son haberler

UFKU DELEN BAKIŞLAR

Yayınlanma Tarihi: 13 Ocak 2017 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Haftanın belli günlerinde okulun önüne geliyordu. Aslına bakılırsa kızına refakat ediyordu. Her ne kadar kızı on dördüne merdiven dayasa da onun gözünde çocuktu.

Okulun önüne gelince bir yere oturur zilin çalmasını beklerdi. Ne zaman ki herkesle birlikte kızı da okul bahçesinden okula girer o zaman bulunduğu yeri terk ederdi.

Günlerden bir gün yine okul önündeydi. Hafta sonu olduğu için kurs yapılıyordu. Kimsenin kanuni olarak katılmak mecburiyetinde olmadığı kursa, dişinden tırnağından artırdığı üç-beş kuruşu k harcamaktan çekinmemişti. Mademki eğitim veriliyordu kızı da bu eğitimden faydalanmalıydı.

Oturduğu bankın yanında öğrencilerin de olduğu bir zamanda onunla konuşmaya çalıştım. İlk aklıma gelen “Ne kadar tahsil gördünüz” sorusu oldu. Bunun üzerine kızı; İlkokula bir hafta gidip sonra ayrıldığını söyledi. Ardından da “Sizce bir hafta sonra okuldan ayrılmak nasıl bir duygudur” diye sordu.

Zor soruydu. Bu durumda ne denirdi? Olmamış desem zaten okumamış birinin yarası deşilecekti. İyi olmuş zaten denmezdi. Biraz düşündüm. Saniyeler geçmek bilmiyordu. Aklıma tek kelimelik bir cevap geldi. Vaziyeti kurtaracak olan cevabın “Üzücü” olduğunu düşündüm. Kızına, yani öğrencime ben sordum bu sefer: “Niye ayrılmış?”

Çocuk hızla “Dedem, yani babası” dedi. Bu normalde alışılmış bir gerekçeydi. Ben bir de gelen kadına sordum. “Baban seni niye okuldan aldı?”

Kadının bakışları ufku deldi. Nereye baktığını bir kendi biliyordu. Sanki görünmeyen şeyleri görür gibiydi. Ancak bir cevaba hazırlandığı apaçık belliydi. Ufku delen bakışları gaipten bazı kişileri tokatlar gibi oldu ve ağzından “ Öğretmenin yüzünden!” cevabı çıktı.

“Öğretmenin yüzünden!”

Bu nasıl bir şeydi? Böyle bir şeyin olması mümkün müydü? Daha okula geleli beş gün bile olmamış bir çocuk öğretmeni yüzünden nasıl okuldan ayrılırdı?

Kafamın içinde şimşekler çakıp, bombalar patlıyor gibiydi.

“Öğretmenin yüzünden!”

Kısa bir sükûtun ardından sordum. “Nasıl yani?”

Bakışları önce benim bedenimden geçti sonra ufukları tokatladı. Yutkundu. “Ben küçükken çocuk felci geçirmiştim. Öğretmen babama bunu okula yollama dedi. Benim okuldan alınmamı istedi. Şimdi ben de çocuğumu okula getiriyorum.”

Acı bir sükûtun ardından devam etti: “O günden sonra hep okul önlerine kadar yürür eve dönerim.”

Okul önüne kadar yürümek…

Hem de öğrenci olmadan…

“Bunu okula vermeyin!”

Yahu bu ne biçim bir şey? Hiçbir öğretmen bunu okula vermeyin der mi?

Dermiş demek.

İşin kolayına kaçmak için, sınıfında hasta (bedenen) birinin bulunmasını istemediği için; sözüm ona unvanı öğretmen olan biri çıkıp “Bunu okula göndermeyin!” diyor ve bir kişi daha karanlıklara itiliyor.

Kadın yanındaki çocuklara yani benim öğrencilerime dönerek “Okulunuzun ve öğretmenlerinizin kıymetini bilin” diye tembih etti.

Sonra “Ben okul önlerine gelmeyi çok seviyorum” dedi.

Onu okula almayan öğretmen siz okul önüne geliyor musunuz hala? Sizin okuttuğunuz öğrenciler bilgi değil ancak “yazı” öğrenir. Çünkü siz belli ki şekle önem veriyorsunuz. Daha doğrusu “Önem” kelimesinin ne anlattığını bilmiyorsunuz.

Ey gözleriyle ufku delen kadın, Ana… Senin gördüğünü görebilmek için kaç cilt kitap devirmek kaç öğretmenin elinden geçmek gerekiyor. Tabii o öğretmenler sizi gönderen öğretmenler sınıfından olmamak kaydıyla.

Ah o bakışların ufuk ile birlikte vicdanları da delseydi.

Gıyaben ellerinden öperim. Yaşın mühim değil.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku