Yayınlanma Tarihi: 24 Mart 2010 — okunma
Gülnaz Karaosmanoğlu, yöremizin hatta Karadeniz kadınının büyük kentteki çok genç ve modern bir uzantılarından birisidir bence.
Büyük kent mikserin de çırpılan hayatlardan, yukarılara kadar çıkabilen ve orada başarı ile kalabilen ateş parçası bir cevher.
Niçin böyle söylüyorum, çünkü erkek egemen bir alan, gerçek bir arena olan bir organize sanayi bölgesinde genel koordinatör olmak ve özellikle bu görevi yıllarca sürdürmek kolay değildir, gerçekten hiç kolay değildir.
Bir bayanın bırakın iş dünyasını, kendisini aile ortamında dahi kabul ettirmesi kolay değildir. Kabul ettirdikten sonrası da güllük gülistanlık değildir ama hiç değilse eskisi kadar iç acıtıcı değildir durum. Ama en azından bizim insanımız gerçekten başarılı olanı takdir etmesini biliyor. Kim ne derse desin.
Gülnaz Karaosmanoğlu’nu, Ünye Ticaret Borsası Konferans Salonu’nda, “Bölgesel Kalkınmada Rekabet Analizi ve Kümelenme” konulu konferans da izlerken çok takdir ettim.
Konusuna hâkim, tecrübeli ve tüm bildiklerini memleketinin müteşebbislerine aktarmış ve bu çalışmalara devam etmek kararlılığı ile gurur duydum kendisi ile.
Büyük şehirler ve yurt dışında bir yerlere gelip de memleketi için bir şeyler yapmak isteyen herkes gönlümüzde bir başka değere sahip olur. Gülnaz’ da onlardan birisi.
Üstelik Ticaret Odası bünyesinde gerçekleştirilen konferansın konusu yöremiz için biçilmiş ancak bana göre geç kalınmış bir konferans. Düşüncemi hemen o akşam belirttim. Bu gün hala proje aşamaları mı yoksa uygulanmış projelerin sonuçları mı konuşulmalı? Ama her adım her zaman önemli.
“Rekabet Analizi ve Kümelenme” konulu konferansın bir saatlik bölümünü dinleyebildim. Uluslararası rekabet Araştırma Kurumu Derneği Uzman Dr. İ. Hakkı Eraslan’ın sunumu gerçekten hem çok akıcı hem de yararlı idi.
Özellikle gerçekleştirilmiş Sultan Ahmet Projesi ile ilgili yapılan çalışmalar ve alınan sonuçlar çok çarpıcı idi.
Özetle “Kümelenme” adımları anlatıldı. Bölgesel kalkınma için yöremiz esnafına ve müteşebbisine göre fazla bilimsel gibi dursa da, projeler plansız olamaz.
Gelecek ve eldeki veriler iyice tartılarak planlama yaparak sanayi hamleleri geleneği yok yöremizde. Bunun anlatılması, anlaşılması çok çok önemli.
Uygulanacak projeler yöremize göre olacak ya anlatılan adımlardan sadece iki tane örnek aktarmak isterim.
“Sivil Toplum kuruluşlarının yeniden yapılandırılması” cümlesinin açılımını merak ettim. Çünkü Ekonomik Kalkınma Projeleri içerisinde STK’lar bilinçli olarak yapılandırılamazlar. STK’lar var olan sorunlar için kendiliğinden belirirler. Ama bu sorumu cevaplayan Sn. Hakkı Eraslan beklediğim vurgulaması çok güzeldi. “STK’lar baskı gruplarıdır. Projelerde bu anlamda yer alacaktır.”
“Kümelenme” projelerinden birisi de bilimsel çalışmalardır. Çok kısa aktarıyorum. Sn.Eraslan yöremizden örnek veriyor. “Fındık, bırakın bölgeseli ulusal ürünümüzdür. Neden bir FINDIK FAKÜLTESİ olmasın? Hatta FINDIK ÜNİVERSİTESİ neden olmasın ki? Bence de harika bir fikir.
OSTİM, 2001 krizi dahil, krizleri karla atlatmış bir organize sanayi, Ünyeli kızımız o sanayi bölgesinin genel koordinatörü ise kızımızın tecrübe ve bilgilerinden daha çok yararlanmalıyız değil mi?
Aynen böyle söyledim. Salondan hemen “anlattı, anlattı” sesleri yükseldi. Tabiî ki anlattı.O salonda bulunanlar zaten bir yerlere gelmiş, bu konularda tecrübeleri olan insanlar.Orada olmayan daha bir çok genç müteşebbis vardır.Tekrar tekrar anlatılmalı.
AKP Ordu Milletvekilimiz, Sn. Hamarat’ın konferansta bulunması çok önemli. (konuşmasını dinleyemedim, internetten okudum)OSB’nin geç kalmış bir proje olması konusunda ki tespiti çok doğru. Sn. İdris Naim Şahin ile birlikte bu konuya ilgi göstermeleri çok önemli ve gerekli. ÜOSB kördüğümü bu dönemde çözüldü, olmadı ise artık bu hastayı bitkisel hayattan hiçbir doktor kurtaramaz.
Gülnazcığım bu yönde bırakın Ünye’yi yöremize de çok yararlı olacaktır. Hevesini gözlerinde ki ışıkta görmek mümkün.
Ufukta ÜOSB gözüküyor haydi hayırlısı. Genel Sekreterimiz, Milletvekilimiz, Ticaret Borsamız ve Ticaret Odamız, Genel Koordinatörümüz bu işe el atmışsa tamam demektir. Açılışa hazırlanın artık.
Geç kalmış projeleri süratle tamamlamak, kaybedilmiş zamanın telafisi bakımından çok önemlidir bence. Şimdi yetkililere baskı unsurları lazım. “Ne dersiniz STK’lar.? Ünye için haydi baskıya” diyecektim. Ben o işi artık bitmiş sayıyorum.
Şu” FINDIK ÜNİVERSİTESİ”ni KONUŞALIM.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.