son haberler

Bir Seyahatin Ardından

Yayınlanma Tarihi: 8 Eylül 2014 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Çorum’dan yola çıktıktan belli bir süre sonra Kırıkkale’ye yaklaşıyorduk. Kırıkkale 1989 Ağustosundan beri il hüviyeti taşımaktadır. Çocukluğumuzun 67 vilayetinden biri değildir yani. İlk defa eski ilçe yeni il olan Kırıkkale’yi yol boyu da olsa gündüz görecektim.

Buna görme denir mi o başka. Arabayla birkaç dakika sürecek olan bir temaşaydı bu. Yol güzergahı üzerinde Kırıkkale bilmem kaç kilometre tabelasından sonra nasıl bir yerden geçeceğimi merak etmiyor değildim. Öyle ya malum tarihe kadar Ankara toprakları içinde olan bir yerdi Yani biz çocukken “başkent”ti…

Bahsi geçen yere yaklaşırken eski tarz mimariden kurulmuş yerleşim merkezleri görmeye başladım. Aklımda yılların il tahayyülü vardı. Bir nevi sükutu hayale uğradım. Ben daha çağdaş (ne demekse) bir mimari beklerken gecekonduları andıran tek katlı yapılar görünce şaşırdım. Buralardan daha önce gece geçtiğim için nasıl olduğunu bilemiyordum.

İçimden “Demek Ankara burayı bünyesinden atmış” gibi tuhaf bir düşünce geçti. Öyle ya burası hala Ankara sınırları içinde olsa yakışır mıydı?

Hem düşünüyor hem yolumuza devam ediyorduk. Arazi düz değildi. hatta tepeler ve yamalar çoktu. Şehir tanımına pek uymayan ağaçlar vardı. Sanki ilçeden il yapmamışlar da köyü andıran kasabadan il yapılmış gibi bir intibaa uyandırıyordu bende.

Hala Ankara’dan tecrit edilmiş gibi fikir de zihnimi kurcalamıyor değildi.

Aklıma tarih kitaplarında okuyup, tarih derslerinde işlediğimiz meşum hadise geldi. Ankara denilince aklıma 1402 senesi gelir. Savaş meydanında iki Türk hünkârı karşı karşıya gelmiş Osmanlılar savaşı kaybetmişlerdi. Nedense bu savaşa çok üzülürdüm. Bu arada kendimi bir Osmanlı torunu sayan biri olarak da Timur Han’a haksızlık yapıldığı kanaatindeyim.

Belki bu yüzden Engürü, Ankara oldu. Sanki bu savaşın sonucunda “kara bir an” anlamı taşıyan bir isim verilmişti. “En kara” olamazdı belki ama devamlılığı bildiren “her zaman” kara gibi bir şeydi. Buraları geçelim…

Kırıkkale’de Ankara’ya doru yaklaşırken PVC kaplı binalar ve beton yığınları da artıyordu. Sanki apartmanlar şehrin bağrına düşen bir gök cismi gibiydi.

Yeni bir şehre daha yaklaşmak üzereydik. Ben “tecrit, savaş, kara” kelimelerini düne düşüne aracımız yol almaya devam ediyordu.

Hayat da devam ediyordu…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku