son haberler

Bizim Hanım Kilisesi

Yayınlanma Tarihi: 15 Şubat 2019 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Post – Bizans Dönemi’ne ait Pontosâbidelerini araştıran Anthony BRYER ve arkadaşları “The Post-ByzantineMonuments of Pontos1 adlı 310 sayfalık bir eser yayımlamışlardı. “Post – Bizans Dönemi’nde Ünye” adlı iki bölümlük makalemizdebu dönem eserleri veo dönemdeki ÜNYE bahsini sizlerle daha önce paylaşmıştık.2

Antakya Ortodoks Patriği Macarios III Zaim(vef. 1672)1658 yılında Ünye’yi (Oinaion)ziyâret eder. O ve efradı ilk önce taştan inşâ edilmiş (Aynikola Adacığındaki)muhteşem StNicholas Kilisesi’ne sonra da taş duvarlarla çevrili Bizim Hanım Kilisesi’ne (TheChurch of OurLady)ziyârette bulunurlar. İçinde geniş yapraklı alçak boylu meyve ağaçları içeren (sh. 246) çok güzel bir bahçeye sahip ikinci kilise manastırlarına davet edilirler. … ancak …bugün(muhtemelen 1985 yılı)Ünye’de Makarios’unziyâret ettiği Theotokos Kilisesi’nin hiçbir izi bulunmamaktadır. (sh. 247).1-2

Bu haftaki makalemizin konusunu Ünye Kilise Tepesi’nde vaktiyle yer alan ve Makarios III Zaim’in 1658 yılında ziyâret ettiği Ortodoks Rum Kilisesi olarak belirledik.

TheByzantineMonumentsandTopography of thePontos adlı kitabın Ünye ile alâkalı “OINAION AND THE DISTRICT OF CHALYBIA3 adlı bölümündeTheotokos Kilisesi4hakkında şu bilgiler yer alır: Oinaion’u 1658’de ziyâret eden Patrik Makarios III Zaim of Antioch , ilk önce taş duvarlarla çevrili ve bir bahçesi olan bu kiliseyi fark etmişti.5 Ritter’in bahsettiği Panagia’nın(Yalıkahvesi’ndeki Ortodoks Rum Kilisesi) en modern kilisesi bir başka anıt olarak görülmektedir(Kinneir iki Yunan kilisesi ve bir Ermeni kilisesinden bahsetmişti).6(Bahse konu Ermeni Kilisesi, bugün Çarşı Hamamı olarak hizmet veren Surp Minas Kilisesi’dir. M.U.M.)Bugün kasabada başka herhangi bir kilise izi bulunmamaktadır.

Orta Mahalle, Keşaplı Sokak’ta, şimdiki Ünye Meçhul Asker Ortaokulu’nun bahçesindeki Ortodoks Rum Theotokos Kilisesi1873 yılında yapıldığı bilgisine sahibiz. Çan Kulesi’nin üzerinde 1873 tarihi vardı(Oysa Patrik Makarios IIIziyâretini 1658’de gerçekleştirmiştir). Bir zamanlar Rum aileleri burada çoğunlukta imişler. Genellikle de Orta ve Yılmazlar Mahallelerinde ve Yalıkahvesi çevresinde otururlarmış. Dinî âyinlerini bu kilisede, eğlenceye yönelik yaşamlarını da Yalıkahvesi’nde tesis ettikleri mekânlarda icra ederlermiş. 1939 Erzincan Depremi’nden yöremiz de etkilenmiş, halk evlerine girmekten çekindiği için kilise bahçesindeki alana çadır kurmuş ve günlerce orada barınmıştır.7

Çan Kulesi’nin kampana mahallini, vefat yılı olan 1923 yılından önce Giresunlu Meşhur Topal Osman Ağa ve adamları, halat takıp, yerle bir etmişler.Sadece kulenin çokgen kaidesi ayakta kalmıştı. Mimarlık şaheseri bu muhteşem Kilise Binası, 1954 – 1955 yılları arasında yıktırıldı. Amaç: Arsa temin etmek ve buraya yeni bir okul binası yapmaktı!!!7

Ortodoks Kiliseleri,Rab’bin annesi olarak gördüğü ve Tanrı’nın ‘yaratılmamış’sözünün insan bedeni alıp aramızda yaşamasına aracılık eden Meryem‘e büyük saygı ve sevgi gösterir. Ortodoks ibadetinde ve özellikle Pazar ve bayram günlerinde kutlanan ilâhîâyinde Meryem’e atıfta bulunulur. Hayatlarını tüm kutsallar ile birlikte Mesih Tanrı‘ya sundukları duanın başlangıcında Meryem Ana’ya özel bir övgü duası yer alır ve sık sık tekrarlanan bu duada Meryem’i tanımlayan tüm özel sıfatlar kullanılır.8

Bu sıfatlar şunlardır:1- Panagia(Tümden kutsal). 2- Ahrandu(Lekesiz, günahsız). 3- İperevlogimeniendoksu(Çok kutsanmış ve yüceltilmiş). 4- Theotokos(Tanrı – doğuran / Tanrı’ya insan tabiatı veren). 5- Aiparthenu(Ebediyen bâkire).8

4- Theotokos(Tanrı-doğuran/Tanrı’ya insan tabiatı veren): Grekçe’den diğer dillere bazen “Tanrı’nın Annesi – Tanrı Anası” şeklinde çevrilen bu sözcük Meryem’in, Tanrı olan Logos‘a insan vücudu ve tabiatı verdiğini vurgulamaya yöneliktir. Efes Konsili‘ndekikilise babaları ve İskenderiyeli Aziz Cyrillus, sapkın Nestorius’un öğretilerine karşı Meryem’i “Tanrı-doğuran” olarak adlandırmakta ısrar etmişlerdir; üstelik bunu sadece Meryem’i onurlandırmak amacıyla yapmamışlardır. Mesih’in Tanrısal kişiliği ile bağlantılı gerçek ve doğru olan “Kelam’ın Vücut bulması” doktrininin savunulması için Meryem’in Theotokos olduğunu söylemek zorunludur. (Reform Kiliseleri ise Nestorius’un hatasına düşüp Meryem’i sadece Mesih-doğuran olarak adlandırırlar ve böylece Meryem’in doğurduğu insan Yeshua’nın, Logos ile aynı Tanrısal kişi olduğunu ifade edemezler.)8

Duada aynı zamanda Meryem Ana için despinisimon sözcükleri kullanılır; bu ise Meryem’in bir hanımefendi olarak görüldüğünü ifade eder. Roma Katolik Kilisesi’nin kullandığı “Madonna” sözcüğü de aynı anlamı taşır.8

Bâkire Meryem’e atanan kilise ve manastırlaraMeryem Ana Kilisesive Manastırıanlamına gelen “TheChurch of OurLady ya da TheMonastery of OurLady” yani “Bizim Hanım Kilisesi ya da Manastırı” adları verilmekteydi.

Nasıralıİsus olarak bilinen Mesih’in kutsal annesi Meryem’i tanımlamada kullanılan Grekçe Theotokos sözcüğünün tam Türkçe karşılığı Tanrı’nın Annesi değil de ‘Tanrıdoğuran’dır. Her ne kadar Roma Katolik Kilisesi’nde ve bazı gelenek yanlısı (reformist olmayan) Batı Kiliselerinde Meryem’e Tanrı’nın Annesi (Mater Dei) dense de bu söz grubu Theotokos sözcüğünden farklıdır. Aslında Grekçe tapınma yapan Ortodoks Kiliselerinde Meryem hem Tanrıdoğuran(Theotokos) hem de Tanrı’nın Annesi (MitirTheou) olarak adlandırılmaktadır. Bu iki bağlantılı ancak farklı yapı, özellikle her âyinde Meryem’e hitaben söylenen Theotokionİlâhîsi’nde geçer:9

Yerindedir seni ővmek, her zaman kutlu, en temiz, Τanrι’mızın annesi. Senki Heruvimlerden daha saygın ve Serafimlerden kıyaslanmaz ölçüde yücesin, Senki Tanrι’nınKelâmı’nı eksiksiz doğurdun. Yüceltiriz Sen’i gerçek Tanrıdoğuran.9

