son haberler

ÜNYE TARİHİNDE KURULTAYLAR

Yayınlanma Tarihi: 10 Nisan 2020 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Dördüncüsünü gerçekleştirmekle gurur duyduğumuz kurultaylarımızı etüt etmeden önce kavram karmaşasında bazı terimlerin anlamlarını anlaşılır hale koymanın konuya giriş açısından daha isabetli olacağı düşüncesini taşıyorum.

Malûm olduğu üzere; “bir konuyu görüşmek amacıyla çeşitli ülkelerden gelen delegelerin katılımıyla gerçekleştirilen uluslararası toplantılara veya bir kurumun belli zamanlarda ya da gerektikçe yaptığı toplantılara” KURULTAY dendiğini biliyoruz. Bir kurumun (TDK, TTK, ÇEK, MEB, Siyasî Partiler gibi) belli zamanlarda (her yıl, 2 – 5 yılda bir) ya da gerektikçe, yapılan çalışmalar hakkında dinleyiciye bilgi verilmek üzere yaptığı toplantılara (Dil Kurultayı, Eğitim Kurultayı, CHP Kurultayı gibi) odaklanırsak; farklı konuların gündeme getirildiği ÜNYE KURULTAYLARI’nı kurultay adı altında değerlendirmenin hatalı bir adlandırma olduğu hususu göze çarpar.

Kurultayı diğer toplantılardan ayıran özelliklerden biri; çalıştaylarda olduğu gibi kurultaylar sonunda bir karara varılır ve bu karar ilgililer için bağlayıcı özellik taşır. Kurultay eğitim amaçlı bir toplantı değildir.

Kurultaylar ŞÛRA ile de karıştırılmamalıdır. Medeniyetin temel taşlarından biri olan Şûra, karşılıklı düşüncelerin ortaya konduğu, samimî diyalog ortamında görüşlerin tartışıldığı; en doğruya en iyiye en güzele ve en yararlı olana erişebilme amacıyla yapılan tartışmadır. Şûra, devlet için vazgeçilmez hayatî bir müessese (Millî Eğitim Şûrası) olduğu gibi cemaat için de fert için de ihmal edilmemesi gerekli son derece önemli medenî bir uygulamadır. Şûra, güçlü olanın baskı, zulüm ve diktatörlük anlayışını yıkar. Hakkın hâkimiyetini sağlar. Şûra, benlik ve gururu yıkar. Egoizm ve kendini beğenme hastalığını yok eder. Şûra sonucunda “Ben” düşüncesi yerine “Biz” düşüncesi hâkim olur. Şûra’da yapılan İstişare, toplumda karşılıklı anlayış, sevgi ve hoşgörü ortamının gelişmesine katkıda bulunur, gönüller arasında sıcaklığa sebep olur. Şûra, cemaatin parçalanmasına, bölünmesine engel olur.

O halde; bu etkinliklere Kurultay ve Şûra demek doğru değilse SEMPOZYUM diyebilir miyiz? Bir konunun (Trabzon Hurması gibi) çeşitli yönleri üzerinde (Yetiştirme ve Pazarlama gibi), aynı oturumda, konunun uzmanı değişik kimseler tarafından (çoğunlukla akademik konularda) yapılan seri konuşmalara Bilgi Şöleni (Sempozyum) denir. Bilgi şöleni, diğer konuşma türlerine göre daha ilmî ve ciddî bir sohbet havası içinde geçer. Konuşmacılar, konuyu kendi ilgi alanları açısından ele alırlar. Meselâ, Yûnus Emre konulu bir sempozyumda konuşmacılardan biri onun yaşadığı dönemdeki siyasî gelişmeleri ele alırken; bir başkası Yûnus Emre’nin şiirlerindeki insan sevgisinden bahsedebilir. Sempozyumda amaç, konuyu tartışmak değil, uzmanları tarafından olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirilerek konuya bir çözüm üretmektir. Konuşmaların sonunda oturum başkanı, konuyu özetler ve çıkan sonucu dinleyicilere aktarır.

Sempozyumda her konuşma, ayrı bir hazırlıktır, fakat birbirini tamamlayıcı söyleşi ve içtenlik havası vardır. Konuşmalardan sonra konuşmacılar, birbirlerine konu ile ilgili sorular sorabilirler. Böylece sempozyumdan panele geçilir. Daha sonra da tartışmalara seyirciler de katılırsa paneldenforuma geçilmiş olur. O halde Ünye’de gerçekleştirilen bu dört organizasyon KURULTAY ve ŞÛRA gibi SEMPOZYUM tanımına da uygun değildir!

Etkinliklerde konunun uzmanlarınca BİLDİRİ’ler (Tebliğ) sunulur ve ardından Bildiri Kitapları yayımlanır. Bildiride her şeyden önce aranan özellik, bilimsel bir yenilik getirmiş olması ve orijinal bir konuyu ele almış bulunmasıdır. Bunun yanında bildiri, bilinen bir konuya yenilik getirme, değişik görüş ve düşüncelerle yeni tezler ortaya koyma, bu tezleri bilimsel delillerle doğrulama ya da bir önceki tezi çürütme gibi özellikleri de bünyesinde taşır. Bildiride KONFERANS’taki gibi konuşma ve hitap etme becerisi gözetmek gerekir. Konferansta zaman zaman hazırlanan metinden uzaklaşma söz konusu olabilirken, bildiride metne bağlı kalma esastır. KONFERANS: Alanında uzman bir kişinin herhangi bir konu ya da olay hakkında görüş ve düşüncelerini açıklamak amacıyla bir grup ya da topluluk önünde yaptığı, ön hazırlığı olması gereken sözlü anlatım türleri arasında yer alır.

