Yayınlanma Tarihi: 31 Ocak 2011 — okunma
Sn. Öz, sizi ekranlardan önce yazılı basında çıkan haberlerinizden tanıyor ve takdir ediyorduk. Son yıllarda da ekranlardan daha iyi tanıma fırsatı bulduk. Ve ne zaman Türk ekranlarında yer alırsanız gerçekten çok izleniyorsunuz. ABD’de durumun böyle olduğunu ve reytinglerinizin rekorlar kırdığını da biliyoruz. Türk olmanız nedeni ile değil sadece, başarılı bir doktor olmanızda sizinle daha çok gurur duymamıza neden oluyor.
Ayrıca mükemmel bir aile babası olmanız ve eşinize olan aşkınız da bu güzel görüntünün cilası ve size hayran olmamıza neden oluyor.(Buradan öyle görünüyor, aksi olsa çoktan basında yer alırdı).
Bütün bunlardan sonra bu mektubu yazmamın nedenine gelince, Bizler Karadeniz bölgesi Ordu ilinde yaşıyoruz. Daha ayrıntıya inecek olursak, ben Fatsalıyım ve yıllardır Ünye’de yaşamaktayım. Her ikisi de Ordu’nun birbirinden güzel, şirin kıyı ilçeleri. Tatillerinizin bir kısmını Türkiye’de Akdeniz kıyılarında geçirmekten mutlu olduğunuzu da biliyoruz. Buyurun bu güzel kıyılarda da sizi misafir etmekten onur duyarız, ailenizle birlikte.
Yöremiz güzel, iyi has fakat ekonomi kısır. Geçim yıllardır zor ve bir türlü aşılamayan sorunlarla giderek zorlaşıyor. Diğer yandan yöremizde tarım ürünü olarak bol miktarda fındık yetişiyor, fakat yetiştiricisini bir türlü güldüremiyor.
Fındık, Türkiye’nin en önemli tarım ihracat ürünü. Ayrıca dünya tüketiminin %70’i yurdumuzda, Karadeniz bölgesinde yetiştiriliyor. Ve “Türk fındığı” dünyada yetiştirilenler içerisinde en kalitelisi. Yine daha ayrıntılı bakacak olursak, Türkiye’de yetişen fındığın Giresun’dan sonra en çok yetiştiği il Ordu. Ayrıntıya devam edecek olursak, Ordu’nun 19 ilçesi içerisinde en çok fındık Fatsa ve Ünye’de yetiştiriliyor. Çünkü diğer ilçeler daha yüksekte.
Bu nedenle, Fatsa ve Ünye ilçelerinin ekonomisine büyük ölçüde fındık yön veriyor.
Fakat gelin görün ki, ülkemizdeki tarım politikaları(ki her seçim zamanı oy kaygısı ile yanlış rotalar izleniyor) bu çok değerli ürünün, günümüzde sorunlar yumağı haline gelmesine neden oluşturuyor. Seçimlere kurban giden bazı uygulamalardan sadece bir tanesi ise Fiskobirlik ve devlet ilişkisi olarak ortaya çıkıyor.
Avrupa ve ABD’de üretici birlikleri çok etkili ve çok faaldir. ABD’li üretici birlikleri bademi dünyaya çok iyi pazarladılar. Fiskobirlik de, fındığımızın üretici birliği yani üreticinin güvencesi. Fakat bu birlik günümüze kadar hep hükümetler tarafından desteklendiği için olsa gerek bu gün devlet desteği kalkınca, üreticinin fındığını alan fakat parasını ödeyemeyen kurum haline geldi. Dolayısı ile parasını alamayan üretici sıkıntıda ve fındık zor satılan değil de satıldığında para etmeyen ürün haline geldi. Ya da üretici fındığın eline geçen geliri ile geçinemez, hatta fındık üreticisinin masrafını karşılamaz hale geldi.
Fındık üreticisi, ürününün çok pahalı olması durumunda satılamayacağını biliyor, ancak fındığını rahat geçinebileceği, zarar etmeyeceği bir fiyata satmak istiyor. Bu durumda üreticinin yapabileceği bir şey yok. Ancak üretici birlikleri bunu başarabilir ve bu sıkıntıyı çözmenin en kolay yolu da yetişen fındığın tamamının değilse bile çok daha büyük bölümünün dışarıya satılabilmesi. Ayrıca iç tüketimde dahil, hem üretici birlikleri hem de tüccar aracılığı ile pazarlanabilmesidir.
İşte sizden bu yönde yardım isteriz. Fındık gibi değerli bir ürünü sağlıklı beslenme programlarınızda tanıtır ve önerirseniz, işte bu pazarlama tıkanıklığı bir nebze kolaylaşmış olur. Fındık, anlatmakla bitmeyecek yararları yanında, düzenli alındığında kolesterol düşürücü özelliği (Prof. Dr. Kenan Demirkol Beyefendinin bizzat aktardığı bilgidir) ile de ilaç bibi bir ürün. Ancak iç tüketimde fiyat pahallığı da bir türlü engellenemediği için az gidiyor. Fakat sizin önerilerinizle iç tüketim de değişecektir adım gibi biliyorum.
İnsanlar artık sağlıklı yaşam konularına çok duyarlı, televizyon ve internet çok etkili ve bu gelişmelerde sizinde (şeytan tüyü olmalı) ekranlarda ki izlenirliğiniz de eklenirse fındık ürünü ABD başta olmak üzere badem ile yarışabilir, tüketimde.
Dünyanın pek çok yerinde fındığın hiç tanınmadığını biliyoruz, diğer kuru meyvelerle yarışabilmesi için tanınması şart. Bunun da en kestirme yolu olarak ben sizi gördüm. Sabahları bir avuç badem, bir avuç ceviz öneriyorsunuz, tamam bu önerinize bir avuç fındık da ekler misiniz lütfen. Fındığın yararlarını siz bizden çok daha iyi bilirsiniz. Fakat ürün satışının artışının yöre ekonomisine yapacağı katkıyı tahmin edemezsiniz.
Yöremizden (Karadeniz İhracatçılar Birliği’nin bildirisine göre) 75 milyon dolar ihracatla Ünye Durak Fındık 3.oldu ise, bu ürün yöremize daha pek çok dereceler getirecek değerdedir. Cennetteki tuba ağacında yer alan meyveler arasında da bulunan bu mucize ürünün yetiştiricisi yaşadığı sorunları hak etmiyor, bu günlerde alan bazlı gelir desteği ile AKP hükümeti üreticisine bir nebze nefes aldırıyor ama ana sorun, fındığın geleceği halledilmiş görünmüyor. Bir şey üretiyorsanız, “çok iyi pazarlarsanız başarılı olursunuz” felsefemle ve sizin (ekranlardan yansıyor iyi insanlık yönünüz) bu mektubu mutlaka dikkate alacağınız inancımla esenlikler diliyorum.
Fatsa ve Ünye’ye yani Ordu’ya sizi mutlaka bekliyoruz. Ordu’nun sloganı sizin sağlık felsefenizle çok iyi uyuşuyor. Ordu, oksijen diyarıdır ayrıca.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.