Kutsal Meryem’in daha Efes Konsili(M.S. 431) öncesinde bile Tanrıdoğuran olarak kabul edildiğini gösteren birkaç tarihsel kaynak mevcuttur. İskenderiyeli Athanasius, Tanrıbilimci Gregory, AltınağızlıYuhanna M.S. 431 tarihinden önce Meryem’i Tanrıdoğuran diye adlandırmışlardır. Dahası, ‘SubTuumPraesidium’ isimli ve M.S. yaklaşık 250 yılına ait bir Kopt Ortodoks ilâhîsinde Meryem’e Theotokos denmiştir. M.S. 431’deki Efes Konsili ise bu kullanımın doğru ve kabul edilebilir olduğunu ilân ederek ona tapınmada ve Tanrıbilim’de resmiyet kazandırmıştır; çünkü bu konsilin toplanma amacı Theotokos(Tanrıdoğuran) sözcüğünün anlamına ilişkin Hristolojik(Mesih bilimine ait) bir tartışma olmuştur.9

Beşinci yüzyılın başında yaşayan ve Konsil döneminde Konstantinopolis Patriği olan Nestorius, dua ve âyinlerde Meryem’e Theotokos(Tanrıdoğuran) denmesine şiddetle karşı çıkmış ve Meryem için Xristotokos(Mesihdoğuran) denmesi gerektiğini savunmuştur. Elbette, Nestorius’un muhalefetinin temelinde Meryem’e saygı gösterilmesine karşı çıkması değil, Mesih’i geleneksel Hristiyan Tanrıbilimi’nden farklı biçimde tanımlama isteği yatmıştır. Nestorius, Nasıralıİsus olarak bilinen Mesih’in doğumu sırasında tanrısal ve insanî iki farklı kişinin birleştiğini öğretmiştir. Yani ona göre Tanrı’nın Oğlu olan Logos(Tanrısal söz) beden alıp insan olurken sadece insan tabiatı edinmemiş, yaratılmış olan ve Meryem’den doğmuş olan bir insanî kişi ile de birleşmiştir. Oysa Kilise, bu görüşe karşı çıkmış ve Meryem’in doğumuyla bizzat Oğul’un insan olduğunu ve gerçek insan tabiatına sahip Mesih’in hem tanrısal hem de insanî tüm eylemlerinin tek bir öznesi olduğunu ve bu öznenin de sadece Tanrı olduğunu öğretmiştir. Kısacası, Ortodoks inanç ve öğretide Mesih, iki farklı tabiata sahip tek bir (tanrısal) kişidir.9

Hz. Meryem’e atfedilen Theotokos ismi Efes’te resmîleştirilmiştir. Efes’deki üçüncüekümenikkonsil‘dedir ki Maria‘nın Theotokos kabul edilmesi ve “Tanrı’nın kutsal annesi” olarak anılması kararlaştırılmıştır. Meryem’e ithaf edilen bu vasfın asıl nedeni, Meryem figürünün Bizans toplumu içinde gittikcetanrılaşması idi; daha doğrusu; zaten Greko-Romen Pagan Kültürü’nün kalıntılarını üzerinden atamamış Bizans toplumunda Meryem gittikçe tanrılaştırılmış, bir nevi “ana tanrıça” yerini almaya yollanmıştı.

Şimdi THEOTOKOS birleşik kelimesini ayrı ayrı incelemek gerekirse, theo ve tokos yani tanrı ve anne kelimelerinin birleşmesinden olusur ve Hz. İsa’nın annesi bâkire Meryem’in tanımlanmasında kullanılır. Tabi bu kullanım Rum OrtodoxKilisesi’nden özellikle de Bizans sanatından kalmıştır.TheotokosMaria, yani Tanrı Anası Meryem sadece Meryem Ana’nın unvanı değildir. Theotokos,Bizans sanatında Hz. Meryem kucağında oturan bebek İsa sahnesine verilen isimdir(Brugge, Museum of theChurch of OurLady’de heykeli de vardır).Özellikle kubbe ve altar mozaiklerinde ve ikonalarda görülür.