Ünye’de Kurultay ve Sempozyum’u aynı ya da birkaç oturumda, bir konunun (ÜNYE gibi) türlü yönleri üzerinde (Tarih, Eğitim, Kültür, Tarım, Çevre, Şehircilik gibi) değişik kişilerin yaptığı seri konuşmaların tümü olarak değerlendirir ve tanımlarsak; düzenlediğimiz kurultayların biraz daha büyük organizasyonlar olan KONGRE yapısına uyduğunu söylemek mümkündür. Bu durumda kongrenin tanımını da yapmak yerinde olur sanırım. Çeşitli bölgelerden yöneticilerin, bilgi sahibi olduğu düşünülen kişilerin ve uzmanların katılımı ile yapılan; ortak meseleleri, yenilikleri, araştırma ve incelemeleri görüşmek üzere gerçekleştirilen toplantılara KONGRE deniliyor.

Kongre; birçok konuşmacı tarafından dinleyicilere bildiriler sunularak gerçekleştirilir. Kongreler konularına göre çeşitli sponsorlar tarafından desteklenmektedir. Kongreler genellikle birkaç güne yayılmışlardır. Bildiri sunumları ile beraber çeşitli destekleyici demonstrasyonlara da başvurulabilir.

Tarihçi, Yazar ve Yapımcı Aynur Zeren TAN Hanımefendi ‘Ünye – Canik (Kurultay) Üniversitesi’ adlı köşe yazısında “Artık tek konulu kurultaylar ya da konferanslar, paneller olmalı. Her ne ise? Bu şart! Birkaç günde birçok konu sadece çeşni oluyor. Örneğin fındık; tüccarı, çiftçisi, üretici birliği, akademisyenleri, tanıtım grupları, işçileri, imalâtçıları, ilgili ve bilgili şahısları konuşup tartışmalı. Örnek; sanatçılarımız, sanatlarımız, ekonomi, sadece tarih, turizm, çevre vb. Devlet başta olmak üzere yediden yetmişe herkesin katılımı ile İzmir İktisat Kongresi gibi ulusal – yerel basın ve canlı yayınla, bölgesel bir FINDIK KURULTAYI.” hususunu dile getirirken bence de doğru bir yaklaşım sergilemiştir.2

Oktay EKŞİ’nin dediği gibi “Halk artık kendi inisiyatifiyle topladığı kurultaylarda kendi sorunlarını herkesin eşitliği temelinde kendisi tartışıyor. Onlara kendisi çözüm üretiyor. Ürettiği çözümlere ulaşmak için kendi evlâtlarını görevlendiriyor. Ertesi yılki Kurultay’da hesap soruyor. Yeni kararlar alıp onları uyguluyor. 10 yıldan beri her Temmuz’un ilk Cumartesi günü toplanan Mesudiye Kurultayı‘nın bu ilçeye kazandırdıkları o kadar ilgi çekti ki Başbakan Bülent Ecevit, Köy-Kent Projesi’ni Mesudiye’de başlatmaya karar verdiklerini açıklamıştı. Biliyor musunuz ki üç yıldır Ünye İlçe Kurultayı, iki yıldır Ordu İl Kurultayı yapılıyor. Bu yıl 14 Temmuz’da Fatsa Kurultayı, 19 Temmuz’da Aybastı Kurultayı var. Bunlar demokrasiyi halkın özümsediğini ve bizzat uyguladığını gösteren gelişmeler. Politikacılar Yerel Yönetim Reformu’nu savsaklaya dursunlar, Anadolu halkı reformunu yaptı da uyguluyor bile…”1

En son tertip olunan kurultayla ilgili üç köşe yazısı yazarak ciddî katılım ve destek sağlayan Aynur Zeren TAN Hanımefendi yazısında “Giderek insanlıktan uzaklaşan rekabetçi yapı içinde doğalı ve geleceği körelten, çıkarcılık, bireysellik ve rant üzerine oturtulan ‘yoz bir kültür’ toplumumuzu sarmalamakta. Aydın, sanatçı, araştırmacı ve yaşadığı kenti seven duyarlılığın bir araya gelerek halkla buluşması önemlidir ve kurultaylar giderek önem kazanmaktadır. Söylemeye gerek var mı, bu kurultayda herkes herkesten bir şeyler öğrenecek. Bu çerçevede duyarlı insanları, Ünye’ye sahip çıkmaya, bu çalışmayı desteklemeye, tüm siyasî örgütleri, sivil toplum kuruluşlarını, meslek oda ve örgütlerini, kültür sanat insanlarını ve yerel basının tamamını, tüm hanımları, gençleri Ünye Kurultayı’nın hem sahibi hem ev sahibi hem katılımcısı hem de karar mekanizması olmaya davet ediyoruz.” demekteydi.3

