Yayınlanma Tarihi: 4 Temmuz 2011 — okunma
YAZ MEVSİMİ BOĞULMA VE KAZA İLE GELDİ
TALİ YOLLAR VE CANKURTARANLAR DEVREYE GİRMELİ
Haziran ayı tüm Türkiye’de çok yoğun geçti. Seçim rüzgârları her yerde serin esti. Yaz ayı olmasına rağmen Haziran da bol yağışlı ve serin geçti. Okulların son günleri ve sınavların her aşaması bu ayda gerçekleşti. Her telaş gibi bunların hepsi bitti gitti.
İşsizlik nedeni ile yurt içi ve yurt dışına gönderdiğimiz göçler yaz tatili için yöremize akın eder oldular. Karadeniz bölgesinin yerleşim alanı çok dar dolayısı ile nüfus yoğunluğu çok fazla. Hemşerilerimiz tatil için memleketlerine gelirken, yıllardır var olan iki büyük sorun her yıl katlanarak memleketi de hem sıkıntıya hem de üzüntüye neden oluyor. Trafik kazaları ve boğulmalar.
Bu sorunlardan trafik kazaları bölünmüş yolların tamamlanması ile şehirlerarası ulaşımda iyice azalmışken, şehir içi ulaşımlarda tüm bölgenin yerleşim merkezleri feci durumda. Yaz aylarında ise anlatılamayacak boyutta. Şehir içinde kurallara uymamanın yanı sıra otopark sorunu Karadeniz Bölgesi’nin her il ve ilçesinde fotokopi gibi tıpatıp aynı.
Ülkemizde bu sorunlar kısa vadede çözümlenemez. Yıllar içerisinde ise en azından giderek azalması gerekir. Fakat hem nüfus hızla artıyor hem de hızla kentleşiyor. Eh en dar yerleşim alanı bölgemizde olduğuna göre bu sorunun boyutunu birde yaz nüfusu ve giderek artan turizm nüfusu ile düşünün.
Diyelim ki şehir içi trafiği için otopark sayılarının artırılması, eskiden kalma sokak yapılarının düzenlenmesi masraflıdır, zaman alır fakat denizlerimiz de boğulmak sorununun ortadan kalkması o kadar da masraflı değil. Her deniz kıyısı işletmesinde cankurtaran koltuklarının olması gerekmez mi? Ayrıca işsizlikten nerede ise aklını oynatan gençlerimizin her şehirde birkaç tanesi de bu sayede ekmek yer.
Bazı işletmelerde bu cankurtaran kuleleri var fakat sezonun e yoğun saatlerinde dahi boş olduklarını görmek mümkün. Böyle bir ihmallik, hırçın Karadeniz kıyılarında asla olmamalı. Çıkın yurdumuzda ki sınırlardan hemen cankurtaran kuleleri başlıyor kıyılarda. Hem doğu komşularımızda hem de batı komşularımızda. Fakat bizim Karadeniz kıyılarında ihmallik de fotokopi gibi. Aynı feci, acıklı, aile yıkan boğulmalar, Şile’de, Kilyos’da, doğu, orta, batı Karadeniz’de boydan boya fotokopi gibi hata Evliya çelebiden bu yana cinayet gibi boğulmalar.
ÜNYE MERKEZE GİDEN ARAÇLAR FİSKOBİRLİKTEN SAPABİLİRLER.
ALTERNATİF SAHİL YOLU
Samsun yönünden gelirken şehir merkezine ya da iç kesimlere gidecek araçlar eski Fiskobirlik’ den sağa dönerek birkaç yüz metre ilerinden sol yaparak şehir merkezine ulaşabilirler. Yol toprak zemin fakat tenha, aşağıda Devlet Sahil yolunda trafik tıkanmış, burada ise kimseler yok. Bu yoldan birçok Ünyeli’nin haberi vardır, yeni bir şey söylemiyorum ama aşağıdaki eziyeti artık herkes ezbere biliyor ve dert yanıyorken alternatif yol a neden rağbet edilmiyor onu anlamak mümkün değil. Ayrıca bu yolu Ünye Belediyesi’nin kilitli parke taşla döşeyip insanların, orada sitede oturanların hayatını neden kolaylaştırmıyor onu da anlamak mümkün değil.
Birde Pazar yerinde ve Niksar Caddesinde ki yol çalışmalarının Ünye’nin en kalabalık zamanlarında yapılmasını anlamak mümkün değil. İnsanlar resmen eziyet çekiyor, söylenip duruyor ama yetkililere iletmek yok şikayetleri. Geçen yılda en kalabalık ve sıcak günlerde Tabakhane Deresi Köprüsünde’ ki çalışmalar nedeni ile milletin hayatı, düğünü, tatili kabusa dönüşmüştü. O zaman da anlayamamıştım bu zamansız çalışmaları.
Yıllar önce Avrupa’da Trafik Mühendisliği diye bir meslek olduğunu öğrenmiştim, bizde hala yok değil mi?
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.