son haberler

Baharı Görmeden

Yayınlanma Tarihi: 26 Mayıs 2014 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Her mevsimin kendine has özelliği ve güzelliği vardır. Daha okul yıllarından bize öğretilen belki de zorla “dayatılan” bazı tanım ve tarifler hayatımızda karşılığını bulmaz. Burada kısa bir bocalamanın içine gireriz. Belki planlarımızda bile değişiklikler olur.

Dünyanın her yerinde dört mevsimi yaşama şansı yoktur. Dünya coğrafyası buna uygun değildir. Kutupların hep kış, ekvator bölgesinin hep yaz mevsimi özelliğini taşıması gibi.

Ülkemiz dört mevsimi barındıran bir yerdir. Bölgelere göre mevsimlerin süreleri farklılaşabilir. Bunda denize yakın ve uzak olan yerlerin de önemli bir etkisi vardır.

Dört mevsim içinde özelliğini taşımayan tek mevsim bahardır bence. Diğer üç mevsim bazı ayrıntılar hariç kendi özelliğini gösterir. Yaz güneşli ve sıcaktır çoğunlukla. Haziran ayı ile eylül ortalarına kadar olan zaman tam bir yaz özelliği gösterir.

Kış bölgemiz itibariyle ülke geneline göre “çok” soğuk olmasa da yağışlı geçer. Kar da yağar, orta derecede soğuk da olur. Belki en uzun süren mevsimdir. Aralığın ortasından başlayıp martın ortalarına kadar süren bir dönemdir. En büyük alameti sobaların hala yanıyor olmasıdır.

Sonbaharı anlatmaya lüzum yok. O her mevsimin özelliğini üzerinde taşıyan bir mevsimdir. Yeşilse yeşil, sarıysa sarı. Sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk. Hava güneşli, gökyüzü masmavi olabildiği gibi; rüzgarlı, fırtınalı ve yağışlı da olabilir.

Sonbahar hem ayrılık, hem kavuşma mevsimidir. Belki ismindeki “son” ifadesinden dolayı suçlanmaz. Kişileri beklentiye sokmaz. Herkesin kendince bir şey bulacağı tek mevsimdir. Bakmayın eskilerin “hazan” yenilerin “güz” dediğine. Hiç kuralını bozmayan tek mevsimdir.

Bahar Karadeniz’de bir kartpostal mevsimidir. Daha ilkokul sıralarında mart, nisan ve mayıs bahar mevsimine ait aylar olarak öğretilse de mart soğuk geçer. Yani kışa daha yakındır. Nisan ise siz ve yağış hakimdir. Bazen mayısın ikinci yarısı güneşi gören olsa da kitaplarda yazan “bahar” tarifine pek uymaz. Aslına bakarsanız Karadeniz’de bahar yoktur.

Baharın içini biz hayallerimizle doldururuz. Uzun sayılan kış aylarından sonra yazla aramızda bir “zehirli kıymık” gibi dursa da kimimize göre kıştan kurtulma, kimimize göre de yaza yaklaşma mevsimdir. Aslında bahar yapılan övgüyü hak etmiyor. Biz baharı nasıl istiyorsak öyle tarif ediyoruz. Maalesef tarifindeki özellikleri taşımayan tek mevsimdir.

Belki de günümüzdeki baharı, İzett Molla’nın şu mısralarından anlamak lazım.

Bir mevsim-i baharına geldik ki âlemin

Bülbül hâmûş havz tehî gülistan harâb

Aşağı yukarı şöyle demek:

Dünyada öyle bir “bahar” mevsimine geldik ki bülbüller susmuş, havuzlar boşalmış, gül bahçeleri harap olmuş.

İçinizin baharı ve gül bahçeleri hep güzel kalsın.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku

ŞEHİT CEMAL MUTLU İLKOKULU ZİYARETİ ÜZERİNE

27 Kasım 2023 okunma
Emekli olduktan sonra eğitim camiasından kopmamak için belirli aralıklarla okul ziyaretleri yaparım. Bir eğitim-öğretim dönemi içinde her okulu en az bir defa ziyaret eder, yeni arkadaşlarla da tanışırım. Kültürel faaliyetlerim devam ettiği için de onlardan... Devamını Oku