Kurultaylar eğer ÜNYE adına endeksli ise yani Ünye Kurultayı olacaksa kişisellikten uzak, Ünye’yi temsil edecek bir Tertip Komitesi tarafından objektif kriterlere göre koordine ve organize edilmelidir. Davetler yapılırken Ünye adına geçmişte ortaya koyduklarıyla kendilerini ispatlayanları devre dışı bırakmamalıdır! Bu önemli husus Aynur Zeren TAN Hanımefendi’nin Ben Ünye için neler yaptım, beni konuşmacı olarak çağırmadınız küskünlüğü olmaz ve de dinlemeye de gelmem, kurultayı da beğenme psikolojisi oluşmaz. Yani herkesi çağırın da güzelim çalışmayı yerden yere çalacak insan bırakılmasın geride.ifadesinde anlatılmak istenilen fikirle aynı paralellikte değildir! Gelecekte ‘Çağıralım bari!’ biçiminde konunun ele alınacak olması da sorunu halletmez, kırılan onurları tamir etmez!

Kamuoyunda, hemşehrilerimden edindiğim intiba çerçevesinde “Ünye’de yapılan kurultaylar bir şahsı ya da birilerini ön plâna çıkarmak için yapılan ve yaptırımları olmayan organizasyonlardır” şeklindeki kanı payının.. kurultaylarda ağır topların devre dışı bırakılışı ilk bakışta bu kanaati destekliyor görünse de düşük ihtimal olarak görmeyi tercih ederim!

Bir sempozyumda değerli bir araştırmacı konuşmasının ilk cümlesine şöyle başlamıştı : “İzler karıştı! Google vb. Arama Motorları’nın bir yıl müddetle sanal âleme kapatıldığını düşününüz sayın dinleyiciler.. acaba bu kopyala yapıştır alıntı (çalıntı) amatör araştırmacılar yazacak ne bulabilirler dersiniz? Sermayeleri o an biter!” diye sürdürmüştü konuşmasını ve Bildiri diye sunulan değer ifade etmez, tekrardan öte gitmeyen (ç)alıntı sunumlara değiniyor ve yakınıyordu esefle!.. Konu, Ünye dışında bir başka plâtformda gündeme geldiğinden.. söz meclisten dışarı diyerek hemşehrilerimi bu olumsuzluklardan sarf-ı nazar etmek isterim! Ve hattâ bu tarzlara tevessül bile edilmediğine inanmak…

Şimdi, sadede gelerek bugüne dek gerçekleşen kurultayları, araştırmacı kimliğimize yakışır tarzda büyüteç altına alalım. Farklı konular işlenmesi hasebiyle aslında gerçekleştirilen etkinlikler birer KONGRE idi ama gelecekte tek bir konuya odaklı olacağını temenni ederek KURULTAY sözcüğünü kullanmaya devam ediyorum.

14 Kasım 1998’e gelinceye değin kimse kurultay tertibine cesaret edemedi her nedense! Aslında çok geç kalınmıştı. 1990 yılında Oktay Ekşi’nin önderliğinde başlayan Kurultay Geleneği bu yıl 20.’sine imza atacak. Ordu’nun vilâyet olmasında öncülük eden Şarki Karahisar Mebusu Serdarzâde Mustafa Bey’in de Mesudiyeli olduğunu hatırlayalım. Demek ki bir kişi dahi olsa küçümsenmemeli, dışlanmamalı. Bir şehrin makûs talihi bir kişiyle de olsa değiştirilebiliyor işte!

Müstakil Ünyeliler Derneği (MÜSÜNDER) 14 – 15 Kasım 1998 tarihlerinde, yani Cumhuriyet’in İlânı’nın 75. Yıldönümü’nde Ünye İİBF işbirliği ile Ünye’nin tarihinde ilk kez kurultay tertip ederek I. Ünye Kurultayı’na imzalarını atmışlardı. Kurultayın Altın Sponsorları; Ünye Belediyesi, Ünye Ticaret Odası, Güntez İnş. Haf. Nak. Ltd. Şti., Ördekçioğlu Mutfak Eşyaları A.Ş., Dinçer Şirketler Grubu ve Waiki Jeans idi. Gümüş Sponsorları ise Ünye Şoförler ve Otomobilciler Odası, Technavision Dış Tic. Ltd. Şti., Recep KORKMAZ, Beyat İnşaat Ltd. Şti., Anadolu Reklâm, Akın Organizasyon, İGDAŞ, Hedef Hukuk Bürosu, Av. Adnan MEHEL, ÜNPLAS, RAPİD, ÜNTAŞ, Av. Abdullah ARAR ve Güven Sürücü Kursu idi.4

Ünye İİBF Konferans Salonu’nda yapılan kurultay hayli ilgi görmüş ve Ünye literatürüne oldukça kaliteli doküman kazandırılmıştır. MÜSÜNDER Başkanı, aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Sayın İdris Naim ŞAHİN Beyefendi’dir. Köyden kente geçiş sürecinde kabuk değiştiren Ünye, bu tarihten itibaren artık aktivitelerde alışılagelmiş simalar yerine yeni yüzler görmeye başlayacak ve zamanla artan kültürel etkinliklerde değişime alışacaktı. O güne değin Ünye’nin fotoğrafını kendi bakış açılarından görenler artık yeni resimlerdeki farklılığı kanıksamak ve Ünye’nin farklı yüzleriyle yüzleşerek, kentleşebilmenin onurunda ilginç aktivitelere odaklanacaklardı!

Zamanın ÜİİBF Dekanı Prof. Dr. Fethi BAYRAKLI Hocamızdı. Açılış konuşmasına “Bu bilimsel toplantının önemi; geniş manâda ilk kez üniversitenin bir fakültesi aracılığıyla, üniversite akademisyenleriyle Ünye halkının bir araya getirilmesi ve bu geleneğin ilk kez başlatılmış olmasıdır.4 diyerek başlamış ve bir araya gelmenin önemini vurgulamıştır. Kapanış Konuşması’nda ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın M. Hilmi GÜLER Bey “Ekonomideki gelişmelerden Ünye de nasibini alacaktır. Havaalanı Ünye’de, Liman Ünye’de, Karayolu Ünye’de.. yatırım için her şey mevcut. Ünye’nin bahanesi yok! Yapılacak olan sadece içimizdeki Müteşebbis Ruhu harekete geçirmek.” diyerek Ünyeli’nin bir araya gelmek suretiyle büyük sermayeli yatırımlara kucak açmasının vakti geldiğinin işaretini vermiştir. Aksi taktirde; ‘Fatsa, Organize Sanayii’ni kurdu, 4. Teşvik Paketi’nden yararlandı, istihdam sorununu halletti; Fatsa İç Anadolu’yla karayolu ağını güçlendiriyor’ diyerek yakınmak ve dövünmekle kalırız. Elbette ki İpekyolu güzergâhı canlandırılmalıydı. O günleri hatırlamaya çalışınız. “Yaşanabilir Bir Ünye” Projesi uzun vadede bu amaca mâtuf olarak sunulmamış mıydı? Peki ne oldu? Seksen yıl öncesindeki gibi tarih tekerrür etti. “Ünyelü, mısır ekmee gibi davaldı!” Organize Sanayi Bölgesi dosyası dahi neticelendirilemedi!

Sonuç; OMÜ ÜİİBF İktisat Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Gürol ÖZCÜRE’nin çizdiği tabloda yatıyor! “Türkiye çapında sosyo – ekonomik gelişmişlik sıralamasına baktığımızda Ordu İli’nin 62. sırada olduğunu görmekteyiz!!!5

Bir yandan sosyo – ekonomik açıdan az gelişmişlik sürecini yaşarken öte yandan MÜSÜNDER adı 1999 yılında Ünyeliler Derneği (ÜNDER) biçiminde değiştirilmiş ve kurultayı yapma şerefi MÜSÜNDER’e nasip olurken, kitaplaştırma onuru da ÜNDER’e nasip olmuştu. O tarihlerde Ünye Belediye Başkanı Anavatan Partisi’nden Necip AVCI’ydı ama yayımlanan 176 sayfalık Bildiri Kitabı’nda adından nedense hiç söz edilmemişti!

Bu kurultayın en önemli özelliği geleceğin kurultaylarına ÇITA mesabesinde bir nirengi ve röper noktası oluşturmasıdır. Bunu Sayın ŞAHİN kapanış konuşmasında kendi ağzından şöyle dile getiriyordu: “Bu standart, bizim için aşılması gereken zor bir hedeftir. Yok bunu başka bir kuruluşumuz devam ettirmek istiyorsa, onlar için de bu standart bir hedeftir. TEK ARZUM BUNUN DAHA GERİSİNDE KALINMAMASIDIR. Bizim için de bir başkaları için de bir Ünyeli olarak bunu özellikle istiyorum.4 İdris Naim Bey tereddüt etmekte haklıydı.. ardından tertiplenen diğer üç kurultay da ne yazık ki çıtayı kalite bazında daha yükseklere çıkaramamıştı!

O tarihlerde Bolu’daydım. 10 Mayıs 1991’de ancak meyve vermeye başlayan kültürel birikimimi Ocak 1996’da Bolu Halk Eğitim Müdürlüğü’nden Bilgisayar İşletmenliği Sertifikası alarak bir adım daha ileriye götürmüş ve Kurultayın yapıldığı günlerde Bolu’da, Ünye’nin İlk Kültür Sitesi ‘Aydınlık Ufuklar Sitesi’nin yayınını dinmek bilmez bir gayretle devam ettirmeye çalışıyordum. 17 Ağustos 1999 Depremi ardından, I. Kurultay Bildiri Kitabı’nın basıldığı günlerde de Evlenme Yıldönümümüz olan 12 Kasım 1999 Depremi’yle ailecek yaşadığımız zelzelenin geriye bıraktığı yaraları sarmakla meşguldük! O curcunalı günlerde sessiz sedasız II. Ünye Kurultayı gerçekleşti. Sessiz – sedasız dedim.. çünkü kamuoyunda ses getirememişti!.. Kime sordumsa ne tarihini hatırlayabildi ne de yerini bildi! Bildiri Kitabı dahi basılamamıştı. Kurultay dokümanlarının ÜNDER İkinci Başkanı Yusuf KARA Beyefendi’de olduğu duyumunu aldım ve ÜNDER aracılığıyla belgeleri tedarik etmeyi umdum ise de şu ana kadar mesajlarıma ne yazık ki İstanbul’dan olumlu ya da olumsuz bir cevap alamadım!

II. Ünye Kurultayı 04/05 Aralık 1999 tarihlerinde Ahmet KABAYEL’den öğrendiğime göre Park Restoran’da gerçekleştirilmişti. Kurultay Sonuç Bildirisi 11 maddeden oluşuyordu ve akademisyenlerin elinden çıkmadığı belli idi. Sanki bir an evvel kurtulalım şu işten dercesine aceleyle ele alınmış bir görüntü çağrıştırıyordu ilk bakışta! Diğer kurultaylardaki gibi gene Ünye Belediye Başkanlığı devre dışı bırakılmıştı. Belediye desteği ve katkısı olmayan yani Ünye’yi temsil kabiliyeti bulunmayan bir kurultay düşünebiliyor musunuz? Hem de Sonuç Bildirisi’nde yapılması temenni olunanların birçoğu Belediye’nin ilgi ve sorumluluk alanına giriyor iken!!! Sonuç Bildirisi’nin 10. Maddesi’nde “Bundan sonraki Kurultaylar’da Ünye Belediyesi de düzenleyici sıfatıyla komitede yer almalıdır.” temennisi dile getirilmişti.

SONUÇ BİLDİRGESİ denilse idi kanaatimce daha uygun olur ve Bildiri (Tebliğ) kelimesi ile manâ çatışmasına meydan verilmemiş olurdu. Çünkü, ‘BİLDİRGE’; ulusal ya da uluslararası düzeyde belirli karar ya da kurallara ilişkin açıklamalar içeren belgedir. Kurultay Sonuç Bildirgeleri ve Tebliğler hakkında ayrı bir köşe yazısı yazmanın daha uygun olacağını düşünerek bu konuların detaylarına şimdilik girmiyorum.

Öğrendiğimize göre ilçe siyasî parti temsilcileri de bilgileri dışında komiteye üye yapılmış. Bunu protesto etmek için de DSP İlçe Başkanı Saim YILDIZ, tüm partiler adına serzenişte bulunan bir bildiri yayımlayarak olaya tepkisini koymuştu!

Kurultay etiğinde Takip ve Yürütme Kurulu’nun alınan kararların peşinde ve takipçisi olmak düsturu yatar. Ve bir sonraki kurultayda geçmişin anatomisi masaya yatırılır ve bir nevi günah çıkarılır. Gerçekleştirilen hususlar ortaya konulur, âtıl kalan maddeler ve çözüm getirilemeyenlere de mâkul mazeretler beyan olunur. Görülen odur ki bu hususlar maalesef yerine getirilmemiş ve temenniler kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm edilmişlerdir. Aslında medya bu işin sıcak takipçisi olabilirdi ya da Ünye’de oluşturulamayan ve oluşması bilinçli olarak engellenen güçlü bir sivil toplum örgütü gibi…

II. Kurultay’ın Komite Üyeleri; Düzenleyiciler ve birer temsilcileri, Siyasî partilerin ilçe başkanları, Ünye’de yaşayan Belediye Başkanları, I. Kurultay Takip Kurulu Üyeleri’nden oluşmaktaydı. Ümmet KANDOĞAN Ünye Kaymakamı, Mehmet TÜRK Belediye Başkanı ve İdris Naim ŞAHİN de ÜNDER Başkanı idi. ÇITA, ne yazık ki yere düşürülmüştü! Ve kaldırılmalıydı…

II. Ünye Kurultayı Takip ve Yürütme Kurulu şu kişilerden oluşmaktaydı: Ümmet KANDOĞAN, Mehmet TÜRK, İdris Naim ŞAHİN, Saim YILDIZ, Ahmet KESKİN, Alparslan ÖZ, Mehmet NAL, Mehmet ERİBOL, İrfan YILDIZ, Mehmet KARTAL, Mehmet ASLAN, Cemal BAYOĞLU, İsmail Hakkı KARA, Hasan Basri DURAK, Bekir ŞİMŞEK, Musa Ö. KIROĞLU, Osman YURT, İsmail CERRAHOĞLU, Şakir GÜREL, Hakan KORKMAZ, Nadi ÇOLAKOĞLU, Ali ÖZKAN, Yaşar ARGAN ve Yusuf KARA.

Bildiğiniz gibi tüm kurultaylar uzun soluklu organize bir çalışmanın eseridir. Sonuç itibariyle başarılı olsa da olmasa da emeği geçenleri kutlamak ve sponsorları ve perde arkasında kalan emektarları da birer şilt ile ödüllendirip, onurlandırmak lâzımdır. Kurultay mekânı temini, konaklama imkânları, bilet masrafları, ulaşım ve iletişim giderleri, baskı çalışmaları, görsel sunumlar için donanım temini, duyurular, davetler, tebliğcilerin seçimi, ikramlar ve ziyâfetler, tertiplenen geziler, açılan sergiler vb. aktiviteleri göğüslemek kolay iş değildir. Tüm emeği geçenleri hassaten kutlamayı vazife addederim…

II. Kurultay’dan beş yıl sonra 22 – 23 Temmuz 2004’te Ünye Kaymakamlığı, Belediye Başkanlığı, ÜİİBF Dekanlığı ve Ünye Gazeteciler Cemiyeti’nden oluşan Kurultay Düzenleme Komitesi daha bir deneyimli olarak III. Ünye Kurultayı’nı ÜİİB Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirdiler. Kurultay İhtisas Komiteleri daha bir detaylandırılmış ve görünüşte işler sıkıya alınmış ve Sonuç Bildirgesi’ndeki hususların takip edileceği kanısını zihinlerde uyandırmıştı. İstanbul Ünyeliler Derneği yardım eden kuruluşlar arasında yerini almış ve aktivitesiyle tüm kurultaylara damgasını vurmuştu. Yerel Yönetimler Komitesi’nde Merkez İlçe’ye bağlı bucak ve kaza Belediye Başkanları’nın da yer alması önemli bir adımdı.

Kurultay İhtisas Komiteleri olarak Eğitim Komitesi, Tarım – Hayvancılık Komitesi, Sağlık Komitesi, Sanayi – Ticaret ve Ulaşım Komitesi, Kültür – Turizm ve Çevre Komitesi, Yerel Yönetimler Komitesi düşünülmüş ve 42 önemli ve yetkin şahıs komitelerde görevlendirilmişti. O dönemde Ali BAKOĞLU Kaymakam, Ahmet ARPACIOĞLU Belediye Başkanı, Prof. Dr. Osman ECEVİT ÜİİBF Dekanı ve Şakir GÜREL de Ünye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı idi.5

Kurultay’da Ünye’nin Eğitim Sistemi, Sağlık Sorunları, Kültür – Turizm ve Çevre ile Şehirleşme Anlayışı, Ziraî Gelişmeler ve Tarımsal Sorunlar, Sosyal Gelişme ve Bilim, Turizm İşletmeleri, Radyasyon ve Sanayi, Yatırım ve İstihdam Sorunları ile Sosyo – Ekonomik Açıdan Ünye bir KONGRE görünümünde büyüteç altına alınmıştı. Her ne kadar gelecek yıl festivalle birlikte IV. Ünye Kurultayı’nın yapılması Bildirge’de yer almışsa da5 altı yıl sonrasında bu temenni ancak gerçekleşmiş ve ne yazık ki çıta gene aşılamamıştı!

ÜİİBF Dekanı Prof. Dr. Osman ECEVİT, Açılış Konuşması’nda şu nokta üzerinde ehemmiyetle durmuştu: “Kurulmuş olan komiteler, Ünye’nin kendi konuları üzerindeki sorunlar ile çözüm önerilerini getirmekle birlikte bu kurultayların devamlı takipçisi olarak görev yapmalıdırlar. Bu böyle olmadığı takdirde her kurultayda aynı konular gündeme gelecek ve tartışılacaktır. Bunun için kurulmuş olan komiteler kendi konularını takip ederek, bir sonraki kurultaya kadar bunlardan yapılan ve yapılmayacak konular tartışılmalıdır.5

Ne yazık ki bu güzel temenni son kurultayda da yaptırım gücü bulamadı ve Sonuç Bildirgesi’nde temennilere.. –meli, -malı ile biten cümleler silsilesine öncekilerin üzerine birçokları daha ilâve olundu. Baz İstasyonları’nın İlçe Merkezi’nden dışarıya çıkarılması kararı her ne kadar cep telefonu ile şehir içinde iletişim özgürlüğünü etkiliyor ise de bu temennilerin tek tek masaya yatırılıp takibe alınması gerekliydi. Bir başka yazıda bu konuyu inceleyeceğim.

Ve 25 Temmuz 2009 Cumartesi günü IV. Ünye Kurultayı start aldı. Telefonuma ÜNDER’den dinleyici olarak katılma mesajı gelmişti. Mesajın içeriği Tebliğ Sunma Daveti değildi! Zaten tebliğ hazırlamak için zaman da yoktu! Ankara’da TMO Genel Müdürlüğü’nde çalışıyor idim. Şimdi Aynur Hanım’ın dediği gibi ‘küskünlük yapıp, olan biteni yerden yere çalmak’ için fırsatı değerlendirmek mi lâzımdı? Bilâkis, kurultaylardaki güzellikleri ve noksanları ortaya serecek ve gelecek kurultaylar için ümitvâr olduğumu söyleyeceğim! Biz Ünyelilere de bu yakışır diye düşünüyorum!

ÜNDER ve ÜNSEV tarafından organize edilen kurultay, 25 Temmuz 2009’da Ordu Üniversitesi ÜİİBF Konferans Salonu’nda başladı. Her kurultayda olduğu gibi ilk oturumda salonu dolduran kalabalığa gözlerimiz âşina iken daha sonraki oturumlarda salonların doldurulamaması ve geniş kitlelere ulaşılamaması sorunu, gündemden düşürülememiştir. Halkın, esnafın ve öğrencilerin kurultaylara katılımı için Ünye’de şehir merkezinde bir Kongre Salonu inşâ edilmelidir. Şehir dışına ilgilileri nakletmek hem kolay olmaz hem de istenilen iştirakçi kitlesine ulaşılamaz! Zaten konferans salonlarının küçüklüğü söz konusu iken bir de bu alanın doldurulamaması konu olunca kurultaylardan beklenen faydanın temini de istenen ölçüde gerçekleşememektedir.

