Yayınlanma Tarihi: 27 Nisan 2018 — okunma
Karadeniz sahilinde 16. ve 17. yüzyıllarda en mühim ticaret iskelesi Ünye’de mühim bir tersane mevcuttu ve devletin ihtiyaç duyması halinde savaş gemileri de inşâ edilirdi. Özellikle Osmanlı Devleti’nin savaşa girdiği yahut donanmanın güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğu zamanlarda, çeşitli tersanelerle birlikte Ünye tersanesine de belli sayıda savaş gemisinin inşâ edilmesini emreden fermanlar gönderildiğini biliyoruz. Ünye tersanesinde savaş gemilerinden başka özel müteşebbislere ait ticarî gemiler de inşâ edilmekteydi. Devlet arşivlerinde, Ünye’de H. 1200/1300 (M. 1785/1883) tarihleri arasında inşâ olunan 100’den ziyâde ticarî gemi için sened-i bahrî (armatörlük belgesi) verilmesine dair belgeler mevcuttur. Ünye civarı gemilerde kullanılan halatların hammaddesi olan kendirin de en önemli üretim ve dağıtım merkezi idi. Osmanlı Devleti’nin kendir ihtiyacının yarıdan çoğu buradan sağlanıyordu.33
Önceki dönem saray kalıntıları temelleri üzerine inşâ olunan ve 1808 yılında yapımına başlanarak, 1815 tarihinde bitirilen Hazinedârzâde Süleyman Paşa Konağı Âyanlar Dönemi’nin dünya estetik mimarisi çerçevesinde saray denilebilecek muhteşemlikte kayda değer önemli bir mimarî harikaydı. Tahminen 1847 – 1854 yılları arasında yanmıştır. Konağın dış ihata duvarlarını simgeleyen surları ve arsası üzerinde âtıl vaziyette ve bakımsız halde ilgisizliğe terk edilen bir çeşmesi ile hamamı kalmıştı. Günümüzde bu değerlere sahip çıkıldığını görmek bizleri mutlu kılmıştır.
Süleyman Paşa, konağı yaptırırken külliye olarak düşünmüş olmalı ki yanına bir çeşme, bir câmi ve bir de hamam yaptırmayı ihmal etmemişti. Saray Hamamı tahminen Çifte Hamam’ın inşâsının 30 yıl kadar sonrasında 1808’lerde yapılmış olabilir. Saray Caddesi’nden yukarı istikamette giderken, yolun sağ kenarındaki hamam, Osmanlı hamam kültürüne uygun olarak saray, câmi, çeşme ve hamam bütünlemesiyle bir külliye müştemilâtı olarak, konak sakinlerine ve konağa gelen misafirlere hizmet amaçlı yapılmıştır. Hamam inşaatını, konak ve karşısındaki Saray Câmii ile birlikte aynı yıllarda taş işçiliğinde usta olan ve konak yapımında çalışan Ermeni usta ve işçiler tarafından yapıldığı rivayet edilmektedir. Hamam altmışlı yıllara kadar hizmet vermiştir, bugün restorasyona tâbi tutulmuştur. Çarşı Hamamı’nın kamulaştırılıp (Ermeni Surp Minas Kilisesi), ardından restore edilen Saray Hamamı’nın yeniden hamam olarak hizmet vermesi beklentimizdir.
Yazılı literatürümüze katkı sağlayacak Ünye’nin kayıtlara geçmiş ilk kütüphanesi H. 1267 (M. 1850/51) yılında hizmet vermeye başlayan Hacı Mehmet Ağa Kütüphanesi’dir. Kütüphane yüzyılın sonlarına doğru yanmıştır. Milletvekilimiz Osman Rafet Aksoy (1895 – 1967) bir demecinde : “Ben Ünye’me modern bir kütüphane yaptırmak için maddî ve manevî yardıma hazırım” demektedir. Aksoy, kütüphanesinde bulunan kitaplarını da Ünye Kütüphanesi’ne verecektir. Ancak her zaman olduğu gibi yine işin tahakkuku Belediye Başkanlığı’na düşmektedir. Zira bu mübrem ihtiyacın halledilmesi bir arsanın verilmesiyle mümkün olacaktır.34 Mevcut kütüphanemiz 1965 yılında hizmete girmiştir. Kütüphanemizde şu anda 12.500 kitap bulunmaktadır.29
Tarihî değerlerimiz arasında iskelelerimiz de önem arz eder. Tabakhane Deresi’nin şehir merkezi tarafında kalan ve halen FİSKOBİRLİK Satış Mağazası olarak faaliyet gösteren yerde bir zamanlar Belediye Gazhanesi vardı. Bu Gazhane’den ötürü de binanın sahile bakan cephesindeki kumsala Gazhane Plâjı denirdi. Bu plâjın 100 – 150 metre aşağısında, şimdiki Belediye Sineması’nın bulunduğu yerde, eskiden Odun Pazarı kurulurdu. Ve bu pazarın sahil kesiminde bir Derya (Deniz) Hamamı vardı. O yüzden buraya Demirköprü Banyo Mahalli denirdi.27
Fransızlar tarafından Demirköprü Mahalli’ne inşâ edilen Demirköprü İskelesi’nden bugün iz kalmamıştır. XIX. yüzyılda kazaya bir Aziziye Köprüsü (1864), bir de Rum Kız Mektebi (1860) inşâ edilmiştir.25
1869 Trabzon Vilâyet Salnamesi’ne göre Ünye’de beş hamam vardır. Çifte Hamam, Saray Hamamı, Derya (Deniz) Hamamı, Çarşı Hamamı (Ermeni Surp Minas Kilisesi) ve Demirköprü Deniz (Derya) Hamamı. Günümüzde Çarşı Hamamı çalışır vaziyettedir. Kamulaştırılıp, inşâ amacına uygun saygınlığında hizmet verecek biçimde restorasyona tâbi tutulmalıdır. Saray Hamamı restorasyonu tamamlanmıştır. Yeniden hamam olarak hizmet vermesi beklentimizdir. Çifte Hamam’ı da harabe halindeki görünümünden kurtarmak maksadıyla girişimler başlatılmıştır. Yalıkahvesi’ndeki Derya (Deniz) Hamamı ile Demirköprü Deniz Hamamı günümüze ulaşamamıştır ama temel kazıklarının kumsal altında bozulmadan duruyor olması muhtemeldir.
