son haberler

ÜNYE’NİN DENİZİ, ÜNYENİN FERFORJE DURAKLARI

Yayınlanma Tarihi: 13 Mayıs 2016 okunma

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

ÜNYE- FATSA- BOLAMAN- PERŞEMBE KENDİSİNE ÖZGÜ OLMALI…
Ünye, çevre yolu ile ( şimdilik yeterli ) kendisine özgü özelliği ile ünlü turizm yerleşkeleri olmalı diyebileceğimiz (Fatsa, Bolaman, Perşembe) bu güzel ilçelerden bir adım önde.
Kendi trafik sorununu çözememiş bir il ve ilçeleri ne kadar güçlü bir turizm şehir olabilir ki. Fakat Ordu’ya ulaşan çevre yolu, Bolaman ve Perşembe’yi doğal özelliği ile baş başa bırakırken maalesef Fatsa ve Altınordu canım sahilinden geçen ana trafik ile şimdilik hiçbir turizm yükünü taşıyacak gibi değil. Bir de bu ilin yaz nüfusu var korkunç şekilde artan. Ordu ilginç bir şekilde hem göç veren, hem de göç alan bir Karadeniz şehri.1960 lar da başlayan ve iş için Almanya’ya, diğer büyük şehirlere akan göç hareketinin gurbetçileri yaz aylarında memleketlerine geri dönmekteler ve…
Trabzon, Rize, Giresun’da böyle fakat Sinop göç veren bir şehirken yaz aylarında “ tatil turizm” alanı olmakta. Doğu Karadeniz’e dönecek olursak hepimizin bildiği gibi Orta Karadeniz Ordu’nun doğusunda ki Melet Irmağı’nın doğu yakasından başlamaktadır.
Yani Ordu kısmen Doğu Karadeniz’de bulunan çoğunlukla da Orta Karadeniz şehridir. Dağları Doğu Karadeniz’e göre çok daha alçak ve iç Anadolu’ya açılmaya elverişlidir. Bu avantajın yanı sıra Ordu kıyılarını koruyabilmiş bir Karadeniz ilidir. Hava yolu ulaşımını da sahip olması nedeniyle Ordu’ya ulaşım hayli kolaylaşmıştır. Zaten Dereboyu otoyolu bu özelliği daha da kolaylaştırırken aynı iyileştirmenin Ünye-Niksar yolu için de yapılması elzemdir ki son durum olarak bu konuda görüşmelerin olduğunu biliyorum.
Doğal güzellikleri (deniz, dağ, yayla) hayvan varlığı ve flora zenginliği, tarihi kalıntıları ( köprüler, kiliseler, cami, eski evler ve kaleler) ve kültürel geçmişi ile de oldukça avantaj sağlayan Ordu ne yazık ki şimdiye kadar adını yeterince duyuramamıştır. Kıyıları beton yığını haline gelen Trabzon ( Sümela, Uzungöl) Rize (İkizdere, Çamlıhemşin, Ayder Yaylaları) ile adını sıkça duyururmuş ve dünya çapında şöhret olmuş yerleşkelerdir. Ancak bu yönde gerekli alt yapı hızla hazırlanmaktadır Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından.
Ordu’da her mevsim gezilip görülecek güzellikler mevcuttur bir kayak merkezi (Çambaşı’nda) dağ evleri tatil köyü, teleferik ile yaylaların birbirine bağlanması, Boztepe’ye yapılan büyük otel (inşallah çok katlı değildir Ünye’de ki TOKİ binaları gibi kentin en yüksek yerinde en yüksek binalar gibi ki kent estetiği adına yükseltilerin de bir oranı olmalı ve kıyılardaki düzenlemeler ile zaten var olan zemin daha da cazip hale gelmektedir. Bu arada Mega Proje Liman Ünye’ ye taşındı. Ünye’nin doğallığı yönünden dezavantaj, ticari hacim yönünden avantaj.
AYNI FORMAYI GİYMESİNLER
Perşembe “ sessiz şehir” unvanı ile çok avantajlıdır. Doğal güzelliği yanı sıra henüz deli gibi betonlaşmamıştır. Ordu Doğu Karadeniz’ in, Perşembe’ de Ordu’ nun nazar boncuğudur. Ancak kıyılardan büyük şehir belediyesi sorumlu olduğu için benim korkum bundan sonra hepsine aynı makyajın yapılmasıdır. Reklam panoları ile başladı “forma uygulaması”, ticari amaçlı uygulanacaktır, kapitalizmin ayak izleridir fakat hem sayıları çok fazla hem de (bazı köşelerde ki panoların) ebatları, turizm denilince doğallık en başta sunilik yakışmıyor hiçbir alana hele de fazlası.Bazı yerler muaf tutulabilir mesela bazı ilçeler yada destinasyon alanları.