Tüm konferanslarda âdet olduğu üzere yapılan uzun PROTOKOL KONUŞMALARI bence gereksiz ve insanları sıkan sözlü aktarımlardır. Bu zaman israfını asgarîye indirmek için protokol konuşmalarında söz alanların konuşmalarını kısa kesme erdemliliği göstermeleri beklentimizdir. Kapanış konuşmalarındaki yorumları kanaatimce daha verimli olacaktır. Genelde kapanışa dek protokol eşrafının oturumları beklemediği ve en verimli olmaları gereken zamanda ortada görünmedikleri çoğu zaman vâkidir.

Sonuç Bildirgesi’nin ilk maddesinde ‘Ünye Belediyesi’ne bağlı olarak bir Ünye Araştırmaları Merkezi kurulması önerilirken, Kurultay Tertip Komitesi’nde Ünye Belediyesi’nin yer almadığını görmekteyiz. Tüm kurultaylarda ÜNDER adı ön plândadır. İtiraf etmek gerekirse ÜNDER, Ünye’de Kurultay Geleneği’ni başlatan iddialı bir dernek olmuştur. Başarılı çalışmalarından ötürü dernek yönetimini kutlarım. Oysa, kurultay Ünye adına tertipleniyor ise Tertip Komitesi ağırlıklı olarak bir derneğin organizasyonunda ve sorumluluğunda gerçekleştirilmemelidir. Önümüzdeki kurultaylarda aşağıda belirteceğim kuruluşların işbirliği ile komitelerin oluşturulması temennimizdir.

İki günde gerçekleştirilen dört oturumda sunulan bildiriler gene kongre özelliğinde farklı konularda hazırlanmış ve birçoğu geçmiş bilgilerin tekrarı biçiminde dinleyicilerin bu bilgileri hatırlamasına vesile olmuştur. Kurultay, Doç. Dr. Kutlukhan ŞAKİROV’un iştiraki ile uluslararası mahiyet kazanmış.. Tapu Tahrir Defterleri’nde Ünye ve Çevresi, Sadullah Bey Medresesi ve Tasavvufî Hayat, Ünye’de Osmanlı Dönemi Mezar Taşları, 2008 Ekonomik Krizi ve Ünye’ye Etkileri hemen hemen yeni ele alınan konular olmakla dikkatleri üzerine celbetmiştir. Diğer sunumlarla dağınık bilgilerin bir araya getirilerek ileride kullanılabilir bilgiler halinde derlenmesi imkânı sağlanmış ve Ünye Literatürü muhteva olarak zenginleştirilmiştir.

Davetiyelerde akademisyenlerin titrlerine göre en başta sıralanmayışları etik olarak şık olmamıştır. Bu davetiyeler en azından araştırmacılara da gönderilmeli ve arşivlerinde belge olarak bulunmalıydı.

Ünye olarak kurultaylar konusunda 12 yılda hayli deneyim kazandık. Tespit ettiğim faydalarını sırası gelmişken belirtmek isterim :

1. Sonuç Bildirgeleri’nde yer alan temenniler Ünye’nin sorunlarını ve beklentilerini özetlemektedir. Bu hususlar bilâhare takibini ve çözümlenmesini de gerektirir.

2. Ünye’nin bugüne dek kayıt altına alınmamış literatürü Bildiri sunumlarıyla devasa bir Bibliyografya oluşumuna zemin hazırlamış ve Kültürel Alt Yapı zenginleştirilmiştir.

3. Sağlam bilgilere dayalı vesikaların gündeme gelmesi ile yanlış bilgilendirmelerin menfî etkileri kısmen silinmiş ve belgeler konuştukça bilgi susmuştur.

4. Bildiri sunabilme öğretisi ve tecrübesi kazanan katılımcıların varlığı ile kurultay, araştırmacılık etiği bilincinde yeni araştırmacılar kazanılmasına imkân sağlamıştır.

5. Yapılan beyin jimnastiği ile sorun ve çözüm yollarında farklı bakış açılarının ortaya çıkması çözüm mercilerine alternatif imkânlar sunmuş, deneyimli idarecilerin kadrosal zenginlikleri belge ve bilgiyle takviye olmuştur.

6. Organizasyon tecrübesi kazanan kalabalık bir ekip yetişmiştir. Her kurultayda görülen eksiklikler nedeniyle bir sonraki için daha güzel organizasyon yapma şansı yakalanmıştır.

7. Takip ve Yürütme Komisyonları vasıtasıyla sorunların peşinin bırakılmaması ve çözüme kavuşturulması düşünülerek güzel bir gelenek başlatılmıştır.

8. Ünye’yi merkezde temsil eden siyasî temsilcilerimize destek olacak kadro ve bilgi birikimi sağlanmış, hedeflerine yön vermek üzere dağarcıklarında yeni ufuklar açılmıştır.

