Yayınlanma Tarihi: 5 Mayıs 2023 — okunma
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Afetlere Karşı Dirençli Bir Türkiye için Ulusal Risk Kalkanı Modeli” toplantısı kapsamında bilim insanları ile Eyüpsultan’da bir araya geldi.
Bir hafta önce İstanbul’da gerçekleştirilen çalıştayın çıktılarının da değerlendirildiği Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) ev sahipliğindeki toplantıda konuşan Bakan Murat Kurum, deprem gerçeğine hazırlanılması gerektiğini ifade etti.
Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nin bilimi arkasına alan bir “istişare platformu” olduğunun altını çizen Bakan Murat Kurum, “Bu model ile şehirlerimizin yeniden ayağa kaldırılması ve Anadolu’nun yeniden yükselmesini; 11 ilimizin tarih, kültürü ve kimliğiyle ayağa kaldırılmasını önemsiyoruz. İklim değişikliği, deprem, sel ve heyelan risklerine karşın 13 alt kurulumuz şehirlerimizin direncinin artırılması için çalışıyor” bilgisini verdi.
Bakan Kurum; “İbn-i Haldun’un ‘Coğrafya kaderdir.’ sözünden hareketle; biz bu kaderin, kedere dönüşmesini istemiyoruz. Mehmet Akif’in söylediği gibi, ‘Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın’. Biz de şunu diyoruz; ‘Allah bir daha milletimize böyle acılar yaşatmasın.’ O yüzden Ulusal Risk Kalkanı; ülkemizin geleceği için, gençlerimiz için, evlatlarımız için çok kıymetlidir. Bu anlamda salondaki her bir konuşmacımızın katkıları çok değerlidir” açıklamalarını yaptı.
İstanbul’u dönüştürmek için devreye alınan büyük kampanya Yarısı Bizden ile ilgili de değerlendirmede bulunan Bakan Kurum; “Yarısı Bizden, bütün mazlum coğrafyamızı ilgilendiriyor. İstanbul güçlü olursa, Türkiye güçlü olur. İstanbul üretirse, Türkiye zenginleşir. İstanbul çalışırsa, gençlerimize istihdam oluşur” dedi.
“DEPREM DEĞİL BİNALAR ÖLDÜRÜR”
“Asrın felâketi” diye nitelendirilen Kahramanmaraş depremlerinin böylesi bir toplantının düzenlenmesinin, afetlere karşı kıymetli bir adım olduğunu ifade eden Bakan Kurum; “Bilimsel çalışmalar neticesinde alacağımız sonuçlar ülkemiz için, ülkemizin geleceği adına çok çok önemlidir. Şehirlerimiz değerli, onlar tarihimizin, kadim medeniyetimizin en önemli temsilcileri oldular hep. Ülkemizin yüzde 70’ten fazlası deprem riski olan bölgelerde yaşıyor. Şehirlerimiz, depremler ve afetlere de şahitlik etmektedir. Yer altı ve yer üstü kaynakları zengin olan güzel bir ülke olsak da yaşadığımız coğrafyanın stratejik ve jeopolitik zorlukları da var. Her ne kadar jeopolitik konumu güçlü bir ülke olsak da, Türkiye aynı zamanda deprem kuşağında yer alıyor” diye konuştu.
Bilimsel çalışmalar ve haritalandırmalar neticesinde Türkiye’deki fay hatlarının ortaya konduğunu ifade eden Bakan Kurum, şöyle devam etti; “Bunlar Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarıdır. Maalesef Anadolu, bu iki fay hattı üzerinden depremler ve acılar yaşamış, birçok evimize ateş düşmüştür. Bu manada 359 yılında da 1509’da da, 1766’da da çok büyük depremler meydana gelmiştir. Cumhuriyetimizin kuruluşunu esas alırsak; 1939’da Erzincan’da, 1999’da Marmara’da büyük depremler yaşadık. Bunlara, son yıllarda yaşadığımız Van, Elazığ, Bingöl, Malatya, Muş, Dinar, İzmir gibi depremleri de etkilediğimizde, şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz: Deprem gerçeğine hazırlanmak, bu gerçekle yaşamak önemlidir. Hep söylüyoruz biz, deprem değil binalar öldürür.”
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.