Derya Hamamı’nın, Ağalar Mahallesi denilen bugünkü Yalıkahvesi’nde bir zamanlar Elektrik Fabrikası ve Düğün Salonu olarak kullanılan kilisenin yakınlarında olduğu zannediliyordu. Derya Hamamı hizmet yıllarında denizci ve balıkçılara, kaptanlara ve gemi mürettebatına, Ünye’ye ticaret yapmaya gelen tüccarlara, devlet erkânına, Ünye halkına yıkanma ve yüzme imkânı verirdi. Buharlı gemilerin piyasayı ele geçirmesi akabinde Ünye’de deniz inşâiye, gemicilik ve kaptancılık sektörü önemli sekteye uğradığından XX. yüzyıl başlarında Derya Hamamı işlevini yitirmiş ve kaybolmuştur.
Hamamlara getirilen sular konak için inşâ edilmiş ve konağa ulaşan su yoluna bağlantılıydı. Süleyman Paşa Âyân Konağı inşâ edilirken gereken su da Balıkdeğirmeni mevkiinden sağlanırdı. Döşemedibi Mahallesi’ndeki bu yerden su bir kaynaktan çıkmakta ve Su Terazileri ile kendi câzibesiyle şehre taşınmaktaydı. Mekân aynı zamanda bir mesire alanıydı. Balıkdeğirmeni’nden Yalıkahvesi’ne kadar muhtelif yerlerde Su Terazileri ve kuleleri inşâ edilmişti. Bazılarının metruk görünümlerini ihtiva eder fotoğrafları elimizde bulunmaktadır.
Su Terazileri’nden ilki Balıkdeğirmeni’ni takiben Köprübaşı’nda Tabakhane Deresi kenarında idi. İkincisi eski adı Feyziye Mektebi olan ve Cumhuriyet’in ilânından sonra ismi Anafarta İlkokulu olarak değiştirilen ve şimdilerde yıkılıp alana dâhil edilen bu okulun bahçe duvarına yakın ve ondan müstakildi. Üçüncü Su Terazisi, Kaledere Mahallesi’nde eski Fatsa Caddesi üzerinde, o zaman gazhane olarak kullanılan Belediye’ye ait tek katlı binanın hemen karşısında, tüccardan Bayraktar Yusuf SANCAK’ın binasının çok yakınında Cuma Değirmeni’ne giden yolun başlangıcında idi. Dördüncü Su Terazisi de gene Kaledere Mahallesi’nde, Niksar Caddesi’nin başlangıcında, rahmetli Mustafa KALEMEN’in binasının hemen altında zahirecilik yapan Necmettin KÜÇÜKOĞLU’nun dükkânına cepheli idi. O da taş ile yapılmıştı. Alt kısmı geniş, üste doğru daralan bir görünümde idi. Yaklaşık 3 – 4 metre yüksekliği vardı. Ve devamlı su akıtırdı. Beşincisi İnönü İlkokulu’nun rıhtıma bakan cephesinde yer almaktaydı. Sütunu minare gibi heybetliydi.
Tarihî coşku ve perspektiften Ünye’ye selâmlar.. esen kalınız.
Devam Edecek
KAYNAKÇA :
25 TUĞLACI, Pars – Osmanlı Şehirleri, Milliyet Gazetesi Eki – Milliyet Tesisleri, İst. 1985, 411 sh. http://unyezile.com/unor.htm
27 ŞEN, Yüksel – Ünye ve Tarih… http://unyezile.com/tarih.htm Ünye Ticaret ve Sanayi Odası 1923 – 1933 İktisadî Hareketleri isimli Rapor, sh. 3. 29 Ağustos 1964 tarih ve 201 sayılı “Şirin Ünye Akkuş Sesi” Gazetesi.
29 KABAYEL, Ahmet – Ünye’nin Turistik, Tarihî, Kültürel ve Çevresel Portresi, Ünye III. Kurultayı OMÜ Ünye İİBF Konferans Salonu 22 – 23 Temmuz 2004
33 GÜNEY, Dr. Mürselin, Osmanlı Dönemi’nde Ünye / Ünye İlçesi Tarihi http://www.karalahana.com/karadeniz/unye-tarihi-osmanli-devleti.htm
34 MİSTEPE, M. Ufuk – Ünye Siyasî Tarihi – I, Ünye Vizyon Gazetesi.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.