9. Hemşehriler bir araya gelerek kısmen hasret ve kırgınlıklar giderilmiş, dayanışma örneği sergilenmiştir.

10. İnsanın ruhsal ve psikolojik dünyası için gerekli ve sağlıklı olan dengeli ego tatmin sürecine ışık tutulmuş ve olması gereken onurlandırma ortamı sağlanmış; emeği geçenler muhtelif biçimlerde ödüllendirilmiştir.

Bunca verilen detaydan sonra fark etmiş olacaksınız ki makalede kişilerle uğraşma yöntemi tercih edilmeden Ünye’nin çıkarlarına odaklanıldı. Zülfiyare dokunmadan hata ve noksanlar ortaya koyulmaya çalışıldı ve daha iyi nasıl olabilirin yanıtı arandı. O halde yapılacak olan nedir?

Ünye Kurultayı Takip ve Yürütme Kurulu Üyeleri aracılığı ile derhal V. Ünye Kurultayı için ad konularak starta basmalı ve her yıl ya da iki yılda bir kurultay yapılması geleneği devamlılık arz etmelidir. Kurultay’ın adı ise V. Ünye Tarih Kurultayı gibi tek bir konuya odaklanmalı ve Sosyo – Ekonomik Açıdan Ünye Kurultayı, Fındık Kurultayı, Kültür Kurultayı, Ünye Evleri ve Mimarîsi Kurultayı, Turizm Kurultayı, Çevre Kurultayı, Sanayi Kurultayı, Eğitim Kurultayı, Tarım Kurultayı, Yatırım ve İstihdam Kurultayı gibi konu başlıkları altında yıldan yıla sürdürülmelidir.

Başta akademisyenler olmak üzere Ünye Bibliyografyası’na adını yazdırmış tüm amatör ve profesyonel araştırmacılara çok önceden hazırlıklı olmaları için bildiri sunmaları amacıyla davetiye gönderilmeli ve kişilerin seçiminde ve kastî tutumla devre dışı bırakılmalarında kişiselliğe ve yanlı tutumlara yer bırakmayacak objektif tavırlar için Seçici Kurul’ca özen gösterilmelidir. Böylece sağlanacak kaynaşma ortamında paylaşımın güzelliği tüm katılımcılarca hissedilecek ve kırgınlıklara, onur zedelenmelerine fırsat verilmeyecek, birileri bu etkinlikleri atlama taşı ve ego tatmin aracı olarak kullanamayacaktır.

Kurultay Tertip Komitesi’nde Ünye Kaymakamlığı, Belediye Başkanlığı, Ünye Kent Konseyi, Millî Eğitim Câmiası, Fakülte Yönetimi, Siyasî Parti Başkan ve Temsilcileri, Sanayi ve Ticaret Odası, Borsa, İlgili Dernek ve Cemiyetler, Sivil Toplum Örgütleri, Ünye Gazeteciler Cemiyeti ve Medya temsilcileri daimî üye olarak Ünye’ye sahip çıkma erdemliliğinde değişmez konumlarını sürdürmelidirler. Kurultayların bir dernek ya da şahsın tekelinde bırakılması mahzurludur. Kurultaylardan beklenen fayda, sermayenin gücü ile çıkar çevrelerinin ya da politik davrananların lehine yön değiştirebilir. Ünye’nin temsil olunması temel espri olmalıdır ve temsil sıfatını haiz kuruluşlar yukarıda zikredilmiştir.

On bir yıl sonra Ünye Belediyesi “Ünye Miraslığından Dünya Miraslığına Yolculuk Projesi” kapsamında 21 Ocak 2020’de Ünye Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda ilk oturumu yapılan ve 22.01.2020’de Hüseyin Sabri Kadı Konağı’nda son oturumu neticelendirilen ve benim de ilk kez “UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Ünye” adlı bildiri ile iştirak ettiğim “Ünye Kenti Kültürel Mirası, UNESCO Dünya Mirası ve Ünye Kalesi Çalıştayı”, mevsimsel handikap ve olumsuzluğu dışında başarılı bir organizasyona ev sahipliği yapılması adına kıvanç verici bir koordineli çalışmaya imkân sağlamıştır.

Tarihî coşku ve perspektiften, nice kurultaylarda buluşmak üzere.. esen kalınız.

KAYNAKÇA:

1 EKŞİ, Oktay – Anadolu İzlenimleri, 5 Temmuz 2000, http://www.hurriyet.com.tr/anasayfa/

2 TAN, Aynur Zeren – Ünye – Canik (Kurultay) Üniversitesi, 12.10.2009, http://www.unyetv.net

3 TAN, Aynur Zeren – Ünye’nin Düğünü Kurultaydır, 12.10.2009, http://www.unyetv.net/yazar.asp?id=48

4 ÜNDER / ÜİİBF – I. Ünye Kurultayı, 14 – 15 Kasım 1998, Ünyeliler Derneği Yayınları No. 1, Kasım 1999, I. Baskı, 176 sh.

5 ÜİİBF – III. Ünye Kurultayı, 22 – 23 Temmuz 2004, ÜİİBF Yayın No. 1, 139 sh.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku