son haberler

Terör Mü Tümör Mü?

Yayınlanma Tarihi: 16 Aralık 2016 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Bir ülke ki ne kadar çok düşmanı varsa iki ihtimal vardır. Ya güçlü bir ülke yolunda mesafe alıyordur, ya da başkalarının bir “kuyruk acısı” vardır.

Mazisi adil ve güçlü ülkeler bir gün aynı gücünde değilse her taraftan hasım hortlar.

Biz harici hasımlarımızı da yanımızda olan hısımlarımızı da iyi biliriz. Biliriz bilmesine de içerideki hasımlarımızı kestirmek biraz zor. Çünkü “kahpe içerden olunca kapı kilit tutmuyor” diye bir söz var. İçerdeki kahpelere kilit mi dayanır.

Tarihte bize ne kadar husumeti olan “güruh” ve onun gayri meşru nesebi hiç boş durmadı. Ülkede nesebi gayri sahih o kadar kişi var ki bakmayın siz onların suret-i haktan göründüklerine. Onların ebeveynlerinin ruh ırzına tecavüz edilmiş bir kere. Zihinleri iğfal edilmiş, idrakleri tacize uğramıştır.

Böylece tecavüze uğramanın verdi alışkanlık kendilerinde bir sevk-i tabi teşekkül ettirmiş bu alışkanlıkla ahlaklarını pazarlamaya başlamışlardır. Artık olmayan ahlak hem iç hem dış pazardadır artık. Tek geçim kaynağı olan namus ticareti sonucunda meydana gelen zürriyetleri ana tarafından belki tespit edilebilir. Çünkü bu gayri meşru zümrenin babalarını DNA testi bile ölçemez.

Bu bir sosyal yaradır.

Beynin boşaldığı kafatasında beyin diye oraya tümör yerleştirilmiş, artık “ortak babalı” neslin “hastalıklı” fikirleri de yayılmaya başlamıştır.

Her türlü ahlaksızlığı atalarından tevarüs eden bu güruh nerede huzur varsa onlar orada huzursuz olmakta, bu huzurdan dolayı cinnet geçirmektedir.

Dedelerin sulh ve sükun içinde ömrünü geçirirken hiç seslerini çıkarmayan ne idüğü belir bu taife, Osmanlının işgali sırasında hortlamış işgal kuvvetlerine sevgi gösterisi yapmıştır. Daha sonra cepheye gitmeyenler geride parsa toplamış, gün gelip milletten hesap sormaya kalkmıştır. İşgal kuvvetlerini en güzel şekilde ağırlayan güruhun torunlarının hangi kavme ait olduğuna dair tarihi vesika yoktur. Çünkü ahlaksızlığın kaydı tutulmamıştır. Bir kuytuda ecnebi zabitlerle birkaç dakika halvet olmak bunların dünyaya gelmesine yetmiştir.

Şimdi o nesil necip milletimizle uğraşmakta, fırsat bulduğu an dedelerinin intikamını almaya çalışmaktadır.

Bu bir bedeldir ve bu bedeli biz öderiz. Kim bilir hangi günahımızın kefaretidir. Ancak çok ağır bir bedeldir. Gönlü dağlayan bir bedel…

Daha ne kadar sürer, daha ne kadar gözyaşı dökeriz bilemem. Bir gün bu terör de bu tümör de sona erer.

Tümör için milli kültürün kalkınması milli fikrin gelişmesi lazım. “Devletlüler “buna bir çare düşünür elbet. Bunların biyolojik nesillerini azaltmak için kısırlaştırma mı yapılır, başka bir çare mi bulunur bilmem. Öyle veya böyle bu işin bir sona ermesi gerekmektedir.

Analarının Hasan Sabbah döneminden, babalarının da Bizans tohumu ile buluşmuş ve ortaya insanlık tarihinin yüz karası bir güruh zuhur etmiş olup hayvanlar âlemine rahmet okutmuşlardır.

“İdraklerine deli gömlekleri” giydirilmiş bu canavarların insanlık adına dünyaya sunabilecekleri bir şey yoktur.

Bir gün içerdeki hainleri ve nankörlerin yetişmesine mani olacak “kalıcı” tedbirler alınamazsa biz daha çok gözyaşı dökeriz.

Anlamayan anlayandan bir sorsun bunu…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku