramlar malesef tarihin... Devamını Oku

Sana Dua Ediyorum 2020

31 Aralık 2019 okunma
O kadar çok sorunlarla yeni yıla giriyoruz ki dua etmekten başka çaremiz yok. Şayet yeni yılın sonunda başımızdaki sorunların yarısından dahi kurtulmuş olsak bunu mutluluk vesilesi sayarım.  Hadi ondan da vazgeçtim mevcut olana yenileri eklenmesin diye dua... Devamını Oku

Ya Tutarsa…!

29 Kasım 2019 okunma
3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Hükümet yeni vaadlerde bulunacak, çeşitli kişi, kurum, kuruluşlar gönül alıcı mesajlar yayımlayacaktır. Tabiki 4 Aralık günü hayaller yerini gerçek yaşama bırakacaktır. Ben... Devamını Oku

Ses Ver Hanım Abla

13 Kasım 2019 okunma
Kasım ayında olmamıza rağmen bahar havası yaşıyoruz. Sabah akşam serin, geceler ise ayaz geçiyor. Ben de yaz aylarında yazmam gereken yazıyı Kasım ayının bu sıcak günlerinde yazmaya karar verdim. Yazılı ve görsel medyada kadın tacizi, kadına şiddet... Devamını Oku

Harekat Değil Bu Bir Savaş!

25 Ekim 2019 okunma
Hükümet açıklamalarında Suriye’deki fiili durumun savaşa değil terör harekatı veya operasyınu dese de yaşananlara bakınca aynı fikirde olmadığımı belirtmek istiyorum. Görünürde Kuzey Suriye’de operasyondayız ama aynı zamanda Amerika-Rusya İran-Avrupa... Devamını Oku

Ayağınızı Denk Alın!

9 Ekim 2019 okunma
6 Temmuz tarihli “İKİNCİ YARI ZOR GEÇECEK” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Gerçekten de zor geçiyor. Karadeniz Bölgesi’nde hala fındık parasının gölgesi devam ediyor. Ancak son üç ayda onun da etkisi ortadan kalacağı için biraz daha... Devamını Oku

Bayram Müjdeleri

9 Ağustos 2019 okunma
Tabiki ben ekonomi uzmanı değilim ama bu alandaki bazı hassas alanları gayet iyi biliyorum. Öncelikle bütün sektörlerde göstergeler negatif olsa da bankacılık sektörü ayaktaysa biraz dikkatle işler düzelir demektir. İkinci sırada ise inşaat sektörü gelir,... Devamını Oku

ABD’den Yar Olmaz!

31 Temmuz 2019 okunma
Türkiye, Suriye krizi başladığından bugüne kadar sözüm ona stratejik ortağımız ABD ile görüşüyor, çeşitli kararlar alınıyor, sözler veriliyor. Ancak ABD Türkiye’nin yararına olan hiçbir konuda alınan kararlara  uymamış, verilen sözleri... Devamını Oku

İkinci Yarı Zor Geçecek

6 Temmuz 2019 okunma
Temmuz ayı ile birlikte yılın ikinci devresini yaşamaya başladık. İlk altı ayı yerel seçim kampanyalarıyla geçirdik. Bitii gitti ama bu yılın ikinci devresi çok zor ve çetin geçecek. Öncelikle ekonomik sıkıntılar; başta esnaf kardeşlerimiz olmak üzere... Devamını Oku