Yayınlanma Tarihi: 1 Şubat 2019 — okunma
Cevizdere’de Çöp Yangını
Bölüm: 3
Ey Ünyeliler, yüreği arslan bünyeliler
Duyun Cevizdere’deki acıyı
Ağlatmayın anayı-bacıyı
Üzmeyin hocayı-hacıyı
Yaşlısı-genci, beşikteki elem çeker
Bu yükü hangi vicdan çeker
Terazi kırılır, kantar yıkılır
Bu günâhı kim çeker
Dinleyin Âşık Çıra’yı, -Ey Ünyeliler
Dağlardan esen temiz rüzgârı çok ararsınız sonra
Cevizdere’nin acı ama hayat veren soğuğunu çok ararsınız sonra
Cevizdere’nin söğüdünü, kavağını, cevizini, çamını çok ararsınız sonra
Cevizdere akmaz olur, yüzünüze bakmaz olur
Cevizdere çöl olur da çok ararsınız sonra
Cevizdere’den Taklamakan Çölü yaratmayın sonra…
Ünyeli Çıra size bunları söyledi
Söyledi de kim dinledi
Ölüler ağlar, toprak ağlar, su ağlar
Bunu taşlarla kuşlar mı dinledi
Bu sözlerim tarihe yazıttır
Acılar taşa söz kazıtır
Uçun kuş duylar sesimi
Çağlayan dereler duyar sesimi
Toprakta duyar Nesîmî
Şarkışla-Sivrialan’da duyar Âşık Veysel
Çekiç Ali, Muharrem Ertaş
Duyar Neşet Ertaş, Ali Ekber Çiçek
Abdallar, Ârifler de bilecek
Üçler, Beşler, Yediler
Dokuzlar, On ikiler, On Dörtler,
On Yediler, Kırklar bilecek
Dervişler, Ulular bilecek
Göklerde duyar melekler de
Yerde duymaz birçok kimseler
Duymak için vicdan gerekecek
Dağları rüzgâr alır kekliğin kanadında
Çalılar can alır serçenin kanadında
Koyunu kasap alır keskin bıçağında
Cevizdere’yi kan alır çöpün kucağında
Bebekler zehir alır ana kucağında
Havalar çekilmez olur köşe bucağında
Nerdesin Cevizdere’m, kim tığladı seni
Kurtlar sofrasına mı düştün parçaladılar seni
Cevizdere’m, öyle işler yaptılar ki sana
Dağdaki çakal bile üzüldü
Tilki ağladı, kurt bile üzüldü
Porsuk küstü, gelin-atı görünmez oldu
Kazlar uçmaz, ördekler görünmez oldu
Çulluk yok, -huma nerde, turna nerde?
Hani kirpi vardı ya, o bile yandı senin’çin
Kaplumbağalar, kurbağalar da ağladı
Hasancık kuşları, kikseler, üveyikler
Gökte doğan, yerde ağan ağladı
Cevizdere’m, bin yıl koşan atların
Bin yıl üç veren dutların ağladı
Kapatılan göllerin, örtülen derelerin ağladı
Kabirde ölüler, dalda güller
Garip bülbüller bile ağladı
Başımıza geldi çöp denen bir belâ
Cevizdere değil nerdeyse Kerbelâ
Âşık Çıra yine yandı tutuştu
Külü savruldu sâhile
Birçok söze birçokları kattı hile
Söyledi durdu hak diye inledi de
Bir sesini bin kere ünledi
Âlime sır saçtı amma, câhile boş konuştu
Âşık Çıra’nın âhı vâhı
Feryâdı figânı
Kapladı semâyı da
Semâ eden Mevlâna
Semah eden Hacı Bektaş ağladı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.