Birçok ülkede inşâ edilen Bizim Hanım ya da Theotokos Kilise ve Manastırlarından biri de Ünye’de idi. Dinî inanç bağnazlığının bir neticesi olarak Ünye Kilise Tepesi’ndeki bu kutsî mâbetne yazık ki yok edildi.

Orta Mahalle’deki kilisenin geniş bir bahçesi vardı. Burada Kilise Papazı için bir de ev inşaatı başlamış ama tamamlanamamıştır. Mahallenin tüm çocukları, bu natamam bina kalıntısında saklambaç oynardı. Kilisenin bahçesinde çok büyük bir sarnıç vardı. Üzerine, okulun ihtiyacı için Su Deposu yapılmış ve bu depoya musluklar takılmıştı. Büyük bir emme-basma tulumba ile sarnıçtan musluklu depoya su çekilirdi.7

Kilise bahçesinde çok değişik meyve ağaçları ve süs bitkileri vardı. Bahçede, zaman zaman yapılan kazılarda Marsilya kiremidi ile örtülü kanaletlere rastlanır ve bu kanaletlerden insan iskeletleri çıkardı. Bahçe çevresi taş duvarlarla çevrilmişti. Duvarların bahçeye açılan iki giriş kapısı vardı. Kilise iç zemini ve Âyin Mahalli sonradan restore edilerek, yağmurlu havalarda ve kışın okulun Beden Eğitimi Derslerinin rahatça yapılabileceği, tiyatro gösterilerinin de gayet nezih sergileneceği mekân oluşturulmuştu. Kilisede, Ünye Halk Evi Tiyatro Grubu‘nu oluşturan gençler, şehir halkına pek çok oyun sergilemişti. Örneğin; İhtiyar Kız, Ya İstiklâl Ya Ölüm, Kanun Adamı, Çığ bu oyunlardan hatırda kalanlardır.7

Bu metrûkdinî mekânı günümüze bir Kültür Evi, bir Müze ya da bir Tiyatro Binası olarak taşıyamadık!

İyi insanlar, mescitlerin, kiliselerin, manastır ve havraların yıkılmasını engellemelidir. Yüce Allah, asırlar önce ibadet özgürlüğünün engellenemeyeceğini ve ibadethanelere dokunulmayacağını şu âyette gündeme getirmiştir:”Allah’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır? Aslında bunların oralara korkarak girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.(Bakara, 114)10

KAYNAKÇA :

  1BRYER, Anthonywith David Winfield, SelinaBallanceandJane Isaac – The Post-ByzantineMonuments of thePontos, Ashgate, 2002, 310 sh.

  2MİSTEPE, M. Ufuk – Post – Bizans Dönemi’nde Ünye – II, Ünye Haber Gazetesi, 06.05.2016, Yıl: 13, Sayı: 2315.

  3BRYER, Anthony / WINFIELD, David – TheByzantineMonumentsandTopography of thePontos Volume I (394 sh.) & II (244 sh.), OINAION AND THE DISTRICT OF CHALYBIA, DumbartonOaksResearch Library and Collection, 1985,http://unyezile.com/kalibya.htm

  4MİSTEPE, M. Ufuk –Ünye ve Halibya Bölgesi – II, Ünye Haber Gazetesi, 25.01.2013, Yıl: 10, Sayı: 1490.

  5Makarios (1658), II. 435, Of. Laura Ridding, The Travers v Macarius (London, 1936), 110.

  6Ritter, Erakunde, XVIII, 847, Kinneir (1813), 318.

  7ŞEN, Yüksel – Kilise Tepesi / Bu Ünye Başka Ünyehttp://unyezile.com/kilise.htm

8THEOPHILOS – Ortodoks İnanç ve İbadetinde Meryem Ana’ya Verilen Sıfatlar, 23.11.2009http://www.hristiyanforum.com/forum/showthread.php?t=320863

  9OODEGR – Meryem kimdir? Tanrıdoğuran mı yoksa Mesihdoğuran mı? 19.11.2012http://www.oodegr.com/tourkika/theomitorika/Theotokos_Xristotokos.htm

10BAYRAKLI, Prof. Dr. Bayraktar – İbadethaneleri Yıkmak, Zalimliktir, 29.11.2013, HaberTürk Dijital Gazete.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku