Yayınlanma Tarihi: 26 Ocak 2018 — okunma
1847 yılında Ünye’ye gelen Xavier Hommaire de Hell Ünye Kalesi için “… kayaya oyulmuş bir anıt (kaya mezarı) bulunuyor. Daha çok Bizans işine benziyor. Bir kartalın döküntüleri (Roma İmparatorluğu’nun bir simgesi) alınlıkta görünebilir.” demektedir.5 Vital Cuinet ve Prof. Dr. Bilge UMAR da kalenin Bizans yapısı olduğunda hemfikirdirler. UMAR, “Kale kapısının yanı başında, dışında yalçın kayalığın dimdik yüzeyi düzeltilerek biraz yükseğe işlenmiş Kaya Mezarı, Bittel’in M.Ö. VII. yüzyıla tarihlediği Paphlagonia Kaya Mezarları’nın tüm özelliklerini gösteriyor. Buna bakılırsa o da aynı dönemden kalmadır.” diyerek konuya açıklık getirmektedir. John Freely ise “… körfezin en korunaklı yerinde bir Ortaçağ kalesinin harabesi var, muhtemelen Bizans İmparatoru I. Andronikos Komnenos (1183/85) tahta çıkmadan önce yaptırmıştır.” tezini savunur.7
Çok eski zamanlarda Ünye’den Samsun’a Karadeniz sahiline muvazi (paralel) olarak bir yol olduğu rivayet olunur. Bu yolun döşeme ve köprü enkazı halâ mevcuttur. Vaktiyle Strabon bu yoldan Ünye’ye uğramış ve Ünye’de demirci bir kavim görmüştür. Sahilden dahile doğru Terme tarafından ve Ünye’nin Keriş Köyü yakınından geçerek Kuzköy, Haliluşağı Köyleri tarikiyle Kevgir Kal’ası kurbundan Erbaa’ya giden bir yol üzerinde bulunan büyük taş su teknesi o mahallin kervansaray olduğunu zannettirmektedir. Bunlardan başka bir yol daha var ki bu da Ünye Kal’a Köyü’nden Tekkiraz Köyü’ne çıkıyor. Oradan da Dereköy tarikiyle Niksar ve Taz Yaylası etekleri civarından Kevgir Kal’a’sına uğrayarak Erbaa’ya gidiyor. Yolun eseri geniş ormanlar arasında görülmektedir (Eski İpek Yolu).27
Tarihe ışık tutan antik eserler her yörede karşımıza çıkmaya devam ediyor. Çaybaşı bucağı köylerinde Hz. İsa’nın yaşadığı Helenistik Dönem’i takip eden Bizans Dönemi’nde bu devreye ait bir Boğa (M.Ö. 300 – M.S. 350) Heykelciği ve Takılar bulunmuştur.
Şimdi de Milât sonrası Ünye’sinde Türkleştirme akınları etkisinde günümüze kalan değerleri gözden geçirelim. Ünye’nin Gölevi semtinde, Şeyh Yûnus Tepesi denilen yerde Şehnuz olarak bilinen yatırın Şeyh Yûnus Emre (1240 – 1321) olduğuna dair delil olarak Ünyeliler Türbe’de yapılan araştırmalarda ele geçen belgeler üzerinde “EMRE SULTAN” yazısının okunmuş olmasını ve ŞEYH YÛNUS Hazretleri’nin kabir taşında “Emre” yazısının okunduğunu ileri sürerler.19
Öte yandan bir başka tespitte şunlar aktarılır : “Melik Gazi ya da Emir Gazi (ö. 1134) ve ordusu, ölüleri gömerek yaralılarını alıp Akkuş Danişmentalanı Köyü’ndeki ordugâha dönerler. Dizdar, Dizdar Bey’in kardeşine bırakılır. Kardeşinin mezarı biraz aşağısındaki Nurettin köyü sınırları içindeki câminin alt tarafındadır. Yûnus ve Menteşe Bey de Ünye’ye gönderilir. Yûnus ve Menteşe Bey, üstün düşman kuvvetleri karşısında çaresiz kalırlar. Yûnus Bey Ünye Kiraztepe’de, Menteşe Bey’de biraz aşağıda Kabakçılar mevkiinde Menteşe Mezarlığı denilen yerde şehit düşerler. Günümüzde Yûnus Emre denilen mübarek zatın Melik Gazi’nin Ünye’ye gönderdiği Yûnus Bey olabilir diye düşünmekteyiz. Türbenin etrafındaki taşlar buranın geçmişte bir Selçuklu Mezarlığı olduğunun göstergesidir.”
Bu tarihlerde Trabzon Devleti İmparatoru II. Alexios 1301 yılı Eylül ayında Giresun’a karargâh kurarak komşu Türk Beyi’ni yenilgiye uğratmıştır. Bu bey, Ünye’ye bir kale yaptıran ve halâ aynı isimle bilinen Genç Ağa olmalıdır. Genç Ağa Kalesi İkizce’ye bağlı Karlıtepe Köyü sınırları içerisindedir.
Ünye’nin o dönemi anımsatır eserlerinden biri de Cumhuriyet Meydanı’nın yakınında bulunan Çarşı Hamamı’dır. Bu yapı, mimarî özellikleriyle bir zamanlar kilise yapısı olduğunu açığa vurur. Eski hamamın XIII. yy’dan kalma şapel ‘küçük kilise’ olduğu söylenir Les Armeniens (Ermeniler) adlı kitapta, XVIII. yüzyılda Ünye’de merkezde bulunan bir Ermeni Kilisesi’nin bahsi geçmektedir. Kilise Aziz Minas‘a adanmıştır. Yine aynı kaynakta, 1335 yılında onarım gördüğü anlatılmaktadır. 1299 yıllık tapu kaydında herhangi bir “kilise” tanımı geçmemekte, aksine yapıdan hamam olarak söz edilmektedir.1 – 3- 7 Yaptığım araştırmalar hamamın Ermeni Surp Minas Kilisesi olduğunu teyit etmektedir.18
Halk arasında bugüne kadar aktarıla gelmiş sözlü anlatımlara göre Ermeni Kilisesi olarak buranın tahminen 1790 yıllarında yapıldığını ve adının Hagia Minea (Aya Minas) olduğu söylenmektedir.2 Ermeni Kilisesi olarak anılan yapı, 1872 Ünye tapu kayıtlarında hamamdır; ilk tapu kaydı da bu yıla aittir. Senetsiz olarak kaydedilmiştir. Sözlü anlatımlarda hamamın Ermeni Kilisesi olduğu zamanlardan kalma duvar resimlerinin (fresklerin) bahsi geçer. Günümüzde bu fresklerden ve Aziz Kurnası’ndan iz yoktur. Hamam girişte genişçe bir avlu, iki bölümlü giriş, bir salon ve ona açılan iki hücre ile dört büyük odadan oluşur. Salondaki göbek taşı, yuvarlak kubbeleri, kurna taşlarıyla ilk bakışla klâsik bir hamam yapısı görünümü de vermektedir. Avlusunda olduğu söylenen serinletici havuz bugün kaybolmuştur.1 – 3
İlhanlılar Karadeniz’de hüküm sürmeye başlayınca Ünye, Samsun ve Sinop’ta adlarına para bastırmışlardır. Ünye’de bulunan ve H. 738’de (M. 1337/38) İlhanlı Hükümdarı Muhammed Han’ın bastırdığı gümüş dirhem 1g ağırlığında olup, 17 mm çapındadır. Ön yüzünde ‘Lailahe illallah Muhammed resulullah. Ebu Bekir Ömer Osman Ali’, arka yüzünde ‘Es-Sultan’ül âlem Muhammed halledallahü mülkehu ve devletehu. Duribe Ünye fi sene 738’ yazmaktadır.
Bu yüzyıldan itibaren Ünye tarihine tanıklık eden yaşayan tek bir canlı vardır. Bu canlı şâhit Cumhuriyet Meydanı’nda halen suskunluğunu bozmayan, Ünye Kavakdibi Kargası Memo’nun yuvalandığı tarihî Çınar (Gavak) Ağacı’dır. Ünye’mizin Kavak Dibi’ndeki 30 m boyunda Anıt Ağacı Doğu Çınarı’nın (Platanus orientalis) yaşı, 20.07.1995’te çakılan plâkette 450 – 500 yıl olarak gösterilmiş. Biz Ormancılar, yaş tâyininde Burgu Yöntemi kullanır ve ağaca zarar vermeden burgu salarak, Yıllık Halkaları saymak suretiyle yaşını tâyin ederiz. 2,85 m çapındaki ağaca burgu salabildiklerine pek ihtimal veremiyorum. O halde ‘nereden çıktı bu 500 yıla sarkan yaş?’ sorusu akla gelebilir.
Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon’u H. 865 / 15 Ağustos (ya da 26 Ekim) 1461 tarihinde fethettiğini biliyoruz.15 Fetih dönüşünde de Ünye – Niksar hattı üzerinden pâyitaht İstanbul’a döndüğü ve Ünye’de iken bu ÇINAR fidanını diktirdiği kaynak belirtilmeksizin birçok ağızda rivâyet olunur. Bu itibarla Çınar ağacımızın yaşı 2018 – 1461 = 557’dir denilebilir; fidan yaşını da ilâve edersek 565 yaşındadır demek yuvarlak bir hesapla otoritelerce kabul görebilir. Yeterli koruma tedbirleri de alınırsa 1000 yaşına ulaşması işten bile değildir. Velhasıl Ünye Tarihi’nin en canlı şâhitlerinden birisidir GAVAK AÂCIMIZ!16
Devam Edecek
KAYNAKÇA :
1 Tarih Vakfı / Ünye Yerel Tarih Grubu – Çınarın Gölgesinde Cumhuriyet Meydanı, ‘Kavak Dibinden Ünye’nin Geçmişine Bir Bakış Sergisi’ http://unyezile.com/hamam.htm
3 ARGAN, Yaşar – İpek Yolu ve Ünye / Ünye Hamamları http://unyezile.com/hamam.htm
5 XAVIER, Hommaire de Hell – Voyage en Turquie et en Perse, C. II, Paris, 1855, sh. 366 – 369.
7 DOĞAN, Osman – Tarih Boyunca Ünye, Belediye Kültür Yy. 3, Samsun, 2003, 514 sh.
15 İNAN, Kenan Doç. Dr. – Trabzon’un Osmanlılar Tarafından Fethi / Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı : 14, Yıl : 2003/1 (sh. 71 – 84).
16 MİSTEPE, M. Ufuk – Çınar Dibinde Ünye Düşleri http://unyezile.com/daldandala.htm
18 MİSTEPE, M. Ufuk – Çarşı Hamamı ya da Ermeni Surp Minas Kilisesi I / II, Ünye Haber Gazetesi, Tarih: 27.01.2017 – 03.03.2017, Sayı: 2347 / 2351, Yıl: 15.
19 MİSTEPE, M. Ufuk – Yûnus Emre Nerede Yatıyor? http://unyezile.com/300.htm
27 ŞEN, Yüksel – Ünye ve Tarih… http://unyezile.com/tarih.htm Ünye Ticaret ve Sanayi Odası 1923 – 1933 İktisadî Hareketleri isimli Rapor, sh. 3. 29 Ağustos 1964 tarih ve 201 sayılı “Şirin Ünye Akkuş Sesi” Gazetesi.
30 YEDİYILDIZ, Bahaeddin / ÖZ, Mehmet / ÜSTÜN, Ünal – Ordu Yöresi Tarihinin Kaynakları III, TTK Basımevi – Ankara 2002, 257 sh., Kazâ-i Ünye, Rûm Kânûnnâmesi.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.