Yayınlanma Tarihi: 1 Ekim 2010 — okunma
Türkiye’de muhafazakâr bir partinin, üstelik muhalefet partisinin liderinin barış sağlamak adına Ermeni Cumhurbaşkanı ile görüşmesi çok önemli bir hamle. Bu hamle deniz üstünde dört kez seken taş gibi. Birinci adım Türk-Ermeni siyasetine, ikinci adım Ermeni –Azeri siyasetine, üçüncü adım Bakü-Ceyhan Boru Hattı Projesine, dördüncü hamle de Asya- Kafkas transit karayolu aracılığı ile bölge ekonomisine kapı aralamaktadır.
Hikmet Çetin gerçekleşecek görüşmeden umutlu olduğu için boru hattında Ermeni seçeneğinden söz etmeye başladı.
Yunus Şen’in, kitabına göre bu görüşme gerçekleşti. Concord (Özgürlük ve Barış) Meydanı’nda yer alan Crıllon Otel’de. Bu otel dünya siyasilerinin ve diplomatlarının buluşma yeridir ki Turgut Özal’da bu otelde kalmıştı.
Türk tarafı, Türkeş ve oğlu, büyükelçi ve elçilik müsteşarı tarafından temsil edilir.
Ermeni tarafında ise Petrosyan, Dışişleri Bakanı, Samson Özararat ve Tarihçi Gerard Libaridyan bulunur.
Türk tarafında da bir tarihçinin hatta bir tarafsız tarihçinin daha bulunmaması ne talihsizliktir.
Kitaba göre her iki taraf da iyi niyetlidir ancak Türkeş öncelikle Karadağ meselesinin çözülmesi gerektiğini belirtir. Ermeniler derhal Karadağ’da işgal ettikleri yerleri terk etmelidir. Laçin Koridoru açılarak gözlemci heyetlerinin de güvenliklerinin sağlanması ile çalışmalara başlanmalıdır.
Bundan sonra Ermenistan’a boru hattında yer almak hakkı verileceği gibi Kafkas-trans adı altında Tüm Kafkasları dolaşan bir karayolunun Ermenistan’ı baştanbaşa geçerek Anadolu’ya ve oradan da Avrupa’ya ulaşması sağlanabilecek.
Böylece Ermenistan’a hem sınır kapıları hem de diğer devletlerle bağlantı imkânı sağlanırken, Ermenistan ticareti canlanacak ve her iki ülke vatandaşları, her iki ülkede rahatça dolaşabilecekler derken, Ermenistan’ın buna ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Çok ılımlı ve barışçı bu tekliften sonra Ermeni Cumhurbaşkanı, Ermenistan ile temasta geç kalındığını ve vakit kaybedildiği yönünde serzenişte bulunmasına rağmen iyi niyetlidir.
Belirttiğine göre, dağlık Karabağ’ın ayrı bir yönetimi vardır ve bu durumu ayrıca değerlendirmek gerektiğini belirtmektedir.
Türkeş de Ermenistan’a bir ziyarette bulunarak Azeri esirleri gördükten sonra Bakü’ye geçerek durum değerlendirmesi yapmak amacındadır.
Her şey iyi gidiyordu ki, Diş İşleri Bakanı Cumhurbaşkanına Ermenice bir şeyler söylemesi ile Cumhurbaşkanı “biz önerilerinizi değerlendirelim “sözleri ile 1/5 saatlik görüşmeyi sona erdirdi.
Türkeş engin tecrübesi ile bu görüşmeden barış doğmayacağını ”savaşa bir süre daha devam edileceği anlaşıyor” sözleri ile Özararat’a bildirdi.
Türkeş’in derin perspektiften değerlendirerek barış için girişimde bulunduğu bu hamle gerçekten çok takdir edilesi.
Fakat barışın gerçekleşmesi için görüşmeler tekrarlanmalı ve çok ısrarcı olunması gerekirdi ki bu günkü durum yaşanmasın.
Karabağ çok canların yandığı ve birçok insanın bugün hala acı çekmesine neden olan bir sorun. Böylece Ermenistan’ın bu hattın dışında kalması kaçınılmaz oldu ancak gördüğümüz üzere bir takım güçler istemediği zaman ya finans engelleri ya terör ya da savaş engelleri ile projeler hayata geçemeyebiliyor, durdurulabiliyor, değiştirilebiliyor.
Bakü-Ceyhan Petrol-Doğalgaz Boru Hattından Türkeş de barış amaçlı geçti. Bakalım daha kimler geçecek. Süleyman Demirel ve Turgut Özal’da bu hatta emeği olan siyasetçilerimiz. Hatta Turgut Özal’ın durumu daha ilginç. Haftaya da ondan söz edeceğiz.
Görüldüğü gibi Bakü-Ceyhan Boru Hattı geçmişi ve geleceği ile siyasetin, uluslararası siyasetin yalçın kayalığı.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.