son haberler

XVIII. YÜZYIL’DA ÜNYE’DE EŞKIYALIK HAREKETLERİ

Yayınlanma Tarihi: 9 Kasım 2015 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

 

Osmanlı Devletinin hâkim olduğu coğrafya üzerinde bulunan şehir, kasaba, köy vb. yerleşim birimlerinden bazılarında insanların hayatı her zaman güllük gülistanlık değildi. Yaşayan halk ile yerleşim birimleri arasında çeşitli gayelerle gidip gelen yolcular bir takım sorunlarla karşılaşıyorlardı. Bunlar, yöre halkını huzursuz kıldığından sızlanmalarına neden oluyordu. Halkı tedirgin edip huzursuz ve mutsuz kılan bu sorunlar aynı zamanda yerleşim birimlerindeki ekonomik durumla, asayiş ve güvenlikle de ilgiliydi. Asayiş ve güvenlikle ilgili olanı, XVIII. Yüzyıl’da yaygınlaştığını gördüğümüz eşkıyalık idi.1 (sh. 187)

XVIII. Yüzyıl’da Orta Karadeniz Bölgesi’nde görülen eşkıyalık ve eşkıyayı, elimizdeki belgelere göre gruplamaya çalışırsak karşımıza; 1. Dağ ve yol eşkıyalığı ve eşkıyası; 2. Çarşı, pazar, ev basma, dövme eşkıyalığı ve eşkıyası gibi iki farklı statüde zümre ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yollar üzerinde etkinliklerini sürdürürken diğeri de yerleşim birimlerinde varlık göstermektedir.1 (sh. 188)

Eşkıyanın faaliyet gösterdiği yerleri idarî bölgeler (kaza, nahiye, köy) ve yerleşim birimleri (şehir, kasaba, köy) olarak tasnife tâbi tutmak mümkündür. Onlar, idarî bölgeler içinde ve arasında yer alan dağlarda, yollarda, kıyılarda, köşe ve bucaklarda faaliyette bulunduktan başka, yerleşim birimleri olan şehir, kasaba ve köylerde çarşı ve pazar mahallerinde etkinliklerini sürdürmekteydiler.1 (sh. 194)

İncelediğimiz dönemde, idarî bölgeler olarak, Orta Karadeniz bölgesinde Canik Sancağı’nda Ünye Kazası, Giresun’a bağlı Esbiye İskelesi, Kastamonu Sancağı’nda Boyabat Kazası ve Sinop Kazası’nda eşkıya faaliyet göstermişti. Hattâ bu dönemde eşkıyalık sadece Orta•Karadeniz’le sınırlı kalmamış, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde de varlık göstermişti. Trabzon, Gümüşhane ve Rize tarafları, eşkıyalıktan etkilenen bölgelerdi.2 (sh. 194, 195)

Eşkıya, arapça bir sıfat olan ‘şekavet’ten türemiş bahtsız, fena hareketli, haylaz, haydut. yol kesen anlamına gelen ‘şâki’ kelimesinin çoğuludur ve lûgatta “dağ hırsızları, haydutlar” şeklinde açıklanmıştır.3 (sh. 188)

Muhtelif mahallerde ortaya çıkarak yolcu ve kervanlara saldırıp onlara zarar veren, bölgede yapılan ticarete de olumsuz yönde etki eden kimseler, ‘eşkıya’ ismiyle anıldıkları gibi “haramzâde” adıyla da anılıyorlardı. Orta Karadeniz Bölgesi’nde eşkıyanın münferid olanlarına rastlandığı gibi cemiyet halinde bulunanlarına da rastlanmaktaydı.1 (sh. 189)

Eşkıyanın icraatını maddeler halinde toparlamaya çalışacak olursak şunları söylemek mümkündür :1 a) Karadeniz kıyısında bulunan .Anadolu sahil ve iskelelerine inen ve buralardan gelip geçen bezirgân, ehl-i tüccar ve ebna-i sebil yolcuların yollarını kesmek, mallarını yağma edip katletmek.

  1. b) Eşkıya, bazan kendi aralarında da fırka halinde bulunduklarından aralarındaki hasımlık ve düşmanlıktan dolayı birbirleriyle muharebe ve mukabele ederek, bu bahaneyle mâsum ahaliye hücum edip haksız yere birçok insanın katl ve idamını gerçekleştirmek yahut buna cesaret göstermek.
  2. c) Hevadarlarıyla birlikte ortaya çıkıp köyleri basmak, nice kimselerin hanelerine taarruz etmek, onların bütün mal ve erzaklarını yağma etmek, nüfuslarını katletmek; köylülerin nice avret ve çocuklarını dövüp yaralamak, ırzına geçmek yahut teşebbüste bulunmak, erkeklerinin birçoğunu sürüp götürmek ve katletmek.

ç) Sadece köylerde değil diğer meskûn mahallerde yani şehir, kasaba ve sair mahallerdeki çarşı ve pazarlarda, alış-veriş mahallerinde nice mâsum kimselerin evlerini basmak, mal ve eşyalarını yağma edip, çeşitli zarar ve hasarlara sebep olmak, halkın mal ve erzaklarına el uzatmak.

