Yayınlanma Tarihi: 9 Ocak 2012 — okunma
Yediden, yetmiş yediye biz kadınlar sporu, özellikle futbolu çok severiz.
Çoğumuzun çocukluğu ağabeylerimizin, babamızın maç sohbetlerini dinlemekle geçmiştir.
Biz bayanların çoğu, çocukluğumuz da az top koşturmadık, ünlü futbolcu olmak hayali ile mahalle aralarında.
Hayallerimizde az koşmadık o yeşil sahalarda Hollandalı Crouyf gibi saçlarımızı uçurarak
Az oyun kurmadık orta sahada Beckenbauer gibi,
Gençliğimizde az mı maç yapardık, gizliden gizliye Platini, Sokrates, Rossini, Pele olmak hayalleri ile?
Biz bayanların bir araya geldiğimizde en koyu sohbetleri futbol üzerinedir,
Siz beyler anlayamazsınız biz bayanlar, olmuş bitmiş maçlar üzerine saatlerce konuşur,
Televizyonda spor programlarını, maç kritiklerini günlerce izler,
Üstüne üstlük gazetelerin sekiz sayfalık maç yorumlarını, haberlerini satır atlamadan okuruz.
Hızımızı alamaz canlı yayınlara bağlanır, gazetelere yazılar yazar, futbolla yatar, futbolla kalkarız, siz beyler anlayamazsınız.
Dünya, Avrupa, UEFA kupa maçlarında her işimizi maçlara göre ayarlarız.
Ah birde bu maçlarda Türkiye varsa,
Artık biz bayanların hayatının anlamı futboldur, çoluk çocuk hak getire
Bu maçlarda Türkiye’nin kaybetmesi moral borsamızı hakikaten düşürür, başka hiçbir şey bizi mutlu edemez, biz bayanlar için hayatın tadı kaçar.
Hele hakem haksızlığı, beklenmedik bir sakatlık ve penaltı ile maçı kaybetmek varsa,
Ülkemizin, tuttuğumuz yada kentimizin takımının maç, kupa, kaybetmesi biz bayanlar da vallahi hiç abartısız, derin bir acı yaratır, üstelik bu acı günlerce geçmez.
Biz bayanların maçlarda ki psikolojisi üzerine hiç konuşmaya gerek yok, vallahi biz de kendimizi tanıyamıyoruz bazen, elimizde değil, kişilik değiştiriyoruz maçları stadyumda canlı izlerken, siz beyler bu durumu imkan yok anlamazsınız, nasıl çatlamayalım ama, futbolcu kendi kalesine gol atınca, maçın en kritik golü ofsayt olunca, top kaleden dönünce nasıl çıldırmayalım. Ne yapalım, bağırmayalım, küfretmeyelim de deli mi olalım?
Valla siz beyler bilmezsiniz ama en efendi görünenimiz bile yakası açılmamış küfürleri sallar gider, Allah ne verdiyse.
Küfür filan hak getire bazen kendimizi de tutamaz dalarız sahaya, siz beyler bilmezsiniz ama hepimizin birer ikişer maç gazisi, boğuşma, dalaşma hadisesi vardır.
Biz bayanlar zaman zaman halı sahada dostluk maçı da yaparız,
Ama hiç birimizin kaybetmeye tahammülü yoktur, kazandık kazandık, yok eğer kaybettikse bu maçlar biz kazanana dek sürmek zorundadır.
Hem biz bayanlar, maçlarda doğduğumuzdan beri tuttuğumuz takımımızın maçı, kupayı, şampiyonayı kaybetmesine tahammül edemeyiz, yok böyle bir sonuç, maç istediğimiz gibi sonuçlanmamışsa biz, bayanlar arkadaşlarımızın şakasına dahi tahammül edemeyiz, arkadaşlarımız da durumun ciddiyetini bilir ona göre davranırlar,
Mesela takımımız yenildi, ertesi gün arkadaşlarımız iş yerimize taziye ziyaretine gelirler ama en ufak bir ciddiyetsizlik göstermez hatta meftadan(!) hiç söz etmezler.
Biz bayanlar için futbol, siz beylerin zannettiğinden çok daha elzemdir, önemli, kritik ve derby maçlarında kalp krizi geçirip fenalaşanlarımız, bayılıp ayılanlarımız, ölüm tehlikesi atlatanlarımız hatta atlatamayanlarımız, kafayı yaranlarımız dahi vardır.
İnanamazsınız, siz beyler anlayamazsınız, futbol biz bayanların hayatının yarısı, yok hayır hayatın ta kendisidir.
Lig maçlarını, tuttuğumuz takımın maçlarını seyretmek için zaman zaman bir araya geliriz.
Özellikle derby maçlarını arkadaşlarla bir arada izlemeye bayılırız.
Laf aramızda önemli maçları izlerken (çok sevmemize rağmen) öyle çoluk çocuğu da ayağımızın altında istemeyiz.
Arkadaşlarla haberleşir, dışarıda bir yerler ayarlarız.
Siz beyler duymamış olun ama maç izlerken, şöyle biraz kafaları çekmeyi de pek severiz.
Dev ekranda, tuttuğumuz takımın derby maçı, yanımızda en sevdiğimiz arkadaşlar, birazda demlenmişiz,
Birde tuttuğumuz takım maçı kazanmışsa,
Maç hareketli ve şık gollerle süslü ise
Bu galibiyetten sonra da şampiyonluk geliyorsa
İşte mutluluk bu, bir daha söylüyorum yok böyle bir mutluluk.
Eee, en baştan söylemiştim, biz bayanlar iflah olmaz futbol hastasıyız,
Ve biz bayanların bu hastalığına çare yoktur ey beyler, bizi bu hastalığımızla kabul edeceksiniz,
Tedavi olmaya hiç niyetimiz yok
Seviyoruz biz bu hastalığı.
NOT: Anladınız değil mi? Vaktiniz varsa “bayanlar” ile “beyler” kelimelerinin yerlerini değiştirip bir daha okuyunuz.
Yediden, yetmiş yediye biz kadınlar sporu, özellikle futbolu çok severiz.
Çoğumuzun çocukluğu ağabeylerimizin, babamızın maç sohbetlerini dinlemekle geçmiştir.
Biz bayanların çoğu, çocukluğumuz da az top koşturmadık, ünlü futbolcu olmak hayali ile mahalle aralarında.
Hayallerimizde az koşmadık o yeşil sahalarda Hollandalı Crouyf gibi saçlarımızı uçurarak
Az oyun kurmadık orta sahada Beckenbauer gibi,
Gençliğimizde az mı maç yapardık, gizliden gizliye Platini, Sokrates, Rossini, Pele olmak hayalleri ile?
Biz bayanların bir araya geldiğimizde en koyu sohbetleri futbol üzerinedir,
Siz beyler anlayamazsınız biz bayanlar, olmuş bitmiş maçlar üzerine saatlerce konuşur,
Televizyonda spor programlarını, maç kritiklerini günlerce izler,
Üstüne üstlük gazetelerin sekiz sayfalık maç yorumlarını, haberlerini satır atlamadan okuruz.
Hızımızı alamaz canlı yayınlara bağlanır, gazetelere yazılar yazar, futbolla yatar, futbolla kalkarız, siz beyler anlayamazsınız.
Dünya, Avrupa, UEFA kupa maçlarında her işimizi maçlara göre ayarlarız.
Ah birde bu maçlarda Türkiye varsa,
Artık biz bayanların hayatının anlamı futboldur, çoluk çocuk hak getire
Bu maçlarda Türkiye’nin kaybetmesi moral borsamızı hakikaten düşürür, başka hiçbir şey bizi mutlu edemez, biz bayanlar için hayatın tadı kaçar.
Hele hakem haksızlığı, beklenmedik bir sakatlık ve penaltı ile maçı kaybetmek varsa,
Ülkemizin, tuttuğumuz yada kentimizin takımının maç, kupa, kaybetmesi biz bayanlar da vallahi hiç abartısız, derin bir acı yaratır, üstelik bu acı günlerce geçmez.
Biz bayanların maçlarda ki psikolojisi üzerine hiç konuşmaya gerek yok, vallahi biz de kendimizi tanıyamıyoruz bazen, elimizde değil, kişilik değiştiriyoruz maçları stadyumda canlı izlerken, siz beyler bu durumu imkan yok anlamazsınız, nasıl çatlamayalım ama, futbolcu kendi kalesine gol atınca, maçın en kritik golü ofsayt olunca, top kaleden dönünce nasıl çıldırmayalım. Ne yapalım, bağırmayalım, küfretmeyelim de deli mi olalım?
Valla siz beyler bilmezsiniz ama en efendi görünenimiz bile yakası açılmamış küfürleri sallar gider, Allah ne verdiyse.
Küfür filan hak getire bazen kendimizi de tutamaz dalarız sahaya, siz beyler bilmezsiniz ama hepimizin birer ikişer maç gazisi, boğuşma, dalaşma hadisesi vardır.
Biz bayanlar zaman zaman halı sahada dostluk maçı da yaparız,
Ama hiç birimizin kaybetmeye tahammülü yoktur, kazandık kazandık, yok eğer kaybettikse bu maçlar biz kazanana dek sürmek zorundadır.
Hem biz bayanlar, maçlarda doğduğumuzdan beri tuttuğumuz takımımızın maçı, kupayı, şampiyonayı kaybetmesine tahammül edemeyiz, yok böyle bir sonuç, maç istediğimiz gibi sonuçlanmamışsa biz, bayanlar arkadaşlarımızın şakasına dahi tahammül edemeyiz, arkadaşlarımız da durumun ciddiyetini bilir ona göre davranırlar,
Mesela takımımız yenildi, ertesi gün arkadaşlarımız iş yerimize taziye ziyaretine gelirler ama en ufak bir ciddiyetsizlik göstermez hatta meftadan(!) hiç söz etmezler.
Biz bayanlar için futbol, siz beylerin zannettiğinden çok daha elzemdir, önemli, kritik ve derby maçlarında kalp krizi geçirip fenalaşanlarımız, bayılıp ayılanlarımız, ölüm tehlikesi atlatanlarımız hatta atlatamayanlarımız, kafayı yaranlarımız dahi vardır.
İnanamazsınız, siz beyler anlayamazsınız, futbol biz bayanların hayatının yarısı, yok hayır hayatın ta kendisidir.
Lig maçlarını, tuttuğumuz takımın maçlarını seyretmek için zaman zaman bir araya geliriz.
Özellikle derby maçlarını arkadaşlarla bir arada izlemeye bayılırız.
Laf aramızda önemli maçları izlerken (çok sevmemize rağmen) öyle çoluk çocuğu da ayağımızın altında istemeyiz.
Arkadaşlarla haberleşir, dışarıda bir yerler ayarlarız.
Siz beyler duymamış olun ama maç izlerken, şöyle biraz kafaları çekmeyi de pek severiz.
Dev ekranda, tuttuğumuz takımın derby maçı, yanımızda en sevdiğimiz arkadaşlar, birazda demlenmişiz,
Birde tuttuğumuz takım maçı kazanmışsa,
Maç hareketli ve şık gollerle süslü ise
Bu galibiyetten sonra da şampiyonluk geliyorsa
İşte mutluluk bu, bir daha söylüyorum yok böyle bir mutluluk.
Eee, en baştan söylemiştim, biz bayanlar iflah olmaz futbol hastasıyız,
Ve biz bayanların bu hastalığına çare yoktur ey beyler, bizi bu hastalığımızla kabul edeceksiniz,
Tedavi olmaya hiç niyetimiz yok
Seviyoruz biz bu hastalığı.
NOT: Anladınız değil mi? Vaktiniz varsa “bayanlar” ile “beyler” kelimelerinin yerlerini değiştirip bir daha okuyunuz.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.