Yayınlanma Tarihi: 8 Temmuz 2011 — okunma
“Osmanlı Devleti’ni ziyaret eden seyyahlar yazılarında belirtmişler, “her taraf deniz fakat denize giren yok” diye. O zamanlar dinin etkisi demeyelim de yanlış yorumlanması ile toplum hayatı diye bir şey yok. Beylerin kahvehanesi hariç bayanlarında evden burnunu uzatmaya hakkı yok.
Daha sonraları bir hamam kültürü gelişiyor. İstanbul başta olmak üzere tüm Anadolu’da oldukça yaygın. Fakat Romalılar’dan kalma bu kültürde öncelik yine beylerin.
Meşhur Hürrem İstanbul’da ilk “Çifte Hamamı” yaptıran kişi olarak kaydediliyor. Fakat oda Bizans’tan kopya çekme. “Çifte Hamam” kadın ve erkeğe aynı anda ayrı kapılardan girerek hamamdan yararlanmak imkânı sağlıyor. Hürrem’in yaptırdığı Çifte Hamam, Bizans’ da daha önce kullanılmış bir model. Fakat o dönem için düşünüldüğünde çok büyük bir hizmet.
Düşünsenize evlerde su taşınarak yolu ile sağlanıyor. Hamam her saat beylerin emrinde, daha sonra bayanların birkaç saatlik hakları oluyor, Hürrem nasıl hatırlıyorsa-ki ben onun en başından beri bir akıl ekibinin olduğunu düşünüyorum. Bizans’ta ki Çifte Hamamdan inşa ettirip kadınların hizmetine sunuyor. Çok büyük hizmet olumlu tepki alıyor ki Kudüs’e de kurduruyor.
Bu konuda da çok şanslıdır ki birçok vilayette bulunmayan “Çifte Hamam” Ünye’de bulunuyor. Şimdilerde Keskin Kardeşlere ait olan bu yer bir şekilde Ünyelilerin hizmetine sunulacak. Gülsüm Keskin’e ve kardeşine çok güveniyorum.
Çok uzattık fakat günümüzde ki çok önemli bir hizmete getireceğim sözü, Anatolya Konakları’nda ki kapalı yüzme havuzu. Nasıl bir ihtiyaçmış anlatamam. Bir kere yaz ve kış boyu dolu. Yazın denizimiz var fakat yazın daha dolu.
Neden, Anatolya Konakları Yüzme Havuzu yaz aylarında daha dolu?
Çünkü, kadınlara ve çocuklara da hizmet veriyor.
Çünkü, Buket Öğretmen yüzme dersleri veriyor.
Çünkü, anne olmuş kadınlar yüzme bilmiyor. Denizi olan memlekette yetiştikleri halde. Öğrenmek için kurs almaları çok takdir edilesi bir kazanım. Çünkü buna kendileri karar veriyorlar.
Çünkü, havalar müsait olmadığı için denize çok az girilebiliyor.
Çünkü, havalar müsait bile olsa, muhafazakâr hanımlar kapalı havuzu tercih ediyor.
Çünkü, kadınların çocukları ile birlikte yüzmeleri daha kolay daha güvenli. Karadeniz’in hırçın dalgaları her yaş grubu için risk.
Çünkü, sağlıklı. Denizimiz kirli. Koli basili. Her yaz denizden mikrop kapmak sonucu cilt, bağırsak ve ateşli hastalıklardan acilleri ve hastaneleri dolduranlardan geçilmiyor.
Çünkü, genç kızlar veya bayanlar rahatlıkla tek başlarına gidip yüzebiliyor.
Çünkü, çalışanlar için gece de hizmet sürüyor.
Çünkü bazı günler tamamen bayanlara hizmet veriliyor. Üstelik çalışanlar için gece yirmi üçe kadar hizmet sürüyor.
Çünkü bütün bunlardan hariç, sauna, buhar banyosu masaj, spor, hamam ve cafe hizmeti sunuluyor. İnanılmaz temiz ve güvenli olarak. Zaten şöhreti Ordu’ya, Fatsa’ya ulaştı çoktan. Oralardan da bayanlar geliyorsa varın siz düşünün ne kadar ihtiyaç var bu yönde.
Ayrıca “Çifte Hamam” gibi hem kadınlara hem de erkeklere hizmet veriliyor.
Yıllar önce Refaattin Şahin, yüzme Havuzu Projesini kazandırmıştı Ünye’ye. Fakat tam Osmanlı’yı yok eden zihniyet devreye girdi. “Benim projem değil, yararlı da olsa yaşatmam”.
Avrupa’da yüzmek zorunlu ders. Bırakın Ünye kadar yerleri köylerinde bile yüzme havuzu var. Denizleri de var üstelik. Ama memleketlerin sağlıklı çocuk ve genç yetiştirmek projeleri var. Gençlerin uzun kış günleri faaliyetlerini programlama gibi bir alışkanlıkları var.
Fakat bu hizmetleri orada BELEDİYELER veriyor. Burada özel sektör bu işi çekip çevirebiliyorsa Belediye niye yapamasın.
Göbeğim çatlamıştı o zamanlar bu proje hayata geçsin diye. Kim dinler bizi
Çünkü sakalımız yok.
1 Yorum