ÜNYE’NİN FERFORJE DURAKLARI SÖKÜLDÜ keşke SÖKÜLMESEYDİ…
Ünye’ de çok şık duraklar vardı (bana göre) ki ahşap oturaklı, ferforje işçilikli olan bu duraklar söküldü, yerlerine ruhsuz alüminyum duraklar monte edildi. Tek avantajları reklâm panoları (oda reklâm şirketine yarar) düşünün tüm sahil ( belki de tüm ilçeler) bu duraklarla, forma giymiş gibi donanmış hiç ama hiç şık, estetik gelmiyorlar gözüme. Üstelik Ünye’den sökülenler (ki mutlaka bir başka ilçe için kullanılmışlardır) sapasağlam ve yıllarca dayanacak nitelikte idiler.
Üstelik bu duraklar Ünye’ye özgü idiler yani bir başka yerde aynısı yok idi. Şimdi korkum sahilde ki lambaların tek tip aynı planlanması (gibi bir tehlike) durumun da, Ünye’ de ki lambaların tek tek sökülerek Perşembe, Fatsa, Altınordu ile aynı formayı giymesi. Ünye’de ki sahil lambaları da ferforje ve bence çok şık (çok daha şıkları, kristal küreli olanları da var ama bizim, ülkemizin imkânları ile bu kadarı da yeterli ve çok güzel))
Bu kadar olanı ile kalsa razıyım. Duraklar söküldüğünden bu yana aklımda “ lambalarda sökülecek mi? diye. Bir türlü elim varıp da yazamadım. Ünye Kent Konseyi toplantısında Adnan Sobi dile getird,i “Fatsa da tüm lambalar değiştirilmiş sahilde düz sade modern lambalar Ünye’dekiler de değiştirilecek mi acaba?” diyerek.
Hepimizin ortak fikri, Ünye’dekiler çok güzel çok yakışıyor sahile”. Kendisine özgü öyle kalmasını çok isteriz. Coğrafi yönden her ne kadar birbirlerine benzeseler de (ki bölgeler bölümler, bölümlerde lokasyon alanlar olarak ayrılır, coğrafi, endemik, hayvan varlığı, flora olarak.)O halde, kent mimarisi, kent estetiği, kent dokusu olarak farklı renkler ya da aynı renklerin farklı tonları ile donatılırsa çok daha güzel ve özgün turistik yerleşkelerde daha çok ve çabuk dikkat çeker ordu.
DENİZİ GÖRMEK İSTİYOR GÖZLERİMİZ HER YERDEN…
Bu arada Ünye sahilde büyüyen altuni çamlar giderek denizi kapatmakta, sahilde yürünürken denizle gözlerimiz arasında paravan oluşturmakta. Atatürk Parkında kiler çok güzel şekil verilerek budanmış umarız sahildekiler için de aynı model uygulanır. Hem çamları istiyoruz hem de manzarayı.
Sahilde ağaca, yeşile, çama, çiçeğe hiç itirazımız yok doğala, estetiğe, kent biblolarına, taşa, bakıra, ahşaba, bisiklete, patene bir şey dediğimiz yok fakat “ deniz kıyısında ki şehirler de göz önce denizi arıyor. Sahilde gezerken hafif yokuşlu sokaklardan sahile inerken, mahalleler arasında ki boşluklardan, teraslarda, pencerelerden, balkonlardan bakarken denizi arıyor insanın gözleri her şeyden önce.
Mesela Atatürk Parkı’ nda ki gemi görünümlü balıkhane (ki gerekli tabi ki ve Ünye Belediyesi’ nin kente tüm dokunuşları takdir edilesi ayrıca her zaman söylüyorum) de parkın diğer köşesine konsa olurdu, zaten o yükseklikte balık yiyenler Ünye manzarasını izlerdi yine en azından sahilde, parkta yürüyenlerin o eşsiz Ünye koyu manzarasını kapatmadan, hem de en kilit noktada. Hatta gece bile, mehtabı, yakamozu, dolunayı, gün doğumunun, gün batımının denizde ki yansımasını izlemeye alışmış gözlerimiz önce denizi görmeliyiz, yoksa ne farkı kalır bu güzel ilçelerin güzelim iç Anadolu’nun denizsiz yerleşkelerinden.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Nerde O Eski Dünler

31 Ağustos 2023 okunma
Kızlar erkekler zayıflar şişmanlar zenginler fakirler dostlar akrabalar dinli dinsiz yeni doğan ya da ölümüne az kalan bizler ne yapıyoruz? Son birkaç senede, kızlar firikik ustası oldu beğeni yapana özel şovlar yapıldı ve artık mahremiyet meşrulaştı ya da... Devamını Oku

ÜNYE-AKKUŞ-NİKSAR KARAYOLU

26 Ekim 2021 okunma
    Yollar bir memleketin can damarlarıdır. Hasretlikleri bitiren, kültürleri harmanlaştıran, ekonomimizi canlandıran birlik ve beraberliğimizi sağlayan yollarımızdır. Ünye- Akkuş- Niksar yolunu kullananlar nostaljiyi, heyecanı birlikte yaşarlar. Yıllara... Devamını Oku

  NASIRLI ELLER

21 Ekim 2021 okunma
           Süleyman Erkan      Türkiye’nin güzel bölgelerinden Karadeniz’i gezip görenlerin hafızalarında mutlaka iz bırakmıştır. Karadeniz’in girintili çıkıntılı kenarları, geceleri gelinlik kızın boynuna takılı beşi birlik gibi parlar... Devamını Oku

Geçmişten Günümüze

16 Ekim 2021 okunma
Süleyman Erkan     Yaşam var oldukça hırslar, öfkeler, kinler, var olacaktır. Bu savaşı tetikleyen en önemli unsur beğenilmek, üstün olmak, başkalarından daha fazla mala mülke sahip olmaktır. Söz sahibi olmanın malla, mülkle, parayla olunamayacağını... Devamını Oku

İnsan

13 Ekim 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Temel içgüdü ve duygularla hareket eden, yeteri kadarını alan, psikolojik ve sosyolojik açıdan baskı uygulamayan, vicdansız ve çıkarcı yaklaşmayan, kötü gözle bakmayan, çalmayan, savaşmayan,... Devamını Oku

Zaman

7 Ekim 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Neydi zaman? Doğduğum an ile öldüğüm an arasındaki yaşantım mı? Unutmak için verilen bir ilaç mı? Suratımı kırıştıran ya da saç rengimi benden alan… Neydi zaman! Babam öldüğünde... Devamını Oku

İhtiyaç Meselesi

27 Eylül 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Çok çeşitli ihtiyaçlarımız var. Hatta bazen neye ihtiyacımız var diye market ve mağazaları gezmeye başlayanlar bile var. Babaannem lüzumsuz bir şey almamamı çok söylerdi işte onlarda top balon... Devamını Oku

F-N-D-K-Ç  Ş-H-P

10 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Türkçe’de bir sözcük f,s,t,k,ç,ş,h,p harflerinden biriyle bitiyorsa ve ek kelimenin baş harfi d,c harfi ile başlıyorsa! Ortalık bir anda sertleşir. d=t olur t=ç olur sıkı durun bu matematiği... Devamını Oku

İş-Sizsiniz

6 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞAAT TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com Neden işsiz kaldığımızı bulalım. İşsizlik yaşınız en az 24! Bunu biliyor musunuz? Temel eğitim 1 yıl, ilk eğitim 4 yıl, Orta eğitim 4 yıl, lise eğitimi 4 yıl, hazırlık 1 yıl, üniversite... Devamını Oku

Alçak Alçak Dere Yataklarına Ev Kurmasınlar

19 Ağustos 2021 okunma
  Tolga Özsoy İnşaat Teknikeri tolgahanozsoy.52@gmail.com     Hepimizin malumu olduğu Candan ERÇETİN’in “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” şarkısı; doğaya, doğanın tabiatına karşı gelmekten ve gelin kızlarımızı ağlatmaktan başka bir... Devamını Oku