son haberler

Gönül Mobilyası

Yayınlanma Tarihi: 24 Şubat 2014 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Hani kadınlarla erkekler pek ortak yanları yok derler ya. Bazı istisnalar abu anlaşmazlığın dışındadır.

Karı-koca arasında bile yıllarca beraberliğin sonucunda dahi ortak kurallar olmaz. Elbette yaratılış olarak bazı yönleri farklı olacaktır. Giyecekleri (pantolon) hariç, beğendiği renkler, bazı eşyalar vs.

Zaten bazı şeyler bayanlar ve erkeler diye yapılı ve satılır.

Anlaşmalar daha çok orta yolla olur. Mesela mercimek çorbasını sevmeyen erkek ile tarhana çorbasını sevmeyen kadının evinde ikisi de pişmez. Başka bir çorbada anlaşırlar. Bu de demek ki ikisi de ağız tadıyla çorba içemeyecekler. En azında meselenin anlaşmazlık boyutu önlenmiş olur.

Bu ve buna benzer orta yol veya üçüncü yol bulunarak tatsız hadiselerin önüne geçilir. Kişilerin kendilerine ait özel eşyaları dışında ortak eşyalar arasında anlaşabildikleri veya anlaşmaya mecbur oldukları tek şey evin mobilya aksamıdır. Öyle ya her evde yemek masası, mutfak, koltuk, sehpa gibi ev eşyaları bulunur. Biri ben şunu istemiyorum, bunu istemiyorum diyemez. Nihayetinde aynı mekânı paylaşacaklar, her gün aynı eşyalara bakacaklardır.

Tuhaf bir durum olmadığı müddetçe ikisinden biri dünyadan göçmedikçe ortak kullanacakları eşyaları bulunmaktadır. En azından bu eşyaların daha içe sinen bir şey olması gerekmektedir. Şayet bir diğerinin fikrine başvurmadan tek taraflı alınacak bir kararın; bir diğeri için ne anlama geldiğini tahmin edebiliyor musunuz? Sanırım evden bir an önce çıkmak isteyeceklerdir.

Yani evin mobilyası önemlidir. Bu çok kolay değişebilen bir şey de değildir. Hem zaten bazı eşyalar kişi ile bütünleşir. Onu hep görmek ister. Bu eşyaların eskiyince tamir ettirilmek istenmesi de bundandır. Çünkü bazı eşyaların zaman içersinde evden yok olması, bir yakının kaybı gibi bir şeydir.

Her ne kadar eşyaların senede bir değişmesini isteyenler olsa da bile; hep kalsın diyenler de olabilir. Bu da kişinin geçmişiyle ilgili bir şeydir. Eşya ile kişi arsındaki bağı eskiler “Mal canın yongasıdır” diye tarif etmişlerdir.

Öyle veya böyle uzun süre evlerde kalacak eşyaların seçilmesinde isabetli karar verilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bozuldu at, bozuldu değiştir mantığı insanları sürekli değişiklik duygusuna iter ki günümüz insanı dostlarını bile en kısa zamanda değiştirme yoluna gidiyor.

Bazı şeylerin değişmesi pek hayra alamet değildir. Önce uzun süre kullandığı için eşyalarından sıkılan kişi zamanla uzun süreli dostluklar hatta evlilikler bile yapamazlar. Bu değiştirme anlayışı basit gibi duran eşyalarımızdan başlar.

Siz siz olun en basit eşyalarınızı bile mümkün olan en uzun süre kullanın. Eşyalarınızla aranızda bol bol hatıralarınız olsun. Bir nevi sizin gönül tarihiniz olsun. O eşyaları kimlerle kullandığınız gelsin aklınıza. Bundan dolayı eşyalarınızı hor kullanmayınız. Bu gün eşyalarına değer vermeyen kişi yarın başka şeylere de değer vermemeye başlar ki sonu hara alamet değildir.

Değişiklik için değişiklik yapmayın. Yoksa değiştirmenin sonu gelmez. Ancak hayatın ve dünyanın bir sonu vardır.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku