son haberler

Evlenme Cüzdanı Niçin Geline Verilir?

Yayınlanma Tarihi: 1 Temmuz 2013 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Yaz günlerinin başladığı bu günlerde düğün, nişan ve sünnet gibi faaliyetlerde artışlar gözlenmektedir. Malum okullar önce öğrencilere daha sonra da öğretmenlere tatil edilmektedir. Temmuz ayından itibaren fiili olarak tatil başlamaktadır. Bir bunlara gurbette çalışan işçileri ilave edersek yaz ayları tatil ve dinlenme ayları olarak çıkar karşımıza.

Hazır tatile çıkılmışken, yani eş dost bir arada iken bazı merasimleri ve vazifeleri aradan çıkartmak isteriz. Bunun için de tatilde düğün, nişan ve sünnet gibi vazifeler daha çok yapılır.

Nişan törenlerini bir kenara koyalım. Çünkü nişan tam anlamıyla bir bağlayıcılık özelliği olmayan bir şey. hani gelin ata binmiş misali. Aynı kişilerin belirli aralıklarla birden çok nişan yapıldığı bir vaka. Nişan ile düğün arasında nasıl bir anlaşmazlık oluyorsa iş hemen hem de kolayca bozulup çiftler ayrılıyorlar. Halbuki daha nişan yapılmadan önce bunlar oturup konuşuyor, gezip tozuyor. Orada olmayan anlaşmazlık nişan ile evlilik arasında nasıl oluyor anlaşılır gibi değil.

Sünnet dinimiz gereği erkek çocukların mecburiyetlerinden. O da belirli bir yaşa gelene kadar bir merasimle yapılıyor.

Bunlar arasında en önemli evlenme merasimleri yani düğünlerdir. Çünkü iki kişi bir ömür boyu birlikte bir yuva kurmak için bir araya geliyorlar. Evlilik, toplumun vazgeçilmezlerinden ve en önemlilerinden. Her şeyin meşru daire içinde olduğu, insan neslinin ve bulunduğu milletin selameti açısından da çok önemli. Düğün bu beraberliğin ilanı. Hem ahalinin bilmesi hem de resmi kurumların bunu kayıt altına alması bu beraberliği perçinliyor. Artık o iki kişi hür değiller. Kimsenin onlara tekrar evlenme teklif etme şansları ve hakları yoktur.

Son zamanlarda çok şatafatlı düğünler olurken sade nikâh törenleri de olmaktadır. Bu hususta da evlenecekler ile ebeveyn arasında bazı tartışmalar olsa da nihai bir sonuca varılmaktadır. Mesela ana babalar davullu zurnalı düğün isterken damat ve gelin adayı sade bir töreni isteyebilir. Belki burada ana baba kendi düğünlerindeki yapamadıklarını evlatları için yapmak istemiş olabilirler.

Her nedense düğünlere gelen nikâh memurlarının evlilik akdini gerçekleştirirken gelin ve damada “kabul ediyor musun?” sorusunu sorduktan sonra filmlerdekinin aksine iki taraf da “evet” cevabıyla bu işe resmi olarak nokta koyarlar. İmzalar atılıp her şey resmi hale gelince evlilik cüzdanı geline verilir. Gelin de elindeki cüzdanı törendekilerin görebileceği bir şekilde gülümseyerek sallar. Bu farklı yorumlara sebep olur.

Evlilik cüzdanının gelin tarafından sevinçle sallanması zafer kazanmış bir komutan edasındadır. Kız tarafı bunu “ Artık ipler benim elimde” şeklinde yorumlarken; erkek tarafı ise :” Beni bulduğuna seviniyor” gibi kendilerini teselli eden ifadeler kullanır. Düğün atmosferinde bu latife olarak kalır.

Bu zamana kadar evlenmiş ve bundan sonra evleneceklere saadetler dileriz. Erkeklere bir tavsiyemiz olacak. Düğünlerde bir adet değişikliği olur da evlilik cüzdanı erkeklere verilecek olursa kabul etmeyiniz. Bırakın gelin o cüzdanı istediği gibi sallasın. Gelini üzmek olmaz değil mi?

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku