Yayınlanma Tarihi: 2 Ağustos 2019 — okunma
Trabzon vilâyetinin, malî yönden komşu vilâyetlerdeki malî birikimlerle bağlantısı vardı. Bu bağlantının XVIII. yüzyılda yaygın bir şekilde uygulandığı görülen mukataa işletmesiyle ilgili olduğu görülüyor. Anadolu vilâyeti Kastamonu sancağındaki Sinop kazasında yer alan “Sinop İskelesi Gümrüğü Mukataası” bu ilişkinin bulunduğu bir işletme idi. İdarî yönden Trabzon vilâyeti içindeki Bafra, Terme, Ünye, Çarşamba, Giresun gibi iskeleler malî yönden bu mukataa tevabi’inden idi.8
Gündeme gelmişken ‘mukataa’ terimi hakkında da açıklama getirelim: Sosyal Bilgiler Terimi Olarak Mukataa: Osmanlı Devleti’nde geliri doğrudan doğruya hazineye kalan araziye denirdi. Bu topraklardan elde edilecek gelir peşin olarak mültezim denilen varlıklı kişilere satılır ve mültezimlerden alınan paralar doğrudan hazineye aktarılırdı. Bu sisteme İltizam Sistemi denirdi. Hukuk Terimi Olarak Mukataa: Arazinin belli bir ücret karşılığında kiraya verilmesi; bağ, bahçe, arsa durumuna getirilen ekim toprağı için verilen vergi. Tarih Terimi Olarak Mukataa: 1 – Geliri doğrudan hazineye bağlı olan vergi ve gelir kaynakları. 2 – Osmanlı Devleti’nde iltizam yöntemine göre kiralanan kaynaklara verilen ad.31
Samsun’un, dönemde Karadeniz dolaşımında Sinop’un seviyesini yakalayamamasının bir takım göstergeleri vardı. En çarpıcı olanı, Samsun’un ve Canik Sancağı’ndaki diğer Bafra, Terme ve Ünye gibi iskelelerin Sinop İskelesi Gümrüğü Mukataası’na tâbi kılınmasıdır.9 Ortak Malî Birim adı altında birleştirilen iskele gümrüklerinin adı “Sinop İskelesi Gümrüğü ve Tevabi’i Mukataası” olarak geçmektedir.10
Bazı gemiciler ve tâcir, ticarette tek yönlü bir dayatmaca ve çıkar davranışını XVIII. yüzyıl Osmanlı toplum yapısında gösteriyorlardı. Bu hususa dair örnekleri ÜNYE ve Samsun’da bulunan sefinecilerde görmekteyiz. Ünye ve Samsun iskelelerine tâcirin getirmiş oldukları malları, sefine reislerinden Ünyeli Sarı Hasan ve birkaç kişi daha “yük gelsin, sefinem dolsun, kalkarım!” gibi bahanelerle taşımayarak tüccarı tedirgin, tâciz ve huzursuz etmişler, gümrüklere vergi girmesine mâni olmuşlardı.10
Samsun ve Ünye’de çaparlarla yapılan yükleme ve boşaltma, mallara zarar veriyordu. Çaparların iskelelere getirdiği eşyalar, hamallar tarafından dışarıya çıkarılıyordu. Yine Ünye’nin ticarî faaliyetleri kolaylaştırma ve arttırma amacıyla her türlü vergiyi iskeleden kaldırması da Samsun’un ekonomik faaliyetine büyük darbe vurmaktaydı.7 Termeli ve Çarşambalı üreticiler ve tâcir, Samsun İskelesi’nde ücretlerin yüksek olması sebebiyle Trabzon ve Batum gibi Doğu Karadeniz ve Kafkaslar’da pazarlayacakları mallarını batma tehlikesini göze alarak kayık ve motorlarla nehir ve deniz üzerinden Ünye’ye sevk etmeyi tercih ediyorlardı (Samsun Belediye Meclisi’ne Mahsus Defter, 46/174). Bunda Ünye yerel idaresinin şehrin ticarî potansiyelini arttırmak amacıyla iskeledeki işlemlerde rüsum almaması da etkiliydi. Bu ise sadece demiryolunun gelirlerini azaltmakla kalmıyor, Samsun’un iktisadî faaliyetine de büyük bir darbe vuruyordu.
Tokat ve havalisi ihracat tâcirleri, tütün ve hububat gibi kıymetli emtialarını İstanbul ve diğer şehirlere gönderebilmek için en yakın deniz iskelesi olarak Ünye’yi tercih ederler ve mallarını develere yükleyerek kente gelirler, yaptıkları alışverişlerle şehre bol bol para bırakırlar ve buradan dış pazarlara ürünler sevk edilirdi. Ünye İskelesi’ne 1800 yıllarından itibaren yabancı gemiler de gelmeye başlamıştı. Ünye’nin XVII. asrın ilk yarısında Boğdan, Eflâk, Kazaklar memleketi ile Suriye ve Anadolu’nun Karadeniz’de ticarî münasebeti temin eden bir alışveriş pazarı olduğunu oraları gezen seyyahlar yazmaktadır.5
Tarımın dışında Ünye sâkinleri, demir (ahen) geliri, resm-i dalyan ve firun-ı çölmek kayıtlarından da anlaşıldığı üzere madencilik, balıkçılık, çömlekçilik gibi işlerle de uğraşmışlardır. Kuzey Anadolu kent şebekesi içinde Bafra ve Ünye gibi çevrelerindeki kırsal yerleşmelere pazar işlevi görmekten ve onları diğer merkezlere bağlamaktan başka fazlaca bir rolü olmayan kasabaların, mütevazı konumlarını sürdürmeleri de anlaşılır bir şeydir.4
XIX. yüzyılın ikinci yarısında Samsun Gümrüğü’ne tâbi üç gümrük ve iskele bulunmaktadır. Samsun Gümrüğü mülhakatı olan gümrükler ve onların tevâbi’i olan iskeleler şunlardır: a) Samsun Gümrüğü Tevâbi’i, b) Ordu Gümrüğü Tevâbi’i, c) Ünye Gümrüğü Tevâbi’i (Ünye Rüsûmât İdâresi ve Fatsa İskelesi)14
Bütün bu gümrük ve iskelelerin bağlı olduğu merkez ise Samsun Gümrüğü’dür. Ünye Gümrüğü ve tevâbi’i olan Fatsa İskelesi’nde çalışan memur ve kâtiplerin bir aylık maaş toplamı da 470 guruş ile 520 guruş arasındadır. ‘Kantariyye’ denilen gümrük resmi hem iç gümrüklerden idi hem de mahallî gelir kaynakları arasında bulunuyordu. H. 1275 (M. 1858/59) yılında Ünye’de 2.280 guruşluk kantariye rüsûmu toplanmıştır.15
Samsun ve mülhâkâtı Ünye ve tevâbi’i gümrüklerin bazı aylara ait gümrük hâsılatları H. 1254 – H. 1257 (M. 1838/39 – M. 1841/42) yılları arası için guruş olarak şöyledir: H. 1254 Mayıs ayı hâsılatı 1.574 guruş 10 para, H. 1254 Ağustos’ta 846 guruş, H. 1255 Temmuz’da 1.224 guruş 30 para, H. 1257 Şubat’ta 512 guruş, H. 1257 Mart’ta 2.212 guruş, H. 1257 Mayıs’ta 929,5 guruştur.11
En fazla gümrük geliri Samsun ve tevâbi’i gümrüklerden elde edilmektedir. Daha sonra sırası ile Ünye ve Ordu gümrükleri gelmektedir.12
Ketebeden Mustafa Daniş Efendi’nin oğlu Mustafa Behçet Efendi, 1270 senesi Rabî’u’l-Ahiri’nin 17’sinde (M. 17 Ocak 1854) Ünye’de dünyaya gelmiştir. 21 yaşında olduğu halde 1291 senesi Zi’l-ka’desi’nin 19’unda (M. 28 Aralık 1874) ve 400 kuruş ma’âş ile Trabzon Rüsûmât Nezâreti’ne merbut Fatsa Rüsûmât İdâresi kitabetine nakl olunmuş, … Ber vech-i muharrer Ünye Rüsûmât me’mûriyetinden naklen munfasıl olup me’mûriyetine âit bir şeyle taht-ı mesuliyete alınmamıştır.27
1858/59 yılının Mayıs ayında Samsun karantinehânesinden 172 guruş, Ünye karantinehânesinden 455 guruş, toplam 627 guruşluk rüsûmat geliri elde edilmiştir (BA, Kepeci 6183, s. 3). Ancak bu aya ait gelirin çeşitli sebeplerle az olduğunu, başka bir belgedeki yıllık gelirden öğrenmekteyiz.3 Bu rüsumat geliri ile karantinahânenin giderleri karşılanmakta, hattâ geriye kalan hâsılat da Maliye Nezâreti’ne (Bakanlığına) gönderilmekteydi. Ayrıca Samsun ve Ünye’de karantinahânelerin kurulmuş olması, bu iki liman ve gümrüğün ticarî açıdan işlek ve gelişmiş olduğunu göstermesi bakımından da önemlidir.5-12
Ulemâ zâde Fâik Efendi’nin oğlu Sabri Efendi, 1276 senesi şehr-i Ramazan-ı şerifinin 24’ünde (M. 15 Nisan 1860) Ünye’de tevellüt etmiştir. 93 sene-i hicrîyesi evâilinde 16 yaşında olduğu halde Ünye Rüsûmât İdâresi’ne mülâzemetle 96 senesi şehr-i Muharremi’nde 200 kuruş ma’âşla idâre-i merkûme Tuz Ambar Memurluğu’na tâyin kılınmış, 301 senesi şehr-i Muharremi’nin 11’inde 350 kuruş ma’âşla Ünye Rüsûmât İdâresi kitabetine tâyin olunmuştur.27
Ekmekçi zâde Hacı İbrahim Efendi’nin oğlu Hasan Efendi R. 1283 senesi şehr-i Receb-i şerifin gurresinde – 28 Teşrîn-i Evvel sene 1282 (M. 9 Kasım 1866) – Ünye kasabasında tevellüt ettiği nüfus tezkire-i Osmâniyesi’nde muharrerdir. 1310 senesi şehr-i Şabanü’l-mu’azzamanın – 18’inde (M. 7 Mart 1893) 13 Şubat sene 308 – 27 yaşında iken mülâzemetle Samsun Rüsûmât Müdüriyeti mülhakatından Ünye Rüsûmât İdâresi Muhâsebe Kalemi’ne devam etmiş, 23 Mart sene 311’de (M. 04 Nisan 1895) Terme Rüsûmât İdâresi kitabetine tâyin olunmuştur. Trabzon Rüsûmât nezaretinden ve Rüsûmât Emanet-i Celilesi’nden iktidarı, vazifesini ifâya kâfi idiği tasdik kılınmıştır.27
KAYNAKÇA :
3 ÜNYE LİMAN TALİMATI – Yürürlüğe giriş tarih ve sayısı:11.03.1997 tarihli Bakanlık Makam Oluru.
4 ÖZ, Mehmet – XV – XVI. Yüzyıllarda Canik Sancağı, TTK Yay., 234 sh., Ankara, 1999.
7 ARGAN, Yaşar – İpek Yolu ve Ünye, Ünye Kent Araştırmaları Serisi 1, İstanbul, Ocak 2004, 176 sh.
8 GÜLER, İbrahim – XVIII. Yüzyılda Trabzon’un Sosyal ve Ekonomik Durumuna Dair Tespitler, Trabzon Tarihi Sempozyum Bildirileri, 6-8 Kasım 1998, Trabzon, 2000, sh. 335.
9 GÜLER, Doç. Dr. İbrahim – XVIII. Yüzyılda Sinop – Samsun İlişkilerine Ait Bazı Gözlemler, İ.Ü. Hasan Ali YÜCEL Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi.
10 MİSTEPE, M. Ufuk – Ünye İskelesi’nin İktisadî Yaşama Etkileri, Ünye Haber Gazetesi, 03 Ocak 2012, Yıl: 9, Sayı: 1163. AYGÜN, Yrd. Doç. Dr. Necmettin – Osmanlı Devleti’nin Son Zamanlarında Karadeniz’in Güney Kesiminde İktisadî Faaliyetler, Karadeniz Araştırmaları, Cilt 6, Sayı: 23, Güz 2009, sh. 41 – 76.
11 BA. ML.VRD. 92, s. 9 – 13; ML. VRD. 41, s. 7 – 11; ML. VRD. 144, s. 6 – 9; BA, D.MMK. 23242, s. 5 – 7; ML. VRD. 404, s. 7 – 10; ML. VRD. 430, s. 6 – 9; BA, D.BRM. 24454, s. 5 – 8.
12 YOLALICI, Yrd. Doç. Dr. M. Emin – XIX Yüzyılda Canik (Samsun) Sancağı’nın Sosyal ve Ekonomik Yapısı, TTK Yayınları, XIV. Dizi – Sayı : 20, 1998, 183 sayfa + 8 sh. ek.
14 BA, ML.VRD. 41, s. 10; BA, ML. VRD. 92, s. 12 – 13; BA, ML. VRD. 144, s. 9; BA, D.BRM. 24447, s. 14.
15 BA, ML.VRD. 3033, s. 7.
27 DAĞDELEN, İrfan – Sicill-i Ahval Defterlerinde Ünye Doğumlu Osmanlı Devlet Adamları, İstanbul Ünyeliler Derneği (ÜNDER) Yayınları, 2004, 160 sh.
29 EMİROĞLU, Kudret – Trabzon Vilayeti Salnamesi / 1869, Cilt 1, Trabzon İl ve İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı Yay., Haziran 1993, 222 sh.
31 DERSİMİZ.com – Terimler Sözlüğü, https://www.dersimiz.com/terimler-sozlugu/Mukataa-Nedir-28194.html
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.