son haberler

BAHÇEMİZE GELEN MİSAFİRLERİMİZ?

Yayınlanma Tarihi: 23 Mayıs 2022 okunma

Süleyman ERKAN s-erkan-12@hotmail.com

        Bu gün havadan bulutlar kaybolmuş. Güneş tün çıplaklığıyla Sonbahar’a inat tüm canlılara ışıklarını saçmaktadır. 06-09-2020 günlerden Pazar. Bahçemdeki tel örgülerin arasında iri yarı beyazı fazla, sırtı sarı alacalı kedi, ağzında ki yavrunun ensesinden tutup bahçemde ki ağaç yığının altına bıraktı. Sonra İkincisini, Üçüncüsünü, Dördüncüsünü sırasıyla getirip bıraktı. Ensesinden ağzıyla tutup tel örgüyü, geçerken yavrularını incitmeden, bıraktığında da sağı solu gözlemleyerek nasıl koruyucu olduğunu hayretle seyrettim.

       Yavrular yeni yuva ortamında annesinin memesini emdiler. Anne beli ki karnını doyurmak için gitti. Dört yavru öğüt almışçasına odun arası yuvadan boynunu çıkartıp geri içeri giriyorlardı. Havyarları severim ama evde besleme geleneğim olmadığından eşimle birlikte gelen misafirlere süt ikram ettik. Önce misafirler nazlandı ama sonra dillerini çıkartarak sütünü içen sığınağına gittiler.

     Ailecek kedi yavrularını gözleme, besleme merakımız başladı. Torunumu alıp saatlerce o güzel yavruları seyrettirirken, Beş aylık torunum Melodi’nin hiç sesi çıkmıyordu. Birinci yavru; beyaz, kulakları acık sarı, sırtında iki sarı beneği bulunuyor. İkincisinin; kocaman siyah benekli, ayakları beyaz. Üçüncüsünün; sırtı acık sarı, karnının altı, ayakları beyaz. Dördüncüsünün; ayakları, göğüs kısmı beyaz, sırtındaki sarı az, siyah benekli. Dört benekli güzel kardeş.

        Her sabah kahvaltıdan önce misafirlerimizin karnini doyurup, su kutusunu yanlarına koyuyorduk. Ailecek sevmiştik misafirlerimizi. Kartondan barınak yapıp içine yumuşak kumaş parçaları yerleştirdik. Yavruları teker, teker incitmeden kartondan yaptığımız yuvaya yerleştirdik. Bir süre sonra anne sert çalımlarla yavruların yanına girdi. Yaptığımız hizmetten mutlu olduğuna inanıp, keyif alacakken kedi yavrularını odunların arasına taşımaya başladı. Şaşırıp kaldık ailecek. Demek ki odunların arası daha güvenli, rahat geliyordu kendilerine.

     Peynir parçası, süt, pişmiş et parçaları veriyorduk. İri yarı sarı benekli ana bir metre uzaklıkta yavrularını dikkatlice izliyordu. Çocuklarının karnı doyunca kendiside yemeğini yiyordu. Asla kendini sevdirmez, yaklaşınca hırlayarak dişlerini gösterirdi. Kendisi oldukça gururlu, dik başlı bir kediydi.

       Birkaç kere ağaca konan kuşları avlayıp, parçalayarak yavrularına yedirmişti. Avcılıkta üstüne diyecek yoktu. Yavrularını alıp severken görse anne koruyuculuğuyla “ bırak benim yavrumu” dercesine hırlayıp, insanın üstüne atlayacak duruma gelirdi. Bize düşen misafirin sözüne uymak olurdu.

       Birkaç günlüğüne evden ayrıldık. Geldiğimizi gören yavrular bizleri görünce sevinçlerini görmek gerekiyordu. Yuvarlanan, koşanlar, ağaca biraz çıkıp atlayan, yanımıza gelip ayaklarımızın yanından koşan yavrular beden diliyle hoş geldiniz diyordu.

     Aradan iki ay geçti. Kediler kendilerini ifade eder, sağdan soldan yiyecekte aramaya başlamışlardı. Kardeşler arası oyunlar bazen kavgaya dönüşüyordu. Bir gün soğan çuvalının yırtık ipleriyle oynayan beyaz alacalı kedi öyle bir ipe dolaşmış ki sormayın. Kurtulmaya çalıştıkça boynunda ki ip daha da sıkıyor, gözleri patlayacak duruma geliyordu. Kurtarmaya çalışıyorum elimi cırnaklıyor, kanatıyor. Eşimi çağırdım. Keskin bir bıçak istedim. Elimi bezle sardım. Kediyi kurtarmak için itina ile ipleri kesmeye başladım. Yaralarım diye de korkuyorum. Boğazında ki vücudunda ki ipleri keserek kurtardım. Kedi can havliyle öyle bir kaçtaki sanki tüm kötülükleri ben yapmışım gibi. Sonraları barıştık ama gönlünü almak kolay olmadı.

         Sevgi tüm canlılar için geçerlidir. Sevgisiz hiçbir canlı mutlu olamayacağına inananlardanım. Bir aylığına evden ayrılacağız. Komşumuza Beş kilo kedi maması alıp verdik. Bahçemizde ki kedilerimiz aç kalmasın. Biz gelene kadar bakın diye… Gönül rahatlığıyla gittik. Bir ay sonra geldik ki hiçbir kedimiz bahçemizde yoktu. Komşu kedi mamasını torbayla bahçeye açıp koymuş. Gelen giden hayvanlar kısa sürede mamayı bitirmişler. Bahçemizde ki misafirlerimizde terk edip gitmişlerdi. Sadece beyaz alacalı kedimiz geri geldi. O çocuklukta yapılan hizmeti unutmamıştı. O da anası gibi yaklaştırmaz, sevdirmez, yaklaşınca dişini gösterip hırlıyor. Misafirimiz artık demir baş yaşamımızın ortak paydalarından biri olmuştu. O nu bir gün görmesek o günümüz eksik sayıyorum.

           Canlılar yaşamımızın renkli yanlarıdır. Onlar yoksa yaşamın tadı da, mutluluğun adı da silinir.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

ÖĞRENME

3 Mart 2023 okunma
             Ördek Yavrusu           Köylünün birisi tavuğunu kuluçkaya yatırmış. Altına on iki yumurta koymuş. Birkaç gün sonra on iki yumurtanın üç tanesinin ördek yumurtası olduğunun farkına varmış. Varsın olsun üç yumurtadan... Devamını Oku

OYUN

23 Şubat 2023 okunma
      Öğrenmenin temelinde yaparak, yaşayarak, deneyle izleyerek tecrübelenmek vardır. Oyun öğrenmenin en etkili araçlarından biridir. Oyunla çocuklar sosyalleşirler. Karşısında ki arkadaşına saygı duymayı, kurallara uymayı öğrenir. Eşit şartlarda,... Devamını Oku

KEDİ İLE FARE

13 Şubat 2023 okunma
      Fareler evde üremeye başlamış. Evin kedisi ne yapsa fareleri yakalayamıyormuş. Yakaladığı birkaç fareyle de evi temizleyemiyormuş. Kedi; “ ben eskisi gibi avcılık yapamıyorum mu? Yoksa yaşlandım mı? “ diye kendi kendini suçlayıp duruyormuş.... Devamını Oku

DÜĞÜN

11 Şubat 2023 okunma
Çevresinde sevilen sayılan, değer verilen bir adammış. Her sevilen insanında sevmeyeni olurmuş. Bu adama yaşadığı köyden bir aile düşman olmuş. Öldüreceğini, döveceğini her kızmasında söylermiş.    Karşı köyden çok sevdiği bir arkadaşının oğlu... Devamını Oku

   KOZA TIRTIL HİKÂYESİ

1 Şubat 2023 okunma
 “  Ormanda gezinen adamın biri kelebeğin kozadan çıkmaya çalıştığını görürü. Kozadan çıkmaya çalışan kelebeği saatlerce izler. Sonra adam, kelebeğin kozadan çıkmak için çabalamaktan vazgeçtiğini, gücünün kalmadığını düşündü. Kelebeğe... Devamını Oku

  BİZ UYURKEN VÜCUDUMUZDA UYUR MU?

30 Ocak 2023 okunma
      İnsan kendini tanıdıkça, harika bir yaratılışa sahip olduğunu öğrenir. Vücudumuzun organları birbirine bağlı, makine gibi ömrümüz boyunca çalışır durur. Vücudumuzun uyumayan nöbetçileri var.     Gözümüzü yumduğumuzda uyuruz.... Devamını Oku

ŞU METRİSİN ÖNÜ

28 Ocak 2023 okunma
        “ Şu Metris’in önü alan, Bir tek seni sevgim gerisi yalan.”           Enver Karagöz; O bir öğretmendi. Demokrasiden yana, insan haklarını savunan, emekten haktan yana tavır alandı. O devrimciliği savunan insandı. Artvin TÖB-DER... Devamını Oku

YAŞAM SAVAŞCILARI

23 Ocak 2023 okunma
Hayat insanlar için güzeldir. Yaşamak için mücadele verilmelidir. Demirde altında birer madendir. Demir tabiatta bol miktarda bulunur ucuzdur. Altın elementi tabiatta zor bulunur pahalıdır. Yıl 1965 Tokat-Turhal’da Varvara( Manisa) mahallesinde ki Devrim İlkokulunda... Devamını Oku

Dr. ANOOSHİRVAN

24 Aralık 2022 okunma
     Dr. Anooshirvan Miandji ( Anuşirvan Miyancı) İranlı (Güney Azerbaycanlı) kendisi Türk’tür. Önce kimyacı, sonra felsefecidir. Halan Türkiye’de yaşamaktadır. 1995 yılından beri Ankara’da ikamet etmektedir. Gazi Üniversitesinde Eczacılık... Devamını Oku

DEĞMEN BENİM GAMLI YASLI GÖNLÜME

14 Aralık 2022 okunma
       Tokat’ta1910 yıllarında medrese mezunu imaretçi oğullarından Abdullah Sami Efendi nalbantlık yapardı. O yıllarda hayvan gücünden yararlanıldığı için nalbantlık önemli bir meslekti. Yaz aylarında ilçe, ilçe, köy, köy gezerek hayvanları... Devamını Oku