  1. d) Taşınması sırasında vs. esnada devlete ait muhtelif cinsteki malları gasbetmek.1

Canik Sancağı’na bağlı Ünye Kazası’nda iki fırka halindeki eşkıya, Ünye Kasabası ahalisini büyük ölçüde etkilemiş olarak, çarşı ve pazarlarda faaliyet göstermişlerdi.4 (sh. 196)

Canik Sancağı mülhakatından olan Ünye Kazası’nda eşkıya, iki fırka halindeydiler. Bunlar, aralarındaki hasımlık dolayısıyla birbirleriyle mücadele ediyor, aynca, her birileri aralarındaki hasımlık ve mücadeleyi bahane ederek, şehir veya kasabalarda, çarşı ve pazar yerlerinde, harp âleti ile gezerek gece gündüz faaliyet gösteriyor, halk üzerinde psikolojik bir baskı ve korku meydana getirmekten başka, haksızlıkla birçok mâsum insanın katl ve idamını gerçekleştiriyorlardı.4 (sh. 198)

Bu sebeple, Ünye Kazası’ndaki şehir, kasaba, çarşı ve pazarlarda iki fırka halinde faaliyet gösteren eşkıyanın kötülüklerinden kurtulmak isteyen yöre halkı; Ünye Kasabası ahalisi, Amasya taraflarına göç etmiş bu sebeple dağınık ve perişan bir duruma düşmüştü. Canik Sancağı’na tâbi Ünye Kazası’nda yaşayan halk ile Kastamonu Sancağı’na bağlı Boyabat Kazası Tobhan Nahiyesi ahalisinin durumu bu cümledendi. (sh. 204) Boyabat Kazası Tobhan Nahiyesi ile muhtelif mahallerde faaliyet gösteren eşkıyanın kötülükleri sonucu da ahali, Ünye Kasabası ahalisi gibi yurtlarını terkederek firar etmeye mecbur kalmış, perakende ve perişan olmuştu.4 (sh. 199)

Canik Sancağı Ünye Kazası’nda iki fırka halinde bulunan eşkıyanın, gerek kendi aralarındaki husumeti bahane ederek gerekse asıl eşkıyalık maksatlarını su yüzüne çıkarmak suretiyle yaptıkları fenalık ve zararlardan dolayı, yurtlarını terkedip Amasya taraflarına göç etmiş olan Ünye Kasabası ahalisinin, eski yurtlarına getirilip yerleştirilmesi maksadıyla, Dersaadet’den “mübaşir” adıyla bir görevli tâyin olunmuştu.4 (sh. 208)

Orta Karadeniz Bölgesi’nde eşkıyanın kaynağını, yerli ahaliden bazıları ile çeşitli oymak ve kabileler ve dıştan kontrolsüz olarak Karadeniz kıyısında bulunan büyük ve işlek ticaret ve liman şehirlerine gelen ne idiği belirsiz denizci, askerî sınıfa mensup yeniçeri ve levendler ile reaya taifesi teşkil ediyordu.

Eşkıyaya karşı, olumsuz etkilerinden kurtulmak için bölge ahalisi, muhtelif girişimlerde bulunmuştu. Ahali, gücü nisbetinde eşkıya ile karşı karşıya gelerek sıcak mücadeleye girdiği gibi Osmanlı hükûmetlerini uyararak önlem alınmasını, bozulan huzurlarının teminini istemişti.

Devlet, eşkıyalığı önlemek maksadıyla, merkezden bölgeye “zâbit” ve “mübaşir” ismiyle anılan özel görevliler tâyin etmiş, ayrıca bölgede bulunan görevlileri de eşkıyalıktan, eşkıya ile mücadele işinden sorumlu tutmuş, onları eşkıyanın ortaya çıkma zamanı olan bahar mevsiminden önce ikaz etmişti. Bununla beraber hükûmetlerin ve onların temsilcileri olan görevlilerin eşkıyaya karşı mücadelede ne derece başarılı oldukları konusunda kesin bir şey söylemek mümkün değildir.

Tarihî coşku ve perspektiften, eşkıyanın dünyaya hükümdâr olamayacağı gerçeğinin ayrılıkçı unsurlara da lâyık-ı veçhile hatırlatılması dilek ve temennisiyle…

 

27 Temmuz 2015 / Ankara

KAYNAKÇA :

1 GÜLER, İbrahim –XVIII. Yüzyılda Orta Karadeniz Bölgesi’nde Eşkıyalık Hareketleri / Osmanlı Araştırmaları XV, Neşir Heyeti : İNALCIK, H. / GÖYÜNÇ, N. / LOWRY, H. W. / ERÜNSAL, İ. / KREISER, K. / ŞENTÜRK, A. A. – İstanbul, 1995, sh. 187 – 219.

2 BOA, Atik Şikayet Defteri, Nu: 177, B. 102-103, hüküm: 436, hüküm tarihi: Fl Evaili L 1183 (28 Ocak 1770).

3 Muallim Naci, Lugat-ı Naci, Tarihsiz, s. 77; Ferit Devellioğlu, OsmanlıcaTürkçe Ansiklopedik Lugat, 7. Ofset Baskı, Ankara 1986, s. 284, 1170.

4 Sinop Şer’iye Sicili (SŞS), Nu: 86, s. 108, vesika: 126, tarihi: Şaban başı 1158 (Ağustos sonları 1745).

 

 

1 Yorum

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku