son haberler

BEYAZ SAÇLI ADAMLAR EKRANDA BU KADAR BAĞIRMASA

Yayınlanma Tarihi: 12 Mart 2011 okunma

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

Televizyon yayınları, hayatımızın ekmek, su, hava kadar elzem bir parçası haline geldi.

Hergün her evde televizyonlar kapanmamak üzere açıktır. Bazı evlerde iki televizyon açıktır. İş yerlerinde, kurumlarda televizyon mutlaka gün içinde bir yerlerde açıktır.

Aslında gençlerin bilgisayarları olmasa artık evlerde iki televizyon da yeterli olmayacak.

Yıllar önce tek kanallı yayınlar başladığında diziler çok önemli idi. Aslında güzel de diziler vardı. Günümüzde kanal sayısı arttı, dizi sayısı ondan daha çok arttı.

Her evde kişilerin belli dizileri var. Önceden beyler, kadın programlarını pek sevmezlerdi. Günümüzde emekli sayıları arttıkça onlarında dizilerin ve diğer gündüz kuşaklarının müptelası olduklarını duyuyorum. Örneğin, evlilik programları.

Ayrıca her izlenen dizinin ertesi günü de sohbet programlarında yorumu, halk arasında tartışması var. Bu kısımda gündelik hayatımıza girmiş durumda.

Bu yıl hemen hemen her yaş kuşağının izlediği dizi “Muhteşem Yüzyıl”. Ertesi gün yorumları da pek yoğun. Hatta ulusal basını da meşgul edecek türden. Allahtan ülkemizin gündemleri yoğunda kısa sürede unutuldu, yada en azından ulusal basının gündeminden çıktı bu konu.

Fakat okullarda –yöremizde de- bu dizinin seyredilmemesi yönünde broşürler dağıtıldığını duyuyorum. Engelleyemedik, seyretmeyin. Mümkün değil seyredilmemesi. İnsanlar hem tarihimiz hem de (Avrupa yıllardır merakından binlerce eser vermiş bu yönde) Osmanlı’yı ve haremi çok merak ediyor.

Çoğu konular kaynaklarla birebir örtüşüyor. Hatta kadınların padişah ile olan aile ilişkileri bu günü hiç aratmıyor. Aradan 500 yıl geçmesine rağmen kadınların bu yöndeki çilesi saraydan başlayarak hiç değişmeden günümüze kadar gelmiş.

Adamların üstünlüğü ve çok eşlilik yönünde ki özgürlükleri ise hiç gerilememiş.

Dizinin bir yerinde şehzade Mustafa, babasına (annesi Mahidevran’ın ağlamasını kastederek) “kadınlar neden ağlıyor?” diye soruyor. Kanuni’de “bizim yüzümüzden biz bazen onları üzüyoruz” diyor.

Üzmezler mi? Padişah olmasına padişah ama Mahidevran eşine, şehzadesinin annesine “benim tercihimi onaylamadın” diyerek saymadığını bırakmıyor. Mahidevran sadıkmış, asilmiş, şehzadesinin annesi imiş, kendisine çok aşıkmış, yuvasını, kutsal saydığı ailesini(ki aile hem tüm din kitaplarında kutdsal, hem de kanun kitaplarında) aile yapısını korumaya çalışıyormuş. Kimin umurunda. Bu konuşmalar tabi ki dizide farazi. Ama tarihi bir gerçektir ki, Kanuni Mahidevran’ı sırf Hürrem yüzünden gözden çıkartmıştır. Mahidevran’da bu acıklı durumun o kadar farkında ki, Pargalı İbrahim’e “Padişahın gözden çıkardığını sen nasıl koruyacaksın?” diyor. Daha sonradan başına gelecekleri bilirmiş gibi. Üstüne üstlük hiç suçu yokken padişahın ayaklarına kapanarak özür diliyor. Hiç suçu yokken.

Durum günümüzde de aynı. Tek tek evleri görmeye, çözmeye gerek yok. Diziler de bu toplumun yansıması. Gördüğü ilgiye bakılırsa tam isabet. Hemen hemen her dizide yaşı ilerlemiş beyaz saçlı bir adam -bana kalsa hayvan bozması- durmadan bağırıyor. Üstelik derdi yaşam mücadelesi değil. Sevdalı. Kendisini sevmeyen genç birisine. Ne aile, ne oğulları, ne etraftakiler, ne aşık olduğu ve başkasına aşık genç kadın fayda yok adamı susmak bilmiyor. Bir başka dizide öyle, komedisinde bile bir huysuz adam. Yanlış anlaşılmasın değerli sanatçılar, rollerini çok iyi yapıyor ama senaryo öyle.

Başka dizilerde genç adamlar psikopatça bağırıyor üstelik ellerinde silah. Birde üstüne üstlük bu dizi bir gün yayınlanır, bir gün de tekrarı olur. Fragmanlar durmadan dönüyor, gün boyu açık TV’lerde. Ve de çok mühimmiş gibi en canhıraş sahnelerle.

Kadınlarsa sus pus, gözü morarmış, el pençe, etek öperken, yasyas yalvarırken.Hele bir dizi var ki artık adamın lanetliğinden millet bıkmış.Hem evi terkediyor, hem çoluk çocuğa dünyayı dar ediyor hem de kalanlara –eski eşe- huzur vermiyor.

Söz konusu dizi değil diyeceğim ama bu adamlar her gece evlerin içinde bağırıyor.yeni yetişenlere ne örnek ama.demekki böyleleri de var ki, ulusal , yerel gazeteler “kadına şiddet” haberlerinden geçilmiyor.

Yeni yasalarla yeni tedbirler alınıyor.ancak insanların beyni yasa ile gelişmiyor.Bilinçli, sistematik ve çok yönlü eğitimle gelişiyor.Gelişmiş beyin bence böyle bağırmıyor.8devam edecek)

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Nerde O Eski Dünler

31 Ağustos 2023 okunma
Kızlar erkekler zayıflar şişmanlar zenginler fakirler dostlar akrabalar dinli dinsiz yeni doğan ya da ölümüne az kalan bizler ne yapıyoruz? Son birkaç senede, kızlar firikik ustası oldu beğeni yapana özel şovlar yapıldı ve artık mahremiyet meşrulaştı ya da... Devamını Oku

ÜNYE-AKKUŞ-NİKSAR KARAYOLU

26 Ekim 2021 okunma
    Yollar bir memleketin can damarlarıdır. Hasretlikleri bitiren, kültürleri harmanlaştıran, ekonomimizi canlandıran birlik ve beraberliğimizi sağlayan yollarımızdır. Ünye- Akkuş- Niksar yolunu kullananlar nostaljiyi, heyecanı birlikte yaşarlar. Yıllara... Devamını Oku

  NASIRLI ELLER

21 Ekim 2021 okunma
           Süleyman Erkan      Türkiye’nin güzel bölgelerinden Karadeniz’i gezip görenlerin hafızalarında mutlaka iz bırakmıştır. Karadeniz’in girintili çıkıntılı kenarları, geceleri gelinlik kızın boynuna takılı beşi birlik gibi parlar... Devamını Oku

Geçmişten Günümüze

16 Ekim 2021 okunma
Süleyman Erkan     Yaşam var oldukça hırslar, öfkeler, kinler, var olacaktır. Bu savaşı tetikleyen en önemli unsur beğenilmek, üstün olmak, başkalarından daha fazla mala mülke sahip olmaktır. Söz sahibi olmanın malla, mülkle, parayla olunamayacağını... Devamını Oku

İnsan

13 Ekim 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Temel içgüdü ve duygularla hareket eden, yeteri kadarını alan, psikolojik ve sosyolojik açıdan baskı uygulamayan, vicdansız ve çıkarcı yaklaşmayan, kötü gözle bakmayan, çalmayan, savaşmayan,... Devamını Oku

Zaman

7 Ekim 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Neydi zaman? Doğduğum an ile öldüğüm an arasındaki yaşantım mı? Unutmak için verilen bir ilaç mı? Suratımı kırıştıran ya da saç rengimi benden alan… Neydi zaman! Babam öldüğünde... Devamını Oku

İhtiyaç Meselesi

27 Eylül 2021 okunma
TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Çok çeşitli ihtiyaçlarımız var. Hatta bazen neye ihtiyacımız var diye market ve mağazaları gezmeye başlayanlar bile var. Babaannem lüzumsuz bir şey almamamı çok söylerdi işte onlarda top balon... Devamını Oku

F-N-D-K-Ç  Ş-H-P

10 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞ. TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com   Türkçe’de bir sözcük f,s,t,k,ç,ş,h,p harflerinden biriyle bitiyorsa ve ek kelimenin baş harfi d,c harfi ile başlıyorsa! Ortalık bir anda sertleşir. d=t olur t=ç olur sıkı durun bu matematiği... Devamını Oku

İş-Sizsiniz

6 Eylül 2021 okunma
  TOLGA ÖZSOY İNŞAAT TEKNİKERİ tolgahanozsoy.52@gmail.com Neden işsiz kaldığımızı bulalım. İşsizlik yaşınız en az 24! Bunu biliyor musunuz? Temel eğitim 1 yıl, ilk eğitim 4 yıl, Orta eğitim 4 yıl, lise eğitimi 4 yıl, hazırlık 1 yıl, üniversite... Devamını Oku

Alçak Alçak Dere Yataklarına Ev Kurmasınlar

19 Ağustos 2021 okunma
  Tolga Özsoy İnşaat Teknikeri tolgahanozsoy.52@gmail.com     Hepimizin malumu olduğu Candan ERÇETİN’in “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” şarkısı; doğaya, doğanın tabiatına karşı gelmekten ve gelin kızlarımızı ağlatmaktan başka bir... Devamını Oku